Haksöz: Siyonist işgalciyle işbirliği suçtur

Haksöz'ün Şubat sayısı okuyucuyla buluştu. Haksöz, Gazze’ye yönelik siyonist soykırım girişimini ve bu konuda bizlerin sorumluluklarımızı manşete çekti.

01-02-2009


Haksöz Dergisi'nin Şubat sayısı okuyucuyla buluştu. Haksöz, Gazze’ye yönelik siyonist soykırım girişimini ve bu konuda bizlerin sorumluluklarımızı manşete çekti.

“İsrail ile işbirliği Suçtur!” diyen Haksöz, herkese sorumluluklarını hatırlatan çağrılarda bulunuyor

Haksöz Dergisinin bu sayısında yer alanlar

Zulüm Ne Kadar Örtülebilir?
HAKSÖZ

Gazze'de ve Tüm Yeryüzünce Direniş Bilincini Yükseltenlere Bin Selam!
HAKSÖZ

Türkiye'de Gazze Seferberliği İmaj ve Gerçek
RIDVAN KAYA

Siyonistlerin Zafer Naraları kof ve Kirli Bir Propagandadır!
BAHADIR KURBANOĞLU

Şerif Hüseyin'den Osmanlı'ya, Konya'dan Gazze'ye Milliyetçilik ve İhanet
RIDVAN KAYA

Dirilten Direnişin Gösterdikleri
AHMET ÖRS

Pompei Putları
SEZER ÇALIŞKANOĞ

Vahşete Kılıf Arayışı ve Liberal Vicdansızlık
HASAN SOYLU

Filistin Cihadımızın Önündeki Engeller
AHMED KALKAN

Siyonizmin Din Algısı
ALİ ÖNER

Filistin'de Kazanan Direniş Kaybeden İşbirlikçilik
HALİD AMAYREH

Ağlayan, Krizi Geçiren, İntihar Eden Cuntacılar... Ergenekon'un Çözülüşü
KENAN ALPAY

Gözaltı, İşkence ve Ölümlere Dair
GÜNEY UZUN

Kapitalizmin ve Çöküşün Ayak Sesleri
ZEYNEP ÜLKÜ TAŞYÜREK

Türkiye'de Uyanış Süreci ve Arınma
HÜSEYİN ALAN

Hayreddin Karaman ve Hizmet Nesli Serancamı
HAMZA TÜRKMEN

Çağa Tanıklığımız İslam ve Müslümanlar
RAMAZAN YAZÇİÇEK

Yıldız Kesmiş Ağıtlar
BÜNYAMİN DOĞRUER

Zikrullah; Unutmazsan Unutulmazsın Ey İnsan!
FEVZİ ZÜLALOĞLU

Yakın Yabancıya Yakın Bakış Cihan Aktaş ve İran
ASIM ÖZ

Politik Çocuk Yazını Bağlamında Bağdat 2004
MUSTAFA ALDI

Yaşasın Küresel İntifada
AHMET ÖRS

 

Abone olmak için: 0 212 524 10 28
[email protected]
www.haksozhaber.net

 

Etiketler : #Haksöz:   #Siyonist   #işgalciyle   #işbirliği   #suçtur   
YORUMLAR
  • HUSEYIN SASMAZ   02-02-2009 14:46

    Malum olana açıklama istemez ama İslam ülkelerinin ne kadar fikirden yoksun olduğunu Erdoğan'ın Davos zirvesini öfkeli bir şekilde terk etmesinin ardından daha iş 20 dakika geçmişti ki kameraların önüne tekrar çıkıp "efendim ben 12 dakika konuştum Peres 25 dakika konuştu, tepkim ona idi" demesi aynı günün gecesinde siyonistlerle muta nikahını tekrar kıymaktan başka bir şey değildir. İşin en ilginç tarafı ise Türk medyasının Erdoğan'ın konuşmasını ve oturumu terk etmesini belki yüzlerce defa göstermesine rağmen siyonist Peres'in Erdoğan'ı azarlayan aşağılayan, karşısında bir başbakan yok da bir hayvan varmışçasına el hareketleri ile yapmış olduğu, bir efendinin kölesine yapabileceği hareketleri yaparak konuşması, bırakın bir başbakanı sıradan bir insanın bile zıvanadan çıkmasına yetebilecek aşağılamalar içermekte idi. Bir de o başbakan Kasımpaşalı olursa verdiği tepkiler tepki bile sayılmaz. 6.5 milyar insanın gözleri önünde katlettiler, yok ettiler yıktılar her türlü insanlık suçunu işlediler. Ama Müslüman Türk halkının sokaklara dökülmesine bile tahammül edemediler. Davos'ta Erdoğan'ı görünce açtı ağzını-yumdu gözünü. Siyonist olmak, ALLAH'IN lanetini kazanmak herhalde ancak olsa olsa bu kadar olur. Ve sonra konuşmaya başbakan Erdoğan başladı. O NE KADAR AĞIR SÖZLER ÖYLE, O NE BUYUK MÜDAFA ÖYLE! "Siz öldürmeyi çok iyi biliyorsunuz" diyor en ağır sözü bu işte. Ama bunu zaten bilmeyen kaldı mı? Dünya 80 senedir duymuyor mu, görmüyor mu siyonistlerin katliamına tanıklık etmiyor mu? Daha dün Tzipi Livni, "gerekirse yine katlederiz" demedi mi? Ne değişti? Sadece gündeme ek bir tartışma daha girdi; "başbakan haklımı, haksız mı, üslubu doğrumu yanlış mı? Daha çok tartışılır, konuşulur. Bu ümmet gözünü Erdoğan'a dikti bekliyor; acaba bundan sonra ne yapacak, akan Müslüman kanı duracak mı, zulüm bitecek mi, ne değişecek? "Osmanlının tokadını yedi Perez" (!) şimdi ne olacak? Ümmet beklemede, çok büyük bir beklenti var ama ne çare değişen hiç bir şey olmayacak. Siyonistler Konya'da uçacaklar, suyunu dahi Türkiye'den alacaklar, her türlü ilişkiler devam edecek, ümmet yine kan ağlayacak ve netice siyonistler yine katledecekler. Erdoğan en üst perdeden kınayacak ama inanın Hugo Chavez kadar bile olamadı, olamadılar. Hiç olmazsa Chavez tarafını tayin etti; "ben mazlumdan yanayım" dedi. Dünya ekonomisini ellerlinde tutan siyonistleri bir kerede, tek hamlede nakavt etti. Çünkü tarafı hiç bir şekilde şüpheye yer bırakmayacak şekilde belli oldu. Gelelim Erdoğan'a; hani hem "katilsin" diyeceksin, "katlediyorsunuz" diyeceksin fakat katliam yapan pilotları Türkiye'de eğiteceksin, yetiştireceksin, canavarlaştıktan sonrada "hadi gidin Müslümanları katledin" diyeceksin ve sonrada "dik duracağız, dikleşmeyeceğiz" diye Kasımpaşalı ağzı ile bütün Müslümanların katlanarak artan vebalinden kurtulacaksın! Yok, öyle dava, o kadar basit değil bu işler. Sözünle amelin bir biri ile çelişmesin. Her şeyin hesabını verebilirsiniz ALLAH'A ama "Müslüman kanı üzerinden siyaset yapmak" var ya işte bunun hesabini ödeyemezsin. Daha öncede dediğimiz gibi; ALLAH kimseye kaldıramayacağı yükü yüklemez. Sayın Erdoğan; yok bu işi ancak bu kadar yapmaya gücünüz yetiyorsa bırakın, vazgeçin bu işten bunun vebalinden kurtulun. Yok, "ben yapacağım" diyorsanız İslam alemine bir kulak verin. Evet, ümmet yıllardır kendi liderlerinin ayyuka çıkan hainliklerine, uşaklıklarına daha fazla tahammül edemeyip medet umar halde ve her defasında bir halifeye ihtiyaç duyduklarını dile getiriyorlar. Küçücük bir kıvılcımda dahi 56 devletçiğe bölünmüş İslam ümmeti nasıl da hazır bekliyor bir halifeye biat vermeyi. İslam için ALLAH için canlarını vermeyi ne kadar arzu ediyorlar. Rablerinin huzuruna çıktıkları zaman; "yaa Rab bizler halifenle beraber küfre karşı savaştık" diyebilmek için sadece adam gibi bir lidere ne kadar da muhtaçlar. Niçin sürekli tahrif edilmiş Tevrat'tan örnekler verme gereğini duyuyorsun ki Yahudilere. Kur'an sana yahudileri tanıtmakta aciz mi kaldı, Allah'ın şanlı Resulü yetmedi mi ki o insan taklidi yapan yaratıklara karşı sürekli konuşma gereğini duyuyorsun. İzzet ve şeref ancak Allah katındadır sayın Erdoğan. Başka yerde aramayın, gelin ya bu işi olması gerektiği gibi yapın yok değil ise bırakın vatandaş gibi yaşayın. Yol belli, yordam belli. İşgalci yahudi varlığına onların anladığı dilden savaşa-savaşla, yıkıma yıkımla ne zaman cevap vereceksin! Yok, "bu beni aşar" diyorsan çekil bu ümmetin önünden, gölge etme! Allah in selamı Müslümanların üzerine olsun.

  • HUSEYIN SASMAZ   02-02-2009 13:21

    29 Ocak 2009 Perşembe günü, Davos'ta Dünya Ekonomik Forumu kapsamında gerçekleştirilen ''Gazze, Orta Doğu'da Barış Modeli'' oturumunda Recep Erdoğan, Yahudi varlığının sözde Cumhurbaşkanı Şimon Peres'in sözlerini değerlendirirken panel yöneticisinin müdahalesini gerekçe gösterip, "Benim için Davos bitmiştir. Bundan sonra da Davos'a katılmam'' sözlerini sarf ederek, oturumu terk etti. Gazetecilere yaptığı açıklamalarda da oturum yöneticisinin çifte standart uyguladığına dair değerlendirmelerde bulundu. Sözde atışmanın konusu ise Erdoğan'ın Yahudi varlığına meşruiyet vasfı yükleyerek söylediği "orantısız güç kullandığı" yönündeki sözlerine karşılık, Peres'in Erdoğan'a sesini yükselterek "haklı" olduklarını iddia etmesiydi. Recep Erdoğan, gösterdiği bu sözde tepkiyle tüm dünyanın dikkatlerinin çekildiği bir tiyatro sahnesinde kendisine biçilen rolü oynamıştır. Ancak Erdoğan, onu bilenlerin gözünde çok kötü bir oyuncudur. Bu oyun, belki kısa dönemde gündemi meşgul etmeye, yerel seçimlerde oy toplamaya, medya eliyle "Erdoğan'dan büyük rest" başlıklarıyla Müslüman halkımızın yıllardır beklentisi içinde olduğu "güçlü lider" imajı oluşturmaya yarayabilir, ABD'nin Erdoğan için biçtiği "İslami Beldelerin (sözde) Ağabeyi" misyonunu dünya önünde daha da barizleştirmekte kullanılabilir. Başta izzet ve şeref sahibi bir yönetici, Yahudi varlığı yararına düzenlenen böyle bir oturuma katılmaz. Diğer yandan diyelim ki Peres'in tavrından Erdoğan gerçekten rahatsız oldu ve o anda, İslam Ümmeti'ne karşı ihanetinden, işlediği cürümlerden nedamet duyarak, izzet ve şerefine sahip çıkmak istedi o halde oturum yöneticisine kızmak yerine, "Yahudi varlığı gayri meşru bir devlettir. Bu gayri meşru varlıkla tüm ilişkilerimiz iptal edilmiştir. Filistin'in çözüm yeri burası değildir. Vakit, bu gayri meşru varlığı ortadan kaldırmak üzere harekete geçme vaktidir. Artık söz bitmiştir." diyerek TSK'ya gerekli talimatları vermek üzere salonu terk etmeliydi. İlişkileri tümden iptal etmek şöyle dursun, kamuoyundan Yahudi varlığı ile ilişkilerin askıya alınması yönünde gelen seslere Erdoğan "bekara karı boşamak kolay" sözü ile karşılık vererek bunun imkansızlığına işaret etmiştir! O halde AKP hükümeti yetkililerinin, yerel ve uluslararası Müslüman kamuoyunu meşgul ettikleri fakat Yahudi varlığı ve arkasındaki sömürgeci kafir devletler ile ilişkilerin tamamen kesilmesi sonucunu doğurmayan ve Silahlı Kuvvetler'i mübarek Filistin toprağı ile Mescid'il Aksa'yı necis Yahudilerden kurtarmak üzere hareket ettirmeyen bu açıklamalarının ve davranışlarının kıymeti nedir, ağırlığı nerededir?! ??????? ???????????? ?????????? ????????????? ????? ????????? ???????? ???????????? ??????????? ?????? ???????????? ??????????? ????? ???????? ?????????? ???? ?????????? ????????????? ??????????? ??????? ?????? ??????????? "Onları gördüğün zaman cisimleri hoşuna gider, konuşurlarsa sözlerini dinlersin. Onlar sanki dayanmış kütükler gibidir. Her sayhayı kendi aleyhlerine sanırlar. Düşman onlardır. Onlardan sakın. Allah onları katletsin, nasıl da döndürülüyorlar!" [Munafikun 4]

İlginizi çekebilecek diğer haberler

Makaleler

Hava Durumu


VAN