İktibas, Türkiye'deki değişimi yorumluyor
İktibas Dergisi Mart ayı sayısında Türkiye’de son aylardaki değişimi konu ediniyor. Dergide bu konu üzerinde çeşitli değerlendirmelerde bulunuluyor:
11-03-2010
İslam ve Hayat
İktibas Dergisi Mart ayı sayısında Türkiye’de son aylardaki değişimi konu ediniyor. Dergide bu konu üzerinde şu değerlendirmelere yer veriliyor:
“Bugün yaşanan ‘değişimi’ doğru okumak, yanlış zehaplara kapılmamak, olan-biteni iyi tahlil etmek gerekmektedir. Evet, bir değişimden bahsediyoruz fakat söz konusu olan, rejimin değişimidir, Müslümanların arzuladığı, yön verdiği, emek harcadığı bir değişim değildir. Çevremizde, İslami hassasiyet sahibi pek çok insanın, kendi kendilerine gelin-güveyi olarak, olan biteni kendi ideallerindeki bir değişimmiş gibi görmek heveslerine şahit olmaktayız. Bu, dindar zümrelerin aynı delikten kaçıncı kes ısırılmalarıdır, sayısını bile bilmiyoruz. Evet, Türkiye’de birçok ‘ilk’ gerçekleşmektedir ama bu, mevcut rejimin kendi hayatiyeti açısından yapmak ihtiyacı duyduğu bir yenilenme teşebbüsüdür. Bilindiği gibi Kur’an, insanların yaşı ilerledikçe, ‘ömrün en rezil çağına’ doğru bir geri dönüşün yaşanacağına işaret eder. Bu kural, devletler için de geçerlidir. Cumhuriyet rejimi de, her ne kadar bin yıllık dinamik mücadele süreçlerinden dem vuruyorlardıysa da, erken yaşlanmış görünmektedir. Rejim, bu ‘ömrün en rezil çağı’ndan gençleşmiş, daha ‘sağlıklı’ bilimsel temellere, rasyonel vizyona, ‘muasır medeniyet seviyesine’ erişmiş bir bünyeye kavuşmak istemektedir. Bu istek, belki de Osmanlı’nın yenilik hareketlerinden bu tarafa gelmekte olan bir sürecin yeni ve güçlü bir hamlesidir. Burada açıkça şunun altını bir kere daha çizmek istiyoruz: Şu anda olanlar, herhangi bir İslami hareketin kazanımı değildir, İslamî siyasi düşüncenin tevlid ettiği müslümanca bir dönüşüm değildir. Türkiye, katı cumhuriyetçi demokrasiden, liberal demokrasiye doğru evrilmektedir. Hadiselere böyle bakmak, bazı müslümanların zan ve iddia ettikleri gibi, olan bitene kulak tıkamak, kendimizi tarihte tatile göndermek değildir. Müslümanlar elbette hayatta olan biten hiçbir şeye ilgisiz kalamazlar ama bu ilgimizi, tepkimizi ve duyarlılığımızı kesinlikle kendi ideallerimiz, tevhidi kriterlerimiz, İslamî düşünce yapımız belirlemeli, sınırlarını çizmelidir. Biz Müslümanlar, yüzde yüz İslam olmayan her şeyi cahiliye bilmek ve her türlü cahiliyeyi İslam’a inkılab etmek gibi bir misyonla görevliyiz. Rol çalmakla bu misyonumuzu yerine getiremeyiz. Dolayısıyla, bize ait olmayan gündemleri elbette en uyanık bir şekilde takip etmekle birlikte, bu gündemlere de kendimizi kaptırmamakla mükellefiz. Müslümanlar, İslam dışı ‘öteki’ler arasında gel-gitler yaşamak açmazından artık kurtulmalıdırlar.”
İşte bu minvalde derginin bu sayısında hem içerdeki bu değişim sancılarını, yani Balyoz darbesi, operasyonlar ve bu operasyonlardan etkilenen Müslümanların içine düştükleri kimi ilkesiz siyasi tutumları, hem de Türkiye’nin etrafında olan bazı olaylar yorumlanmış. İran İslam Devrimi’nin karşı karşıya kaldığı dâhili açmazlar ve harici siyasi kuşatmalara karşı cevabını; Afganistan’daki siyasi gelişmeler ve Kıbrıs sorununu değerlendirilmiş.
Yine bu sayıda kavram olarak uğursuzluk kavramı işlenmiş Uğursuzluk inancının İslam’da yeri olmadığını, geleneksel cahiliye örfüne dayandığını ve modern toplumlarda da modern cahili geleneklerle birlikte varlığını sürdürdüğünü belirtilmiş
Dergide Atasoy Müftüoğlu, ‘Nostalji Kültürü’nü yazmış. Hüseyin Aykan, el-Esmau’l-Husnâ’nın tertip ve tasnifine dair sorunları inceledi. Kur’an çerçevesinde sağlıklı bir esmau’l-husna çalışması yapılması gerektiğine değinmiş. Muhammed Celil, insan ilişkilerinde kaybolan değerlere dikkatleri çekmiş. Hikmet Ertürk, Kur’an vahyine ‘eskilerin masalları’ diyen eski ve yeni müşrik tutumuna eğilmiş. Arif Kaya, uzun lafa hacet bırakmayan, açık ve net haber-yorumlardan derlediği seçkiyi sundu bize. Mustafa Atav, özgürlük söylemlerini eleştirmiş. Cüneyt Taşoğlu, Musa’nın asasından hareketle, hakkı söylemekten ve hakkın yanında olmaktan korkmamak gerektiğini işlemiş. Mektuplar bölümünde İzmir’den Sinan Tokcan’ın sorduğu, cemaat liderleri ve İslam’la demokrasiyi, İslam’la laikliği telif etmeleri, bu kavramların dindarlıkla çelişmeyeceği, insanın bedenine bomba bağlayarak kendini öldürmesi ve kalbinde en küçük miktarda iman bulunan kimsenin cennete girip girmeyeceği gibi konulardaki soruları cevaplandırılmış. Sanat sayfamızda, gündem ve diğer bölümlerde yine beğeniyle okuyacağınız bir dergi hazırlanmaya gayret edilmiş.
Dergide son söz olarak aşağıdaki açıklamalara yer verilmiş:
“Değerli okuyucularımız, derginiz İktibas’ın sadece pasif bir okuyucusu olmanızı değil, aynı zamanda görüş, öneri ve eleştirilerinizle birlikte, birikimlerinizi de bizlerle paylaşmanızı bekliyoruz. İnandığımız doğruları, sesimizin ulaştığı herkesle, hep birlikte paylaşalım. Allah için hakkı ikame eden adil şahitler olma misyonunu birlikte paylaşalım. Birbirine geçmiş tuğlalar misali, iman, amel ve düşüncelerimizi birbirine kenetleyelim ki sedamız daha gür çıksın. Bir sonraki sayımızda buluşmak üzere Allah’a emanet olun.”
- İktibas’ın Eylül sayısı çıktı
- İktibas’ın yeni sayısı, “Küreselleşmenin Sonu mu?” manşeti ile çıktı
- İktibas Dergisi Haziran sayısı çıktı
- İktibas Dergisi Mayıs sayısı çıktı
- İktibas Dergisi'nin 472. sayısı çıktı
- Genç Birikim Dergisinin Kasım sayısı çıktı
- İktibas Dergisi Ekim sayısı çıktı
- İktibas'ın Eylül sayısı çıktı
Makaleler
Hava Durumu