İmam Humeyni anıldı
İran İslam devriminin lideri Ayetullah Humeyni, vefatının 22. yılında başta İran'da olmak üzere çeşitli törenlerle anıldı.
05-06-2011
İran İslam Cumhuriyeti kurucusu Ayetullah Humeyni, vefatının 22. yılında ülke genelinde düzenlenen törenlerle anıldı.
İran Devlet televizyonu, Ayetullah Humeyni'nin anıt mezarında düzenlenen töreni canlı olarak verdi. Başkent ile diğer kentlerden yüzbinlerce kişinin katıldığı törende ilk olarak, Humeyni'nin torunu Hüccet-ül İslam Hasan Humeyni konuşma yaptı. Dini lider Ayetullah Ali Hamaney'in de konuştuğu törende, Humeyni'nin siyasi, dini liderliği ve devrimci kişiliğinden söz edildi.
Törene Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, Meclis Başkanı Ali Laricani, Yargı Erki Başkanı Ayetullah Muhammed Sadık Laricani, Anayasayı Koruyucular Konseyi Genel Sekreteri Ayetullah Ahmed Cenneti, Uzmanlar Meclisi Başkanı Muhammed Rıza Mehdevi Keni, Düzenin Yararını Teşhis Konseyi Başkanı Ayetullah Ali Ekber Haşimi Rafsancani, Genelkurmay Başkanı Tümgeneral Hasan Firuzabadi, bakanlar, milletvekilleri, kuvvet komutanları, yabancı siyasi ve askeri temsilcilerle halk katıldı.
İran'da, Şah rejiminin 1979'da yıkılmasıyla sonuçlanan devrim ve sonrasındaki sürecin liderliğini yapan Humeyni, 3 Haziran 1989'da vefat etmişti..
AYETULLAH HUMEYNİ KİMDİR?
İran devrimi lideri ve kurucusu İmam Humeynî, 24 Eylül 1902'de Humeyn şehrinde doğdu. Haziran 1989 yılında Tahran'ın kalp hastanesinde vefat etti.
Asıl adı Ruhullah soyadı Mustafavî olan, ancak Musevî-yi Humeynî olarak tanınan İmam Humeynî'nin babası, zamanın ulemasından sayılan Seyyid Mustafa idi. Beş aylık iken babasını kaybetti. Dönemin hükümetine bağlı feodal güçler tarafından öldürülen babasının akrabaları, katilin kısas edilmesini sağladı.
Çocukluk dönemini Ayetullah Hansarî'nin (Zubdetu't-Tesanif'in yazarı) torunlarından olan annesi Hacer hanım ve halası Sahibe hanımın yanında geçirmiş, fakat onbeş yaşında iken hem annesini hem de halasını kaybetmişti. Çocukluk yıllarından itibaren medreselerde temel dersleri (Arap dili ve edebiyatı, mantık, fıkıh ve usul) almaya başlamış ve Mirza Mahmut İftiharu'l-Ulema, Hac Mirza Necefî-yi Humeynî, Ayetullah Şeyh Ali Muhammed Burucerdî, Ayetullah Muhammed Gulpayganî ve Ayetullah Abbas Erakî gibi bölgenin büyük ulema ve hocalarından dersler alarak 1919 yılında Erak İlmiye Medresesine girdi. Burada birçok dersleri okuduktan sonra Kum İlmiye medresesine geçerek felsefe ve ahlak derslerini, Ayetullah Muhammed Şahabadî ve Seyyid Ebu-l-Hasan Hakîm Kazvinî ve Hac Mirza Cevad Ağa Melikî-yi Tebrizî'nin yanında okudu. Menkul fıkıh ve usul derslerini ise Ayetullah Abdulkerim Hairî-yi Yezdî, ve Ağa Mir Seyyid Ali Kaşanî'den aldı. Fıkıh ve usul derslerinde çok başarılı olarak kısa zamanda ictihad (Muctehidlik) derecesine ulaştı.
ŞAH'A KARŞI AYAKLANDI
İmam Humeynî, Hicri 1339 yılında Ayetullah Abdulkerim Hairî'nin vefatından sonra artık kendisi felsefe, tehzibi nefs ve ahlak derslerinde Kum'un ünlü ulemasından biri olmuş; daha sonraları ise fıkıh ve usul derslerinin de ünlü hocaları arasında yer almıştı. O dönemde hükümet karşıtı olan şahsiyetlerle irtibat halinde olan İmam Humeynî, genç yaşına rağmen Şah Rıza Pehlevî rejimine karşı mücadele vermeye çalışıyordu. Ayetullah Hairî'den sonra Kum'un önde gelen ulemasından Ayetullah Burucerdi'ye bir süre güncel meseleler hususunda yardımcı olan İmam Humeynî, o büyük zatın da vefat etmesinin ardından, Kum Medresesi ve ilmî çevrelerde "Ayetullahi'l-Uzma" olarak tanındı
1958'de Eyalet ve Vilayet Cemiyetlerinin kurulması ve Şah'ın "Altı maddelik tasarıları"nın ortaya konulmasıyla, Şah rejimi aleyhine şiddetli mücadelesini başlattı. 5 Haziran 1961'de meydana gelen kanlı olaylardan sonra rejim aleyhine yaptığı bir konuşma sonucu tutuklanarak Tahran'daki İşretâbâd askeri ceza evine konuldu.
TÜRKİYE YILLARI
Serbest kaldıktan bir yıl sonra, kapitülasyon tasarısı aleyhine yaptığı ateşli konuşmasının ardından tekrar tutuklandı. Ancak bu kez cezaevine değil, 4 Kasım 1965'te Türkiye'ye sürgüne gönderildi. Bir süre sonra İmam Humeynî, Türkiye'den Irak'a geçti ve bu, Irak'ın Necef kentinde talebe yetiştirmekle meşgul olacağı onbeş yıllık uzun bir sürgünün başlangıcıydı.
IRAK'TAN FRANSA'YA
İmam'ın oğlu Seyyid Mustafa'nın Şah rejimi gizli istihbarat servisleri tarafından öldürülmesinin ardından İran'da karışıklıklar meydana geldi. Şah rejiminin aleyhine bir ayaklanma başlatıldı. İmam Humeynî'nin önderliği altında yürütülen bu hareketler sonucunda İrak'tan Fransa'nın Paris kentine geçti.
15 YILLIK SÜRGÜNDEN SONRA TAHRAN'A DÖNDÜ
1 Şubat 1979'da Şah'ın İran'dan kaçmasının ardından İmam Humeynî onbeş yıllık bir sürgünün ardından büyük bir karşılama ile ve İran halkına bağımsızlık, özgürlük ve İslâm Cumhuriyetini hediye olarak getirerek İran'a geri döndü.
Onun geri dönüşü devrimin gidişatını daha da hızlandırdı ve 11 Şubat 1979'da İmam Humeynî/nin başlattığı uzun mücadele zafere ulaştı ve halkın büyük desteği ile Şah rejimi tarihe karışarak yerine İran İslâm Cumhuriyeti rejimi kuruldu.
İmam Humeynî İnkılabın zaferinden on yıl sonra, 4 Haziran 1989'da Tahran'da vefat etti.(Kaynak: Dünya Bülteni)
- Ûlu’l-Emr Olmanın Şartı ‘Bizden’ Olmasıdır
- Büyük Felaket (Nekbe) İngilizlerin Kudüs'e girişi ile başladı
- Tarih Gazze'yi Yazacak!
- Soykırım saldırılarında katledilen Gazzelilerin sayısı 34 bini geçti
- Hamas’tan uluslararası topluma, “ABD’nin iradesini aşın” çağrısı
- İsrail’in sonu göründü mü?
- Mehdi Kudüs'e indi mi?
- Hamas: Siyonist zihniyet tamamen vahşi ve canavar bir zihniyet
Makaleler
Hava Durumu