İmam'ın öldürülüşü
Hakan Albayrak, bugünkü yazısında, Amerika'da Müslüman lider Lokman Emin Abdullah'ın FBI tarafından katledilmesini konu aldı.
03-11-2009
Hakan Albayrak, bugünkü yazısında, Amerika'da Müslüman lider Lokman Emin Abdullah'ın FBI tarafından katledilmesini konu aldı.
"Hem “zenci” hem Müslüman! Üstelik, eski Kara Panter Partisi liderlerinden İmam Jamil Al-Amin (İmam Cemil El-Emin)'in “İslam Ümmeti” örgütünden! Bu 'kapkara' adam girmeyecekti de kim girecekti faşist J. Edgar Hoover ahfadının kara listesine?" ifadeleriyle, ABD'nin faşist geleneğinin bu olayla bir kere daha günyüzüne çıktığını dile getiren Albayurak'ın yazısını iktibas ediyoruz:
İmam'ın öldürülüşü
Hakan Albayrak / Yeni Şafak
Afrika'dan köle olarak getirilen atalarına beyaz efendileri tarafından “Thomas” soyadı verilmişti. Anne-babası Thomas'ın önüne Hıristiyanlığı vurgulayan Christopher'i koydu. Christopher Thomas olarak muteber bir vatandaştı, ama Müslüman olup Luqman Ameen Abdullah (Lokman Emin Abdullah) adını alınca ve Detroit'te bir mescit açıp İslami tebliğ ve irşad faaliyetlerinde bulunmaya başlayınca Federal Soruşturma Bürosu'nun kara listesine girdi.
Hem “zenci” hem Müslüman! Üstelik, eski Kara Panter Partisi liderlerinden İmam Jamil Al-Amin (İmam Cemil El-Emin)'in “İslam Ümmeti” örgütünden! Bu 'kapkara' adam girmeyecekti de kim girecekti faşist J. Edgar Hoover ahfadının kara listesine?
Bir yandan İslami tebliğ ve irşad faaliyetlerinde bulunurken öbür yandan Detroit fukarasına Müslüman-Hıristiyan ayrımı yapmadan aş dağıtan, mescidin kapısını evsizler için ardına kadar açan ve Amerikan-Müslüman Münasebetleri Konseyi'nden bir yetkilinin tabiriyle “Sırtındaki gömleği bile çıkarıp yoksullara verecek kadar merhametli” bir toplum önderi olarak büyük sevgi ve saygı gören İmam Lokman Emin Abdullah, herhalde, Washington rejiminin çizdiği 'Öcü Müslüman' imajını sarsması bakımından da ciddi bir tehdit olarak görülüyordu.
Aziz dostum Dhoruba Mujaheed Bin Wahad (Doruba Mücahit Bin Vahad), yıllardır bas bas bağırıyor: “Amerika'da en tehlikeli şey hem siyah hem Müslüman olmak. Bir de Kara Panter Partisi bağlantısı varsa, her an başına bir çorap örülebilir. Alnına bir kurşun bile yiyebilirsin. Hepimiz takibat altındayız. Canımıza okumak için fırsat kolluyorlar. Büyük komplolar, büyük felaketler kapıda…”
Dediği çıktı işte. Detroit Masjid Al-Haqq (Mescid-ul Hakk) İmamı Lokman Emin Abdullah ve cemaatinden 11 kişi, 28 Ekim günü, Detroit'in banliyösü olan Dearborn'da bir binada, FBI ajanları tarafından 'kıstırıldı'. Resmi gerekçe: “Ateşli silahlar kanununa muhalefet eden ve çalıntı mallar satan bir çeteye baskın.”
İmam, kurşun yağmuruna tutularak katledildi. Güya teslim olmaya yanaşmamış, güvenlik güçlerine mukavemet etmiş... 1968-71 yılları arasındaki sayısız Kara Panter infazında ileri sürülen mazeret!
Bir de, “ABD sınırları dahilinde bir İslam devleti kurmayı amaçlayan radikal Sünni bir örgüt”ten dem vurmuş FBI… Amerikan basınında “ABD'ye hilafet getireceklerdi” gibi şeyler da yazılıyor, hükümet kaynaklarına dayandırılarak… Tam bir “28 Şubat” tezviratı!
Aralarında İmam Lokman Emin Abdullah'ın oğlunun da bulunduğu 11 cemaat üyesi canlı yakalanmış. Onlar güvenlik güçlerine mukavemet etmemişler. Bunlar nasıl militanlar ki, liderleri direnirken kendileri teslim oluyor? Bu nasıl bir lider ki, kendisi direnirken adamlarından bir tanesini bile yanında tutamıyor? Enteresan bir hikâye!
Detroit Müslüman cemaati ve Afro-Amerikalı insan hakları kuruluşları, resmi açıklamaları tabii ki ellerinin tersiyle itip, İmam Lokman Emin Abdullah'ın öldürülüşünü “suikast” ve “cinayet” olarak nitelendiriyorlar; ABD'nin önde gelen Müslüman kuruluşları ise, sıranın kendilerine de gelebileceğinden endişelendikleri için olsa gerek, Amerikan hükümetini 'kışkırtmaktan' imtina ederek daha dikkatli bir dil kullanıyor ve “tarafsız bir soruşturma komisyonu”nun kurulmasını talep ediyorlar.
Kurulur mu öyle bir komisyon? Hakikatin ortaya çıkmasına izin verilir mi?
“Obama Amerikası”nın “Hoover Amerikası”ndan farklı olup olmadığını yakında göreceğiz.
Şehit İmam'a selam olsun.
-
orhan gundoğdu 03-11-2009 20:04
abd de bunlar olurken ülkemizde gerek alimlere gerekse siyasi sahada önce ahlak ve maneviyat diyenlerede katledilmese bile ondan aşağı kalır şekilde davranmıyorlar.ölürsün şehid olursun ancak ölmezsen her gün ayrı iftira va ayrı karalama kampanyalarıyla ya seni vatanından ederler yada vatanında rezil ederler.tabi bu vatanında rezil ederler derken onlar öyle zannederken bazı gafil müslümanlarda bu oyuna gelerek yalanlara çanak tutarlar.ondan sonrada aradan yıllar geçer ve bize böyle demediler bize böyle anlatmamışlardı diye dert yanarlar.ancak kaçan kaçmış olan olmuştur.esasında şuaraya gelmek istiyordum.28 şubat denilen bir kısım komuta kademesi bir kısım yazar çizer ve bir kısım siyasetçinin ortak olduğu orta oyunu ve sonucunda ülkeye milyarlarca dolar zarar,ülkesini terk etmek zorunda kalan hoca efendiler,siayasi hayatı bitirilen insanlar ve hapis yatmamak için gurbet ellerde dolaşanlar .düşünün ülkesine hizmetten başka bir şey yapmayan bu uğurda karalama,iftira,darbe,hakarete uğrayan dünya üzerinde erbakandan başka kaç lider olabilir.ancak onun bu sıkıntıları yaşamasına üzülelim yoksa ülkemiz insanının nasıl narkozlanıp hala gerçekleri göremeyişlerinemi anlayamadım.sonuçta abd de bunlar olurken ülkemizde oradan çok parlak durumda değil.buradada dindar insanlar her ortamda fişleniyor ve toplum gözünden düşürülmek için ne gerekiyorsa yapıyorlar.sonuçta görev yine bizlere düşüyor.selam ve dua ile
- Ûlu’l-Emr Olmanın Şartı ‘Bizden’ Olmasıdır
- Büyük Felaket (Nekbe) İngilizlerin Kudüs'e girişi ile başladı
- Tarih Gazze'yi Yazacak!
- Soykırım saldırılarında katledilen Gazzelilerin sayısı 34 bini geçti
- Hamas’tan uluslararası topluma, “ABD’nin iradesini aşın” çağrısı
- İsrail’in sonu göründü mü?
- Mehdi Kudüs'e indi mi?
- Hamas: Siyonist zihniyet tamamen vahşi ve canavar bir zihniyet
Makaleler
Hava Durumu