İslam'ın şartı 5 mi?
Gülerce'nin Emevi-Abbasi döneminde uydurulan ve ümmete kakalanan, Kur'anın mesajını hükümden düşürüp İslam'ın yaşanışını birkaç kalem ibadetle ve birkaç temel esasla sınırlama amacı güden bu yaklaşımı benimsemesi çok tuhaf.
09-05-2009
Geçtiğimiz aylarda Zaman gazetesinden ayrılıp Gazete Habertürk'e transfer olan Nihal Bengisu Karaca, "Gülen Cemaati"nin en önemli isimlerinden ve Zaman yazarı Hüseyin Gülerce'nin Star gazetesinden Fadime Özkan'a verdiği röportaj hakkında bir yazı yazdı. Yazısında Zaman'ı "sistem içi bülten" olarak niteleyen Karaca, Fethullah Gülen'in "Başörtüsü füruattır!" şeklindeki fetvasına zehir zemberek bir cevap verdi.
Hatırlanacağı üzere 28 Şubat Darbe sürecinde başörtüsü yasağının ve bu yasağa karşı başlatılan direnişin en yoğun olduğu bir süreçte "Başörtüsü füruattır!" fetvası vermiş ve cemaat mensupları "ilim için" başlarını açmışlardı.
Star'daki röportajında bu fetvayı anımsatan Fadime Özkan'a, Hüseyin Gülerce'nin verdiği cevap üzerinden başörtüsünün farziyeti ve önceliği gibi konulara temas eden Karaca, Gülerce'nin "füruat" tefsirini yerden yere vuruyor. "Emevi-Abbasi döneminde uydurulan ve ümmete kakalanan, Kur'an'ın mesajını hükümden düşürüp İslam'ın yaşanışını birkaç kalem ibadetle ve birkaç temel esasla sınırlama amacı güden yaklaşım" olarak nitelediği bu mantığın Kur'an'ın öncelikli birçok vurgusunu görmediğini ifade ediyor. Başörtüsünün de tartışmasız olduğuna işaret eden Karaca, bu konuda kimsenin kimseyi kandıramayacağını vurguluyor.
Birkaç sermaye sahibi ya da bakan karısı vb. kişilerin kendilerini kurtarmış olmalarının, mağdur olan binlerce genç kızı görmeye engel olmaması gerektiğini de kaydeden Karaca, yazısını şöyle noktalıyor:
"Herşey bir yana, bu kızlar çıkıp demezler mi, 'Madem hiç de şart değildi bu başörtüsü, o zaman bizi niye yediniz, niye kandırdınız? Bıraksaydınız o zaman, hepimiz Nazlı Ilıcak gibi olsaydık, derdiniz neydi?' diye... Tamam. Sustum."
İşte Nihal Bengisu Karaca'nın yazısı:
İslam'ın şartı 5 mi?
Nihal B. Karaca / Habertürk
GAZETECİLER ve Yazarlar Vakfı Başkanı Hüseyin Gülerce, Star gazetesinden Fadime Özkan'a Gülen hareketi ile ilgili bir beyanat vermiş. Oldukça tatmin edici bir beyanat. Gülerce, AB-D'de ikamet eden Gülen Hoca-'nın nasıl yaşadığı, ne zaman döneceği, Ergenekon davası, Türkiye'deki demokratikleşme zemini ve Gülen'in bu zemine kattığı artılar, Gülen'in eğitim hayatına ve Türkçe'yi bir dünya dili yapma çabasına ilişkin hasbi çabaları konusunda bir hayli bilgi veriyor. Gülen'e duyduğu sevgiyi gayetsamimi ifadelerle anlattığı bölüm, özellikle çarpıcı. Gülen'i yakından tanımayanlara vesempati duymayanlara, "Ne buluyorlar bu adamda hiç anlamıyorum" diyenlere, "Hayatta her şeyi anlamak zorunda değilsiniz" gibi bir cevap oluyor o sevgi. Aynı zamanda bir tabuyu yıkıyor. Gülen'i sevmenin neredeyse suç olduğu, Gülen'e sempati beslemenin ayıplanır bir şeyhalinegeldiği bir ülkede, çok az kimse sevgisini bu kadar samimi ve bu kadar gerçekçi bir tonlama ile aktarmayı başarabilmiştir. Sistem içi bültenden değil, geniş bir kitlenin okuduğu Star gazetesinden bahsediyoruz çünkü. "Herkes görecek, hiiii" endişesi taşımadan, eteğinde taş saklamadan konuştuğu için takdir ediyoruz. Ama bu takdirin bir sınırı var. O sınır, başörtülü kadınların "kendilerini aldatılmış hissettiği" yerde başlıyor. Bu satırları okuduğunda, okursa tabii, hiç alınmasın, bilsin ki, bu kendimi tutmuş halimdir. Kendimi "aman ters bir cevap alırım" endişesiyle de tutuyor değilim. Zira bilirim ki Zaman gazetesi geleneğinde lâf dalaşına girme, polemiğe heves etme türü şeyler hoş karşılanmaz. Edeptendir. Bir kadınla polemiğe girmek ise hiç ama hiç hoş karşılanmaz! Hem edeptendir, hem kibirden...
HÜSEYİN GÜLERCE ÇYDD YETKİLİSİ GİBİ...
Gülerce, FadimeÖzkan'ın F. Gülen'in 28 şubat döneminde başörtüsüyle ilgili yaptığı "füruattır" açıklaması üzerine sorduğu soruya şöyle bir cevap veriyor:
"Füruat demek, öncelikli değil demektir. İslamın şartı 5, imanın şartı 6. Burada başörtüsü var mı, yok... Sayın Gülen, bu minval üzere konuşunca toplumdaki tansiyon düşüverdi. Hiç unutmuyorum, Nazlı Ilıcak, gazetesinde 'Sayın Gülen'i tanımıyorum, bu sözü ilk defa duydum ve ilk defa kendimi İslam dairesinde hissettim' diye yazdı"...
Şimdi ben günlerdir, birdin, hem de halis bir dindar tarafından, nasıl bu kadar "indirgenebilir" hale getirilir, ve Gülen'in 28 Şubat döneminde belki birtakım toplumsal endişelerle yaptığı bir açıklama, nasıl bu kadar hoptirilaylaylom bir tefsire maruz kalır, onu düşünüyorum ve anlamakta zorlanıyorum. Sormazlar mı, "Sayın Gülerce, 'emri bil ma'ruf nehyi anil münker' yahut 'dini tebliğ' iyiliği yayma, kötülükten caydırma da İslam'ın 5 şartı arasında değil, ama Kur'anda çok anlam yüklenilen bir meseledir, nasıl yani?" diye.
Sormazlar mı, "Allah'a şirk koşmak, yani dünyevi mevzuları, dünyevi arzu ve tamah nesnelerini, dünyevi otoriteleri Allah'ın ilahlığı ile yarışacak denli önemli saymak imanı yer bitirir, ama elimize tutuşturulan bu 'imanın 6 şartı'adlı reçetede'şir-k'ten bahsedilmez bile" diye. Sayın Gülerce'ye sormazlar mı, "Dünyanın dört bir yanında okul açmak da İslam'ın, ya da imanın şartlarından biri değil, o zaman niye yapıyoruz ki bunları?" diye.
Gülerce'nin Emevi-Abbasi döneminde uydurulan ve ümmete kakalanan, Kur'anın mesajını hükümden düşürüp İslam'ın yaşanışını birkaç kalem ibadetle ve birkaç temel esasla sınırlama amacı güden bu yaklaşımı benimsemesi çok tuhaf. Çünkü bu argüman, Türkiye'de, Gülerce'nin röportaj boyunca şikayet ettiği kesimin, dinden ve dindarlardan nefret eden ve dini yaşantının kısıtlanmasını talep eden kimselerin kullandığı argümanın aynı. Onlar da "İslam'ın şartı 5, bunların arasında başörtüsü yok" diyorlar. İleri gidip, Kur'anda başı da örtmeyi gerektiren bir tesettür emrinin olmadığını da söylüyorlar, ilahiyatçı olmadığım için emin olduğum bir şey var: Nur suresi 30-31 ve Ahzab suresi 59. ayetler "Baştan aşağı örtünme" konusunda yeterince açık. "Efendim, ben başımı boynumun altından başlatıyorum, demokrasi var" gibi çocuksuluklar teskin edicidir, insanı rahatlatır, ama gerçek değildir. İnanın buna, çünkü dini modernizme uyduracağız diye tepinip duran ilahiyatçılardan değilim. Acı gerçekleri görebilen herhangi biriyim.
Kur'an emrediyor, inkar etmemek şartıyla bu emri yerine getirmeyebilirsin; emri yerine getirmemen, yahut gerektiği şekilde yerine getirememen, bu satırların yazarı gibi nefesinin kıytırıktan tesettüre yetiyor olması ya da türlü türlü bahanen olabilir, "Allah affetsin" dersin ve kendinden umudu kesmeden devam edersin. Doğru, Allah'ın rahmeti sonsuz, dilerse hayatı boyunca her melaneti işleyen, ama tek bir kere içtenlikle/samimiyetle "Allah" diyeni affedebilir. Ama bu durum ayrı şey; bu durumdan yola çıkarak, "hem zaten İslam'ın şartları arasında da yok" şeklindeki hava boşluğunu "rasyonalize etmek", bu tutumu "akılcılaştırmak" başka şey.
Kaldı ki bu ülkede inandığı gibi yaşamak, örtünebilmek isteyenlere engel olanlar herhalde "Allah'ın rahmeti" gerekçesiyle yapmadılar bunu. Yüzbinlerce genç kızın hayatı mahvoldu, olmaya da devam ediyor. Bir Nihal Bengisu Kara-ca'nın şimdilik "yırtmış" gibi görünmesi, birkaç babadan kalma sermayenin, işyerinin başında durup hasbelkader "iş kadını" görüntüsü veren başörtülünün "kaliteli" bir yaşam sürüyor olması, bir miktar başörtülünün "bakan karısı" filan olmuş olması, yüzbinlerce kadının içe dönük, kocaya bağımlı, eğitimsiz ve ekonomik özgürlükten "muaf" bir hayata mahkum kaldığı gerçeğini hükümden düşürecek değil. Haa tabii, sonuçta bu "kadının meselesi", öyle değil mi?
Herşey bir yana, bu kızlar çıkıp demezler mi, "Madem hiç de şart değildi bu başörtüsü, o zaman bizi niye yediniz, niye kandırdınız? Bıraksaydınız o zaman, hepimiz Nazlı Ilıcak gibi olsaydık, derdiniz neydi?" diye... Tamam. Sustum.
Konuyla ilgili Şükrü Hüseyinoğlu'nun "Başörtüsü İslam’ın Kaçıncı Şartı?" yazısını okumak için tıklayın:
http://www.haksozhaber.net/author_article_detail.php?id=10047
-
Yusuf DUHAN 11-05-2009 12:39
Çok uzun olan tartışmaların hepsinin nedeni 5 şart ise Çok çok kısa bir cevap gerek Kuran: 6666 ayetmi yoksa 5 ayetmi ? yada şöylede kısalta biliriz. Kuranın neresinde Allah 5 Şartı vardır Diyor İSLAMIN ŞArtına.... Çok sevgili hürmetli ilmi irfanı mertebeler aşmış insanların halife ve mezhep imamlarının bağzı kalın kafalılara yürek tüketeren en son raddede verdikleri kişi bazlı cevaplar. Cevaplar yani cevapları varmı kalın kafalı ... yada onların dedikleri ayetmi ? Allah onların sözünümü koruyacağı vaadinde bulundu yoksa Kuran (Allahın sözü) 'ı mı ? Hala diyorum; oyunda oyaştamısınız...
-
erkam seyyah 10-05-2009 14:24
müslüman, kur'an'ın tümüne muhataptır. İslam'ın şartı sadece beş değildir: Kur'an'ın iki kapağı arasındaki her şey islam'ın şartıdır..
- Bir 10 Kasım Mağduriyeti: Dr. Mehmet Arslan Tutuklandı
- İktibas’ın yeni sayısı Bangladeş gündemi ile çıktı
- Diken ve Karanfil
- Hayrola Mahmud Abbas
- Bir milyon yahudi, işgal altındaki toprakları terketti
- Ya Eyyühel Müzzemmil
- Son Seyahatimizden Yansımalar
- Husi: Gazze'ye destek için vurulan gemi sayısı 177'ye çıktı
Makaleler
Hava Durumu