Komorlar'da karışıklık
Komor Adaları dünyada resmi adı İslâm Cumhuriyeti olan beş ülkeden biridir. Tam resmî adı Komorlar Federal İslâm Cumhuriyeti'dir. Ama resmî adında “İslâm” ibaresinin geçmesi, İslâm’ı hayata hâkim kılma ve böylece adına lâyık olma konusunda yeterince çaba içinde olduğunu göstermez. Böyle olmasının sebebi ise uzun süre Fransa sömürgesi olarak kalması ve yıllardan beridir de bu sömürgenin dolaylı olarak sürmesidir.
29-03-2008
Ahmet Varol / Vakit
Bu sıralar Türkiye gündemini yoğun bir şekilde meşgul eden önemli gelişmeler olduğundan, dışarıda yaşanan gelişmelere çok fazla ilgi olmuyor.
Dışarıdaki gelişmelere ilgi olsa bile Afrika’nın güneyinde, okyanus içinde küçük ada ülkelerinde yaşanan karışıklığın dikkat çekeceğini tahmin etmiyoruz. Ama biz İslâm coğrafyasının bütünlüğü, İslâm ümmetinin bir beden olması ve İslâm dünyasının sorunlarıyla ilgilenme konusunda sınırları aşmaya, deniz aşırı düşünmeye teşvik amacıyla Komor Adaları’nda son günlerde yaşanan bazı gelişmelerden özetle söz etmek istiyoruz.
Doğru adı Kamer Adaları olan bu ülke, Türkiye’de pek bilinmiyor. Biz daha önce bu ülkedeki bazı gelişmelerle ilgili yazılar yazmış ve o yazılarımızda da ülke hakkında kısa bilgiler vermiştik. Ancak en azından biraz tanınmasını sağlamak amacıyla ülke hakkında bazı bilgilerin aktarılmasına ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz.
Komor Adaları dünyada resmi adı İslâm Cumhuriyeti olan beş ülkeden biridir. Tam resmî adı Komorlar Federal İslâm Cumhuriyeti'dir. Ama resmî adında “İslâm” ibaresinin geçmesi, İslâm’ı hayata hâkim kılma ve böylece adına lâyık olma konusunda yeterince çaba içinde olduğunu göstermez. Böyle olmasının sebebi ise uzun süre Fransa sömürgesi olarak kalması ve yıllardan beridir de bu sömürgenin dolaylı olarak sürmesidir.
Komor Adaları aynı zamanda Müslüman nüfus oranının en yüksek olduğu ülkelerden biridir. Halkının yüzde yüzü Müslüman olan Somali gibi ülkelerden sonra Müslüman oranında ikinci sırada yer alanlardandır ve nüfusunun yüzde 99'u Müslüman'dır.
Cezayir gibi uzun süre Fransız işgalinde kalan Komor Adaları, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra fiili bağımsızlık mücadelesi başlattı ve 1974'te işgalciler bu adalardaki halkın tercihini sormak amacıyla referandum gerçekleştirmek zorunda kaldılar. Bu referandumda Mayot adası ahalisinin % 65'inin Fransız idaresinin devamını, diğer adaların ahalilerinin ise % 95'ten fazlasının bağımsızlık istediği açıklandı. Bu sonuca binaen Fransa 1 Ocak 1976'dan itibaren Mayot adası dışındaki Komor adalarının bağımsızlığını kabul etti. Ama dolaylı sömürge bir şekilde sürdü.
Komorlar Federal İslâm Cumhuriyeti bağımsızlığını elde etmesinden bu yana geçen 32 yıllık süre içinde toplam 19 askerî darbe girişimine veya darbeye şahit olmuştur.
Federasyonun Anjuvan adasında birkaç yıldan beri siyasal karışıklıklar yaşanıyor. Albay Muhammed Bekr kendini bu eyaletin başkanı ilan etti. Son zamanlarda onun yönetimine karşı bazı kitlesel tepkiler ve gösteriler gerçekleştirildi. Federasyonun genel yönetimi de zaten bu adamı ve yönetimini istemiyor, isyancı grup kabul ediyordu. Afrika Birliği ile de ittifak sağladı ve Muhammed Bekr’in hakimiyetine son verilmesi için kendisine askerî destek verilmesini istedi. Tanzanya, Senegal, Sudan ve Libya gibi Afrika Birliği üyesi bazı ülkeler, Anjuvan’daki Muhammed Bekr’e karşı Komorlar Federal İslâm Cumhuriyeti’ne yardımcı olmak amacıyla takviye askerî birlikler gönderdiler. Bu durum karşısında iyice köşeye sıkıştığını anlayan Muhammed Bekr, Fransa yönetimindeki Mayot adasına kaçtı ve Fransa’dan iltica talebinde bulundu. Söylendiğine göre Bekr, sınırı geçebilmek için kadın elbiselerine bürünmüştü. Kaçtıktan sonra da Mayot adasında yaşayan kardeşinin evine sığındı.
Fransa’nın deniz aşırı vilayetlerden yani sömürgelerden sorumlu bakanı önce Bekr’in iltica talebinin gözden geçirileceğine dair açıklama yaptı. Ama Mayot adası ahalisi, halkı ve ülkesi tarafından istenmeyen, çeşitli ithamlardan dolayı yargılanması istenen Muhammed Bekr’in kendi bölgelerinde himaye altına alınmasına tepki amacıyla gösteriler düzenledi. Komorlar Federasyonu yönetimi de Fransa’ya Bekr’in işkence yapmakla suçlandığını bildirerek yargılanabilmesi için kendilerine teslim edilmesini istedi. Halktan gelen tepki, Afrika Birliği’nin sergilediği tavır ve Komorlar Federasyonu yönetiminin ısrarı karşısında Fransa da tutum değiştirerek Bekr’in yasa dışı yollarla sınırı geçmekten ve silah kaçakçılığından yargılanmak üzere mahkemeye sevk edileceğini açıkladı.
Anjuvan adasındaki ayrılıkçı cunta, Komorlar Federal İslâm Cumhuriyeti’nde bir çıbanbaşı gibiydi. Bu cuntanın sökülüp atılması, tahmin ediyoruz o çıbanın deşilmesini sağlamış olabilir. Ama bölgeden çekilmeyen ve çıkarlarının korunması için zaman zaman karışıklığa yol açabilecek zemin oluşturmaktan çekinmeyen Fransa, asıl büyük çıbanın başı durumundadır. Fransa’nın izlediği politikanın, Afrika’nın birçok ülkesinde fitneye ve büyük karışıklıklara yol açtığını unutmayalım. (Vakit)
- Ûlu’l-Emr Olmanın Şartı ‘Bizden’ Olmasıdır
- Büyük Felaket (Nekbe) İngilizlerin Kudüs'e girişi ile başladı
- Tarih Gazze'yi Yazacak!
- Soykırım saldırılarında katledilen Gazzelilerin sayısı 34 bini geçti
- Hamas’tan uluslararası topluma, “ABD’nin iradesini aşın” çağrısı
- İsrail’in sonu göründü mü?
- Mehdi Kudüs'e indi mi?
- Hamas: Siyonist zihniyet tamamen vahşi ve canavar bir zihniyet
Makaleler
Hava Durumu