Leylâ bir Özgecan mıdır?
Daha geçenlerde bir sıkı Atatürkçü ne demişti: “İnadına soyunun, mini etek giyinin, dekolte gezin!” Bunlar Atatürkçülüğün, yani modernliğin, yani çağdaşlağın olmazsa olmazı olarak sunulmuyor mu?
17-02-2015
Teşhiri öven, teşhirciliği yücelten bir anlayış... Bir kadının cesareti ancak bununla ifade ediliyor. Nice kadın “sanatçı” için kullanılmış kalıp ifade: Cesurca soyundu!
Bu soyunma muhabbetini sabi sübyandan, ebemiz yaşında, bir ayakları çukurda hatunlara kadar umumileştirenler kimler?
Bakın gazetelerin birinci sayfalarına: “Birinci sayfa güzelleri” ile dolu. Ya son sayfa güzelleri? Müstehcenlikle başla müstehcenlikle bitir! “Dekolte” esas! Siz bu gazetelerde işinden gücünden, başarısından ötürü manşet olmuş kadınlara rastlamış olabilir misiniz? Fedakâr annelerden, ablalardan bahsedildiğini duydunuz mu?
Eğer rastladıysanız, o tesadüftür! Hatadır, ertesi gün iç çamaşırları görülen bir figürle telafi edilir. Kadın bu kesim için sadece cinsel obje. Hiç alâkasızları bile bu safa sokarak takdim ediyorlar.
Daha geçenlerde bir sıkı Atatürkçü ne demişti: “İnadına soyunun, mini etek giyinin, dekolte gezin!” Bunlar Atatürkçülüğün, yani modernliğin, yani çağdaşlağın olmazsa olmazı olarak sunulmuyor mu?
Kapitalizmin vazgeçilmezi: Her kademede kadın ticareti! Burada randevuevlerindeki pazarlamayı en basiti, en az kâr getireni olarak görebiliriz. Kadın vücudu pazarlamasını fotoğraflarla, filmlerle yapmak bir sonraki kademe. Daha üst kademe: Oto lastiğinden ciklete kadar kadın vücudunun âlet edilmediği reklam bulmak güç. Kadın haklarının genişletilmesini, pazarı genişletmek olarak görenler bunlardan başkaları değil.
Kadını soyunmaya teşvik edenler, tecavüzleri ballandıra ballandıra anlatanlardan başkaları mı ki?
Gençlere serbest ilişkiyi telkin edenler, tavsiye edenler; evlilik dışı ilişkileri tahrik ve teşvik edenler kimler? Ya o durmaksızın pompalanan “sevgililer günü” safsatası neyin nesi?
Bunlar masumiyeti müzelik hale getirenler değil mi? Ahlâkı, edebi, iffeti, ismeti, hicabı, utanmayı... sözlüklerden ihrac edenler neyin davacısı oluyorlar?
Kadınlar orda saf ve leylidir (leyla’dır) diyen Ahmet Haşim’den nerelere geldik?
Ne zamandır Saadettin Kaynak dinlemiyorsunuz? Televizyonlanınızda o müptezel pavyon, gece kulübü havalarının reklamından başka ne yapıyorsunuz? Siz hangi tarzın tahrikçisisiniz?
Leyla bir özge candır/Kara gözlü ceylandır...
Doyulmaz hüsnüandır (güzelliktir)/Kanılmaz bir içim su...
Leyla, Leyla, ah Leyla....
Sizler, Özgecanları Leyla olmaktan çıkaranlar, bar pavyon malzemesi haline getirenler; pornografiyi sitelerinin vazgeçilmezi yapanlar... Şimdi çıkıp sûreti hakdan görünerek durumu kurtaracağınızı mı sanıyorsunuz?
Eserinize sahip çıkmanızı beklemiyoruz, susun bari!
Kitap hattı: Doğan İlbey’in kitapları… Maraş’tan irfan hayatımıza hizmet eden A. Doğan İlbey 7 kitap birden yayınladı: Cumhuriyetin Karanlık Yılları, Aldatan Cumhuriyet, Kemalist Cumhuriyetin Zulümleri, Millet Üstüne Düşünceler, Bir Hüzünkârın ömür defteri, Müslüman Doğulunun Derunu ve Dil kapısında Yazılanlar… Kitapların muhtevasına bakınca, Doğan İlbey’in kitap yayınlamaktaki gecikmesini olağanüstü sabrına bağlamaktan başka çare bulamıyoruz. (Fikir Teknesi Yayınları, 0344 225 57 31)
D.Mehmet Doğan
Makaleler
Hava Durumu