Serdar EFE
"SOYU KESİK" OLMAMAK İÇİN
İmran’ın karısı karnındakini kayıtsız şartsız Allah’a adamıştı. İbrahim ve Zekeriya, kendilerinden sonra Allah’ın dinini yaşayıp, tebliğ edecek bir nesil istiyorlardı. Nuh, Rabbinden kafir kavminin kökünü kazımasını istiyordu; çünkü kendileri gibi kafir bir nesil yetiştireceklerine inanıyordu.
Bu belki de taa Âdem ve eşiyle başlayan bir ölümsüz olabilme çabasıydı. Bedenen öleceğini bilen insan, hiç değilse fikirleriyle, düşünceleriyle, idealleriyle ölümsüz olmak istiyordu. Düşüncelerini, fikirlerini diğer insanlara yayan bir düşünür; ideallerini gerçekleştiren bir idealist, kendisine indirilen dini hakkıyla yaşayıp, tebliğ eden bir peygamber… Soyları devam edenler bunlarken, asıl soyu kesik olanlar karşılarındakilerdi tarih boyunca.
Soyu kesik olmamak; yani bizden sonra da Allah’ın dinini sahiplenip, yaşayacak bir soy yetiştirmek…. Sanırım asıl mesele burada. Bunu nasıl yapacağız?
Rasulullah ve beraberindeki arkadaşları vahiyle eğitiliyorlardı. Ne yapmaları gerektiği konusunda ayetler geliyordu; onlar da bu konuda seçimlerini yapıyorlardı. Eski ve yanlış davranışlarını, alışkanlıklarını terk ediyor, bilerek, farkında olarak kendilerini vahyin terbiyesine bırakıyorlardı. Onlardan sonra gelen nesil (istisnalar hariç) böyle yapmadı. Atalarından, babalarından gördüklerini aynen “taklit” etmeye başladılar. Sorgulama, düşünme ortadan kalktı.
Kur’an’ın yerden yere vurduğu, Rasulullah ve ashabının yıllarca mücadele ettiği “atalar dini”, bir kuşak sonra hortladı. Ne gerek vardı yeniden düşünmeye, araştırmaya, sorgulamaya… Zaten ataları “doğru yol” üzere değiller miydi?
Bizler de bir isyanla çıkmıştık yola. İsyanımızı, derin düşünceler, yorucu araştırmalar, uykusuz geceler takip etti. Her şeyi didik didik ettik elimizden geldiğince. Taklit amansız bir hastalıktı, kaçtık sürekli bize bulaşmasın diye. Bunları yaparken bizi “dinden çıkmakla” korkutanlara, “müsaade edin hele bir dine girelim” dedik; “müsaade edin bilelim neye teslim olduğumuzu.”
Peki ya çocuklarımız? Onlar ne yapacaklar?
“Tabi ki bizim yaptığımızı” mı diyorsunuz?
Bu cevap, “bizim yaptığımız gibi okusunlar, araştırsınlar, sorgulasınlar, doğruyu bulsunlar” anlamındaysa, yani “bizi örnek alsınlar” diyorsanız tamam. Ama “Biz zaten doğru yoldayız, Kuran’dan besleniyoruz, yeniden bu kadar uğraşmalarına ne gerek var? Bizleri taklit etsinler” diyor ve doğrularınızı çocuklarınıza yüklüyorsanız; İslam’ın mı yoksa atalar dininin mi hizmetindesiniz düşünün bence.
Ali Şeriati, bir sözünde:
“İsyandan önce teslimiyet hayvan kalmak,
İsyandan sonra teslimiyet insan olmaktır” diyor.
Gelin çocuklarımıza insan olma fırsatı verelim...