Serdar EFE
SİZİN KADİR GECENİZ NE ZAMAN?
Mübarek geceler diye anılan ve özel ibadetlerle geçirilen geceler içerisinde Kuran’da bahsi geçen tek gece Kadir Gecesi’dir. Zaten insanlara kutsal gece diye bir şey olmadığını, Allah’ın bir gece yapılan ibadete az, başka bir gece yapılan ibadete çok sevap vermeyeceğini söylediğimizde, hemen bize Kadir suresi hatırlatılır. Başlıktan da anlaşılacağı üzere geleneksel anlayıştan farklı bir bakış açısıyla “Kadir Gecesini” değerlendirmeye çalışacağım. İnşallah makalenin sonunda bu gecenin tam tarihini belirlemiş olacağız.
Rivayete göre Rasulullah tam Kadir gecesinin hangi gece olduğunu söylemek üzere çadırından dışarı çıktığında, iki müslümanın kavga ettiğini görür ve söylemekten vazgeçer. Daha sonra da “Ramazanın tek günlerinde arayınız”, “Son 10 gününde arayınız” şeklinde ipuçları verir. Neticede de Ramazan’ın 27. gecesi Kadir Gecesi olarak kabul edilmiştir. Doğrusunu Allah bilir.
Peki bu tespit çalışmaları gerekli miydi? Rasulullah neden kavga eden iki Müslüman yüzünden tüm insanları cezalandırdı? (veya Allah unutturdu da peygamber bunun için söyleyemedi). Kadir suresine baktığımızda, neden tarih belirlemek için bu kadar uğraşıldığını rahatlıkla anlayabiliyoruz. 3. Ve 4. Ayetlerde şöyle buyuruyor Rabbimiz:
“Kadir gecesinin ne olduğunu bilir misin! Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır.”
İşte size ayet. Bu gecede yaptığınız bir ibadet bin aylık sevap getiriyor, hiç bu fırsat kaçar mı? Bir de sonraki ayetlere bakın:
“Melekler ve ruh, o gece rablerinin izniyle her iş için inerler. O gece, şafak sökünceye kadar güven hüküm sürer.”
Artık Müslümanları kim tutar. Fırsat kapıya gelmiş, bu gece kaçırılır mı! Sabaha kadar ibadet etmeli sevapları katlamak için. Ama keşke Allah tam tarih verseydi bize. Ya da en azından bu gece için özel bir ibadet belirleseydi, diğer gecelerden farklı olarak. Yoksa Rabbimiz başka bir vurgu yapıyor da biz işimize geldiği gibi mi anlıyoruz ayetleri. Bin aydan daha hayırlı bir geceden yararlanma telaşı, bu gecenin amacı ve önemine karşı kör mü ediyor bizi! Sahi bu gece neden önemli?
“Doğrusu biz Kuran’ı Kadir gecesinde indirdik.” Kadir-1
Kadir gecesi çok önemli olduğu için mi Kuran o gece inmeye başladı, yoksa Kuran inmeye başladığı için mi o gece değerlendi? İşte bu soruya vereceğimiz doğru cevap tüm sureyi algılayışımızı değiştiriyor. Tabi ki Kuran’dı bu geceye anlam katan. Kuran başka bir gecede inseydi o gece olacaktı “kadri, kıymeti bilinmesi gereken gece.”
Vurguyu geceden alıp, Kuran’a vererek ayetleri yeniden okuyalım:
“Kuran öyle yüce bir kitap, insanlık için o kadar büyük bir lütuftur ki, içerisinde Kuran bulunmayan bin aylık bir zamandansa, Kuran’la tanışılan, Kuran’la geçirilen, Allah’ın kitabının kadir-kıymetinin bilindiği bir gece daha hayırlıdır. Kuran’la tanışan, Rabbinden gelen(inen) bu “ruh”(vahiy) ile hayatını, her işini düzenleyen insan güven ve esenlik içindedir. Ta ki Allah’ın onu mükafatlandıracağı güne kadar.”
Kuran’ın içeriğinden habersiz yaşayan insanlar için vahiy yeryüzüne inmiş- inmemiş ne önemi var. Hayatlarında bir kez Allah’ın kitabını anlamaya çalışmamış insanların, Kuran’ın kadrini bildiklerini kim iddia edebilir? Kuran’ın kadrini bilmeyenler, onu anlaşılmaz bir kitap, ölüler kitabı haline dönüştürüp, hayatın dışına atanlar ne hakla indirildiği geceyi kutsuyorlar? Allah’ın kitabında anlattıklarını yapmak zor geliyor da bu nedenle mi bire bin veren “kurtuluş geceleri” üretiyorlar? Bütün gün ve geceleri, Allah’a ibadetle, Kuran’la geçirmekten kaçıp, kulluğu birkaç geceye mi sığdırıyorlar? Geriye kalan gün ve geceleri kime veya neye adıyorlar?
Kuran ile muhatap oluyor, hayatınızı ona göre düzenliyorsanız; gecelerinizin, gündüzlerinizin yani tüm hayatınızın “kadrini” biliyorsunuz demektir.
“KUR’AN İLE BULUŞTUĞUNUZ HER GECE SİZİN KADİR GECENİZDİR.”