Kemal SONGÜR

18 Temmuz 2016

ALÇAK DARBE GİRİŞİMİ ENGELLENDİ

15 temmuz 2016 akşamı baş vampir ABD'nin ve küresel alçaklar güruhunun yönlendirmesiyle Fetocuların, darbe sever kemalistlerin, ulusalcıların, sol-sosyalistlerin, Tayyip Erdopan gitsin de ne olursa olsun, gerekirse Edirneden Hakkari'ye ülke yansın yıkılsın diyen psikopatların, sola meyleden ve onların söylemlerine düçar olan "müslüman" tipolojilerin -Tayyib'e yönelik bu cenah diktatörlük türküsü çığıran koroya katılanlardır-, bilimum taşaronların kursaklarında kalan bir darbe girişimi yaşanmıştır. Bu alçak cuntacıların halka silah sıkması ve birçok yeri bombalayarak saldırmasına, tanklarla ezilerek parçalanmış insanlara ve helikopterlerle insanların üzerlerine ateş açılmasına şahid olduk. Tayyip Erdoğan'ın -kıl payı ayrılarak kurtulduğu- bulunduğu yerin bombalanması şunu göstermektedir ki..,

   Artık dünya emperyalistlerinin gözünde ve de yerel bariz din düşmanlarının nezdinde "ılımlı islam" ya da halkın seçimi ile oluşan "muhafazakar/dindar" yönetimler dahi rahatsız edici görülmektedir, bu alçaklar güruhunun gözünde varın sahih din tasavvuruna sahip muhatapların durumunu siz düşünün.

   Bu halk şerefsiz cuntaya izin vermedi, sokağa döküldü ve tepkisini gösterdi, Benim de katıldığım ve ümmetin ateş altında olduğu üst başlığı gerçeğini ve la diniliğin bütün tonlarını reddederek müslümanca bir akledişe yönelmemiz gerektiğini ve dahi ortak paydalarda yardımlaşmaların artırılmasına yönelik yaptığım konuşma ile konak/izmir meydanındaydım.

   İzmir gibi bir yerde yüzbinlerin katılımına şahitlik ettim, İzmir böyle ise anadolu şehirlerinin durumunu varın bir düşünün, bu halkın önüne sahih/salih ve kuşatıcı söylemlerle mü'min önderliğin geçtiğini ve vaziyet ettiğini bir düşünün, neler değişmez ki, yeterki şahsiyetli ve vahyin ruhunu yansıtabilecek kuşatıcı, yıkıp dökmeyen, halkı küçümsemeyen, diğergam, her haliyle/duruşuyla adalete, izzete, şerefe, erdeme ve ahirete yönelik felaha davet eden öncü nesiller oluşabilsin.

     Bu alçak darbe girişimine (ki bu coğrafyada darbelerin en büyük muhatabı müslüman ahalidir ve en çok zararı ve zulmü görmüşlerdir) yönelik entel-dantel islamcı yaklAşımlarla; "modernlerin güç savaşıdır, darbeye karşı çıkmak demokrasinin yanında yer almaktır, kötünün iyisini seçmektir, bu bizi ilgilendirmez, ha kemalist/faşist general ha Tayyip Erdoğan ne farkeder, halk sürüdür ve hiçbir şeyi ifade etmez, sokağa çıkıp nara atan halktan hiçbir cacık olmaz, belki de oyunu artırmak için bunu Tayyip planlamıştır diyebilecek kadar kafayı yemek, zulüm ne kadar artarsa müslümanlar için o kadar iyidir gibi mazoşizm belirtilerini yansıtmak, -Türkler özenebezene yaratılmıştır ve üstün ırktır, türkler kürtlere daha ne versin, fuhuş-hırsızlık-kumar hepsi kürtlerdedir deyip genelleyecek kadar alçaklaşan, Esed şerefsizine karşı çıkanları ve zulümlerinden dolayı muhacir olanları hainlikle suçlayacak kadar sefilleşen, Esedi kastderek vatanını savunan azınlık diyebilecek kadar kafayı yemiş olan İSMET ÖZEL'i- (salt Tayyib'e vurduğu için) sahiplenen kafası çokca karışık "ağır abilere" de tanıklık etmeyiz.

     İnternet sitelerine ve facebook'lara -müslümanlar bu olayı nasıl okuyoru görmek için- bir gezinti yaptım, birbirlerine hakaret eden ve ötekileştirerek veryansın eden, birbirlerini düzenci ya da oturduğu yerden ahkam kesen ve işe yaramayanlar radikaller olarak suçlayan yurdum müslümanlarını gördüm. Hatta beddua/belaların havada uçuştuğu, birbirlerini yıllarca tanıyan müslümanların olayları farklı okumalarından kaynaklı birbirlerine düştüklerine şahid oldum ne yazık ki..,

    Bu alçak darbe girişimine itiraz sadedinde sokağa inenleri demokratlıkla/laisizmle ve düzeni savunmakla (zelil bir yaklaşım ile GENELLEYEREK) suçlayan ve bu bizim kavgamız değildir ve BİZLER BUNDAN BERİYİZ DİYENLER 'adeta' yangın evine ulaşıncaya kadar mabadları üzerinde oturmayı tercih edenlerdir. Dahası, diriliş dizisini seyredip ALP'çilik oynamakla sokağa çıkanları istihza ederek küçümseyen küçük beyinlileri/vicdansızları gördük. Bu ifadelerim genellemeci ve hakaret dilinini kullananlaradır, kendi tercih ya da anlaşılabilir kaygıları ile katılmayan kardeşlerimi ayrı tutmaktayım, çünkü bu kardeşlerimiz, sokağa çıkanlara karşı bu zelil genellemeleri yapmayan adil şahidlerdendir.

   Tabi ki, kendi tercih ve anlaşılabilir kaygıları ile sokağa çıkmayan ve de önüne gelene höykürmeyen bu müslümanlara karşı kimi akparti fanatiği olan zelillerde ağza alınmayacak kusmuklarını faş etmektedirler. Her iki taraf da (höykürenler) ifrat ve tefritin dip çukurunda olanlardır.

    Artık yeter!!, herkes diline bir ayar versin, delikanlı, onurlu, merhametli, adaletli müslümanlar "üzüm yeme kasdıyla" birbirlerini uyarsınlar ve hakikate şahidlik etsinler.   

    İki güzel/adil/tutarlı alıntı ile bitireyim:

   ***İlkav/Mehmet Pamak

    "Bugün gerçekleştirilen darbe girişimini de diğerleri gibi, emperyalistlerin uşaklığını yapan cuntaların ve paralel işbirlikçilerin halka ve iradesine yönelik düşmanca bir saldırısı olarak değerlendiriyor, mutlaka yaygın ve kitlesel biçimde bir tepkiyle tarihin çöp sepetine atılması gerektiğini ifade ediyoruz. Hak, hukuk ve Halk düşmanlarının bu ahlaksızca ve alçakça darbe teşebbüsünü şiddetle kınıyor, nefretle protesto ediyoruz.

Tevhidi imana sahip mü’minler olarak bizler, bütün dünya halklarının, özelde de İslam coğrafyası denilen bölgede yaşayan halkların, kendi kaderleri üzerinde söz sahibi olmalarını ve Allah’ın sosyal değişim yasasının işleyişine hiçbir zorba tağuti gücün engel olmamasını isteriz. Çünkü Rabbimiz, beşeri hiçbir sistemde olmayan bir adaletle, toplumları kaderleri üzerinde söz sahibi kılmış ve "özünüzdekini hangi istikamette değiştirirseniz, ben de size o yönetimi takdir ederim" hükmüyle insanları onurlandırmıştır. Sonuçta, toplumlar/halklar neye layık olurlarsa, Allah o sistemi takdir edecek ve bu halklar onunla yönetileceklerdir. Ancak toplumlar, İslam’ın sahici ve bütüncül adalet sistemine değil de, beşeri sistemler içinde görece olumlu olan demokratik sisteme, yani zulümatın gri tonlarına, tağuti sistemlerin görece özgürlükçü olanına layıksalar, o zaman da o sistemle yönetileceklerdir. Bu durumda bile darbeciler şiddet ve silah kullanarak halkların iradelerine ipotek koymak suretiyle, Allah’ın sosyal ve siyasi alandaki değişim için Rad 11. Ayette vazettiği yasasının işleyişine engel oluşturmaya kalktıklarında, Müslümanların, bu zulme de karşı çıkıp mazlumların yanında yer almaları İslami ve insani sorumluluklarıdır. Çünkü Müslümanların, insanların imtihan dünyasında kendilerini özgürce gerçekleştirmelerine şiddet kullanarak müdahale edip zorbalıkla dayatmalar yapanlara karşı çıkmaları ve Allah’ın tüm kullarına adaletle muamele edilmesini gündemleştirmeleri adil şahidlik sorumluluklarının gereğidir." (İslam ve hayat sitesi)***

    *** zeynepder: "Bismillahirrahmanıirrahim...

Türkiye bir kez daha DARBE girişimi ile yüz yüze kalmış ve Allah'a ham dolsun ki halkın desteği ile geri püskürtülmüşlerdir.

Şayet başarılı olsaydı mazlum halkın neler ile yüz yüze kalacağı geçmiş tecrübelerimizle sabittir. Bu durum karşısında dahi bir fıkıh geliştirmeden uzak, gelebilecek tehlikeyi ön göremeyenlerin "Tiyatro" niteliğinde tutarsız açıklamalarını okumak ayrıca bizleri üzmüştür.

Darbelere karşı olmak illa bir beşer sistemin yanlısı olmak ve ya Demokrasi Havarisi olmak  anlamına gelmez.

Bizler Her türlü darbeye karşı olduğumuzu ve olacağımızı bunun için de elimiz, dilimiz ve kalbimizin bu tür bir zulme sessiz kalmayacağını bununla beraber sadece islam'dan razı olduğumuzu kamoyuna saygıyla arz ederiz."

zeynepder/Sabiha Ateş Alpat***

     Yaptığımız bu iki alıntı ve içeriğine ayniyle katılmaktayım. İslami yönetimden başkasına asla razı olmayacağımızı ve hududullaha rağmen yürürlükte olanı asla desteklemeyeceğimizi ilan etmekteyiz.