Akif KARATAŞ

21 Şubat 2013

BEREKETLİ DÖNGÜ

Başımıza gelen olumlu ve olumsuz hadiseler daha önce kendi yaptığımız eylemlerin veya kavrayışlarımızın bir neticesidir. Elbette bu durum gücümüzün yettiği ve hatta sorumlu olduğumuz hususlarla sınırlıdır. İrademiz dışında gelişen bir olaydan sorumlu olmamız düşünülemez.

Geçmişinin yükünü sırtında taşıyan ve geleceğinin kaygısıyla koşuşturan bir insanın bulunduğu anı değerli kılamayacağı muhakkak. Ne kadar gayretli olsada, ne kadar iyi niyetlide olsa çabalamaktan öteye gidemeyecek, huzursuzluk ve keder içinde yaşayacak anını.
 Sözümüzün başında; başımıza gelenlerin kendi ettiklerimizden olduğunu söylememize karşın, neden bu kadar geçmiş ve gelecekle uğraşmamamız gerektiğini söylüyoruz ? Bu bir çelişki gibi durabilir.

Konuyu biraz dağıtırsak, ileride daha iyi toparlayabiliriz sanırım. Örnek insanların eylemlerini anlatarak ve hatta kendi birikimlerimizden örnekler vererek yapılan bir eğitim ne kadar etkili olabilir. Örnek davranışı sergileyen kişi, sadece insanlara örnek olma çabasını mı gütmüştür, dünyayı eğitme gayretimi vardır, kahramanlık sevdasında mıdır acaba. Bu saydığımız sebepleri önceliyorsa kesinlikle tutarsızlıklar görülecektir bu kişide. Peki kim? Neden? Dünyada parmakla gösterilecek bir kişi olabilecek davranışları hayatının akışı içinde yaşar ve geçer.
 Kendimizi veya bir başkasını eğitirken bu örnekleri vermek yavan kalabilir, ki öyledirde, çünkü yılladır bu insanların örnek şahsiyetleri anlatılır, ama tesirini göremeyiz kendimizde ve toplumda. Öteleriz çünkü bu davranışları, o zaman şöyleydi deriz, ama o şöyleydi deriz, içselleştiremeyiz. En iyi ihtimalle bizde kahramanca bir iki güzel hatıra bırakırız evlatlarımıza, gözler görsün diye. Ama sinmez hücrelerimize.

Başa dönecek olursak, geçmiş ve gelecek endişesi duymadan, anı yaşayarak tutarlı kişiliğe sahip insanlar olmanın yolu, örnek almadan ve örnek olmadan önce kaynağa inmektir, bir sebebi olmaktır herşeyden önce. Örnek aldığın kişi durum ve şartlarına göre hareket etmiştir, tüm birikim ve kavrayışlarıyla, ama sen o olamazsın, çünkü senin birikim, kaygı ve kavrayışların bir değildir.

Örnek alınan kişiler yaşamışlardır sadece, kaygıları, arayışları, hataları bereketli bir döngü başlatmıştır kendi davranışlarında. Bizim kahramanca veya imrenerek hatta acıyarak baktığımız eylemleri bir önceki davranışlarının bereketidir. Ömer r.a. okunan kitabı duyar duymaz teslim olmaya karar vermiştir, ancak Ömer okuduğundan etkilenecek birikime sahipti, kaygıları vardı, onca insan birisi Muhammed'i (sav) ortadan kaldırsın diye beklerken, o sorumluluk bilinciyle bu işe girişecek bir kişilikteydi. Oturdukları yerden bunu birinin yapmasını bekleyenlerin okunan kitabı duyduklarında verdikleri tepkiyi biliyoruz.

İşte bu nedenle bir olumsuzluk yaptığımızda hemen iyi bir davranış yapılması tavsiye ediliyor. Bereketli döngüyü durdurmamak, hareketli tutmak için. Olumsuz davranışın başka bir olumsuz davranışı getireceği ve kısır döngünün başlangıcı olacağı, her iyi davranışında bereketli döngünün bir süreci olduğu söyleniyor. Tüm düşünce, tavır, kavrayış ve eylemler bir sonuçtur ve aynı zamanda bir başlangıçtır.

Sözün özü, imrenerek okuyup dinlediğimiz örnek davranışlar, geçmişi ile kederlenip geleceğe kaygı ile bakacak insanların harcı değildir. Anı yaşarken bereketli bir döngüdeyseniz  olumlu bir davranış sergiliyor veya olumlu bir sonuçla karşılaşıyorsunuz, kısır bir döngüyse hayatınız, hüsran dolu seyrinize devam ediyorsunuz.