Süleyman DİLMEN
OKUMAK ÜZERİNE
Çok merhametli ve en iyi koruyucu Allah adına
İlahi Kelam, ilk olarak “ Oku, Kerem sahibi rabbinin adıyla.”
Diyordu rasulullah (a.s) ve onun şahsında tüm insanlığa.
Yazar Şaban Piriş bey, Alak suresinin tefsirinde, vahyin ilk kelimesi olan “İKRA” ifadesinin yazılı bir metni okumayı ifade ettiği gibi; birşeyi mütalaa etmek, incelemek, araştırmak, itaat etmek ve tabi olmak manalarına geldiğini belirtmektedir. “Kerem sahibi Rabbinin adına oku” ifadesinin ise: gözünü aç, incele, araştır ve gerçeği gör, Rabbini tanı, manalarına geldiğini vurguluyor.
Okumak ve yazmak üzere Rabbimiz (c.c) ilk inen iki surede üç yerde yemin etmekle önemini vurgulamaktadır.
Halbuki okumak üzerine yapılan araştırmalardaki istatistikler bu gerçeğin çoğu müslüman halk (!) tarafından anlaşılmadığını gösteriyor.
İşte bir kaç tanesi:
Türkiye'de 95 kişiye bir kahvehane, 65.000 kişiye bir kütüphane düşüyor.
Batı ülkelerinde belirlenmiş ihtiyaçlar listesinde kitap okuma 18. sırada iken Türkiyede 235. Sırada.
Bir Norveçlinin kitaba ayırdığı zaman, bir Türkün ayırdığının 300 katı.
Bir Amerikalının kitaba ayırdığı zaman, bir Türkün ayırdığının 210 katı.
Bir Almanın kitaba ayırdığı para, bir Türkün ayırdığının 280 katı.
Bir Japon yılda 25 kitap okurken, altı Türk yılda sadece 1 kitap okuyor.
Türkiyede kütüphaneye üye vatandaş sayısı, İrandakinin 1/8 i, Meksikadakinin 1/41 i.
Ankarada 803 üniversite öğrencisinden sadece 2 tanesi boş zamanlarında kitap okuyor.
Şimdi soruyorum. Allah okumaya bu kadar önem atfederken biz ne kadar bunun farkındayız?
Bu istatisitikler beni çok etkiledi ve ben merak ediyorum, kitap okumaktan daha önemli görülen 234 öncülün neler olduğunu.
Farkettiyseniz kanayan bir yaramız var. Doğru ve hikmetli bilgileri okumak ve okutturmak üzerine öncelikle yakınlarımız için çalışmamız lazım.
En’am 162 ışığında düşünerek hayatımızı islamileştirme adına Kur’an’ı okuma ve okutma yoluna gitmeliyiz. Tabiki doğru okumadan bahsediyoruz, yoksa zaten insanlarımız kitabını çeşitli amaçlarla okuyor:
Edebi özellikleriden (Musiki ve kafiyesinden) etkilensin diye
Sevap kazansın diye
İşyerine hırsız girmesin diye
Evinde yangın çıkmasın diye
Nazar değmesin diye
Okuldaki sınavlarını geçsin diye
Ölülerine sevap yollasın diye (Hatta okadar çok sevabı var ve o kadar çok cömert ki: Hasıl olan sevabı diye başlayıp peygamberlere, sahabelere, şehidlere, ecdadına vs. bile bu sevabı bölüştürüyor.)
Bunun üzerine bir örnek düşünelim:
Bir doktor bir hastasına bir reçete yazıp ilaçları kullanmasını istiyor.
Hasta reçeteyi yakasına iğneleyip iyileşeceğine inanıyor.
Hatta hasta hepten akıl hastası ise bu reçeteyi uygulamadan güzel bir şekilde okuyunca kendisiyle birlikte yakınlarından hasta olanların bile şifa bulabileceğine inanabiliyor.
Pekala sizce bu hasta, doktoru dinlemiş olur mu, ve yahut iyileşir ya da iyileştirir mi?
Okumakla insan önceliklerinin bilgisini elde eder. Okumak dünyaya bakışımızı değiştirir. Daha nsağlıklı kararlar verir ona göre hareket ederiz. Karşılaştığımız insanlarla, eşimizle, çocuğumuzla, işverenimizle vs. En sağlıklı şekilde iletişim kurmanın yolu da okumaktır. Bazen okuduğumuz bir cümle hayatımızı değiştirebilir.
Mesela Zuhruf 43-44 benim tüm hayatımı yeniden düzenlememe, Kur’ansız bir gün bile geçirmememe ve çevremdekilere de bunu tavsiye etmeme vesile olmuştu.
Yine okuduğum bir hadis beni önemli ölçüde etkileyerek kendine müslüman olmaktan çıkartıp mümkün olduğunca yakınlarıma ulaşma ve öğrendiklerimi paylaşma gayreti verdi.
İlgili hadis hayber fethi öncesi kılıcıyla savaşa hazırlık yapan Hz. Aliye ilişkin “ Yavaş ol ey Ali, vallahi senin elinle bir kimsenin hidayet bulması güneşin üzerine doğduğu herşeyden daha hayırlıdır.”(Buhari, Cihad 4/58, müslim, F.sahabe 2406)
O halde artık ilmin kaynağı, en güzel kıssa ve örneklerin bulunduğu, müslümanın hidayet yolu haritası Kur’an’ı Rabbimizin 800’e yakın ayette belirttiği okuma adabına uygun olarak tabi olma zamanı gelmedi mi? (İlgili ayetlerin en önemlileri için www.islamvehayat.com daki hayat rehberimiz Kur’an’a dair yazımıza bakılabilir.)Kitabımızı
Şeytandan Allah’a sığınarak (okuduğumuz şeyin önemini hissederek)
Merak ederek
Anlayarak
Düşünerek
Aklederek
Ağır ağır
Hayata geçirme gayreti taşıyarak
Ailece toplanarak
Okursak hem dünya ve ahret huzuruna erer hem de erdiririz inşallah.
Yoksa mı, bu ayetlerin belirttiği duruma düşebiliriz Allah muhafaza?
10/Tevbe, 100 : ... (Allah) pisliği (rezilliği) aklını kullanmayanlara verir.
25/ Furkan, 44: sen insanlardan çoğunun söz dinleyip aklettiklerini (düşündüklerini mi ) sanıyorsun? Oysa onlar hayvanlar gibidirler, hatta yolca daha sapıktırlar.
62/ Cuma, 5: TEVRAT'IN yükü ile onurlandırılmış iken onunla amel etmeyenlerin durumu, sırtına kitaplar yüklenmiş (ama onlardan habersiz bulunan) eşşeğin durumuna benzer. Allah'ın mesajlarını yalanlamaya şartlanmış olanların durumu ne acıdır, çünkü Allah rehberliğini böyle zalim bir halka ihsan etmez!
Burada aman müslümanlar kimi örnek alıyorsunuz, yoksa bu duruma düşen yahudileri mi? Mesajı verilmek istendiği pek zor olmasa gerek.
7/ Araf, 175-176: İnsanlara kendisine ayetlerimizi lütfettiğimiz halde onları bir kenara atan kimsenin başına gelecek olanı anlat: Şeytan yetişip yakalar onu ve o da, başka niceleri gibi, vahim bir sapışla sapıp gider. Eğer biz dileseydik, onu ayetlerimizle yüceltir, üstün kılardık: fakat o hep dünyaya sarıldı ve yalnızca kendi arzu ve heveslerinin peşinden gitti. Bu bakımdan, böyle birinin durumu (kışkırtılan) bir köpeğin durumu gibidir: öyle ki, onun üzerine korkutarak varsan da dilini sarkıtıp harlar, kendi haline bıraksan da. Bizim ayetlerimizi yalanmaya kalkan kimselerin hali işte böyledir. Öyleyse, bu kıssayı (mutlaka) anlat, ki belki derin derin düşünürler.
Rabbim bizleri, peygamberler ve onların arkadaşları (sahabe) gibi ayetleri düşünen ve onlarla amel edenlerden eylesin. Rahman bizleri, rehber ve şifa olan kitabımızı tanımayı ve yaşamak için okuma gayretini önceliklerinin başına yerleştirenlerde eylesin.
Niye mi? Çünkü sadece ondan hesaba çekileceğiz. (Bkz. 43/ Zuhruf, 43-44)
Not: yapıcı eleştirilerinizi beklerim . [email protected]