Fatih PALA

14 Nisan 2012

OKUMAK…

 

Okumak;
 
Başlamaktır.
Lain şeytanı taşlamaktır.
Kirlenmiş, islenmiş hayatı aklamaktır.
Köhnemiş zihinleri ve fikirleri paklamaktır.
Kaybettiğini bulmaktır.
Özlenilen yerde durmaktır.
Hedefi tam on ikiden vurmaktır.
Grileşmelere berrak bir hakikat sunmaktır.
Aydınlık bir dünya kurmaktır.
Hiç boşalmamacasına dolmaktır.
Tüm gedikleri anlamlarla doldurmaktır.
Karanlıkları ebediyen boğmaktır.
Vuslata varmak için gemileri yakmaktır.
Yalnızca Bir olana tapmaktır.
Fıtratından sürgün edilmişleri tek tek yoklamaktır.
Çirkinlikleri ve çirkeflikleri yerin tâ dibine saklamaktır.
Güzellikleri ve ahlakı çoğaltarak kat be kat katlamaktır.
Yoldaki engelleri korkusuzca atlamaktır.
Zulmün ve küfrün kalbine inkılabı saplamaktır.
Bütün sevda erlerini bir manada toplamaktır.
Geçici olana karşı, kalıcılığı asla satmamaktır.
Irmakları yatağında özgürce akıtmaktır.
İçli gözlerle aslolana ve yok olmayana bakmaktır.
Tüm işleri en hayırlı sonuca bağlamaktır.
Kopmak nedir bilmeyen sapa sağlam bir Birliğe bağlanmaktır.
Kurtuluşa uzanan dost ellerden sıkıca tutmaktır.
Diriliş savaşçılarıyla aynı safta kavîce tutunmaktır.
Ezeli düşman olan lain şeytan, içini isyan ateşleriyle yaksa da, ona inat süratla sönmektir.
Onun yaktığı kaleleri azim ve dirençle söndürmektir.
Taze ve yumuşak gönüllere gülmektir.
Mutluluk nedir, huzur nedir, sevda nedir bilemeyenleri büyük bir özveriyle güldürmektir.
 
Okumak;
 
Yaradan, Yâr eden neyi yasaklamışsa yapmamaktır.
Aziz Elçisinin gösterdiği yoldan sapmamaktır.
Başka başka ve uydurmaca ilahlara tapmamaktır.
Gaflete dalıp da ahireti yakmamaktır.
Derde dert, soruna sorun ve balımıza zehir katmamaktır.
Rahmet işçisi olan kalbimizi, batıl yollarda yıpratmamaktır.
Sıcak bir el bekleyen biçareleri, yapayalnız bırakmamaktır.
Felahı terk eyleyip harebe bir yuva kurmamaktır.
Yorulmak nedir bilmeyip asla ve kat’a durmamaktır.
Rotasız yola çıkıp gemiyi karaya vurmamaktır.
Hedef tayin edip öylece yol tutmak ve başa bela sarmamaktır.
Kendinden emin olmak ve kimselere soru sormamaktır.
Haksızlığın karşısında korkusuz bülbül olup katiyen susmamaktır.
En ufak bir mukavemette hemen pusmamaktır.
Güzel günlere erişmenin yolu zorluklardayken, hiçbir rahata gönül koymamaktır.
Dünyada olmak, ama dünyalıklara kanmamaktır.
Faniliklere, bakmamaktır.
Sevimli ve hoş gelen zevklerden hastalık kapmamaktır.
O zevklerin oyunlarına kapılmamaktır.
Hakikat yolcusu olduğunu unutmayıp kendini malayani işlere kaptırmamaktır.
Nura yakınlaşıp nar-ı cehennemde yanmamaktır.
Fütursuzca yaşayıp sonra da cennetli olacağını sanmamaktır.
Yegane mutluluğun peşinde olup da ayaklarımıza yanlış yol bulmamaktır.
Işıldayan yüreklere tevhidin serinliğiyle ulaşıp şirkin bulanıklığını sunmamaktır.
Her gün yeniden açıp bir daha hiç solmamaktır.
Tüm hücrelerinle bağlı kalmaya yemin edip artık sözünden/özünden dönmemektir.
 
Okumak;
 
Ufka sevdalanarak kıpırdayan damarları susturmamaktır.
Yalanı ve nifağı safkanlığa kondurmamaktır.
Dağlar aşıp da gelen direniş ezgilerini susturmamaktır.
Bendine sığmaz nehirleri durdurmamaktır.
Yolunu bulmuş ve adanmışları gayelerinden saptırmamaktır.
Hayatın menbaına akanları başka yönlere baktırmamaktır.
Eğilerek yükselenlerin yollarını açmak ve onları asla kandırmamaktır.