İslam BAŞARAN

12 Temmuz 2013

RAMAZAN BİR MEKTEBDİR

Kur'an'ın kendisinden indirileye başlandığı Ramazan ayında bulunmaktayız. Kur’an’ın nazil olma sebebinin insanlığa hidayet yolunu göstermek ve akibetleri konusunda insanları inzar etmek olduğunu yüce Rabbimiz bizlere hikmet dolu kitabında bildirmektedir. Kadir gecesi, Kur’an'ın insanlık ile buluşmasıdır. Kur'an'ın insana hitabının başladığı gecedir Kadir gecesi.
 
Yüce Allah Hz. Muhammed (s) elçiliğinde insanlara hitabını, Kur’an’ı  Kerim'i inzal etmekle tamamlamıştır. Kur'an dileyenler için hidayet rehberi, kurtuluş kaynağı kılımıştır.
 
İnsanların Kur’an’dan kopmasıyla Ramazanın ilmini, hikmetini kaybettiğini, yerine hurafelerin aldığını görmekteyiz.. Bir aylık Ramazan sürecini  festivalle, konserle, tiyatroyla, eğlenceyle doldurmak Ramazan ayının anlamını, faziletini, takvasını hiç kavramamanın neticesidir.
 
Ramazan ayının gerçek mahiyetini Kur’an’a  ve Kur’an’ın ilk nesline bakarak görebilmekteyiz.
 
Kur’an’ın yetiştirdiği ilk nesil,  Yüce Allah’ın emirlerine katıksız iman ederek nefislerini Allah’a  teslim etmişlerdir. Onlar önce  Allah’ın helâl ve haramını, emir ve yasaklarını öğrenmişlerdir. Kur’an’ı okurken tertil üzere, tefekkür ederek  ilme vakıf olmuşlardır. Kur’an ile nefislerini arındırarak, yüce Allah’a tam teslimiyet göstererek bizlere örnek nesil olmuşlardır.
 
Ramazan; İmanın kalple buluşması için mükemmel bir fırsattır. Kur’an’ın bu ayda nazil olduğunu düşünerek, okuyup üzerinde tefekkür ederek onu anlama  gayreti göstererek Kur’an’a yaklaşmalıyız. İmanın kalple buluşması; Kur’an’ın insana, insanın da Kur’an’a açılmasıdır. Kur’an’a doğru yaklaşırsak o kalbimize iner ve Ramazan ayının nimetini kaçırmamış oluruz.
 
Ramazan ayı bir mektep gibidir,  İslam'ın nasıl yaşanması gerektiğini insan bu ayda daha yoğun şekilde öğrenip kavrama imkanı bulur. İslamın ilkelerini, ibadeti, takvayı, sabrı, kardeşliği, cihadı… İslam'a dair her şeyi bizlere hatırlatmaktadır.
 
Oruç, kalbi takvayla besleyen bir ibadettir. Takva ise kalpleri akla gelebilecek her tür günahtan koruyan bir koruyucudur. Oruç, kesin ve kararlı bir iradeyi ortaya koyar.  Oruçlu iken gün içinde nasıl yemekten, içmekten sakınılıyorsa, hayatın her alanında  yüce Allah’ın haram ve yasaklarından tittizlikle sakınılması ve hayata yansıtılması gerektiğini öğretir.
 
Ramazan ayı hicret ayı olarak da görülmelidir. Eski alışkanlıklardan, cahili yaşantıdan,  Kur’an ayını doğru anlayıp İlahi mesajı hayatımıza hakim kılarak vazgeçebiliriz. Kur’an’ın ilk neslinden bizlere aktarılan haberlerde, Kur’an’ı nasıl anladıklarını, nasıl okuduklarını öğrenmekteyiz.
 
Abdullah b. Mesud (r.a.), kalpleri Kur’ân’la harekete geçirmeyi önerir: “Kur’ân’ı şiir okur gibi, durup düşünmeden okumayın. Heceleri üzerinde durun, düşünün; onunla kalbinizi harekete getirin. Herhangi birinizin düşüncesi, bir an önce surenin sonuna ulaşmak olmasın.” Devamla şöyle der: “Eğer kalp gözünün açık olmasını istiyorsan, Allah’ın “Ey iman edenler” diye sözünü işittiğinde, ona kulağını dört aç. Çünkü o, ya bir hayrı emreder veya bir şerri nehy eder.”
 
Hz. Ömer (r.a) der ki: “Siz Kur’ân’a tâbi olunuz. Sakın Kur’ân’ı kendinize uydurmayınız. Çünkü kim Kur’ân’ı kendisine uydurursa, Kur’ân onu yüz üstü cehenneme atar. Fakat kim Kur’ân’a tabi olursa, Kur’ân onu Firdevs cennetlerine götürür...”
 
Hadid, 57/16: “İman edenler için hâlâ vakit gelmedi mi ki, kalpleri Allah’ın Zikrine (Kur’ân’a) ve inen hakka huşû duysun ve bundan önce kendilerine Kitap verilmiş, sonra da üzerlerinden uzun zaman geçmekle kalpleri katılaşmış, çoğu da yoldan çıkmış kimseler gibi olmasınlar.”