Şahin YETİK

24 Kasım 2014

TEVEKKÜL REDİFLERİ

ağlamak bir kapısı ise gülmenin,

bırak dökülsün göz yaşları sinenin...

boşa geçen yıllara ah etmektense kendinin,

sırt çevir geçmişe, işte önünde geleceğin...

Yeten yeter sana şüphesiz bilirsen yetinmeyi,

veren vermiyorsa istemediğinden mi vermeyi...

bilmez misin, buyrulur; ''innallahe meas sabirin'',

mütevekkil ol gereğini yapmışsan görevinin...

bilsen ki; geçiyorsun hayatının sancılı sınavından,

yine de daha çok düşünmelisin ahireti, dünyadan...

sakın ki, kaybedeceğinden korkma yaşamını,

bilakis bilmelisin cenneti kazandığını...

hiçbir düştüğün sıkıntıda ne mahzun ol ne de müteessir,

''hasbinallahu ve ni'mel vekil, ni'mel mevla ve ni'mel nasir''...

diyorsan ki dualarımıza haşa! gelmiyor cevap,

sınamadasın, direnmelisin kalana değin bitap...

Kardeşim! umudun bittiği yerde gelir ol nasri ilahi;

yok olur o zaman zulümat göz açıp kapamak kadar ani...

öyleyse kesmek mi lazım, umudu rahmeti rahmandan,

aksine sarılmak lazım o tahtaya kurtulana değin fırtınadan...

nasıl ki yetişmez itfaiye çıkmayınca yangın,

biçilmeyince ekilen bakar yüzler, hep dargın...

öyle de sen yapınca görevini makül,

bu işin açıklaması olur tevekkül...