Mengüşoğlu "Düşünmek Farzdır" konusuyla İzmir'deydi
İzmir Özgün-Der, M.Önal Mengüşoğlu’nu ağırladı. Dokuz Eylül İlahiyat Cafeteryasında gerçekleşen konferans Hamza Akdeniz’in açılış konuşması ile başladı, konunun önemini arz eden Akdeniz; Mengüşoğlu’nun ‘Belli Olmaz Kimliği Arkadan Vurucunun’’ adlı şiirini okuyarak sözü Mengüşoğlu’na bıraktı. Yaklaşık iki saat süren konuşma soru-cevap bölümünden sonra sona erdi.
26-02-2013
İzmir Özgün-Der, M.Önal Mengüşoğlu’nu ağırladı.
Dokuz Eylül İlahiyat Cafeteryasında gerçekleşen konferans Hamza Akdeniz’in açılış konuşması ile başladı, konunun önemini arz eden Akdeniz; Mengüşoğlu’nun ‘Belli Olmaz Kimliği Arkadan Vurucunun’’ adlı şiirini okuyarak sözü Mengüşoğlu’na bıraktı. Yaklaşık iki saat süren konuşma soru-cevap bölümünden sonra sona erdi.
M.Önal Mengüşoğlu’nun konuşmasının genel değinisi şöyle ;
-Akletmenin merkezi olarak kalbe atıfla, emanete verilemeyecek yegane olgunun düşünme melekesi olduğunu; insanların bu meleke ile ‘tab edilmiş, tabiata dahil kılınmış, kaderi belirlenmiş eşya’dan/varlıklardan’ ayrıldığını; insanın amellerinin yaratıcısı olduğunu; Kur’an'ın ana temalarından biri olarak düşünmenin, akletmenin başlarda geldiğini, en az altı ayette bir bu konuya dikkatlerin çekildiğini; Kur’an'da geçen düşünme eksenli kelime ve kavramların içeriklerine de değinerek, her şeyin azından bahsedilmekle beraber, ‘Ne kadar az düşünüyorsunuz!’ denilerek burada çoğa vurgu yapıldığını; pirincin içindeki yabancı taşları ayırma esnasındaki faaliyetten sonra oluşacak eminliğin, güvenin ‘iman’ olarak zikredilebileceğini; her insan biricik iken onun tek tipleştirilmeye çalışıldığını ve burada siyasilerin, akla ipotek koyanların, aşk kavramı ile kitleleri uyutanların sorumlu olduklarını; hadis metinleri yerine ‘siret’ metinleri okunmasını tavsiye ettiğini; hadis uydurulmasında düşünce melekesinin devre dışı kalışını, mesela ‘tercüme sırasında ‘İstişare ettim!’ ifadesinin ‘İstihareye yattım!’ şeklinde çevrilerek bir nevi ortam hazırlandığını belirterek, dikkatleri Kur’an eksenli düşünmeye çekerek sunumunu sürdürdü.
- ‘İmamını tanımadan ölen cahiliye ölümü üzre ölür!’, ‘Dilini burnuna değdiren cennete girer!’ ve ‘Cenin kırk günlük iken iki melek gelir; said mi, bedbaht mı olacağı yazılır!’ hadis denen sözlerin kendi yaşadığı örneklerden ve kıssa kabili temsillerden hareketle kritiğini yaptı.
- Pirincin içindeki sırayla sarı, siyah taşların ayrılarak, daha yoğun bir faaliyetin beyaz taşları ayıklayarak gerçekleştirildiğini, işte bunun düşünme ameliyesine denk geldiğini ve bu esnada bir sorumluluk tahakkuk etmeyip asıl imanın, işte bu son noktadaki eminlik, güven aşaması olacağı üzerinde durdu!
- Fıkhın insanı daraltmak, sınırlandırmak işlevi gördüğünü, taklit konusunun aşılmak için hassasiyet istediğini; asl olanın ise ‘ibahe/mübahlık’ olduğunu, içtihadın ‘yol açmak, çıkış göstermek’ olarak düşünülmesi gerektiğini; İslam dışı tüm paradigmaların yasaklar üzerinden meşruiyet aradıklarını; Arapça yaratma içerikli çok farklı ifadeler kullanılmasına rağmen bunların Türkçe’de sadece ‘yaratmak’ olarak karşılanmasının anlam daralmalarına sebep olduğuna ve ‘İnsanın fillerinin yaratıcı olması’ hususuna engel teşkil ettiğine özellikle vurgu yaptı.
-Hiç kimse düşünme esnasında (araştırma) mü’min ya da kâfir olmaz diyerek akletmekten korkulmamasına işaret etti.
Foto/Furkan Gültekin
- Siyonazi çetesi, Gazze'de gıda yardımı bekleyen sivillere saldırdı: 150 maktul 1000 yaralı
- Gazze İle Dayanışma ve Şehadet Gecesine Dâvet
- Gazze İle Dayanışma ve Şehadet Gecesi'ne dâvet
- İktibas’a bu cumartesi Ali Kaçar konuk oluyor
- Gazze’ye Yardım Kampanyası
- Siyonist vahşet: İnfaz edip çöpe atmışlar
- Adana ve Mersin seyahatinden sadra düşenler
- Kur'an Nesli İlim Merkezi'nin çadır yardımları Gazze'ye ulaştı
Makaleler
Hava Durumu