Mü’minlerin dayanıp güvendiği tek güç Allah’tır
Mü'min, yalnızca Allah'a olan sadakatini korumak, O'na kullukta kararlı olmakla yükümlüdür. Böyle yaptığı takdirde, korkması gereken hiçbir şey yoktur: Ey iman edenler, üzerinizdeki (yükümlülük) kendi nefislerinizdir. Siz doğru yola erişirseniz, sapan size zarar veremez. Tümünüzün dönüşü Allah'adır. O, size yaptıklarınızı haber verecektir. (Maide Suresi, 105)
13-04-2008
Kur'an ahlakından uzak olan toplumlardaki insanlar, karakterlerini sahip oldukları güç ve statüye göre geliştirirler. Kendilerine güvenmeleri için, mutlaka ya zengin, ya ünlü, ya çok güzel, ya da yakışıklı olmaları gerekir. "Saygın" birinin oğlu ya da kızı olmak da yine aynı toplumda önemli bir güven kaynağıdır.
Ancak mü'minler için durum tümüyle farklıdır. Mü'min, yalnızca Allah'a güvenip dayanır. Kendine güvenmesi için, inkarcıların ihtiyaç duyduğu maddi kıstasların hiçbirine ihtiyacı yoktur. Çünkü Allah daima mü'minlerin destekçisidir. Onları, inkar edenlerin karşısında zayıf bırakmaz. "Andolsun, ben galip geleceğim ve elçilerim de" (Mücadele Suresi, 21) hükmü gereği, resullerini ve onlara tabi olan mü'minleri her zaman galip kılar. Mü'min tüm dünyanın karşısında tek başına da olsa, bu büyük destekle onlara karşı üstün gelir. Allah, resulüne karşı şu güvenceyi vermektedir:
Onlar, seni aldatmak isterlerse, şüphesiz Allah sana yeter. O, seni yardımıyla ve mü'minlerle destekledi. (Enfal Suresi, 62)
Unutulmamalıdır ki, mü'minlere yolları açan, başarı kazandıran, onları geliştiren, güçlendiren Allah'tır. İnsanın çözüm olarak başvurduğu sebepler, başarılı olması için yeterli değildir. Sebepler tek başına hiçbir şey yapamaz; sadece fiili bir duadırlar. Bununla beraber olan sözlü dua ve ihlasın karşılığında Allah istenen sonuçları yaratır. Dolayısıyla mü'minin başarmak istediği bir işte yalnızca Allah'ın yardımına güvenip dayanması gerekir.
Böyle olunca da, kendinden son derece emin, hiçbir tehlikeden çekinmeyecek kadar gözü kara ve aleyhte gibi görünen gelişmelerden hiçbir şekilde etkilenmeyecek kadar sağlam karakterli bir insan ortaya çıkar. Kavminin hepsinin birer birer sapmasına karşılık hiçbir şekilde güvensizliğe kapılmayan ve "... Eğer siz ve yeryüzündekilerin tümü inkâr edecek olsanız bile şüphesiz Allah hiçbir şeye muhtaç değildir, övülmüştür" (İbrahim Suresi, 8) diyebilen Hz. Musa, bu konuda çok iyi bir örnektir.
Hz. Musa, bu denli güvenli ve korkusuzdur. Çünkü Allah'ın yardımının mü'minlerle birlikte olduğuna emindir. Allah, ona, "Korkma, muhakkak sen üstün geleceksin" (Taha Suresi, 68) hükmünü vahyetmiştir.
Kuşkusuz Hz. Musa'nın tavrı diğer tüm mü'minler için de örnek olmalıdır. Çünkü Allah, aynı güvenceyi yalnızca Hz. Musa'ya ya da öteki resullere değil, kendi rızasına ihlasla sarılan tüm mü'minlere vermektedir. İnkar edenlere karşı onları koruyacağını, galip kılacağını vaat etmektedir. Bu gerçek Kur'an'da, "... Allah, kafirlere mü'minlerin aleyhinde kesinlikle yol vermez." (Nisa Suresi, 141) şeklinde ifade edilmiştir.
Mü'min, yalnızca Allah'a olan sadakatini korumak, O'na kullukta kararlı olmakla yükümlüdür. Böyle yaptığı takdirde, korkması gereken hiçbir şey yoktur:
Ey iman edenler, üzerinizdeki (yükümlülük) kendi nefislerinizdir. Siz doğru yola erişirseniz, sapan size zarar veremez. Tümünüzün dönüşü Allah'adır. O, size yaptıklarınızı haber verecektir. (Maide Suresi, 105)
Doğru yola erişenlere, inkar edenler hiçbir şekilde zarar veremez. Mü'minleri baskı altına almak, hatta öldürmek için yaptıkları tüm plan ve tuzakları Allah boşa çıkartır. Bir ayette bu sır şöyle açıklanır:
Gerçek şu ki, onlar hileli-düzenler kurdular. Oysa onların düzenleri, dağları yerlerinden oynatacak da olsa, Allah katında onlara hazırlanmış düzen (kötü bir karşılık) vardır. (İbrahim Suresi, 46)
İnkarcılar mü'minler aleyhine tuzaklar hazırlarken, Allah da onları, "... bilmeyecekleri bir yönden derece derece" (Araf Suresi, 182) yıkıma doğru sürükler. Söz konusu kişiler, kendi basit mantık örgüleri içinde mü'minlerden üstün olduklarını ve onları kolaylıkla mağlup edeceklerini sanırlar. Oysa Allah mü'minlerle beraberdir ve Allah'ın güç, izzet ve azameti de inananlarda tecelli etmektedir.
-
mustafa çavdar 14-04-2008 11:59
çok güzel yazmışsınız teşekkür ederim RABBİM sizden razı olsun başlık yazısına gelince ALLAH bizi muhatağp alıp bir peygamber bu peygamberle birlikte KURANI KERİMİ göderdiği halde bir kere merak edipde ALLAH ne diyor acaba diye anlayarak okumuyoruzki evet tanımadığın bir ALLAHA nasıl güveneceksin kitabımız KURANI KERİMİN önündeki en büyük engel bu tarikat ve cemaatlardır çünkü KURANI KERİMİN tamamı bunların aleyhinde KURAN anlaşılırsa menfaatların bozulacağından korkuyorlar haydin müslümanım diyenler kitabımız KURANI KERİMİ anlayarak okuyup hayatımızı buna göre yönlendirelim
- Müslümanlar Olarak Bir “Bayburt Dâvâmız” Olmalı
- Mallar ve canlarla imtihan
- "Türk-İslam sentezi" nedir, İslami açıdan meşruiyeti var mıdır?
- Kur'an'la Hükmetmeyip Onu Mehcur Bırakanların, Onun Yırtılmasını Kınama Hakkı Var mı?
- Kurumsallaşmakla imtihanımız
- Feminizm bir sonuçtur
- Müslüman, Sistemin İçinde mi Olmalı, Dışında mı?
- Selamun Aleykum Arapça, Günaydın Türkçe mi?
Makaleler
Hava Durumu