Olmert’i Davet, El-Aksa’ya İhanettir

Bugün Kızılay’da sağanak yağış altında toplanan İlkav üye ve gönüldaşları Siyonist İsrail’in saldırganlığını ve Mescid-i Aksa’yı yıkma girişimini protesto etti.

Eylemde “Canımız Kanımız Sana Feda Ey Aksa” ve “Katille Görüşme Katliama Ortak Olma” dövizleri ve “Canımız Kanımız Sana Feda Ey Aksa” ve İslami Direniş Onurumuz, Şehidlerin Yolu Yolumuz yazılı pankartları açan topluluk eylem

boyunca Kanımız Canımız Feda Olsun Aksa’ya”, “Aksa’ya Selam Direnişe Devam”, “Yaşasın El-Aksa Yaşasın İntifada”, “Olmert’i Davet El-Aksa’ya İhanet”, “Katil İsrail, Emperyalist ABD”, “Birruh Biddem Nefdike Ya Aqsa / Kanımız Canımız Feda Olsun Aksa’ya!” şeklinde slogan attılar ve sık sık tekbir getirdiler.

Sağanak yağmur altında yapılan basın açıklamasında kısa bir konuşma yapan Abdurrahman Çeliker; “Burada bizim üzerimize yağmur yağarken Filistin’de kardeşlerimizin üzerine bombalar, mermiler yağıyor. Aşırı sağanağa rağmen Filistin’deki kardeşlerimizin yanlarında olduğunuzu haykırmak için burada bulunmanız gerçekten anlamlı ve kardeşlik bilincinin bir yansımasıdır.” dedi.

Siyonist İsrail’in Mescid-i Aksa’yı yıkarak daha önce var olduğunu iddia ettikleri Siyon Mabedini inşa etme çabalarıyla Doğu Kudüs’ü işgal ettiklerini, El Aksa’ya yapılan saldırıların da bu işgal projesinin bir parçası olduğunu söyleyen İlkav Başkanı Mehmet PAMAK; İsrail’in işgal ve yıkım projesine karşı Filistin’de mücadele eden ve El-Aksa’ya bedenlerini siper eden Müslüman kardeşlerimizin mücadelelerinde yalnız olmadıklarını ifade etmek, Kudüs davasının ümmetin davası olduğunun şahitliğini yerine getirmek ve aynı zamanda ABD destekli İsrail’in eli kanlı Başbakanını Türkiye’ye davet eden TC yönetimini de protesto etmek için toplandıklarını söyledi. “Siyonistler, insanlık onurunu ayaklar altına alan işgal, katliam ve yıkımlarla hain hedeflerine doğru, ABD desteğiyle ve dünyanın utanç verici suskunluğunun sağladığı cüretkarlıkla ilerliyorlar. Kudüs üzerindeki tahakkümlerini perçinlemeye çalışıyorlar. Biz Müslümanlar açısından tüm sorunların kaynağı, Aksa’nın altında açılan tünel ve yapılan “arkeolojik araştırma” kamuflajlı kazılar değil, bizatihi işgalin kendisidir. Temel sorun, emperyalizmin desteği ve kollamasıyla Filistin’de devam etmekte olan Siyonist tahakkümdür. Katliam, sefalet, yayılmacılık ve Mescid-i Aksa’ya yönelik saldırılar Siyonist işgalin bir sonucudur ve bu temel sorunun köklü bir biçimde halledilmesi ise, ancak Siyonist işgalin tümüyle bertaraf edilmesiyle mümkün olacaktır.” dediği konuşmasını;

“Rabbimiz! Kâbe’nin, Hayber’in, Kerbela’nın, Bağdat’ın, Kudüs’ün, el-Aksa’nın Rabbi olan Allah’ımız! Direnen kardeşlerimize, müstezaflara ve bizlere yardım et. Dualarımızı karşılıksız bırakma. Bizi arındır. Bizi uyananlardan, adananlardan ve direnenlerden eyle. Zilletin kara örtüsüne, murdar soluğuna ve dünyevileşmenin çürütücü pisliğine bulaştırma bizi.

Ey Kudüs, Ey Aksa, Ey onurun ve adaletin merkezi

Ey acıya, şehadete sevdalı çocukların beldesi

Ey yeryüzünün en görkemli bildirisi

Ey tevhidin göğe uzanan şehadet parmağı; Selam olsun sana

Ve Kanımız Canımız Feda Olsun Sana!” sözleriyle tamamladı.

Sağanak yağmurun basın açıklaması boyunca devam etmesine rağmen katılımcıların açıklama sonrasında da bir süre ve ısrarla “Olmert’i Davet El-Aksa’ya İhanet” sloganını atmaları ve alandan ayrılmamaları dikkat çekti.

Basın Açıklamasının Tam Metni:

Bugün burada, yaklaşık 80 yıldır mazlum Filistin halkının kanını döken ve sürekli kanla beslenen Siyonist İsrail çetesinin ilk kıblemiz olan El Aksa’ya saldırısını ve bu saldırıyı-yıkımları-katliamları gerçekleştiren eli kanlı katillerin lideri terörist Olmert’i ve onu, işgal-yıkım-katiamların devam ettiği bir süreçte ülkemize davet eden TC yönetimini protesto etmek için toplanmış bulunuyoruz. Bu İslami ve insani duyarlılığı göstererek buraya geldiğiniz için hepinize teşekkür ediyoruz.

Mescidi Aksa bugün, tıpkı aziz şehitlerimiz Ahmet Yasinler, Rantisiler ve tüm şehitlerimiz gibi, bu büyük zulüm karşısında ümmetin suskunluğuna ağlıyor!

Mescid-i Aksa, sürekli tahrip edilmeye-yıkılmaya çalışıldığı, sürekli kuşatma altında tutulduğu, vahşi bir işgalin onursuz saldırılarına muhatap kılındığı halde, ümmetin, kurtarıcı müdahaleyi gerçekleştirecek bir diriliği ve zindeliği kaybetmiş olmasının yol açtığı büyük zillete ağlıyor.

Mescidi Aksa, Siyonist işgalciler tarafından en vahşi silahlarla sürekli katledilen, işkenceye tabi tutulan, sürülen, tutsak edilen yiğit ve onurlu çocuklarına ağlıyor.

Mescidi Aksa, yıkım ve işgal projelerinin en azgın uygulamalara yöneldiği bir süreçte, birilerinin Filistin halkı adına ortaya çıkarak Siyonist işgalcilerle işbirliği yapmalarına, dünya Müslümanlarının da bütün bu oyunları seyretmelerine, kendisini Siyonistlerin esaretinden kurtarmak için ciddi bir gayret ve duyarlılık göstermemelerine ağlıyor.

Mescid-i Aksa bugün, aslında kendi tutsaklığından çok, Kur’an’dan ve Resulün örnekliğinden koparak İslam ümmeti olma niteliğini yitirmiş Müslüman halkların dağınıklığına, bilinçsizliğine ve cahilce ihtilaflarla birbirine düşürülmekte olmasına ağlıyor.

İşgalci İsrail, Müslümanların ilk kıblesi Mescid-i Aksa’ya yönelik saldırganlığını yeni bir aşamaya taşıyor. On yıllardır Kudüs’ü, Müslümanlardan, tevhid inancından ve tarihinden arındırma faaliyeti yürüten Siyonist İsrail, sistemli bir çabayla bu kenti Yahudileştirme programı izliyor.

Siyonist terör devleti İsrail, Mescidi Aksa’’yı yıkarak, daha önce yerinde bulunduğunu iddia ettikleri Siyon Mabedi’ni inşa etmeyi amaçlıyor. Bu amaçla, Mescidi Aksa’nın bulunduğu Doğu Kudüs’ü işgal ettikleri tarihten itibaren mescide yönelik çeşitli saldırılar gerçekleştirdiler. Bu saldırılarda birçok Müslüman kardeşimiz şehid oldu, bir çoğu da yaralandı. Katil İsrail’in, El-Aksa’yı yıkarak Siyon mabedini ortaya çıkartmasının bir amacı da dünya Yahudilerinin önüne ortak bir ideal koymak istemesidir.

Siyonist İsrail, işte tüm bu nedenlerden dolayı özellikle son günlerde Filistin’de yaşanan iç karışıklıklardan da aldığı cesaretle Mescid-i Aksa’nın tahribi projesini bir adım daha ileri taşıyarak Mescidin “Mağripliler” Kapısı’na giden yolda, sözde yol genişletme gerekçesiyle kazı çalışmalarını yeniden başlattı. Siyonistlerin asıl hedeflerinin Aksa’nın batı duvarının yıkılması olduğu iyi biliniyor.

Siyonistler, insanlık onurunu ayaklar altına alan işgal, katliam ve yıkımlarla hain hedeflerine doğru, ABD desteğiyle ve dünyanın utanç verici suskunluğunun sağladığı cüretkarlıkla ilerliyorlar. Kudüs üzerindeki tahakkümlerini perçinlemeye çalışıyorlar. Biz Müslümanlar açısından tüm sorunların kaynağı, Aksa’nın altında açılan tünel ve yapılan “arkeolojik araştırma” kamuflajlı kazılar değil, bizatihi işgalin kendisidir. Temel sorun, emperyalizmin desteği ve kollamasıyla Filistin’de devam etmekte olan Siyonist tahakkümdür. Katliam, sefalet, yayılmacılık ve Mescid-i Aksa’ya yönelik saldırılar Siyonist işgalin bir sonucudur ve bu temel sorunun köklü bir biçimde halledilmesi ise, ancak Siyonist işgalin tümüyle bertaraf edilmesiyle mümkün olacaktır.

Bu nedenle, Filistinli kardeşlerimizin gösterdiği onurlu direnişe Türkiyeli Müslümanlar olarak katkıda bulunmak ve Siyonist işgale tavır almak büyük sorumluluğumuzdur. Rabbimizin çevresini bereketli kıldığını bildirdiği ilk kıblemiz Kudüs’e yönelik yeni bir oldu-bittinin asla kabul edilmeyeceğini ve bu ahlaksız işgal, bu terörist kuşatma son bulana, Kudüs ve Aksa özgür olana kadar İslami direnişin devam edeceğini, tüm emperyalistlerin yüzüne haykırmak İslami kimliğimizin vazgeçilmez bir gereğidir.

Bugün Filistin’de, Mescidi Aksa’yı korumak için Siyonist işgalcilerin karşısında kahramanca mücadele eden ve bu uğurda canları dahil her şeylerini feda etmekten çekinmeyen Müslümanlar, gerçekte tüm ümmetin şeref ve onurunu savunmaktadırlar. Siyonistlerin son günlerde ortaya koydukları şeytanlıklarına karşı başta Kudüs’teki kardeşlerimiz olmak üzere, tüm Filistinli Müslümanlar ellerinden geldiğince ve büyük fedakarlıklarla direnmeye devam ediyorlar. Bedenlerini Mescid-i Aksa’ya kalkan yapmış durumdalar. Ne var ki, acımasız işgal, korkunç kuşatma ve işgalciye verilen küresel destek, zayıf düşürülmüş Filistinli kardeşlerimizin Siyonist saldırıları boşa çıkartmalarını zorlaştırmakta ve hatta seslerini duyurabilmeleri önünde dahi büyük bir engel oluşturmaktadır.

Tüm bu olanlar karşısında ABD ve Batıya bağımlı işbirlikçi Arap yönetimleri ve Arap Birliği ise, her zamanki ezik ve teslimiyetçi tutumuyla sadece cılız, anlamsız “kınama” mesajları yayınlamakla yetiniyorlar. Sözüm ona Kudüsü ve Mescid-i Aksa’yı savunmak amacıyla kurulmuş olan İKÖ zelil bir edilgenlikle seyrediyor. İsrail “dinci terör devleti”nin ve azgın destekçisi küresel terörist ABD’nin “stratejik ortağı” TC yönetimi ise, Siyonist Katil Olmert’i Türkiye’ye davet ediyor.

Arz-ı Mev’ud hayaliyle Fırat’a kadarki Türkiye topraklarında da hak iddia eden, haritalarında ve bayrağında da bu iddiasını simgeleştiren İsrail’le, stratejik ortaklık yapanlar, kardeş Filistin halkının temsilcileriyle görüşmekten korkup da İsrail’in terörist liderleriyle görüşenler, askeri anlaşmalar yapanlar, katil Siyonist pilotların eğitimi için Türkiye hava sahasını tahsis edenler utanmalı ve ABD’den değil Allah’ın azabından korkmalıdırlar. Terör devletinin başkanlarıyla yapılan görüşmeler, yapılan stratejik ve askeri anlaşmalar Filistin’de yapılan bütün katliamlara ve işkencelere ortak olmaktan başka bir şey değildir. Bilinmeli ki, dünya hayatı geçicidir. Herkes ölecek ve Rabbine hesap verecektir. Dünyevi iktidar hesaplarıyla ve siyasi çıkarlar uğruna ahlaki ilkeleri feda edenler de bu hesaptan azade değildirler. O halde dünyevi çıkar hesapları yerine bu gerçek hesabı düşünerek, katillerin masum Filistinli kardeşlerimizin kanına bulanmış ellerini sıkmamalı ve başta Filistin halkı olmak üzere, bütün Müslüman halklara zulüm anlamına gelen bu daveti iptal etmelidirler.

Filistinli kardeşlerimiz “Aksa Tehlikede” sloganıyla tüm dünyayı bu Siyonist komploya karşı harekete geçmeye çağırıyorlar. Ağızlarının kapatılmasına, seslerinin kısılmasına karşın herkesi sorumluluklarına sahip çıkmaya davet ediyorlar. Zulme, işgale, onursuzluğa tavır almaya, İslami kimliğimize, onurumuza sahip çıkmaya çağırıyorlar.

Bugün burada, sorumluluklarını müdrik olan Türkiyeli Müslümanlar olarak bizler de, işgale ve zulme karşı direniş ve dayanışma vazifemizin ve İslami sorumluluğumuzun bir gereği olarak ilk kıblemiz Mescid-i Aksa’ya karşı yürütülen işgal ve saldırıları lanetliyoruz. Mescid-i Aksa’nın ve onun savunuculuğunu üstlenmiş aziz şehitlerimiz ile mazlum Filistin halkının yanında yer alarak zalimlere karşı itirazımızı yükseltiyoruz. Kudüs davasının sadece Filistinlilerin değil, tüm ümmetin davası olduğunu; Müslüman’ım diyen herkesin bu vahşi işgale tavır almaya mecbur bulunduğunu; hatta adaletten ve insanlıktan yana olduğunu söyleyen her insanın, Siyonist işgale karşı çıkması gerektiğini haykırıyoruz. Yine bu çerçevede, başta TC yönetimi olmak üzere, Siyonistlerle açık ya da örtülü işbirliği içinde olan tüm bölge ülkelerinin yöneticilerinin bu açık saldırganlığa karşı tavır almaları gerektiğini, aksi halde Aksa’mızı yıkmaya çalışan Siyonist işgalin suç ortakları konumuna düşeceklerini bir kere daha hatırlatıyoruz.

Rabbimiz!

Kâbe’nin, Hayber’in, Kerbela’nın, Bağdat’ın, Kudüs’ün, el-Aksa’nın Rabbi olan Allah’ımız!

Direnen kardeşlerimize, müstezaflara ve bizlere yardım et. Dualarımızı karşılıksız bırakma. Bizi arındır. Bizi uyananlardan, adananlardan ve direnenlerden eyle. Zilletin kara örtüsüne, murdar soluğuna ve dünyevileşmenin çürütücü pisliğine bulaştırma bizi.

Ey Kudüs, Ey Aksa, Ey onurun ve adaletin merkezi

Ey acıya, şehadete sevdalı çocukların beldesi

Ey yeryüzünün en görkemli bildirisi

Ey tevhidin göğe uzanan şehadet parmağı; Selam olsun sana

Ve Kanımız Canımız Feda Olsun Sana!

Mehmet Pamak

İlmi ve Kültürel Araştırmalar Vakfı (İLKAV)