Geleneksel Özgün-Der ‘Cumartesi Seminerleri’ bu hafta ‘Yol Ayrımında ki İnsan’ başlığıyla, Celaleddin Vatandaş ağırlandı.
Yoğun bir katılımla, Karabağlar Halk Eğitim Merkezi Konferans Salonunda gerçekleşen program Kur'an tilavetiyle başladı, ardından Hamza Akdeniz programın içeriğine ve Özgün-Der’in kim olduğuna dair kısa bir konuşma gerçekleştirdi. Daha sonra Prof.Dr. Celaleddin Vatandaş konuşmasını yapmak üzere takdim edildi.
“Lüzumsuz işlerimizle oyalanmamız sonucu her birimiz bir yanlara dağıldık. İşlerden güçlerden kafamızı kaldıramaz duruma gelmişken çok şükür böyle konferanslar ve buluşmalar ile biraz da olsa nefes alabiliyor ve birbirimize tutunabiliyoruz.” diyerek sözlerine başlayan Celaleddin Vatandaş idari konumunun getirmiş olduğu hayatından kesitlerle konuşmasına devam etti. Kendisinden haksızlık talep eden öğrencilerden, öğretim üyelerinden ve çalışanlardan şikayet ederken. İslam dininin sosyal, ekonomik, ailevi hayatımıza müdahale eden ve kolaylıklar dini iken maalesef zor hale getirildiğini söyledi. Bunu da zor hallere getiren bizim tabularımızın olduğunu ifade etti.
İnsanlığa şahit olarak çıkarılmış ümmetin bu şehir olabilir bu ülke veya bütün yeryüzünden bahsedebiliriz her türlü ahlaki, kişilik, siyasi problemlerin boğazımıza kadar tıkandığını görüyoruz. Bu din tarih boyunca bu tıkanıklardan kurtulduğunu ve bunlara çözüm ürettiğini görürken bugün hayatın birimlerinden uzaklaştırılmış. Halbuki bu din hayatın birimlerindeki kültüre girmesi gerekiyor. Ancak bu şekilde beşeri seviyeye indirilmesi mümkün olur, diyerek günümüzdeki sıkıntıları değerlendirdi. Yol ayrımı ifadesini kendisinin türetmediğini bunun Kur’an’ın bir benzetmesi olduğunu ifade etti.
İnsanlar yol ayrımlarında küçük küçük sapmalar yapsa dahi geri dönüp bunun değerlendirmesini yapabilmeli işte bu insanların müminlerdir. Bu yüzden müminin sürekli teyakkuz halinde olmak zorunda olduğunu düşündüğünü dile getirdi. Yol gidişatın tanımı olmasıyla beraber Allah’ın tayin ettiği yolda olma haline İslam yoldan çıkmayı ise cahiliyye olarak tanımlayabiliriz dedi. Bu konu hakkında bir çok ayet olmasının yanında ilk planda baktığımızda En’am suresi 71. Ayet dikkatimizi çekiyor.
"De ki: "Bize yararı ve zararı olmayan Allah'tan başka şeylere mi kulluk edelim? Allah bizi hidayete erdirdikten sonra, şeytanların ayartarak yerde şaşkınca bıraktıkları, arkadaşlarının da: "Doğru yola, bize gel" diye kendisini çağırdığı kimse gibi topuklarımız üzerinde gerisin geri mi döndürülelim?" De ki: "Hiç şüphesiz Allah'ın yolu, asıl yoldur. Ve biz alemlerin Rabbine (kendimizi) teslim etmekle emrolunduk."
İnsan hariç bütün varlıklar bir yol halindedir. Bu onların özleridir. İnsan ise önüne yol sunulmuş bir varlıktır. Ancak gidip gitmeme kararı insana bırakılmıştır. İnsan tercihen yolcudur. Ancak Allah’ın merhameti sayesinde işaretler ile varlıkların yol hali bizi hep İslam’a çeker. İnsan bu dünyanın bedeniyle parçasıdır. Allah’ın bizi Adem (as) bu yana bedenimizle beraber irademizi de bu yola davet etmiştir. Yani Mekkeli müşriklerin bedenleri Müslümandır.
Bu yolun kuralları Hududullahtır. Bu kurallara uyanlar cennetliktir. Yoldan çıkanlar fasıktır. Kötülüğün, yanlışlığın faili olursa zalim. Adaleti, doğruluğu, güzelliği örterseniz kafir olursunuz. Ve kendinize ayrı bir yol tutmuş olursunuz hem bu dünya da hem ahiret hayatında. Mekkeli müşriklerin de itiraz ettiği konu tam olarak buydu. Hayata müdahale eden kurallara karşıydılar.
Konuşmasının sonlarına doğru dünyanın modernleşmesiyle beraber çıkan istatistiklerden bahseden Vatandaş. Toplumun yapılan alışverişlerin %70’nin alışverişe gidildikten sonra karar verildiğinden bunun tam anlamıyla toplumda “at kültürünün” ortaya çıkmasını doğurduğunu söyledi. Öyle bir at kültürü ki arabayı at, mobilyayı at hatta eşini at, çocuğunu at. Herşeyin kolaylıkla atıldığı bu toplumda İslam yolunu seçtiğimizi söylüyoruz. Aile hayatında sadakati, anlayışı, sevgiyi, saygıyı, sorumluluğu, adaleti ve sabrı yaşatmaya. Toplumda adaleti, atmamayı paylaşmayı, yoksula yetime sahip çıkmayı ortaya koymaya çalışıyoruz. Yol ayrımları her zaman olacaktır. Ancak dediğimiz gibi sapmalar yaşanacaktır mümin geçtiği yollarda durup gerisin geriye bakıp bunun muhasebesini yapmalıdır. diyerek sözlerini tamamladı.
(Haber: Ahmed Akdeniz / İzmir)