Rus lider Vladimir Putin, Rus savunma sanayisinin ürettiği yeni silahları Suriye’de kullanarak deneyim elde ettiklerini söyledi.

Putin, yabancı devletlerle askeri-teknik iş birliği komisyonu toplantısında yaptığı konuşmada, savunma sanayilerinin geçen yıla ait çalışmalarına yönelik açıklamalarda bulundu.

Askeri-teknik işbirliği alanında uluslararası rekabetin çok güçlü olduğuna dikkati çeken Putin, geçen yıl rakiplerin baskısına ve zor koşullara rağmen Rusya'nın başarılı olduğunu belirtti.

Bu alanda 2019 için belirlenen hedeflerin yüzde 2 üstüne çıktıklarını vurgulayan Putin, “Yurt dışına değeri toplam 15 milyar doların üstünde askeri ekipman sevk ettik. Sipariş portföyümüz bugün 55 milyar dolardan fazla. Yaklaşık 100 ülke ile işbirliğimiz söz konusu.” dedi.

Rusya’nın Suriye’deki Vahşi Katliamları

Sözde terörle mücadele bahanesiyle Suriye’ye müdahale eden, Astana masasındaki Türkiye ve İran’ın ortağı Rusya,  5 yıl içinde yeni silahlarını Müslümanların üzerinde deneyerek vahşi katliamlar gerçekleştirdi.  Suriye İnsan Hakları Ağı’nın (SNHR) hazırladığı raporda, Rusya’nın Suriye’de 6.686 sivili katlettiği, bu rakamın yalnızca kimliği tespit edilebilenleri kapsadığını, gerçek bilançonun çok daha yüksek olduğu bildirildi.

Cenevre görüşmelerinin sekteye uğraması ve İran’ın vahşi katliamlarına rağmen, katil Esed rejiminin neredeyse yıkılmaya yakın bir zamanda Rusya, Suriye sahasına sözde terörle mücadele bahanesiyle giriş yaptı. ABD, “Astana Üçlüsüne” perde arkasından farklı roller dağıtarak Şam’daki sadık ajanı Esed’i ayakta tutmayı başardı.

Rusya’nın bu zaman zarfı içinde Kırım’ı işgal etmesine ve S-400 ticareti yapmasına göz yuman ABD, 2013’te Tahran ile imzalanan nükleer anlaşmadan, İran’a sahada verdiği vahşi rol sona erince çekilmesini sağladı. Afganistan, Irak ve ardından Suriye’de ABD’nin çıkarları için elinden geleni yapan İran, aynı aşağılık akıbete maruz kaldı.

Türkiye de Suriye’nin kuzeyinde sürdürdüğü operasyonlarda muhalefeti yanına çekerek büyük şehirlerdeki cephelerin zayıflamasına hatta dağılmasına neden olmuştu. Bu süre içerisinde kuzeye çekilen muhalifler, Türkiye’nin kontrolünde ağır silahlarla birlikte diğer silahlarının büyük bir kısmını teslim ederek Esed rejimine karşı çatışmayı sona erdirmişti. Bugün farklı bölgelerde yaşanan lokal çatışmalar Esed rejimini rahatsız edecek bir güce sahip değildir.

Muhalefetin elinde kalan son şehir İdlib de, Esed rejimine devredilmesi hususunda son stratejik adımlar atılmaktadır.