R. Kayan "Öncülük Sorumluluğumuz"u anlattı
Ramazan Kayan, Sakarya’da ‘Öncülük ve Önderlik Sorumluluğumuz’ başlıklı bir konuşma yaptı..
13-04-2012
Ramazan Kayan dün Sakarya'da bir konuşma yaptı. “Öncülük ve Önderlik Sorumluluğumuz” başlığı altında konferans, Said Ali'nin sesinden kelamın en güzeli olan Kuran tilavetiyle başladı. Ve ardından söz Ramazan hocamızdaydı. O da sözüne Allah kelamıyla başladı: “Biz ise, istiyorduk ki yeryüzünde ezilmekte olanlara lütufta bulunalım, onları önderler yapalım ve onları varisler kılalım.” (Kasas/5)
Kayan: “Allah’ın muradı ortada, sünnet tüm netliğiyle kendini gösteriyor. Vahye şahitlik sorumluluğumuz vardır. Bakara suresi 143. ayette buna değinmektedir. Ümmetin insanlığa şahit olmasına da peygamberimiz şahit olacaktır.” dedikten sonra, bu sorumluluktaki seyri ve sorunu anlattı bizlere.
Önderlik ve öncülük sorumluluğundakilerin seyir ve sorunu üçe ayrılır:
1. Bu sorumluluk ilk önce kendi iç dünyamızda başlamalıdır. Bugün yeryüzünde efendi olacak bizler sömürülüyorsak, sebeplere bakmamız lâzım. Kendi iç dünyasındaki fırtınayı dindiremeyen, yeryüzüne özgürlük taşıyamaz, biz de ondan öyle bir şey bekleyemeyiz. Böyle olan bir nesilden ıslah nasıl bekleyebiliriz? Güçlü bir şahsiyet olarak arza ağırlığımızı koymalıyız. Özgüven sahibi değilsek yük alan değil, yük olan oluruz.
Uzun süre hep sistemi suçladık, hiç kendi iç dünyamızı sorgulamadık. Muhasebe yapmadık hiç. Sorunun üstünü örttük hep. Fıtratımızda saklı olan gücü harekete geçirecek iç zenginliği yakalayamayınca ne kendimize ne de topluma faydamız dokunur. Ve bundan zarar gören, kaybeden yine ümmet oluyor, yine İslamî mücadele oluyor.
Bardağın boş tarafıyla ilgileniyoruz. İç sorunlara bakmaktan dışa fırsat kalamaz oldu. Toplumsal değişime el atmadık, eller hep el attı. İç dünyamızda inşirahı yapmadan hilafette beklenen rüzgârı estiremeyiz. Çünkü bizler rüzgâra göre hareket eden değil, rüzgâr estirenleriz.
“Hiç kimse yoksa ben varım!” diyenler, özellikle çetin şubatlarda özgürlüğe ulaşanlar çığır açtılar. Yitik nesillerden olmamak için ben varım demeliyiz. Kabiliyetli olmak yeterli değildir, kararlı ve tutarlı olmak gerek. Dönemsel düşünürlerin sezonluk çıkışları vardır.
2. Toplumsal sorumluluklarımızdaki sıkıntıları çözmektir. “Dünyada neden varız?” sorusunu sormalıyız kendimize ve cevaben ‘insanlık için’i almalıyız. Bâtılı içselleştiren bir iman sorunludur. İnsanlık için bir projemiz, derdimiz, çilemiz varsa sorumluyuzdur. Ümmet olmak insanlık için kafa yormaktır. İnsanlığın vicdanı olma gibi bir düşüncemiz yoksa imanın neresindeyiz.
Müslüman başkası için yaşayan insandır
Müslüman başkası için yaşayan insandır. Ötekisi için yaşamayı göze alma erdemliliği taşır. Sadece kendine Müslüman olmaz. Her akşam ‘bugün Allah için ne yaptım?’ sorusunu sorar kendine. Peygamberimiz nasıl ateşin kenarından insanlığı kurtarmışsa, bizim de o kurtaran el olmamız gerekir. Sadece kendimiz için cenneti istememeli, bu bataklıktaki insanlığa yüreğimizi yakmalıyız. O çok sık okuduğumuz Yasin suresi 2. sayfa buna çok güzel örnektir.
Sadece konuşan değil, konuşulan olmak lâzım
Biz değil, adaletimiz, eminliğimiz, cömertliğimiz, iffetimiz konuşmalıdır. Fark edilemiyorsak kendine Müslüman oluruz ve hiç bir şey halledilmez. En yakın gündemi ele alacak olursak,Suriye için komplo teorilerinden başka ne yaptık? Her gün onlarca kardeşimiz ölüyor. Allah bugün Suriye ile bizi imtihan ediyor. İnsanlık ölmeseydi, bu kadar insan ölmezdi. Suriyeliler ümmete yeni bir mektep açıyor. “Zillet içinde yaşamaktansa onurlu ölürüz, gelecek nesillere şanlı bir miras bırakırız!” diyorlar.
İnsanlık vicdanının ayağa kalkması için daha ne yapmalıyız? Elimizin altında kıblesiz, Kuransız nesiller var. Bizi ayakta tutan Kuran’ımızdır. Açlıkta ölenlere yüreğimiz kan ağlıyor da Kuran’dan bihaber ölenlere neden duyarsızız?
3. Allah’la ilgili sorumluluklarımız ve sorunlarımıza dikkat etmeli. “Allah’la nasılız?” sorusunu sormak gerek. Örnekliğimizin örneklik olması için Allah’la dikey iletişim kurmalıyız ki toplumla yatay iletişim kuralım. Nasıl bir Rabbe kul olduğumuzu tekrar hatırlayalım.
Zikir, Allah’ı sürekli gündemde tutmaktır
Örnek ve önder olabilmemiz için yeniden üç madde:
1.Allah’ın gücüyle güçlenmeliyiz. Uhrevî olan, metafizik olana yönelmeliyiz.
2.Allah’ın boyasıyla boyanmalıyız. Rengimizi belli etmeliyiz. Tarafımızı göstermeliyiz. Bize bakan Rahman’ın boyasını görmelidir.
3.Allah’ın ruhuyla ruhlanmalıyız. Müslümanlarda ruhsuzluk vardır, depresyondadır, ruhen çökmüştür. Seyirci sıralarında izleyen, yorumlayan olmuştur. Yeni bir ruh gerek, ateşleyecek bir kıvılcım…
Yorgun ruhlar ancak vahiyle harekete geçer. Eğer Kuran okumamız bize yeni bir ruh vermiyorsa okuyuş tarzımızı bir daha düşünmeliyiz. Rabbimiz imanı verdikten sonra bir de ruh veriyor. Böylece adanan Müslüman oluruz. Bunun için de biraz daha Allah’la hemhâl olmalıyız. Biz Allah’tan razı olursak, O’da bizden razı olur.
(Haber: Sena Hatun Baylan / Dünya Bizim)
- Siyonazi çetesi, Gazze'de gıda yardımı bekleyen sivillere saldırdı: 150 maktul 1000 yaralı
- Gazze İle Dayanışma ve Şehadet Gecesine Dâvet
- Gazze İle Dayanışma ve Şehadet Gecesi'ne dâvet
- İktibas’a bu cumartesi Ali Kaçar konuk oluyor
- Gazze’ye Yardım Kampanyası
- Siyonist vahşet: İnfaz edip çöpe atmışlar
- Adana ve Mersin seyahatinden sadra düşenler
- Kur'an Nesli İlim Merkezi'nin çadır yardımları Gazze'ye ulaştı
Makaleler
Hava Durumu