TOKAD'da toplum mühendisliği tartışıldı
TOKAD (Toplumsal Dayanışma Kültür Eğitim ve Sosyal Araştırmalar Derneği) haftalık seminerlerine Serdar KAYA’nın “Endoktrinasyon ve Türkiye’de Toplum Mühendisliği” kitabının tartışılması ile devam edildi.
06-12-2010
TOKAD (Toplumsal Dayanışma Kültür Eğitim ve Sosyal Araştırmalar Derneği) haftalık seminerlerine Serdar KAYA’nın “Endoktrinasyon ve Türkiye’de Toplum Mühendisliği” kitabının tartışılması ile devam edildi.
Semineri sunan Ufuk AKTAŞLI sunuma endoktrinasyon kavramını açıklayarak başladı. Endoktrinasyonu, insanların kişiliklerini, özgür iradelerini ve düşüncelerini yok ederek, belli bir iktidarın doğrularının ve zihinsel kodlarının insanların zihinlerine yerleştirilmesi olarak tanımladı. Bu endoktrinasyonun en önemli aracının da eğitim sistemi olduğunu ve ulus devletlerin zorunlu eğitim yoluyla kendi oluşturduğu ulusal kültürü ve davranış kalıplarını vatandaşlarına benimsettiğini söyledi.
Kitapta anlatılan ve insanın otorite karşısındaki durumu, otoriteye karşı olan zaafı ve çoğunluğun doğrularına uyma eğilimi üzerine 1960 ve 70’li yıllarda yapılmış olan psikoloji deneylerini anlatarak birey-otorite ve toplum-birey ilişkileri üzerinde durdu. İnsanların otoriteye güvenen, onun buyruklarını sorgulamadan ya da etik bir eleştiriye tabi tutmadan kabul etme eğiliminde olduklarını söyleyen Ufuk AKTAŞLI, öte yandan çoğunluğun düşüncesini kabul etme konformizminin de insan doğasına ait bir özellik olduğunu belirtti. Bu deney sonuçlarının toplumsal hayata uygulanması üzerine gerek kitaptan gerekse de kendi örneklerinden hareketle bilgiler verdi. Kuran’da peygamberlerin mesajlarına “Biz atalarımızın dininden vazgeçmeyiz” şeklinde cevap veren inkârcıların da insan doğasında bulunan riske girmeyip çoğunluğun doğrularını kabul etme psikolojisiyle açıklanabileceğini belirten AKTAŞLI, bu durumun çoğunluğun mutlaklaştırıldığı demokratik kültürlerde daha da fazla görülen bir davranış olduğunu söyledi.
Kitabın eğitimin bir endoktrinasyon aracı olarak kullanılmasıyla ilgili bölümlerine “Ulus devletin başarısının altında yatan en önemli araç zorunlu eğitimdir.” diye başlayan AKTAŞLI ulus devletlerin totaliter ve tek tipleştirici yapısını ve eğitim sisteminin bu tek tipleştirmeye nasıl hizmet ettiğini kitaptaki analizlerden hareketle açıkladı. Eğitimde kullanılan yöntemlerin, oluşturulan lider kültünün, devleti ve ulusu kutsallaştıran anlatıların ve bilhassa tarih kitaplarının nasıl bir insan zihni oluşturabileceğini üzerinde durdu. Türkiye’de seçmen profili araştırmalarında CHP’ye eğitim düzeyi yüksek kişilerin oy verdiği, eğitim düzeyi düşük kesimlerinse daha çok muhafazakâr partilere oy verdiği sonucunun bu durumla açıklanabileceğini söyleyerek eğitim düzeyi yüksek olan bir insanın endoktrinasyon sürecine daha fazla maruz kaldığı, daha fazla endoktrine edildiği ve resmi ideolojinin değerlerini daha fazla benimsediğini söyledi. Kitapta yazarın söylediği “Devletin kuklası olmaktan çıkmak özgürlüğün temel şartıdır.” ifadesinin bir anlamda kitabın ana fikrini oluşturduğunu dile getirdi.
Kitabın “Propaganda” ve “Militarizm” bölümlerinde de kitaptaki ABD ve Türkiye’ye ait örneklerden hareketle milliyetçiliğin, militarizmin topluma nasıl yayıldığı; insanlarda bir grup psikolojisinin nasıl oluşturulduğu ve bu psikolojiden hareketle bir ulusa aidiyet duygusunun nasıl yaratıldığını anlatan Ufuk AKTAŞLI kitabın önemli tespit ve analizler içerdiğini ve mutlaka okunması gerektiğini söyleyerek semineri bitirdi.
- Siyonazi çetesi, Gazze'de gıda yardımı bekleyen sivillere saldırdı: 150 maktul 1000 yaralı
- Gazze İle Dayanışma ve Şehadet Gecesine Dâvet
- Gazze İle Dayanışma ve Şehadet Gecesi'ne dâvet
- İktibas’a bu cumartesi Ali Kaçar konuk oluyor
- Gazze’ye Yardım Kampanyası
- Siyonist vahşet: İnfaz edip çöpe atmışlar
- Adana ve Mersin seyahatinden sadra düşenler
- Kur'an Nesli İlim Merkezi'nin çadır yardımları Gazze'ye ulaştı
Makaleler
Hava Durumu