Zaman ayrı telden, Ali Bulaç ayrı telden!
"Sevgililer Günü" ifsadına, sürmanşetten verdiği haberle katkı sağlayan Zaman'ın aksine Ali Bulaç, hem bu modern bid'atı, hem de aynı güne denk gelen geleneksel kandil bid'atını eleştiriyor ve Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez'e de, bu iki günün denk gelmesini anlamlı bulduğuna dair sözleri sebebiyle tepki gösteriyor.
14-02-2011
İslam ve Hayat
Muhafazakâr refleks ve duyarlılıklarını dahi son yıllarda giderek yitiren ve liberal-kapitalist kültüre hızlı bir entegrasyon süreci yaşayan Zaman gazetesi, bu tutmunu Batı menşeli bir modern hurafe olan "Sevgililer Günü"nde giderek daha fazla belirgin kılarken, gazetenin İslami referanslara en yakın yazarı Ali Bulaç gazeteyle farklı telden çalmayı bu konuda da sürdürdü.
"Sevgililer Günü" ifsadına, sürmanşetten verdiği haberle katkı sağlayan Zaman'ın aksine Ali Bulaç, hem bu modern bid'atı, hem de aynı güne denk gelen geleneksel kandil bid'atını eleştiriyor ve Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez'e de, bu iki günün denk gelmesini anlamlı bulduğuna dair sözleri sebebiyle tepki gösteriyor.
İşte, Ali Bulaç'ın bugünkü yazısı:
Mutlu tesadüf!
Ali Bulaç / Zaman
Bugün 14 Şubat, hem Mevlid Kandili, hem sevgililer günü.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez'e göre "iki kutlamanın aynı güne denk gelmesi güzel bir tesadüf veya tevafuk".
Sayın Başkan, Mısır'da 60 yıldır süren dikta rejimine karşı başlayan halk ayaklanmasında da "dinî faktör"ün az bir paya sahip olduğunu söylemişti. Açıklamasına göre, başka siyasi, toplumsal ve ekonomik faktörlerin de payına bakmalı. Hemen her şeyi dine bağlamak yanlış.
Sadece Diyanet İşleri Başkanı değil, "akademik kimliği"yle de konuştuğunu özellikle belirten Sayın Görmez'in, Lübnanlı Hıristiyan yazar Halil Cibran'ın Derviş kitabındaki el Mustafa'nın münzevi hayatı bitirip de etrafını saran şehir halkıyla olan diyaloglarından haberdar olmadığını sanmıyorum. Belki bir gün bunu Sayın Başkan'a sorma fırsatımız olur.
Gelelim, "iki mutlu günün tesadüf etmesi"ne. Artık mecburiyetten âdet haline getirdik, birer "dinî-kültürel bid'at" olarak hayatımıza giren bazı günlerin kutlamalarıyla ilgili yazılar yazıyoruz.
Kur'an ve Hz. Peygamber (sas)'in güvenilir tatbikatı temel alındığında, İslam tarihinde Kadir Gecesi'nden başka kutlanacak gece yoktur. Bütün geceler kutsaldır, her gece Allah'a ihlas ve huşu ile ibadet edilir. Kadir Gecesi'nin önemi, Kur'an-ı Kerim'in bu gecede indirilmiş olması dolayısıyla kutsalın bunda kesafet kazanmasıdır. Cuma günü, Ramazan ayı ve iki bayram (Ramazan ve Kurban) gibi bir öneme sahiptir. Bunun dışında Mevlid, Miraç, Beraat, Kutlu Doğum Haftası gibi geceleri ve günleri Hz. Peygamber (sas)'in, ashabının ve tabiinin kutladığına dair güvenilir tek bir kayıt yok. Çok sonraları özellikle Türkiye ve İran'da hayli revaçta olan bu gecelerin kutlanması, tarih içinde gelişen birer âdettirler, hüküm açısından da "dinî bid'at" sayılırlar. Hz. Peygamber (sas) ve ashabı ne Bedir Günü'nü, ne Hicret'in başlangıcını, ne Mekke fethini kutlamışlardır. Bunların kutlanması icap etseydi Efendimiz, bunu bize apaçık bildirir, kendisi de kutlardı. Biz tarihte, başka dinlerin kendilerine özgü kutsallıklarından ve kutlamalarından etkilenerek bu türden kutsal geceler icat ettik.
Doğum günleri, yılbaşı, anneler günü, babalar günü, Nevroz gibi sevgililer günü de birer kültürel bid'at olarak son yıllarda hayatımıza girdi. Türkçe ve Arapçada "sevgili/mahbup" karşı cinsten sevilen kişiye denir. Kültürel örfte, aralarında nikâh bağı olmayan kadın veya erkek sevdiğine "sevgili" der. Tabii ki evli çiftler, nişanlılar ve sözlüler de birbirinin "sevgilisi"dir. Ama bir kere nikâh akdedilmişse, artık "sevgili"nin yerini başka hitaplar alır. Son yıllarda yaşadığımız kültürel değişimin derin etkisinde evliler veya sevgililer olur olmaz "Sevgilim, aşkım" diye birbirlerine hitap ediyorlar.
"Sevgililer günü"nü eşlerin birbirlerine hediye alıp sevgilerini hatırladıkları gün olarak anlarsak, masum gibi görünür. Ama Mevlânâ Celaleddin bunu çocukça bulur. Oğlu Sultan Veled'i evlendirdiğinde şu öğüdü yapar: "Bundan sonra her geceyi gerdek gecesi gibi algıla ve yaşa." Birbirlerini seven evliler sevgilerini uluorta dile getirmezler, sevgi aralarında yaşayan özel-mahrem bir şeydir. Ancak asıl sevgililer gününün dolaylı olarak empoze ettiği şey, sevgilisi olmayanların bir an önce kendilerine sevgili bulmalarını öğütlemesidir. Nitekim "Çocuklar Duymasın" dizisinin bu haftaki bölümü, tamamen "sevgilisi olmayanların bir an önce kendilerine sevgili bulup 14 Şubat'ı kutlamaları" temasına dayandırılmıştı. Bu sayede 14 Şubat kutlamaları, aralarında nikâh bağı olmayan kadın-erkek ilişkisini teşvik eder, tolere edilebilir forma sokar. Bu sayede zaman içinde nasıl derin bir zihniyet dönüşümüne uğradığınızı anlamazsınız.
Bugün isteyen Mevlid Kandili'ni, isteyen sevgililer gününü veya ikisini kutlasın. Bizim kimseye diyecek bir şeyimiz olmaz. Dinini ciddiye alan ve hayatlarını Hz. Peygamber'in sünnetine göre yaşama azmi içinde olanlar ise, -'Ne olsa gider' postmodern hurafesine iltifat etmeden- her günü nasıl yaşıyorlarsa öyle yaşayacaklar. Belki "Asr Sûresi"ni okuyup tefsiri üzerinde düşünmek faydalı olabilir.
-
ADEMOĞLU 16-02-2011 20:31
Günah çıkarmayı bilmek için herhalde hıristiyan olmak gerek değil fakat yapıp ede geldiğimiz hayattada yap bozlarlala oynamakta içten değil heral sözün,duruşun,yaşantının her anında aynı kalmak aynı yaşamak için tek bilinen şey Allahın kitabının emretiği,resulün yaşayıp sergilediği hayattır. araya katılanların,katmaktan çekinmeden bana yazdırılanlar var demenin alemi yok.
-
aynur 16-02-2011 10:11
doğruları duymak okumak nede yorar bizi keyfimizi kaçırır... haleki bundan rant sağlayanlar hiç memnun olmazlar... biz dünyaya ne olursa olsun yeterki para kazanalım mantığıyla yaşamayı hedef edinmeya başladıkya bunuda ilke edindik ya allah yardımcımız olsun.. ll yaşında kızımla alış veriş yaparken ... anne bak peygamberimizi nasılda emellerine alet ediyorlar dedi .. başımı çevirdim peygamber efendimize bir stand açmışlar kırmızı güller vererek birşeyler satıyorlar. sevgililer gününde en sevgiliniz diyede halkı sömürüyorlar.... elhamdülillah yavrum buradaki yanlışlığı anlamıştı...biz kur an okuyoruz .. allaha sığınıyoruz.. peygamberimizin salat ve selam onun üzerine olsun getirmiş olduğu kur anı hakkıyla okuyup yaşamayı allah isteyen herkese nasip etsin... istemeyende bu boş işlerle meşgul olsun... yapacak birşey yok ... sonra sen peygamber düşmanımısın diyorlar ama ... yakın olan kıyamet geldiğinde bizim ne dediğimiz değilde allahın ne söylediğinin önemi anlaşıldığında geç kalmış olmayız inşallah. yüreğinize sağlık...selam ve dua ile....
-
aziz yavuz 15-02-2011 23:12
yazılarında modernizmi işleyen pek azından biri Ali Bulaç. keşke modern/postmodern hurafeler dediği şeylerin içine demokrasiyi de katsa...
-
mehmet 15-02-2011 14:26
zaman, zamana göre hareker etmeyi çok iyi beceriyor.ali bulaca ne zamana kadar tahammül edecek acaba.yada ali bulaç zamana...
-
i.metin 14-02-2011 22:02
ali bulacı gerçekten takdir eder ve severimde 1979 da çagdaş kavranlar ve düzenler kitabını okumuş çokta etkilenmiştim . iyi bir yazardır ama yazmaması gereken yerde yazar
- Pompei Antik Kenti'nde yapılan kazılarda 2 insan bedeni bulundu
- En tehlikeli virüs açlık: Her gün kaç bin çocuk açlıktan ölüyor?
- Görme engelli kızın müthiş gayreti
- İman varsa imkan da var: 60 metre yüksekteki vinç üzerinde namaz (VİDEO)
- Sıra dışı bir hidayet öyküsü
- Zehirli dumanın esaretinden kurtulabilmek
- Tarihin yüz karası: İstiklal Mahkemeleri
- 'Bodrumda sessizce namaz kılıyordum'
Makaleler
Hava Durumu