"Beyaz ırkın üstünlüğü ideolojisi anlaşılmadan Amerika anlaşılamaz"

Beyaz ırkın üstünlüğü ideolojisini, beyaz ırkın kibrini anlamadan Amerika anlaşılamaz. ABD’nin başlangıcında da, kuruluşunda da bu ideoloji vardır, bu ideoloji sayesinde Kızılderilileri soykırıma uğratmak, onların topraklarını ellerinden almak mümkün olabilmiştir. Bunları yapmayı kendinde hak görebilmiştir. Aynı şekilde siyahları köleleştirebilmiştir...

10-01-2008


1944 yılında ABD’de dünyaya gelen Dhoruba el-Mücahid bin Vahad, çocukluk ve gençlik yıllarını güneydoğu Bronx ve Harlem bölgelerinde geçirmiştir. Kendini beyaz siyah çatışmasının ortasında buldu. 60’li yıllarda siyahîlere karşı yürütülen ırkçı hareketlere karşı mücadele etti. Kara Panterler’in (Black Panthers) liderliğine yükselince iki polisin öldürülmesinden sorumlu tutularak cezaevine konuldu. 19 yıl suçsuz yere hapishanede kaldı.

Belki de dünyada en uzun süre hapishanede kalan siyasi tutukludur. İlk adı Richard Earl Moore olan bin Vahad, hapishanede bulunduğu süreç içerisinde İmam Cemil vesilesiyle İslâm’la tanışmış ve Dhoruba el-Mücahid bin Vahad adını almıştır. Adaletsizliğe ve haksızlığa isyan etti. Hapishanede İslâm’ı tanıdı ve Müslüman oldu. 19 yıl sonra suçsuz olduğu kanıtlandı. 1990 yılında özgürlüğüne kavuştu. Cezaevinden çıktıktan sonra hayatını ırkçılıkla mücadeleye adadı. Amerika’da Malcom X’ten sonra en çok konuşulan siyah adam oldu. Suçsuz yere yattığı yıllar için büyük bir miktarda tazminat kazandı.

Hüseyin KULAOĞLU: Partinin ismi neden Kara Panter, anlamı nedir?

Dhoruba el-Mücahid bin Vahad: Demokrat Parti’nin sembolü eşek, Cumhuriyetçi Parti’nin sembolü de fildi. Onlarda kara panteri özgürlükçü demokratik hareketin sembolü olarak seçtiler.  Kara panter aynı zamanda zenci kölelerin evlerinin bir köşesinde bulundurdukları bir tür heykeldi. Çok özel bir anlamı yoktu ama herkes siyah panteri zenci köylülerin evlerinde bulundurdukları bir heykel olarak bilirdi. Oradan özdeşleşti.

Fakat daha sonra kara panterler siyasal bir hareket olarak California’da yani metropolde -ki Alabama taşradır- yeniden diriltildi ve Bobby Seale gibi insanlar tarafından aynı semboller kullanılarak, Siyahların Savunma Hakkı İçin Siyah Panterler şeklinde yeniden gündeme getirildi.

Hüseyin KULAOĞLU: Kara Panterlerin siyasi ideolojisi nedir? Başka ırklardan insanlar da hareketin içinde yer aldı mı?

Dhoruba el-Mücahid bin Vahad: Kara Panterlerin ideolojisi siyah milliyetçilik ve uluslararası alanda da Pan Afrikanizm’di. (Afrika Birliği) Fakat içinde bulundukları toplumun sınıfsal, siyasal, ekonomik yapısını analiz etmek için Marksist Leninist referanslar kullanırlardı. Marksizm ve Leninizm onlara içinde yaşadıkları toplumun sınıfsal yapısını, ekonomik ve siyasal yapısını çözme ve anlama imkânı tanıdı. Ama Kara Panterler, aynı zamanda Afrikalıların, Afro-Amerikalıların geleneğini, tarihini, dilini tecrübesini de göz ardı etmeyen bir hareketti. Her harekette olduğu gibi bu harekette de aşırılar ve uzlaşmacılar vardı ama hepsi aynı çatı altında hareket ederdi. Afrika dışında ve siyahlar haricinde hiç kimse hareketin içinde yer almadı ama deri rengi neredeyse beyazlaşmış Afro-Amerikalılar yani Afrika kökenli Amerikalılar hareketin içinde yer aldılar. Bu nedenle insanlar beyazların bu hareketin içinde yer aldığını düşünmüş olabilir. Böyle bir şey yoktu. Hareket Marksist Leninist bir dil kullanır ama siyah milliyetçiliğini savunurdu.

Hüseyin KULAOĞLU: Kara Panterler Malcom X’den ne kadar etkilendiler?

Dhoruba el-Mücahid bin Vahad: Kara Panterler kendilerini Malcom X’in mirasçıları olarak kabul ederler. Her zaman böyle kabul etmişlerdir. Biz Malcom X’den çok etkilendik. Özgüveni, özgürlüğü, ayağa kalkmayı, gururu, onuru Malcom X’den öğrendik.

Hüseyin KULAOĞLU: Amerika’daki ırkçı anlayıştan bize biraz bahseder misiniz?

Dhoruba el-Mücahid bin Vahad: Beyaz ırkın üstünlüğü ideolojisini, beyaz ırkın kibrini anlamadan Amerika anlaşılamaz. ABD’nin başlangıcında da, kuruluşunda da bu ideoloji vardır, bu ideoloji sayesinde Kızılderilileri soykırıma uğratmak, onların topraklarını ellerinden almak mümkün olabilmiştir. Bunları yapmayı kendinde hak görebilmiştir. Aynı şekilde siyahları köleleştirebilmiştir, aynı şekilde Güney Amerika’yı kolonileştirebilmiştir. İşgal etmiştir, bütün ulusal kaynaklarını sömürmüştür. Aynı şekilde Ortadoğu’yu da işgal edebilmiştir. 
 
Hüseyin KULAOĞLU: Amerikan toplumu hakkında bizi biraz bilgilendirirseniz?

Dhoruba el-Mücahid bin Vahad: Newyork’ta elektrikler gitse ve 5 gün gelmese Newyork birbirine girer. Yüksek binalarda otururlar, elektrikler kesilse evlerine çıkamazlar, kalp krizi geçirirler. Çünkü eksersiz yapan bir toplum değil, obez bir toplumdur.

Hüseyin KULAOĞLU: Birleşmiş Milletlerin insan hakları konusundaki çalışmalarını nasıl buluyorsunuz?

Dhoruba el-Mücahid bin Vahad: Birleşmiş Milletler demokratik bir örgüt değildir. Gezegenin çoğunluğunu temsil etmemektedir. Bunun için etkili olamamaktadır. Birleşmiş Milletler güçlü ülkelerin oyuncağı halindeki bir organizasyon halindedir. İnsan hakları konusunda yapacağı bir şey yoktur.

Hüseyin KULAOĞLU: Birleşmiş Milletler haricinde alternatif bir kuruluş kurulabilir mi?

Dhoruba el-Mücahid bin Vahad: Birleşmiş Milletler dışında bir organizasyon anlamsız bir zaman kaybı olacaktır. Birleşmiş Milletleri terk etmekte anlamsız bir zaman kaybı olacaktır. Onun bir anlamı olacağına inanmıyorum. Birleşmiş Milletler tarihsel olarak 5 temel üyesi Çin hariç daha önceki emperyalist ülkelerdir. Birleşmiş Milletler bu ülkelerin çıkarlarını dünyada yaygınlaştırma aracına dönüşmüştür. Onların Birleşmiş Milletler üzerindeki kontrolünü kırıp, parçalayıp Birleşmiş Milletleri demokratikleştirmek amaç olmalıdır.

Hüseyin KULAOĞLU: Hapishanede yattığınız süreç içerisinde İslâmı tanıdınız ve Müslüman oldunuz bu konuda neler söylemek istersiniz?

Dhoruba el-Mücahid bin Vahad: Afro Amerikalıların geleneğinde, tarihi başlangıcında İslâm vardır. Ben aslında Müslüman doğup kimliğimi unutmuş bir siyahtım. Kimliğimi hatırladım, kimliğimle yeniden tanıştım. Ben kimliğimi değiştirmedim, aslıma rucu ettim, geri döndüm.

Hüseyin KULAOĞLU: Türkiye’de ki ve Batı Dünyasında ki başörtüsü yasağı konusunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Dhoruba el-Mücahid bin Vahad: Türkiye’de değil bütün Batı Dünyasında da uydurulmuş, sahte bir problemdir. Yoksa Batı’da ki rahibeler yıllardır okullara giderler ve her yere rahat girip çıkarlar, resmi görevlerde de bulunurlar, bulunmuşlardır da. Aynı şekilde Amerika’da Müslüman olmayan, Hıristiyan olmayan bir sürü tarikat, cemaat, örgüt vardır. Avrupa da Amerika da farklı giyinmelerine rağmen hoşgörü ile bütün haklar kendilerine tanınarak yaşamaya devam etmektedirler. Aslında Avrupa’da Batı’da başörtüsünün yasaklanması Türkiye’de bir problem haline getirilmesi yeni kuşakların Müslüman olmalarına engel olmak üzere devam ettirilen bir hiledir bir tuzaktır. Sanki onların kapanması kapanmayan insanların özgürlüğüne bir tehditmiş gibi sunularak yeni kuşakların Müslüman olmalarını engellemektir. Bu kampanya Amerika’nın, Batı’nın İslâm’a karşı savaşının bir parçasıdır.

Hüseyin KULAOĞLU: Buradan bizlere mesajınız nedir?

Dhoruba el-Mücahid bin Vahad: Buradan Sivil Toplum Kuruluşları, Kadın Hakları, Sendikalar ve herkese Afrika kökenli siyasi mahkûmlar için çağrıda bulunmalarını istiyorum. Amerika polis devletine dönüşmüştür. Dünyayı da kendi istediği şekilde polis devletine dönüştürmeyi istiyor, bu kibre, faşist, ırkçı düzene meydan okumalıdırlar. 

(Röportaj: Hüseyin Kulaoğlu / Vuslat Dergisi)

Etiketler : #Beyaz   #ırkın   #üstünlüğü   #ideolojisi   #anlaşılmadan   #Amerika   #anlaşılamaz   
YORUMLAR
Henüz Yorum Yok !
İlginizi çekebilecek diğer haberler

Makaleler

Hava Durumu


VAN