"Evlerimizdeki Truva Atı: Televizyon" kitabına dair bir değerlendirme

Hüseyinoğlu'nun eseri, giderek bir illüzyon külliyatına dönüşen medya literatürüne dipnotlar düşmekte; deyim yerinde ise,yazarının mektepli bir iletişimci olmasından hareketle "Medyada Bir Truva Atı" olarak karşımıza çıkmaktadır. Eserde tekrar tekrar haykırılan Rabbani ölçüler, medya şehrinin kapılarını açmakta ve okuyucuyu gerçekleri görmesi için davet etmektedir.

25-03-2010


Ziyahan Albeniz

 

"Evlerimizdeki Truva Atı: Televizyon" kitabı Şükrü Hüseyinoğlu'nun kaleme aldığı bir risale, modern tabirle söylersek bir kitapçık. Kitabın iddiasını ispat kabilinden ise, bir kullanma kılavuzu!

 

Risaleler tarihimizde hep önemli bir yer tutmuştur. Entellektüel bilinç ve imani sorumluluğun kesiştiği noktada, risaleler iyiyi emredip, kötüden sakındırma vazifesini görmüş, günümüzün sunduğu imkanlara nispeten çoğunlukla elle teksir edilmesi gibi bir zorluğuna rağmen, ilgiye mazhar olmuş, gündem oluşturmuştur. Bu reaksiyoner tavır, ne yazık ki bugün, mezkur biçimiyle istifade edilmeyen, yerine şaşaalı otel lobilerinde tanıtımı yapılan kitaplara terk edilmiş yahut daha iyi bir ihtimalle imani sorumluluğun ve bilincin toplumsal çıktısı olması gereken eserler, "kapalı devre" yayınlara hapsolmuş;toplumla buluşma, heyecan ve bilinç yaratma misyonunu yerine getirememiştir (getirememektedir). Bu vesile ile, 1924 'te basılan "Frenk Mukallidliği ve Şapka" risalesi nedeniyle Şapka Kanunu'na muhalefetten tutuklanan, haksız yargılama sonucu(Mevzu bahis Risale, Şapka Kanunu'ndan bir buçuk yıl önce yazılmıştır.) idama mahkum edilen İskilipli Atıf Efendi'yi de rahmetle anıyoruz.

 

Hüseyinoğlu'nun eseri, giderek bir illüzyon külliyatına dönüşen medya literatürüne dipnotlar düşmekte; deyim yerinde ise,yazarının mektepli bir iletişimci olmasından hareketle "Medyada Bir Truva Atı" olarak karşımıza çıkmaktadır. Eserde tekrar tekrar haykırılan Rabbani ölçüler, medya şehrinin kapılarını açmakta ve okuyucuyu gerçekleri görmesi için davet etmektedir.

 

Modernizmin doğrusal ilerleme paradigması, araçlarda yaşanan değişmeyi, öze isnad etmekte; her yeni icadı ile, insan tabiatının değişimini muştulamakta, insanoğlunun değerler silsilesini altüst etmektedir. Oysa, pek çoğunu konformizmin ve kar hırsının güdülediği bu "gelişim", yalnızca insanın iş yapış şeklini değiştirmekte, diğer her şey gibi, Rabbani ölçülerin kuşatıcılığından kaçamamaktadır! Bu kuşatıcılık yalnız Vahyin kaynağı olan aşkın güçten değil; bizzat vahyin formundan, engin ölçülerinden de kaynaklanmaktadır. Söz gelimi Hücurat suresi 6. ayetinde inananların uyarıldığı, gelen haberin doğruluğunu araştırmak bahsi, haberin aktarıldığı oluktan çok; haber kaynağı ve içeriğe odaklanmıştır. Haberin oluğu, yani aktarıldığı mecra ne olursa olsun; inanan bir kimsenin takınması gereken tavır tespit edilmiştir. Hüseyinoğlu da, yeni bir çağ; tüm ilişkilerin altüst oluşu ve yepyeni bir başlangıç olarak takdim edilen Internet'i, Rabbani ölçüler ışığında, kitabın sonunda yer alan "Internet Kullanma Kılavuzu" okuma parçası ile irdeliyor ve Mü'min'in gözünü haramdan sakınmak, bir habere araştırmadan itimad etmemek, vakit sermayesini boş işlerle heba etmemek ölçülerinin biçimi ne olursa olsun hayatın her alanında geçerli olduğunu dikkatimize sunuyor.

 

Kitabın başında, tartışmaya açılan TV'nin bir araç olarak mahiyeti ve insan tabiatına tesirleri, uzman görüşleriyle desteklenerek okuyucuya aktarılmış. Bugün, pek çok yayın sağlayıcı tarafından reklamı yapılan, Aile Kontrolü gibi araçların da TV'yi ehlileştirmeye yetmeyeceği; mevzuun yalnızca TV içeriklerinin de bir tartışması olmadığı, bir algı girdabı olan TV'nin, kişiyi edilgenleştirdiği ve yabancılaştırdığı önemle hatırlatılmıştır.

 

TV kanallarında masum ve "bizden" gibi görünen içeriklerin meydana getirdiği tahribatlara da değinen Hüseyinoğlu; "Sır" dizilerinin sahih İslam anlayışını zedelediğine; Kur'an'ın, hayatın tüm alanlarına hitap eden ölçülere sahip bir  hayat, bir istikamet kitabı olduğu gerçeğinin üzerini, sırlar, bilinmezler ile örttüğüne  özel bir vurgu yapmış.

 

Kitabın ilgi çekici bölümü hiç şüphesiz, çizgi filmlere ayrılan kısım. Bizlere emanet edilen masumları, insafına terkettiğimiz TV ve "masum" görüntüsü ile güvenimizi kazanan çizgi filmlerin verdiği mesajlar, çocuklarımız üzerinde oluşturduğu etkiler somut örneklerle dikkatlere sunulmuş.

 

102 sayfa olan kitap, 50. sayfaya kadar yinelenen kısımlarıyla okuyucuyu yorup, dikkati azaltasa da; 50. sayfadan sonra artan bibliyografya zenginliği, teorik tartışmadan pratiğe uzanan sorunlar;kısacası TV'nin hayatımıza doğrudan etkilerinin konu edilmesi, dağılan dikkati toparlamayı ve okuyucuyu yeniden kitabın içine çekmeyi sağlıyor.

Etiketler : #Evlerimizdeki   #Truva   #Atı:   #Televizyon   #kitabına   #dair   #bir değerlendirme   
YORUMLAR
Henüz Yorum Yok !
İlginizi çekebilecek diğer haberler

Makaleler

Hava Durumu


VAN