Kitap Tanıtımı: Yeni Nesillere Nasihatler ve Büyüklere Tavsiyeler

“Yeni nesillere nasihatler, büyüklere tavsiyeler” başlıklı şiir formatındaki kitap Mehmet Pamak tarafından kaleme alınmıştır. Kitap Maruf Yayınlarından 2020 yılının Ekim ayında çıkmıştır. Editörün ifadesiyle yazarımızı tanımadan kitabı tanıtmanın eksik olacağı inancında olduğum için kısaca yazarımızdan bahsedeceğim.

07-02-2021


Servet Karadeniz yazdı...
 
Bismillâhirrahmânirrahîm.
 
Öncelikle belirteyim ki bu kitabın tanıtımını yapmaktaki gayem, Allah’ın rızasını gözeterek takip ettiğimiz Mehmet Pamak ağabeyimizin sesine ses olabilmek, mesajın daha fazla insana ulaşmasına vesile olup sözlerinin gündemini oluşturabilmektir.
 
“Yeni nesillere nasihatler, büyüklere tavsiyeler” başlıklı şiir formatındaki kitap Mehmet Pamak tarafından kaleme alınmıştır. Kitap Maruf Yayınlarından 2020 yılının Ekim ayında çıkmıştır. Editörün ifadesiyle yazarımızı tanımadan kitabı tanıtmanın eksik olacağı inancında olduğum için kısaca yazarımızdan bahsedeceğim.
 
Yazarımız Mehmet Pamak aslen Van Ercişlidir. 1930’lu yıllarda, ailesinin aktif olarak yer aldığı kıyamdan sonra sürgün şehri Çanakkale Ezine İlçesi Pınarbaşı Köyünde dünyaya gelmiştir. Ailesinin siyasetle irtibatındandır ki,  yazarımızın serüveni de onu siyaset alanına sürüklemiştir. 1980 ve sonrasında kendi ifadeleriyle gerek tevbe ettiği alanlarda, gerek kıyam ettiği alanlarda hayatında ibretlik örneklerin sunulduğunu görüyoruz.
 
Yaşadığı ibretlik sahnelerden dolayı sürekli bir İslam arayışının içinde olup Türkiye’yi didik didik etmiştir. Araştırma sonucunda Seyyid Kutub’un Yoldaki İşaretler kitabıyla tanışmasıyla, ruhunun dinginliğe ve bundan sonraki ömründe de İslam için gece gündüz çalışmasına vesile olmuştur. Yine kendi ifadeleriyle geçmiş hayatına Cahiliye demesine, pratiğiyle de geçmişini elinin tersiyle ittiğine şahit olabilmekteyiz.
 
Kitabımızla yakından irtibatlı olduğundan özellikle hayatının bir kesitine değinmek istiyorum. 1998 yılında Sivas’ın yerel kanalında devletin resmi şehitlik algısına ithafen söyledikleri ifadelerden dolayı hakkında tutuklama kararı verilmiştir. Ancak bu kararın kapılara bildirildiği tarihte konferans için gittiği Almanya’dan geri dönemeyip hicreti yaşamak zorunda kalmıştır. Hicret esnasında doğan torununa hasret ve hüznünü şiir mısralarına aktarıp torununa hediye ve vasiyet mahiyetinde göndermiştir. İşte bu şiirin, hem bu hüznünü hem de hali değerlendirip çıkış yolu göstererek torunlarından ve yeni nesillerden umutlarını yansıttığını görmekteyiz.
 
Kitabımızın sancılı süreci bu şekilde başlarken, Türkiye siyasi tarihinde yeni anlayışlar oluşmakta ve sistem tekrardan dizayn edilmektedir. Kitapta, İslami camiaların da etkilendiği bu sürece dair tespit değerlendirme ve çözümler sunan ve “Emr-i bi’l ma’ruf nehy ani’l münker” görevini yerine getirmeye çalışan bir sorumluluk bilincine şahid olmaktayız. Kitabın yazarını anlatmak, kitabın tanıtımı demek olduğundan, sözümüzü burada kısa kesip kitabımıza dönüyoruz.
 
 
Bölgesel ve küresel sahada yaşanan ümmetin sancılı sıkıntılarını, sorunları dile getirebilmek ve bu alanda da kendine düşen tebliğ görevini yapmak amacıyla; kitabını yayına sunmuştur. Kitabımızın bu durumunu göz önünde bulundurarak tanıtımına tabi tutacağız. Bu kitap şiir kitabı olmakla beraber direkt şiir formatında da olmadığı için, kitabımızın kritiğini şiir formatından öte yazarımızın söylemek istediklerini en azından anlayabilmek için kısa kısa incelemeye tabi tutacağız.
 
Kitabımız 11 bölümden oluşmaktadır.
 
Adını da aldığı ilk bölüm; güncel konulara temas etmektedir. Özelden baktığımız zaman; bir müslimin etrafında dönen olgulara yönelik olarak yeni nesillerin, sekülerleşme sebebi, kadın ve cinsiyet üzerinde gelişen projeler, geleneksel ve modern cahiliyenin İslamî ölçülerle değerlendirilmesi ve giderek Müslümanları kuşatan etkinliği, insanların bu alandaki imtihanı, kişilerin ehline karşı sorumlulukları ve yaygın olarak yaşanan zaaf ve sorunları ele alınmakta, ümmetin geçmişten beri gelen sorunlarının sebepleri üzerinde durulara, çıkış yolları gösterilmektedir.
 
Devam edersek kişinin evren, fıtrat, vahiyle ilişkisi ve dava adamlığı, son olarak da ilkelerine bağlı kalmayan Müslimlerin demokratik kulvarlara sürüklenerek eminlik, ahlakilik vasfını kaybetme olgusu üzerinde durulmaktadır . Her dizesi ayrı bir güzellik içeren, ama aynı zamanda yüreğimizi yakan sorunlarımıza değinip çıkış yolunu gösteren şiirlerimizin birkaç mısrasını aktarırsak tanıtımı daha iyi yapmış olujruz diye düşünüyorum.
 
Ümmetin hali sizi hiç yıldırmasın davamız haklı,
 
Bilin ki her zorluğun rahminde Umut tohumu saklı…
 
Sabr ve direnişle yeşerir zor zamanda umutlar,
 
Rabbin yardımı gelince yok olur kara bulutlar…
 
3. bölümde "Batı aşkı, taklit ruhu sürüyor Tanzimattan beri” diyerek batılılaşmanın serüvenini dillendirip küresel aktörlerin İslam beldesinde yaptıklarının, devşirdikleri içerden kadrolarla ve kukla iktidarlar elleriyle dayattıkları Batıcı laik politikalarla toplumun inanç köklerinden koparıldığını, inançların nasıl tahrif ve dejenere edildiğini ve süreç içinde batılılaşma serüveniyle toplum üzerindeki yozlaşmanın tesiri anlatılmaktadır. Birkaç dizemizi de eklersek sürecin ilerleyişini de görebiliriz.
 
Seküler modernlikten yana, karşı çıktılar Hakk’a
 
Kültür, medeniyet değişimi zillet getirdi halka
 
 
Çağdaş diye taklid edildi bir “medeniyet”
 
Ayrım yapmadan ithal edildi, her türlü rezalet…
 
 
Kitabın en dikkat çeken bölümü olan;
 
Dinde şehidlik; “Allah yolunda, cihadda ölümdür”
 
Laik yolda ölene “şehid” demek, ilme zulümdür
 
Kitabın temellerinin atılmasına sebep olan bu bölümün her bir dizesinin ele alınılması, üzerinde düşünülmesi gerekirken maalesef kısaca değinmekle yetinmek zorundayız. Mehmet Pamak ağabeyimiz, pratiğiyle tarihe şahitliğini yapmıştır. Cahiliye olarak gördüğü milliyetçilik düşüncesinin egemen olduğu MHP’nin kurucularından olmasından sonra ulaştığı hidayet sonucunda, ırkçılığın tavan yaptığı zaman diliminde Kürtlerin varlık sorununa ve acılı sorunlarına dikkat çekip zalime karşı mazlumdan yana Hakkı haykıran feryadıyla ortaya koyduğu sahadaki adil şahitliği bunu kanıtlamıştır.
 
Şahitliğinin meyvesi olarak yurtdışında hicretini yaşaması, kitabının temelinin orada atılması da hakka şahidliğinin bir diğer ispatıdır. Bundan ötürü her dizede yaşanmışlık kokmaktadır. Yani bütün dizeler, hayatın içinde ve sahada yaşanarak yazılmış olmanın kokusunu ve izlerini taşımaktadır.
 
Bölgemizin derin yarası olan Kürtlerin varlık sorununa değinen yazarımız, süreç içinde kirli ellerin yaşanan acılı sorunların istismarıyla emperyalizmin emrinde bir örgüt oluşturduğuna ve Kürt halkının haklı davasının kullanılarak, Kürt halkı sırtından bölgeye emperyalist müdahalenin gerçekleştirildiğine kanaat etmiştir.
 
Sürecin oluşumundan olgunlaşmasına dek hangi kirli ellerin egemen olduğu, neler yapıldığı ve Kürt halkı üzerine neler planlandığından bahsetmektedir. Tabi bu soruna yönelik ümmetin içinden çıkan çözüm arayışlarıyla beraber yaşanan istikamet krizlerinden bahsettikten sonra yapılması gerekeni dillendirmiştir. Kısaca da dizelerinden alıntılar yaparsak  yazarımız der ki:
 
Bölgede, Türkçü-Arapçı zulümle Kürtçülük doğdu
 
Üçlü ırkçılık kuşatması, ümmetçiliği boğdu
 
 
Ülkede, inkâr, tehcir, zulümle, Kürd’ün de sabrı taştı
 
Türkçülük zulmünü ekenler, Kürtçülük çıkınca şaştı
 
 
Adil çözüm İslam'dadır, Kürt'ü Türk'e kardeş yapar
 
Kürt-Türk Hablullah'a sarılsa, yalnız Allah'a tapar
 
 
Yalnız O'na tapan sistem, herkesi adaletle yönetir
 
Allah, her kavmin Rabbi’dir, herkesin hukukunu gözetir
 
 
Kurtuluş İslam'da, yüzyıllarca barış içinde yönetti
 
Kürt-Türk-Arap ayırmadan, hepsine adaletle hükmetti
 
 
Ey Kürt, Türk, tüm kavimler, gelin Kur'an'a sarılalım
 
Yüzyıllarca olduğu gibi, Hakta kardeş olalım
 
 
İmânî birlikle, yeniden kuralım ümmetimizi
 
Rabb'e sığınıp, Kur'an'la kazanalım izzetimizi
 
Bölgemizin diğer kanayan yarası ve kitlelerin afyonu futbol fanatizminden bahseder. Futboldan bahsederken egemen güçler tarafında insanların nasıl uyutulduğunu ve Rasul dönemindeki cahiliye tezahürünü de örnek getirerek dizesine şöyle aktarır.
 
Alkış ve gürültü,  Mekke müşriklerinin ibadeti
 
Futbolperest tercih eder, bağırma, küfür ve şiddeti
 
 
Kuşatmış tüm toplumu, putçu cahiliye kültürü
 
Sokakta, meydanda terör estirir, zelil bir sürü
 
 
Mü’min, Allah’tan daha fazla sevemez hiçbir şeyi
 
Futbolist, takımını sevip, uğrunda yapar her şeyi
 
2005 yılında Ankara’da kaleme alınmış  “Zincileri Kırmalıyız” şirinde, toplum tarafından ayakta tutulan sistemin kuruluş amacını misyon ve vizyonunu aktarıp süreç içinde uygulamış oldukları eylemlere atfen Müslimlerin sistemden bağımsızlığını; zihinsel ve bedensel özgürlüğe kavuşmak amacıyla hayatın her alanında zincirlerin kırılması gerektiği vurgulanmaktadır.  Bu şiir yazarı tarafından seslendirilmiş olup tarihe tanıklığını yapmıştır.
 
Şu aşamaya kadar kısmi anlamda Ümmetimizin halinden bahsederken; ele alacağımız  bölümde özellikle Ümmet coğrafyasında yaşanan zulümlere ve bu zulümlere karşı yapmamız gerekenlerden bahsediyor. Ümmet coğrafyasında güncelliğini koruyan Doğu Türkistan'daki kardeşlerimize Çin yönetiminin yaptığı zulüm ve aynı şekilde Siyonist İsrail devletinin Filistin'deki halka yaptığı zulümlerin de dillendirildiğini görmekteyiz. Bu bölümü, durum tespiti ve çözümünü, dizelerle aktararak kapatalım.
 
Durum tesbiti
 
Ümmet coğrafyasının her tarafında, kan ağlıyor mazlum halklar
Emperyalistler, sömürü ve katliamı demokrasiyle saklar
 
Asya, Afrika ve Ortadoğu’da, katledildi on milyonlar
Hâlâ süren katliamda, soykırıma mâruz masum insanlar
 
Çözüm
 
İfsat ve şirkten, tevhide doğru hicret yaşansa
 
Ümmet, sorumluluk ve takvayı tekrar kuşansa
 
 
Yaşanan zilletten çıkıp, Kur’an’la ayağa kalksa    
 
İşte, ancak o zaman kurtulacak, Kudüs ve Aksâ
 
“Ümmetin Hali ve Sorumluluklarımız” başlığını taşıyan bölümde ise Ümmetin yaşadığı zilletin sebepleri, ümmetimizin imtihanı ve yapılması gerekenlerle birlikte izlememiz gereken nebevi metod olan “Kur'an Neslini inşa” sorumluluğumuzdan bahsedilmektedir.  Özellikle inşa sürecinde eğitim, şahsiyet, ahlak ve İman birlikteliğine değinilmesi, önemlidir.
 
"Çocuklarıma ve torunlarına vasiyetim", "Bizim marşımız", "Umutlu olmalı" ve "Çok çalışmalıyız" adındaki son 3. bölümde de öncelikle hastalıklarımızın teşhisi ve tedavisine ait reçetesini bizlere sunmuştur.
 
Ümmete Dua                                                    
 
Yâ Rabb! Ne olur yardım et, rahmetinle bize
Yardım et, fakîr, hakîr düşmüş, ümmetimize 
 
Tevhide yönelterek, bilinçlendir ümmeti
Kur’an’la şereflendir, kaldır bizden zilleti
 
Islah bilinci nasip et, düzeltelim bu hâli
Vahiy kuşatsın bizi, bitirsin tüm zevâli
 
Zulümâttan nûra döndür, bu zelil ahvâli
Kur’an’la aydınlansın, ümmetin istikbâli
 
Ümmetimiz yeniden, takvasını kuşansın
Sâlihler, şâhidler çoğalsın, Kur’an yaşansın
 
Dinine yardımcı kıl, yardımına müstehak
Hayata yön versin, Rasûl’e indirdiğin Hak
 
Her bölge Müslüman’ı, tevhidde birlik kursun
Küresel şahidler, mesajı tüm dünyaya duyursun
 
Rabbimiz! Yardım ve rahmet gönder üzerimize
Tevhidde vahdeti nasip et, ümmetimize
 
Yazar : Mehmet Pamak
 
Maruf Yayınevi
 
Boyut: 13.50x21.00
 
Sayfa Sayısı: 240
 
Baskı: 1
 
Basım Tarihi: 2020-10
 
Resimleyen: b4df7a15337b495f96abb44762b92a88
 
Kapak Türü: Ciltsiz
 
Kağıt Türü: 2. Hamur
 
Dili: Türkçe

Etiketler : #Kitap   #Tanıtımı:   #Yeni   #Nesillere   #Nasihatler   #ve   #Büyüklere   #Tavsiyeler   
YORUMLAR
Henüz Yorum Yok !
İlginizi çekebilecek diğer haberler

Makaleler

Hava Durumu


VAN