TOKAD’ın eğitim seminerinde “İman ve Amel Bütünlüğü” konulu bir konuşma yapan Şükrü Hüseyinoğlu, iman ve ameli ayrı değerlendirmenin yanlış olacağını belirtti.

Toplumsal Dayanışma, Eğitim, Kültür ve Sosyal Araştırmalar Derneği tarafından düzenlenen eğitim seminerleri, yazar Şükrü Hüseyinoğlu’nun “İman ve Amel Bütünlüğü” konulu konuşmasıyla devam etti. Hüseyinoğlu, bilgi, iman ve amel bütünlüğünü İslam’ı anlamanın ön şartı olarak değerlendirdiği konuşmasında, konuyu Kur’an’dan okuduğu ayetler ışığında açıkladı. İlk inen Kur’an ayetlerinde namaz ve zekat gibi ibadetlerin ikame edilmesine; yoksulun, yetimin ve yolda kalmışın gözetilmesine, gece namazına kalkılıp tertil üzere Kur’an okunmasına; tartıda ve ölçüde doğruluğa riayet edilmesine dikkat çekildiğini belirten Hüseyinoğlu, iman ve amel bütünlüğünü parçalayarak, amelsiz bir imanın makbul sayılacağı iddiasının tarihsel bir hata olduğunu söyledi.

Şükrü Hüseyinoğlu, konuşmasının devamında Kur’an’da iman iddiasının pratikte ispatlanmaya muhtaç olduğunu gösteren ayetlerden örnekler vererek, “Yerleşik anlayışta, iman ve amelin iki ayrı cüz oluşu düşüncesinden hareketle, amel olmadan da imanın makbul sayılacağı öne sürülmüştür. Bu son derece mesnetsiz bir yaklaşımdır. İman ve amelin iki ayrı mefhum olması, birbirinden bağımsız oldukları anlamına asla gelmez. Unutmamak gerekir ki; etle kemik de iki ayrı mefhumdur fakat onları hiçbir zaman birbirinden ayrı düşünmeyiz. İman ve amel de birbirlerini tamamlar. Biri olmadan diğerinin işlevi olmaz,” dedi. Hüseyinoğlu, daha sonra iman ve ameli ayrı kabul eden hatanın tarihsel kökenini açıklayarak, sorunun dini değil siyasi sebeplerden kaynaklandığını ifade etti. Konuşmasının bitiminde dinleyicilerin soruları cevaplayan Hüseyinoğlu, daha sonra “Hayatın Anlamı” ile “İman ve Bilinç” kitaplarını imzaladı.