"Tasavvuf, temel öğretilerde bile İslam'dan ayrışmaktadır"

Tasavvufun, İslam'ın kavramlarını kullanmakla birlikte bu kavramların anlamlarını tamamıyla farklılaştırdığını ve Kur'ani içeriklerinden uzaklaştırdığını anlatan Şekerli, Allah inancı, kitab, peygamber, vahiy gibi temel öğretilerde bile İslam'dan farklılıklar arz eden tasavvufun, Kur'an'ın kavramlarıyla kendini ifade etmesi sebebiyle İslam'la özdeşleştirilebildiğini kaydetti.

08-11-2010


İslam ve Hayat

Kur'an Nesli Kültür Merkezi, alternatif eğitim seminelerini südürüyor. "İslami Bilinç Seminerleri" başlığıyla yürütülen seminer dizisinde bu hafta İbrahim Şekerli'nin sunumuyla "Tasavvuf Kültürü, İslam'la Örtüştürülebilir mi?" konusu ele alındı.

Tasavvufun, İslam'ın kavramlarını kullanmakla birlikte bu kavramların anlamlarını tamamıyla farklılaştırdığını ve Kur'ani içeriklerinden uzaklaştırdığını anlatan Şekerli, Allah inancı, kitab, peygamber, vahiy gibi temel öğretilerde bile İslam'dan farklılıklar arz eden tasavvufun, Kur'an'ın kavramlarıyla kendini ifade etmesi sebebiyle İslam'la özdeşleştirilebildiğini kaydetti. Konuyla ilgili örnekler olarak zikr ve veli kavramları üzerinde duran Şekerli, söz konusu kavramların Kur'ani karşılıklarıyla tasavvuftaki karşılığının yüzde yüz farklı olduğunu belirtti.

İslam'daki rab-kul irtibatı yerine tasavvufta fenafillah, hulul gibi inanışların yer aldığını, Rabbimizin kendine layıkıyla kulluk edenlere vadettiği cennet nimetini reddederek "Bana seni gerek seni" şeklinde bu inançların ifade edildiğini vurgulayan Şekerli, "Tasavvuf İslam adına birçok değeri alt üst etmiştir. Vahdet-i vücud, hulul gibi düşüncelerle Allah inancını ifsad ettiği gibi, ibadet anlayışına da zarar vermiştir. Yeni ibadet şekilleri icad etmiş, müzik eşliğinde, folklorik hareketler zikr adı altında ibadet çerçevesine dahil edilmiştir. Keşf inancıyla vahyin Rabbimizin yegane hidayet kaynağı olduğu inancını ortadan kaldırmış, tasavvuf büyüklerinin Allah'tan keşf yoluyla doğrudan bilgi alabildiği iddiasını yaygınlaştırmıştır. Peygamber algısını da ifsad eden tasavvuf, Hz. Peygamber'in hala yaşadığını, bazı tasavvuf büyüklerinin onunla konuştuğunu, rüyalarında görüştüklerini, keşf veya ilham yoluyla ondan hadis rivayetinde bulunduklarını iddia etmiştir." diye konuştu.

İbrahim Şekerli, tasavvufun şeyh - mürid ilişkisinin tasavvuf kitaplarında "Mürid şeyhin yanında, gassalın elindeki meyyid gibidir" sözüyle ifade edildiğini anlatarak, "Oysa Hz. Peygamber sahabilerine 'arkadaşlarım' diye hitab ediyor, onlarla her konuda istişare ediyor, onların fikirlerini dikkate alıyordu" dedi.

Şekerli, vahye muhatap olan ilk Müslümanların, cahili tüm değerlerini terk ederek İslam'a yöneldiklerini, oysa sonraki dönemlerde fetihlerin atmasının ve kitlesel ihtida hareketlerinin de etkisiyle bu şekilde cahili geçmişi terk etmeden insanların İslam olduklarını ilan etmeye başladığını dile getirerek, bunun da Kur'an dışı kültürlerin Müslümanlar arasında yer edinmesi sonucunu doğurduğunu ifade etti.

Şekerli şöyle devam etti: "Rabbimiz Kur'an'da: 'Allah, yarattıklarından hiçbirine benzemez.' (42/11) buyurduğu halde, tasavvufun vahdet-i vücud inancı, yaratılanların tümünün Allah'ın bir parçası olduğu iddiasındadır. Tasavvuf çevrelerince 'Şeyh'ul ekber' olarak anılan Muhyiddin ibn Arabi, Fusûsul Hikem adlı kitabında şöyle der: 'Hakikat budur ki Hâlik, Mahlûktur ve yine Hakikat budur ki Mahlûk, Halik'tir. Bunların hepsi tek bir varlıktandır. Hayır, belki O, tek varlıktır. Ve yine O, çokluk halinde olan varlıktır' (s. 78-79) diyor. Ve aynı akidenin bir tezahürü olarak devamla kitabında: 'Şu halde Firavnun iddia ettiği 'Ben sizin yüce Rabbınızım sözü gerçekleşti. Çünkü her ne kadar o iktidar Hakk'ın aynı ise de Firavnun suretinde tecelli etmiştir.' diye sürdürmektedir inançlarını açıklamayı. Görüldüğü gibi tasavvuf öğretisi, temel konularda bile İslam'ın öğretilerinden ayrışmaktadır."

Seminer dinleyicilerin soru ve katkılarıyla sona erdi.

Etiketler : #Tasavvuf   #   #temel   #öğretilerde   #bile   #İslam'dan   #ayrışmaktadır   
YORUMLAR
  • zeynep   14-02-2011 23:44

    insanlar söyledikleri sözlerin dinlenmesi veya yorumlanması için iki yoldan birini kullanıyorlar artık ,bunlardan birisi tasavvuf diğeri ise okyanus ötesindeki kişi ve faaliyetleri.. müslümanların başka gündemi yok mudur yahu, senelerdir tasavvuf şöyle yok böyle bırakın bu insanları tekfir etmeyi faydalı şeyler konuşun istifade edelim, müslümanları bölünmeyle itham eden şahıslar daha fazla parçaladıklarının farkına varsalar biran önce, ben buna bizzat şahitim ki müslümanlar arasında fitne artıyor.büyük vebal altına giriyosunuz ..

  • ebu yusuf   13-02-2011 01:18

    ceza kellah ibrahim abi tasavvuf ve içer,s,nde barındırdıgı elem ve söylemler islamda sonra çıkma bidatlerdir. efendimiz kim benden sonra benim uygulamadıgım söz ve davranışı dinden sayarya o uydurma yani bidattır ve her bidat sapıklıktır her sapıklık ateştedir buyurmuştur. hali hazırda her akıl sahibi bilirki kişinin mahreminin dışında bir kimsenin yüüzne bakması haramdır. rabıta yapılırken şeyhin yüzüne dikkatlice bakan bayanlar haram işlemiş olmazlarmı!

  • muradi   13-11-2010 00:30

    Kamil manada bir tevhid inancına sahip olabilmek için yapılması gerekenlerden biri de tasavvufu reddetmektir.Vahdet-i Vücud denilen batıl inançlarla tevhid üzere sabit kalmak mümkün değildir.Kur'an'ı temel ölçü alanlar için zaten tasavvuf kelimesini bile kullanmaya gerek yoktur.Takva kavramı hem Kur'ani bir kavramdır hem de Allahın nasıl bir kul istediğini anlamaya yeterlidir.

  • Ahmet   10-11-2010 23:39

    Acıyorum tasavvufa karşı çıkanlara... Bu bir rıza lokmasıdır/ Yiyemezsin demedim mi... Bu bir nasip işidir. Kur'an nasıl inanmayanların küfrünü ziyadeleştirir ise, tasavvuf da nasipsizlere öyle yapıyor. Allah kalbini açsın, ne diyelim...

  • mustafa çavdar   10-11-2010 14:46

    biz mahşer günü ne celalettin ruminin erotik içerikli mesnevisinde ne yunusun cenneti küçümseyen şiirlerinden ne rabbaninin mektupların hesap vereceğiz zuhruf suresi 44. Şüphesiz, (Kur’an) senin için ve kavmin için de sorgulanacağınız bir hatırlatmadır.

  • DAVUT   10-11-2010 12:26

    Böyle konuşan bir insanın ne Kur'an'dan ne de sünnetten zerre kadar anladığı b,r şey yoktur. Bey efendi bu tavrı ile Mevlanaların Yunuslar'ın ve İmam Rabbi'lerin İmam Gazzali'lerin yetiştiği mektebi zemm etmektedir. Allah akıl fikir versin.

  • mustafa çavdar   10-11-2010 11:12

    kuranı kerimi rehber edinmedikce peygamberimizi örnek almadıkca daha çoook sömürürler muhammed suresi 14. Rabb’inden bir belge üzerinde olan kimse, kendisine kötü işleri güzel görünen ve heveslerine uyan kimse gibi midir? zuhruf suresi 36. Allah’ın zikrini/Kur’an’ı umursamayan kimseye bir şeytanı musallat ederiz de onun yakın bir dostu olur. 37. Onlar, bunları yoldan çıkarırlar da, yine de kendilerini doğru yolda sanırlar. işte rabbimin ayetleri ibrahim kardeşimi tebrik ediyorum devamını bekliyorum doruları söylemek yürek ister

  • isiimsiz   10-11-2010 00:39

    tasavvufu kuran ve sünnet ışığında yaşayan insanları, tanıyın, birlikte olun sonra fikirlerinizi tekrar gözden geçirn derim.(bunlar günümüzde maalesef çok azaldı) benim bu konudaki fikirlerimin değişmesinde tandığım hakiki tasavvuf ehli kimselerin duruşları ve mücedeleleri etkili oldu, artık günümüzde yazmak söylemek başka yaşamak çok başka hal aldı.hak yolda davasını sürdürenlere selam olsun...

  • necati türkoğlu   09-11-2010 16:59

    ibrahim bey, teşekkürler ve selamlarımla, allaha emanet olun.

  • cetin   09-11-2010 10:25

    İbrahim beyden Allah razı olsun.Gerçekten bugün yaşadığımız toplumun Kur'an islamı ile tanışması,tasavvufu terk etmesi belki de cemaatler anlamında kırılmalara sebeb olabilir.Bu ise anlaşılmayan islamın sevilmesi ve kitleler halinde islam buymuş demesidir.

İlginizi çekebilecek diğer haberler

Makaleler

Hava Durumu


VAN