A. Burak Bircan, Hay-Der'de gündemi yorumladı
HAY-DER'de her ayın son çarşamba akşamı gerçekleştirilen, Türkiye ve dünyada gelişen olayları müslümanca bir bakış açısıyla analiz edildiği Yorumluyorum veri-analiz programının konuğu A.Burak Bircan'dı.
03-12-2011
HAY-DER'de her ayın son çarşamba akşamı gerçekleştirilen, Türkiye ve dünyada gelişen olayları müslümanca bir bakış açısıyla analiz edildiği Yorumluyorum veri-analiz programının konuğu A.Burak Bircan'dı.İktibas Dergisi yazarı A. Burak Bircan, Arap baharı, ılımlı İslam, Dersim olayları ve Vicdabi Red üzerine görüşlerini dinleyicileriyle paylaştı.
Bircan sözlerine şöyle başladı: "Soğuk savaş döneminin iki kutuplu dünyasının aktörlerinden biri ve batının dünyaya sunduğu düşman, komünist Rusya'ydı. Rusya'da komünizmin iflasıyla/yenilmesiyle dünyaya yeni düşman olarak İslam sunuldu. Amerika'nın dünyada tek süper güç kaldığı ve özellikle Amerika'nın Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerini emrindeki demir yumruklarla yönlendirdiği dönemde müslüman halklara zulmedilmiş, toprakları işgal edilmiştir. Ama artık halklar patlama noktasına geldiğinden, kaba kuvvet yerine, yumuşak gücün yerleştiği yeni dünya düzenine geçilmiştir."
Bu yeni dönemde müslümanların ikiye bölündüğünden bahseden Bircan, bu dönemi Tevhidî değerlerin yerini seküler ve liberal görüşlerin aldığı, ılımlı müslümanlar ile Tevhid'i dünyaya hakim kılmak, sadece Allah'ın hükmünün hakimiyetini isteyen (dosdoğru) Muvahhid müslümanlar dönemi olarak adlandırabiliriz, dedi.
'Ilımlı İslam' müslüman zihinleri kuşatma projesidir
Bircan, ılımlı İslam'ın müslümanların zihinlerini kuşatma projesi olduğunu belirtti. Böylece müslümanların İslam'ın temel inancından uzaklaşacağını anlatan Bircan, Batıl değerler olan demokrasi, liberalizm ve seküler yaşamları benimseyerek batının razı olduğu değerlerle yaşanacağını ve bu dönemin aktörlerinin utanmadan Kur'an'ı da kendilerine referans gösterdiklerine değindi.
Eski müslümanların bu yeni döneme aktörlük ettiklerini ve bundan dolayı da bu tuzağın müslümanlara anlatılmasında zorlanıldığına işaret eden Burak Bircan, ılımlı müslümanların sistem içi mücadeleyi benimsediklerini, bu mücadelenin de aslında ılımlı laikler (liberaller) ve radikal laikler (kemalizm vd.) arasındaki sisteme hakim olma mücadelesi olduğunu ifade etti.
"İslam ile demokrasi ve laikliğin birarada olması mümkün değil"
Batılı bir düşünürün "İslam ile demokrasi ve laikliğin birarada olması mümkün değil. Bakın Tevhid inancına, daha kapıdan dönersiniz" ifadesini hatırlatan Bircan, Batılıların İslam ile beşeri ideolojilerin bir arada harmanlanmayacağını bildiğini ancak değişen müslüman zihniyetlerinin bunu algılayamadığını kaydetti.
Bircan, Küresel güçlerin yeni dönemde Türkiye'yi cephe değil, merkez ve model ülke konumuna getirdiğini, demir yumruklara karşı patlama noktasına gelen halklar ve batının tıkanan sermaye gücü nedeniyle yeni pazarlara yöneldiğini; yani diktatörler devrilirken yerine batının idealleriyle çelişmeyecek, demokratik haklara sahip halklar oluşturulmak istendiğini ve bu halklara model olarak da Türkiye'nin pazarlandığını ifade etti.
Mısır ve Tunus'taki değişim
2. Dünya savaşından sonra Kuzey Afrika'yı dizayn eden batılıların, yeni dönemde de o toplulukları tekrar kendi emelleriyle değiştirmeye çalıştıklarını, diktatörler sonrası oluşması mümkün bağımsız, İslami devletlerin önüne geçmek için çalıştıklarına değinen Burak Bircan, bu süreçte Mısır ve Tunus'ta diktatörlerin ordunun eliyle değiştirildiğini, Tunus'ta ılımlı bir partinin iktidara getirildiğini ama maalesef Mısır'da seçimleri muhtemelen kazanacak olan İhvan'ın da bu zihniyeti benimsediğine değindi. Bircan, son yaşanan Tahrir olaylarına İhvan'ın katılmamasını da İhvan'ın çabuk bir şekilde iktidara geçme telaşı olarak değerlendirdi.
Fas ve Ürdün 'öğüt aldı'!
Türkiye'nin, demokrasiyle yönetilmeyen bölgelerde akıl hocalığı yaptığını, yıkılması muhtemel rejimlere daha demokratik hareketler içinde olmaları gerektiği yönünde akıl verdiğini anlatan Bircan, bu telkinlerin Mübarek ve Kadafi'ye de yapıldığını, Esad'a yapılmaya devam edildiğini hatta bu nasihatleri ciddiye alan Fas ve Ürdün'de herhangi bir halk ayaklanması yaşanmadan Fas kralının yetkilerini devrettiğini, Ürdün kralının da bu konuda ciddi adımlar atarak yeni döneme iktidarlarını koruyarak geçiş yaptıklarına değindi. Suriye meselesine de değinen Bircan, Suriye'ye yapılması düşünülen müdahalenin ne adına yapıldığına dikkat çekti.
Dersim gündeminin iki yönü
Dersim olaylarıyla analizlerine devam eden A. Burak Bircan, Tayyip Erdoğan'ın Dersim katliamını gündeme getirmesini iki ana başlıkta değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Bircan, Dersim'in CHP içi kargaşayı alevlendireceğini ve KCK operasyonlarını kamufle ederek gündemin değişmesini sağlayacağını belirtti.
Dersim'de katliam yapan sistemin Şeyh Said kıyamı, İskilipli Atıf efendi süreçlerindeki gibi yaşandığını anlatan Bircan, sistem aynı dinden, ırktan insanların bir kısmını katlederken aynı dinden ve ırktan başka bir toplulukla anlaşarak bu katliamları gerçekleştirdiğinin altını çizdi. Bircan, tarihte çok saygın bilinen kişilerin de bu tarz katliamlarda sistemle anlaştığını söyledi.
Vicdani Red müslümanlıkla örtüşmez
Vicdani Red'in batı kültüründen türediğini, cinsel tercihten savaş karşıtlığına v.s. kişisel tercihlerin askerlikle uyuşmaması durumunda kişilerin kamu görevlerinde çalıştırılmasıyla askerlikten muaf tutulması anlamına geldiğini kaydeden Burak Bircan, Batılı değerlerle vicdani redciliğe sahip çıkmanın müslümanlıkla örtüşmeyeceğini, müslümanların farklı bir dil kulanması gerektiğini söyledi.
İnançlarında savaşma emri olan bir müslümanın ben savaş karşıtıyım diyerek vicdani redcilik yapmasının inançlarıyla örtüşmediğinin altını çizen Bircan, sistemin inançlarına uymadığı ve dayattığı zorunlu askerlik için, sistemin kendi düşmanlarının politik tercihleriyle uyuşmadığı anlatılmalıdır, dedi. Bircan, bu tarz çarpıklıkların bir dönem idam konusu ile ilgili de yaşandığını, kısasta hayat bulan bir dinin mensuplarının idam karşıtı olması kadar saçma olduğunu söyledi.
(Haber: Atilla Aksu / İslam ve Hayat)
- Siyonazi çetesi, Gazze'de gıda yardımı bekleyen sivillere saldırdı: 150 maktul 1000 yaralı
- Gazze İle Dayanışma ve Şehadet Gecesine Dâvet
- Gazze İle Dayanışma ve Şehadet Gecesi'ne dâvet
- İktibas’a bu cumartesi Ali Kaçar konuk oluyor
- Gazze’ye Yardım Kampanyası
- Siyonist vahşet: İnfaz edip çöpe atmışlar
- Adana ve Mersin seyahatinden sadra düşenler
- Kur'an Nesli İlim Merkezi'nin çadır yardımları Gazze'ye ulaştı
Makaleler
Hava Durumu