"Gelenek" Arama Sonuçları
Kur'an Nesli Kürsüsü ve Minberinden
Kur'an Nesli İlim Merkezi'nin bu haftaki Haftanın Sonbetinde İsmail Hakkı Güleç "Dünyevileşmeye Karşı Dâvâ Bilinci" başlıklı bir sohbet gerçekleştirdi. Kur'an Nesli Minberinde ise Şükrü Hüseyinoğlu "Geleneksel ve Modern Kula Kulluk Biçimleri" başlıklı bir hutbe irad etti.
Kur'an Nesli İlim Merkezi'nin bu haftaki Haftanın Sonbetinde İsmail Hakkı Güleç "Dünyevileşmeye Karşı Dâvâ Bilinci" başlıklı bir sohbet gerçekleştirdi. Kur'an Nesli Minberinde ise Şükrü Hüseyinoğlu "Geleneksel ve Modern Kula Kulluk Biçimleri" başlıklı bir hutbe irad etti.
Prof. Dr. Alev Erkilet: Bir evlilik endüstrisi var
Tüketim kültürü, evlilik merasimlerini yeni sosyal statü göstergesine dönüştürüyor ve aileler yoksullaşmak pahasına yaptıkları düğün harcamalarını borçlanarak yıllarca ödüyor. Öte yandan, İslami geleneklere uymayan gösteriş kültürü de aile değerlerinin yıpranmasına neden oluyor.
Tüketim kültürü, evlilik merasimlerini yeni sosyal statü göstergesine dönüştürüyor ve aileler yoksullaşmak pahasına yaptıkları düğün harcamalarını borçlanarak yıllarca ödüyor. Öte yandan, İslami geleneklere uymayan gösteriş kültürü de aile değerlerinin yıpranmasına neden oluyor.
Prof. Dr. İhsan Toker: “Kadın sorunu” olarak sunulan ambalaja dikkat edelim (HABER-VİDEO)
Prof. Toker, Feminizm ile başlayarak Kadın Hakları olarak devam eden ve bugün Toplumsal Cinsiyet adı altında sürdürülen çabaların, dini de kapsayan Gelenek anlayışının tamamen karşısında, cinsiyet tahayyülü noktasında empoze edilen anlayışların yeniden üretilmesi olduğunu söyledi.
Prof. Toker, Feminizm ile başlayarak Kadın Hakları olarak devam eden ve bugün Toplumsal Cinsiyet adı altında sürdürülen çabaların, dini de kapsayan Gelenek anlayışının tamamen karşısında, cinsiyet tahayyülü noktasında empoze edilen anlayışların yeniden üretilmesi olduğunu söyledi.
Seyyid Kutub'un batıya ve batıcılığa yaklaşımı
Batıyı kuşatan düşünce ve inanç sisteminin tahrif edilmiş olsa bile Hristiyanlıktan almadığını, Roma merkezli bir akidenin oluşturduğunu savunur. Kutub’a göre (ki bizde aynı kanaatteyiz) İslam, geleneksel ve modern bütün cahiliye düşüncelerini kökten reddeder. Oysa Batı dünyası modern cahiliyeyi tüm imkanları ile kuşanmış durumdadır ve Kutub hayata yön veren tüm prensiplerin oluşturduğu kaynağı Mekke cahiliyesi ile bir tutar.
Batıyı kuşatan düşünce ve inanç sisteminin tahrif edilmiş olsa bile Hristiyanlıktan almadığını, Roma merkezli bir akidenin oluşturduğunu savunur. Kutub’a göre (ki bizde aynı kanaatteyiz) İslam, geleneksel ve modern bütün cahiliye düşüncelerini kökten reddeder. Oysa Batı dünyası modern cahiliyeyi tüm imkanları ile kuşanmış durumdadır ve Kutub hayata yön veren tüm prensiplerin oluşturduğu kaynağı Mekke cahiliyesi ile bir tutar.
İktibas Dergisi gönüldaşları iftarda buluştu
İktibas Dergisi'nin pandemi sebebiyle ara verilen geleneksel iftar programı, bu yıl İstanbul Bayrampaşa’daki Mimder’de gerçekleştirildi.
İktibas Dergisi'nin pandemi sebebiyle ara verilen geleneksel iftar programı, bu yıl İstanbul Bayrampaşa’daki Mimder’de gerçekleştirildi.
Gelenek, Gelen Ek midir? (VİDEO)
Gelenek, Gelen Ek midir? - Şükrü Hüseyinoğlu - Kur'an Nesli İlim Merkezi - Salı Sohbetleri
Gelenek, Gelen Ek midir? - Şükrü Hüseyinoğlu - Kur'an Nesli İlim Merkezi - Salı Sohbetleri
Sohbete dâvet
Kur'an Nesli İlim Merkezi'nin "Salı Sohbetleri"nde bu haftaki konu "Gelenek, Gelen-ek midir?"
Kur'an Nesli İlim Merkezi'nin "Salı Sohbetleri"nde bu haftaki konu "Gelenek, Gelen-ek midir?"
Mehmet Kantar ağabeyin ardından
Mehmet abi, seküler sisteme hiçbir zaman eğilim göstermedi. Birilerinin zamanla methiyeler dizdiği laiklik, demokrasi, özgürlük, insan hakları gibi süslü kelimelere kanmadı. Allah’ın ayetlerine karşı savaş açan her düşünceden beri olduğunu yaşamıyla gösterdi. Sistem içi mücadele taraftarı olmadı. Geleneksel bir islamın da taraftarı olmadı. Tasavvuf gibi, çeşitli geleneksel cemaatler gibi ya da muhafazakarlık gibi temeli İslam akidesinden uzak İslam soslu hiçbir düşünceye de meyletmedi. Aksine onlara karşı Kur’ani bir bilinçle mücadele etti.
Mehmet abi, seküler sisteme hiçbir zaman eğilim göstermedi. Birilerinin zamanla methiyeler dizdiği laiklik, demokrasi, özgürlük, insan hakları gibi süslü kelimelere kanmadı. Allah’ın ayetlerine karşı savaş açan her düşünceden beri olduğunu yaşamıyla gösterdi. Sistem içi mücadele taraftarı olmadı. Geleneksel bir islamın da taraftarı olmadı. Tasavvuf gibi, çeşitli geleneksel cemaatler gibi ya da muhafazakarlık gibi temeli İslam akidesinden uzak İslam soslu hiçbir düşünceye de meyletmedi. Aksine onlara karşı Kur’ani bir bilinçle mücadele etti.
Gelenekten Modernizme Çocuk Eğitimi ve Biz Müslümanlar!
Çocuklar bizim malımız değil, ama bizim eserimiz ve onlar bize Allah’ın emanetidir. Biz gerekeni hakkıyla yerine getirelim ondan sonra Hz. Nuh’u, (as) Hz. İbrahim’i, (as) Hz. Yusuf’u (as) ve Hz. Lokman’ı örnek verelim.
Çocuklar bizim malımız değil, ama bizim eserimiz ve onlar bize Allah’ın emanetidir. Biz gerekeni hakkıyla yerine getirelim ondan sonra Hz. Nuh’u, (as) Hz. İbrahim’i, (as) Hz. Yusuf’u (as) ve Hz. Lokman’ı örnek verelim.
Terfîh...
Suudi Arabistan’da eğlence sektörü bizzat devlet eliyle organize ediliyor ve bu işin başında da Turkî Âl-i Şeyh adında biri bulunuyor. Resmî olarak “Eğlence Heyeti” (Hey’etu’t-Terfîh) isimli bir kurumun başkanlığını yapan Âl-i Şeyh, Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın (MbS) en yakın adamlarından ve “bakan düzeyinde baş danışman” statüsünde. “Terfîh” kelimesi genel anlamda eğlence sektörünün bütün kollarını kapsayan nötr bir anlama sahipken, Âl-i Şeyh’in yönetiminde ülkenin gelenekleriyle savaşan ve Suudi gençleri kestirme yollardan “modernleştiren” bir içeriğe bürünmüş. “Terfîhe karşı değiliz, ama İslâm ahlâkını da korumalıyız” diyen çok sayıda Suudi âlim ve kanaat önderi, şu anda hapiste. Onlardan biri de, Kâbe’nin sevilen imamlarından Şeyh Sâlih Âl-i Tâlib.
Suudi Arabistan’da eğlence sektörü bizzat devlet eliyle organize ediliyor ve bu işin başında da Turkî Âl-i Şeyh adında biri bulunuyor. Resmî olarak “Eğlence Heyeti” (Hey’etu’t-Terfîh) isimli bir kurumun başkanlığını yapan Âl-i Şeyh, Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın (MbS) en yakın adamlarından ve “bakan düzeyinde baş danışman” statüsünde. “Terfîh” kelimesi genel anlamda eğlence sektörünün bütün kollarını kapsayan nötr bir anlama sahipken, Âl-i Şeyh’in yönetiminde ülkenin gelenekleriyle savaşan ve Suudi gençleri kestirme yollardan “modernleştiren” bir içeriğe bürünmüş. “Terfîhe karşı değiliz, ama İslâm ahlâkını da korumalıyız” diyen çok sayıda Suudi âlim ve kanaat önderi, şu anda hapiste. Onlardan biri de, Kâbe’nin sevilen imamlarından Şeyh Sâlih Âl-i Tâlib.
Tevhid esmâsı ve şirk esmâsı
Rabbimizi, Rasulünü, Kitabını, Âhireti (ve kapsamındaki Hesap Gününü) doğru anlayıp doğru tanımak da, öncelikle onlarla ilgili tarihsel süreçte ve bugün insanlar tarafından birer ümniyye (kuruntu), zan ve vehim ürünü olarak ortaya atılmış olan, geleneksel, modern ve post-modern tüm çeşitleriyle yanlış/bâtıl yaklaşım ve tanımları (üretilmiş, uydurulmuş isim ve sıfatları) tekzip etmek ve bu tekzip hafriyatıyla ortaya çıkan temiz, berrak zeminde, inzal edilmiş isim ve sıfatlar ile bu iman esaslarını kavrama cehdine yönelmek…
Rabbimizi, Rasulünü, Kitabını, Âhireti (ve kapsamındaki Hesap Gününü) doğru anlayıp doğru tanımak da, öncelikle onlarla ilgili tarihsel süreçte ve bugün insanlar tarafından birer ümniyye (kuruntu), zan ve vehim ürünü olarak ortaya atılmış olan, geleneksel, modern ve post-modern tüm çeşitleriyle yanlış/bâtıl yaklaşım ve tanımları (üretilmiş, uydurulmuş isim ve sıfatları) tekzip etmek ve bu tekzip hafriyatıyla ortaya çıkan temiz, berrak zeminde, inzal edilmiş isim ve sıfatlar ile bu iman esaslarını kavrama cehdine yönelmek…
Akidemizi geleneksel, modern ve post-modern hurafelerden esmâ ile selim kılmak
Akidemizin temel umdelerini, Kur’an’daki esmâ (isim ve sıfatlar) çerçevesinde öğrenip kavradığımızda, akidemizi her türlü geleneksel ve modern, post-modern hurafeden, bid’at ve sapmadan selâmete kavuşturma imkânı bulmuş oluruz.
Akidemizin temel umdelerini, Kur’an’daki esmâ (isim ve sıfatlar) çerçevesinde öğrenip kavradığımızda, akidemizi her türlü geleneksel ve modern, post-modern hurafeden, bid’at ve sapmadan selâmete kavuşturma imkânı bulmuş oluruz.
Cahiliye, gelenekseli ve moderniyle Kur’an’la yok edilecektir
Kur’an değişmemiştir, ama Kur’an okuyanlar başkalaşmıştır. Kur’an anlayışı, Kur’an’a bakış, Kur’an’a yaklaşım değişmiştir. Kur’an, aynı Kur’an’dır, ama Kur’an’a yönelmesi gereken insan, Kur’an’a sahabe gibi yönelmiyor.
Kur’an değişmemiştir, ama Kur’an okuyanlar başkalaşmıştır. Kur’an anlayışı, Kur’an’a bakış, Kur’an’a yaklaşım değişmiştir. Kur’an, aynı Kur’an’dır, ama Kur’an’a yönelmesi gereken insan, Kur’an’a sahabe gibi yönelmiyor.
12 Eylül darbesinin 40. yılı dolayısıyla darbelere bakış (VİDEO-HABER)
Bugün 11 Eylül 2020; yarın da 12 Eylül. Türkiye’de sık sık yapılan darbelerin en büyüğü ve zulmü en kapsamlı olan 12 Eylül darbesinin 40. Yıldönümü. Her on yılda bir darbe yapılması gelenek hale gelen bu ülkede, darbe yapan veya darbe girişiminde bulunan askerlere hiçbir ceza verilmemiştir. Sadece Fetöcüler diye adlandırılan ve darbede nasıl bir rol aldığı hâlâ belirsizliğini koruyan kişilere darbe bahanesiyle, cezası verilemeyen diğer darbelerin de cezası sanki onlara kesiliyor gibi, darbeye hiç katılmayan o grubun üyelerine de büyük cezalar verilmiştir. Evet, bilfiil darbe yapanlara ceza verilmezken, darbeye hiç katılmayan, sadece o cemaate sempati besleyen kimselere en ağır cezaları uygun gördüler. Bir tarafta, sonuçları açısından çok büyük zulümlere sebep olan 12 Eylül darbecilerine hiçbir ceza verilmez veya verilemezken, diğer taraftan başarısız bir darbe girişiminde hiçbir rolü olmayan o cemaatin fertlerine yönelik büyük cezalar verildiğine şahit olduk.
Bugün 11 Eylül 2020; yarın da 12 Eylül. Türkiye’de sık sık yapılan darbelerin en büyüğü ve zulmü en kapsamlı olan 12 Eylül darbesinin 40. Yıldönümü. Her on yılda bir darbe yapılması gelenek hale gelen bu ülkede, darbe yapan veya darbe girişiminde bulunan askerlere hiçbir ceza verilmemiştir. Sadece Fetöcüler diye adlandırılan ve darbede nasıl bir rol aldığı hâlâ belirsizliğini koruyan kişilere darbe bahanesiyle, cezası verilemeyen diğer darbelerin de cezası sanki onlara kesiliyor gibi, darbeye hiç katılmayan o grubun üyelerine de büyük cezalar verilmiştir. Evet, bilfiil darbe yapanlara ceza verilmezken, darbeye hiç katılmayan, sadece o cemaate sempati besleyen kimselere en ağır cezaları uygun gördüler. Bir tarafta, sonuçları açısından çok büyük zulümlere sebep olan 12 Eylül darbecilerine hiçbir ceza verilmez veya verilemezken, diğer taraftan başarısız bir darbe girişiminde hiçbir rolü olmayan o cemaatin fertlerine yönelik büyük cezalar verildiğine şahit olduk.
“Kötülük problemi ve dinsel gelenekler” (VİDEO)
Dinler Tarihi Uzmanı Prof.Dr. Şinasi Gündüz, “Kötülük Problemi ve Dinsel Gelenekler” konulu sohbeti ile 1 Şubat’ta İktibas’a konuk oldu. Konuşmasının özet videosunu sunuyoruz:
Dinler Tarihi Uzmanı Prof.Dr. Şinasi Gündüz, “Kötülük Problemi ve Dinsel Gelenekler” konulu sohbeti ile 1 Şubat’ta İktibas’a konuk oldu. Konuşmasının özet videosunu sunuyoruz:
Çam ağacı mı, çaput ağacı mı?
Çam ağacı kültü pagan bir gelenek, noel ile bir ilişkisi yok, bizdeki toptancılığı bir kenara bırakırsak. Pekiyi bizdeki ‘çaput ağacı’ kime aittir? Nereden, kimlerden tevarüstür? Dinimizle bir alakası var mıdır? Bunları soran, düşünen yok!
Çam ağacı kültü pagan bir gelenek, noel ile bir ilişkisi yok, bizdeki toptancılığı bir kenara bırakırsak. Pekiyi bizdeki ‘çaput ağacı’ kime aittir? Nereden, kimlerden tevarüstür? Dinimizle bir alakası var mıdır? Bunları soran, düşünen yok!
“Atalar dini”ne hayır, “Ata dini”ne evet mi?
Bu çevrelerin dil ve kaleminden sâdır olan “uydurulmuş din” tabiri salt, çeşitli hurafelerle mâlul olan geleneksel din anlayışlarını hedef almakta, laiklik, kemalizm, liberalizm, nasyonalizm, kapitalizm, sosyalizm gibi çağın egemen uydurulmuş dinleri hiç bu eleştirilerin kapsamına girememektedir.
Bu çevrelerin dil ve kaleminden sâdır olan “uydurulmuş din” tabiri salt, çeşitli hurafelerle mâlul olan geleneksel din anlayışlarını hedef almakta, laiklik, kemalizm, liberalizm, nasyonalizm, kapitalizm, sosyalizm gibi çağın egemen uydurulmuş dinleri hiç bu eleştirilerin kapsamına girememektedir.
Artık her yer aynı ve kimse bir yere ait değil
Geleneksel şehirlerimizde mahalle bir aidiyeti temsil etmektedir. Mahallede oturanlar sadece kendi ailesini değil, aynı zamanda mahallenin de bir ferdi gibiydiler. Şehirlerde yaşayanlar arasında güçlü bir "yer" ve "aidiyet" duygusunun oluşumuna imkan veren bu olgu dikkate alındığında, sürdürülebilir güvenli bir şehrin ölçekli ve ayrımsanabilir semtlere ve mahallelere göre tasarlanması büyük önem arz etmektedir.
Geleneksel şehirlerimizde mahalle bir aidiyeti temsil etmektedir. Mahallede oturanlar sadece kendi ailesini değil, aynı zamanda mahallenin de bir ferdi gibiydiler. Şehirlerde yaşayanlar arasında güçlü bir "yer" ve "aidiyet" duygusunun oluşumuna imkan veren bu olgu dikkate alındığında, sürdürülebilir güvenli bir şehrin ölçekli ve ayrımsanabilir semtlere ve mahallelere göre tasarlanması büyük önem arz etmektedir.
Makaleler
Hava Durumu