Prof. Dr. Alev Erkilet: Bir evlilik endüstrisi var
Tüketim kültürü, evlilik merasimlerini yeni sosyal statü göstergesine dönüştürüyor ve aileler yoksullaşmak pahasına yaptıkları düğün harcamalarını borçlanarak yıllarca ödüyor. Öte yandan, İslami geleneklere uymayan gösteriş kültürü de aile değerlerinin yıpranmasına neden oluyor.
12-01-2023
Evlilik endüstrisinin “icat ettiği” iddialı evlilik teklifleri ya da bebek cinsiyeti açıklama partileri gibi seremoniler de Müslüman toplumlarda hoş karşılanmayan gösteriş kültürünün geleneksel aile gibi değerlerinin yerini almasına yol açıyor.
İbn Haldun Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alev Erkilet ve evlilik arifesinde olan 26 yaşındaki İnan İnan, AA muhabirine, düğünlerin sosyal statü, gösteriş ve rekabet aracı haline gelmesinin toplumdaki eşitsizliği büyüttüğünü söyledi.
Prof. Dr. Alev Erkilet, gösterişçi tüketimin insanlık tarihi kadar eski olduğunu belirterek, “Eşitsizliğin olduğu, uygar toplumların ortaya çıkmasından bu yana insanlar ihtiyaçtan değil karşı tarafa kendi gücünü ve statüsünü göstermek için tüketim yapıyor ancak kapitalizmle bu gösterişçi tüketim çok daha şiddetlendi.” dedi.
Reklamlar ve rol model alınan kişilerin tüketim alışkanlıklarının toplumu etkilediğini kaydeden Erkilet, “Son dönemde tüketim ideolojisi ortaya çıktı artık tüketemeyen insan ‘defolu insan’ olarak tanımlanıyor.” ifadesini kullandı.
Erkilet, toplumların giderek tüketime dayalı hale geldiğine dikkati çekerek, yaptıkları araştırmalarda ebeveynlerin yoksullaşmak pahasına çocuklarının ciddi olmayan taleplerini bile karşılamaya çalıştıklarını tespit ettiklerini anlattı.
Tüketim çılgınlığını “geç kapitalist evrenin ortaya çıkardığı toplumsal afet” şeklinde niteleyen Erkilet, “Evlilik endüstrisi var. Düğün salonları, düğün organizatörleri, orada kullanılan ürünlerin satışıyla işleyen, birçok uzmanın içinde görev aldığı bir evlilik endüstrisi var.” diye konuştu.
Erkilet, kapitalizmin evlilik öncesi ve sonrasında da tüketim hızının kesilmemesi için çeşitli törenler “icat ettiğini” dile getirerek, iddialı evlilik teklifleri, bebek cinsiyeti açıklama partileri gibi seremonilere kültürel olarak çok hızlı adapte olunduğunu kaydetti.
‘Düğünler rekabete dönüştürülüyor’
Düğün rekabetinin “konu komşu ne der?” endişesiyle geleneksel olarak da beslendiğine işaret eden Erkilet, şöyle devam etti:
“Kapitalist dünyanın keşfetmesiyle kına gecesi gibi çok da gerekli olmayan merasimlerin tekrar yükselişe geçmesi arasında paralellik var. Evlilik teklif ederken pırlanta yüzük almak ve takmak, Batılı düğünlerde, Hollywood filmlerinde gördüğümüz seremoniler. Kapitalizm sizde olmayan bir ihtiyacı dayatarak benzer örüntüleri takip etmeye yönlendiriyor. Bunun kendiliğinden oluştuğunu düşünmüyorum. Bunun, küresel ekonomik sistemin ihtiyaçları doğrultusunda bize dayatıldığını ama bizim de kendi geleneksel değerlerimizle buna çok çabuk adapte olduğumuzu düşünüyorum.”
Erkilet, evlenme çağındaki gençlerin, aileler ve adaylar tarafından talep edilenleri karşılamak için büyük maddi ve manevi külfete girdiklerinin altını çizerek, ekonomik koşullar, iş bulma ve diğer etkenler nedeniyle evlilik yaşının yükseldiğini belirtti.
Müslüman toplumlarda son zamanda artan gösteriş kültürünün eskiden hoş karşılanmadığını hatta kötü görüldüğünü aktaran Erkilet, “Zaman içinde toplumsal gelenekler bu tür bir gösterişçi tüketimi, rekabetçi ilişkileri daha fazla teşvik eder oldu.” değerlendirmesinde bulundu.
Erkilet, düğün endüstrisinin en önemli ayaklarından birinin bankalar olduğunu kaydederek, evlenmek isteyen kişilerin aldıkları kredileri ödeyebilmek için uzun zamana ihtiyaç duyduğunu ifade etti. Erkilet, “Tamamen karşı çıkmamız ve hayır dememiz gereken bir süreçle karşı karşıyayız. Bunun çok mükemmel örneği olduğu için aslında düğünleri konuşuyoruz ama çocuk meselesi de bununla aynı şekilde bağlantılı.” şeklinde konuştu.
“Ailelerin istedikleri düğünü yapmak için daha çok çaba gerekiyor”
Uluslararası Tıbbi Yardım Derneği Türkiye koordinatörü, 26 yaşındaki İnan İnan, 2005’te anne babası ve 10 kardeşiyle Van’dan İstanbul’a taşındıklarını ve yakın zamanda evlilik için adım attığını belirtti. Baharda düğün hazırlığı yapan İnan, ekonomik durumu iyi olmayan kişilerin toplumsal talepleri karşılayamadıkları için istedikleri an evlenemediklerini aktararak, “Bizim ortalama vatandaş, orta direk dediğimiz kesim öyle ha deyince hadi evlenelim deyince evlenemiyor. Ailelerin taleplerini karşılamak giderek zorlaşıyor.” ifadesini kullandı.
Kafasında evlenme fikri olgunlaşmaya başladığında maddi hazırlık sürecine girdiğini anlatan İnan, evlilik fikri ve uygun aday olmadan önce evliliğin kolay olacağını sandığını ancak hiç de düşündüğü gibi olmadığını aktardı.
İnan, Türk toplumunda evlilik törenlerinin “çok büyük olay” haline getirildiğinin ve düğünlerin güç ve gövde gösterisi haline geldiğinin altını çizerek, “Bu nedenle düğünler bir anda ihtivasını kaybederek farklı bir noktaya taşındı.” dedi.
Evleneceği kişinin farklı kültürden olduğunu ve yaptıkları düğün planlarının aileleri de memnun etmesi için çok uğraştıklarını dile getiren İnan, “Elimizdeki imkanlarla ailelerin istediklerini karşılamak için çaba sarf ettik.” şeklinde konuştu.
İnan, düğünün, kadın ve erkeğin toplumsal, kültürel ve dini olarak artık birlikte hayat süreceklerinin ilanı olduğunu anımsatarak, “Düğünlerde mesela ‘Onlar 150 bin kişiye yemek verdi biz neden sadece çay kurabiye ikram ediyoruz?’ gibi sözler gençleri evlilikten soğutuyor.” görüşünü paylaştı.
Yakın çevresinde evlenmek isteyen kişilerin, müstakbel eşlerinden daha çok aileleri tarafından zorlandığına dikkati çeken İnan, “‘Şu kadar altın istiyoruz, yan komşunun damadı kıza ev almış sen de alacaksın’ gibi talepler duyuyorum.” diye konuştu.
Gelin adaylarının aileleri arasında “üç anahtar” diye tabir edilen ev, araba ve iş yeri olmadan kız vermeme modasının tekrar yükselişe geçtiğini gözlemlediğini belirten İnan, “Bu gibi ifadeler nedeniyle isteme aşamasından dönen ya da nişan atan çok insan var. Bunların çağ dışı olduğuna inanıyorum. Buna artık tepki gösterilerek insanların ortak tavır takınması gerekiyor. Önemli olan çiftlerin bir araya gelip aile kurumunu kurmaları ve mutlu bir hayat sürmeleri.”
(Kaynak: AA / İktibas Dergisi.com)
- Bir 10 Kasım Mağduriyeti: Dr. Mehmet Arslan Tutuklandı
- İktibas’ın yeni sayısı Bangladeş gündemi ile çıktı
- Diken ve Karanfil
- Hayrola Mahmud Abbas
- Bir milyon yahudi, işgal altındaki toprakları terketti
- Ya Eyyühel Müzzemmil
- Son Seyahatimizden Yansımalar
- Husi: Gazze'ye destek için vurulan gemi sayısı 177'ye çıktı
Makaleler
Hava Durumu