"Kendini" Arama Sonuçları
Ali Şeriati'nin kaleminden Hacc'ın sembolleri
İbrahim'in sahnesi Mina'dasın şu anda; İbrahim gibi davranmak üzeresin. O, oğlu İsmail'i kurban etmek için getirmişti. Senin İsmail'in kim veya ne? Mevkiin mi? Şerefin mi? Mesleğin mi? Paran mı? Evin mi? Çiftliğin mi? Araban mı? Aşkın mı? Bilgin mi? Sosyal sınıfın mı? Sanatın mı? Elbisen mi? Hayatın mı? Gençliğin mi? Güzelliğin mi? Hangisi... Ben bilemem. Fakat sen kendini bilirsin.
İbrahim'in sahnesi Mina'dasın şu anda; İbrahim gibi davranmak üzeresin. O, oğlu İsmail'i kurban etmek için getirmişti. Senin İsmail'in kim veya ne? Mevkiin mi? Şerefin mi? Mesleğin mi? Paran mı? Evin mi? Çiftliğin mi? Araban mı? Aşkın mı? Bilgin mi? Sosyal sınıfın mı? Sanatın mı? Elbisen mi? Hayatın mı? Gençliğin mi? Güzelliğin mi? Hangisi... Ben bilemem. Fakat sen kendini bilirsin.
Bizlerin seçimi nedir?
Müslüman Kur'an ahlakıyla inşa olur. Bu ahlak önce kendinden başlayan ve sonra en yakınını inzar etmeyle devam eden bir ahlaktır. Topu taca atmadan “ama, lakin...” demeden ertelemeden hemen şimdi değişime başlamaktır... Herkes bir seçim yapıyor muhakkak. Peki bizler, kendini İslam’a nispet etmişler şimdiye kadar nasıl bir seçim yaptık ve bundan sonrası için seçimimiz nedir?
Müslüman Kur'an ahlakıyla inşa olur. Bu ahlak önce kendinden başlayan ve sonra en yakınını inzar etmeyle devam eden bir ahlaktır. Topu taca atmadan “ama, lakin...” demeden ertelemeden hemen şimdi değişime başlamaktır... Herkes bir seçim yapıyor muhakkak. Peki bizler, kendini İslam’a nispet etmişler şimdiye kadar nasıl bir seçim yaptık ve bundan sonrası için seçimimiz nedir?
Deprem bölgesi izlenimleri
Deprem bölgesini gezerken yaşadıklarım karşısında iç dünyamda geçirip kendi nefsime fısıldadığım şu nasihatleri sizlerle paylaşarak bitirmek istiyorum: Dünyanın, içindekilerinin ve kendinin fani, geçici olduğunu asla unutma!
Deprem bölgesini gezerken yaşadıklarım karşısında iç dünyamda geçirip kendi nefsime fısıldadığım şu nasihatleri sizlerle paylaşarak bitirmek istiyorum: Dünyanın, içindekilerinin ve kendinin fani, geçici olduğunu asla unutma!
Şura ve vahdeti özlemek
Bulunduğu grup veya cemaat içinde kendini ve kendi inancını ilgilendiren konularda görüşünü ifade edemeyen, görüşüne değer verilmeyen fert, sağlam bir kişilik ve karaktere sahip olamaz.
Bulunduğu grup veya cemaat içinde kendini ve kendi inancını ilgilendiren konularda görüşünü ifade edemeyen, görüşüne değer verilmeyen fert, sağlam bir kişilik ve karaktere sahip olamaz.
Ali Şeriati'nin kaleminden Hacc'ın sembolleri
İbrahim'in sahnesi Mina'dasın şu anda; İbrahim gibi davranmak üzeresin. O, oğlu İsmail'i kurban etmek için getirmişti. Senin İsmail'in kim veya ne? Mevkiin mi? Şerefin mi? Mesleğin mi? Paran mı? Evin mi? Çiftliğin mi? Araban mı? Aşkın mı? Bilgin mi? Sosyal sınıfın mı? Sanatın mı? Elbisen mi? Hayatın mı? Gençliğin mi? Güzelliğin mi? Hangisi... Ben bilemem. Fakat sen kendini bilirsin.
İbrahim'in sahnesi Mina'dasın şu anda; İbrahim gibi davranmak üzeresin. O, oğlu İsmail'i kurban etmek için getirmişti. Senin İsmail'in kim veya ne? Mevkiin mi? Şerefin mi? Mesleğin mi? Paran mı? Evin mi? Çiftliğin mi? Araban mı? Aşkın mı? Bilgin mi? Sosyal sınıfın mı? Sanatın mı? Elbisen mi? Hayatın mı? Gençliğin mi? Güzelliğin mi? Hangisi... Ben bilemem. Fakat sen kendini bilirsin.
Feminizmin çeşitleri
Postmodernist feminizm ne kadar çok insan varsa o kadar fazla kimlik vardır der. Böylelikle cinsiyetsiz bir toplumu kabul eder. Biyolojik bir cinsiyetten ziyade herkesin kendini hissettiği, kabul ettiği cinsel kimliğini merkeze alır.
Postmodernist feminizm ne kadar çok insan varsa o kadar fazla kimlik vardır der. Böylelikle cinsiyetsiz bir toplumu kabul eder. Biyolojik bir cinsiyetten ziyade herkesin kendini hissettiği, kabul ettiği cinsel kimliğini merkeze alır.
Feminizm üzerine değerlendirmeler
Feminizm tarihsel sürecin içinde dönemin şartlarına göre veya lokal yahut global olarak bir takım değişikliklere uğramıştır. Feminist hareket birinci dalga feminizmiyle başlar ve onsekizinci yüzyılda ortaya çıkar. Feminizm üç aşamada kendini ifade eder ve her dalga kendi içerisinde farklı konulara odaklanır. Birinci dalga feminizm ondokuzuncu yüzyıl ile yirminci yüzyılın ilk dönemlerinde etkin olup kadının seçme yani oy verme hakkını savunur.
Feminizm tarihsel sürecin içinde dönemin şartlarına göre veya lokal yahut global olarak bir takım değişikliklere uğramıştır. Feminist hareket birinci dalga feminizmiyle başlar ve onsekizinci yüzyılda ortaya çıkar. Feminizm üç aşamada kendini ifade eder ve her dalga kendi içerisinde farklı konulara odaklanır. Birinci dalga feminizm ondokuzuncu yüzyıl ile yirminci yüzyılın ilk dönemlerinde etkin olup kadının seçme yani oy verme hakkını savunur.
28 Şubat'a, Mâide Suresi 105. ayetten bakmak
“Ey iman edenler! Siz kendinize bakın, siz doğru yolda olduğunuz takdirde, sapan kimse size zarar veremez…” (Mâide, 105) buyuruyor Rabbimiz. Şayet 28 Şubatla birlikte Müslümanlar arasında bazı zaaflar, olumsuzluklar ortaya çıktıysa, 28 Şubat bunun sebebi değil, ancak aynası olmuştur diye düşünüyorum.
“Ey iman edenler! Siz kendinize bakın, siz doğru yolda olduğunuz takdirde, sapan kimse size zarar veremez…” (Mâide, 105) buyuruyor Rabbimiz. Şayet 28 Şubatla birlikte Müslümanlar arasında bazı zaaflar, olumsuzluklar ortaya çıktıysa, 28 Şubat bunun sebebi değil, ancak aynası olmuştur diye düşünüyorum.
Başka bir etnik zulüm şahidi olarak "Endülüs’ün Kız Kardeşi"
Kitabın en önemli özelliği yazarının Sudanlı olması. Sudanlı bir yazarın gelip bu kitap özelinde düşünürsek Müslüman Türkler ve onların Bulgaristan’da yaşadığı eziyetleri kaleme alması son derece ilginç. Genelde böyle bir şeyi zulme uğrayan taraftan beklersiniz. Fakat yazar, kendisini de eziyete uğrayan topluluktan kabul ediyor. Zaten “Bütün Müslümanlar kardeştir” hadisinin gereği de budur. Olayları dinlerken gözyaşları içinde kaldığını, her şeyini toplayıp oradan uzaklaştığını ve tekrar geri dönmesinin uzun zaman aldığını belirtiyor. Bu arada kendi kendini de sorguluyor ve ne Türk ne de Bulgar olduğu halde kendisini bu meseleyle ilgilenmeye itenin ne olduğunu düşünüyor. Herhalde bu da Müslüman kardeşinin derdiyle dertlenmek ilkesinin gereği olsa gerek.
Kitabın en önemli özelliği yazarının Sudanlı olması. Sudanlı bir yazarın gelip bu kitap özelinde düşünürsek Müslüman Türkler ve onların Bulgaristan’da yaşadığı eziyetleri kaleme alması son derece ilginç. Genelde böyle bir şeyi zulme uğrayan taraftan beklersiniz. Fakat yazar, kendisini de eziyete uğrayan topluluktan kabul ediyor. Zaten “Bütün Müslümanlar kardeştir” hadisinin gereği de budur. Olayları dinlerken gözyaşları içinde kaldığını, her şeyini toplayıp oradan uzaklaştığını ve tekrar geri dönmesinin uzun zaman aldığını belirtiyor. Bu arada kendi kendini de sorguluyor ve ne Türk ne de Bulgar olduğu halde kendisini bu meseleyle ilgilenmeye itenin ne olduğunu düşünüyor. Herhalde bu da Müslüman kardeşinin derdiyle dertlenmek ilkesinin gereği olsa gerek.
Kaza ve Kader veya Sevab-İkab
İnsan ister kendinden sadır olsun, ister kendi üzerine sadır olsun iki tür fiil ile karşı karşıyadır: Bunlardan biri kendini hakimiyeti altında bulunduran alanda cereyan eden fiiller, diğeri ise kendisinin hakimiyeti alanında cereyan eden fiiller. Bahsimizin asıl temeli ise fiillere sevab veya ikâb’ı (ceza) yükleme hususudur…
İnsan ister kendinden sadır olsun, ister kendi üzerine sadır olsun iki tür fiil ile karşı karşıyadır: Bunlardan biri kendini hakimiyeti altında bulunduran alanda cereyan eden fiiller, diğeri ise kendisinin hakimiyeti alanında cereyan eden fiiller. Bahsimizin asıl temeli ise fiillere sevab veya ikâb’ı (ceza) yükleme hususudur…
İlahi ikazlardan ibret alalım
Değerden düşen insanın kendini müstağni görmesiyle kötülük yapma istidadı artar, ardından yıkıcı ve bozucu özelliği olan fesat çıkarması beraberinde ailenin bozulması, neslin bozulması, ürünün bozulması, ekosistemin bozulması ve doğal hayatı tahribatı, fıtratın bozulması meydana gelir.
Değerden düşen insanın kendini müstağni görmesiyle kötülük yapma istidadı artar, ardından yıkıcı ve bozucu özelliği olan fesat çıkarması beraberinde ailenin bozulması, neslin bozulması, ürünün bozulması, ekosistemin bozulması ve doğal hayatı tahribatı, fıtratın bozulması meydana gelir.
Ali Şeriati'nin kaleminden Hacc'ın sembolleri
İbrahim'in sahnesi Mina'dasın şu anda; İbrahim gibi davranmak üzeresin. O, oğlu İsmail'i kurban etmek için getirmişti. Senin İsmail'in kim veya ne? Mevkiin mi? Şerefin mi? Mesleğin mi? Paran mı? Evin mi? Çiftliğin mi? Araban mı? Aşkın mı? Bilgin mi? Sosyal sınıfın mı? Sanatın mı? Elbisen mi? Hayatın mı? Gençliğin mi? Güzelliğin mi? Hangisi... Ben bilemem. Fakat sen kendini bilirsin.
İbrahim'in sahnesi Mina'dasın şu anda; İbrahim gibi davranmak üzeresin. O, oğlu İsmail'i kurban etmek için getirmişti. Senin İsmail'in kim veya ne? Mevkiin mi? Şerefin mi? Mesleğin mi? Paran mı? Evin mi? Çiftliğin mi? Araban mı? Aşkın mı? Bilgin mi? Sosyal sınıfın mı? Sanatın mı? Elbisen mi? Hayatın mı? Gençliğin mi? Güzelliğin mi? Hangisi... Ben bilemem. Fakat sen kendini bilirsin.
Eşcinsel despotizmi
Eşcinsel despotizmi bu. Hiçbir ideoloji bu kadar pervasız olmadı. Çünkü hiçbir ideoloji çocuklara kendini bu kadar rahat bir biçimde dayatmadı. Hiçbir ideoloji bu kadar “rafine bilim” yapmadı. Pedagoglar, tıpçılar ve psikiyatrları harekete geçirmediler. Aileleri yok saymadılar. Eşcinsel despotizmi ve eş cinsel ideolojisi geniş bir network ile çalışıyor. Bilim adamları, dernekler, yayın kuruluşları, sosyal medya ve ticari kuruluşlar bu network içinde yer alıyor.
Eşcinsel despotizmi bu. Hiçbir ideoloji bu kadar pervasız olmadı. Çünkü hiçbir ideoloji çocuklara kendini bu kadar rahat bir biçimde dayatmadı. Hiçbir ideoloji bu kadar “rafine bilim” yapmadı. Pedagoglar, tıpçılar ve psikiyatrları harekete geçirmediler. Aileleri yok saymadılar. Eşcinsel despotizmi ve eş cinsel ideolojisi geniş bir network ile çalışıyor. Bilim adamları, dernekler, yayın kuruluşları, sosyal medya ve ticari kuruluşlar bu network içinde yer alıyor.
Akide - İtikad
Bir dinin en temeldeki görüşleri, kavramları, ilkeleri o dinin akidesi’ni oluşturur. İ’tikadınıza dikkat ediniz!.. Hem de çok titizleniniz itikadınız konusunda… Kendinizde bulunanı test ediniz Kur’an’dakilerle.. Uymayanları atınız, uygunları üzerinde varsa tereddütlerinizi gideriniz. Eksiklerinizi Kur’an’la tamamlayınız, fazlalarınızı Kur’an’da bulunmadığı için atınız ki kurtuluşa erenlerden olasınız.
Bir dinin en temeldeki görüşleri, kavramları, ilkeleri o dinin akidesi’ni oluşturur. İ’tikadınıza dikkat ediniz!.. Hem de çok titizleniniz itikadınız konusunda… Kendinizde bulunanı test ediniz Kur’an’dakilerle.. Uymayanları atınız, uygunları üzerinde varsa tereddütlerinizi gideriniz. Eksiklerinizi Kur’an’la tamamlayınız, fazlalarınızı Kur’an’da bulunmadığı için atınız ki kurtuluşa erenlerden olasınız.
Ali Şeriati'nin kaleminden Hacc'ın sembolleri
İbrahim'in sahnesi Mina'dasın şu anda; İbrahim gibi davranmak üzeresin. O, oğlu İsmail'i kurban etmek için getirmişti. Senin İsmail'in kim veya ne? Mevkiin mi? Şerefin mi? Mesleğin mi? Paran mı? Evin mi? Çiftliğin mi? Araban mı? Aşkın mı? Bilgin mi? Sosyal sınıfın mı? Sanatın mı? Elbisen mi? Hayatın mı? Gençliğin mi? Güzelliğin mi? Hangisi... Ben bilemem. Fakat sen kendini bilirsin.
İbrahim'in sahnesi Mina'dasın şu anda; İbrahim gibi davranmak üzeresin. O, oğlu İsmail'i kurban etmek için getirmişti. Senin İsmail'in kim veya ne? Mevkiin mi? Şerefin mi? Mesleğin mi? Paran mı? Evin mi? Çiftliğin mi? Araban mı? Aşkın mı? Bilgin mi? Sosyal sınıfın mı? Sanatın mı? Elbisen mi? Hayatın mı? Gençliğin mi? Güzelliğin mi? Hangisi... Ben bilemem. Fakat sen kendini bilirsin.
Şeytanın, sırât-ı müstakîm üzerine oturup insanları saptırması
İşte şeytanın sırât-ı müstakîmden saptırıp başka yollara yönlendirmeye dair bu çabasına karşı Rabbimizin uyarısı En’âm Sûresi 153. âyette şöyle ifade edilir: “İşte bu, benim dosdoğru yolumdur. Buna uyun, sizi O’nun yolundan ayıracak başka yollara uymayın. Kendinizi korumanız için işte size böyle tavsiye ediyor.”
İşte şeytanın sırât-ı müstakîmden saptırıp başka yollara yönlendirmeye dair bu çabasına karşı Rabbimizin uyarısı En’âm Sûresi 153. âyette şöyle ifade edilir: “İşte bu, benim dosdoğru yolumdur. Buna uyun, sizi O’nun yolundan ayıracak başka yollara uymayın. Kendinizi korumanız için işte size böyle tavsiye ediyor.”
Üstün Dökmen kendini böyle savundu: Kayınvalidem hacıydı, arabaya binerken besmele çekerim!
Sakarya İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nün seminerinde başörtülü rehber öğretmen olamayacağı hezeyanını savuran ve inşallah, maşallah gibi İslami mefhumları alaycı üslupla tahkir eden Prof. Üstün Dökmen, tepkiler üzerine kendini böyle savundu: Arabaya binerken besmele çekerim!
Sakarya İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nün seminerinde başörtülü rehber öğretmen olamayacağı hezeyanını savuran ve inşallah, maşallah gibi İslami mefhumları alaycı üslupla tahkir eden Prof. Üstün Dökmen, tepkiler üzerine kendini böyle savundu: Arabaya binerken besmele çekerim!
28 Şubat'a, Mâide Suresi 105. ayetten bakmak
“Ey iman edenler! Siz kendinize bakın, siz doğru yolda olduğunuz takdirde, sapan kimse size zarar veremez…” (Mâide, 105) Şayet 28 Şubatla birlikte Müslümanlar arasında bazı zaaflar, olumsuzluklar ortaya çıktıysa, 28 Şubat bunun sebebi değil, ancak aynası olmuştur diye düşünüyorum.
“Ey iman edenler! Siz kendinize bakın, siz doğru yolda olduğunuz takdirde, sapan kimse size zarar veremez…” (Mâide, 105) Şayet 28 Şubatla birlikte Müslümanlar arasında bazı zaaflar, olumsuzluklar ortaya çıktıysa, 28 Şubat bunun sebebi değil, ancak aynası olmuştur diye düşünüyorum.
Hüd Hüd’ün vatanına giderken
Mürşid-i kâmil sembolü sayılan Hüd Hüd’ün vatanı Kudüs’te, her taş, her zeytin ağacı, her murabıt bir mürşid-i kamil gibi kendinizle yüzleştirip kalbinize etki eder
Mürşid-i kâmil sembolü sayılan Hüd Hüd’ün vatanı Kudüs’te, her taş, her zeytin ağacı, her murabıt bir mürşid-i kamil gibi kendinizle yüzleştirip kalbinize etki eder
Kitap kritiği: Emperyalizmin en ölümcül silahı demokrasi
Demokrasi ‘halk yönetimi’ diye bilinir. Ama bu, tarihte icad edilmiş en büyük yalandır. Hiçbir halk kendi kendini yönetmez. Kendi yönetimini vekaleten birisine devretmenin adı Demokrasi değildir. Ayrıca, halkın verdiği kararları kim belirliyor? Kim etkiliyor?
Demokrasi ‘halk yönetimi’ diye bilinir. Ama bu, tarihte icad edilmiş en büyük yalandır. Hiçbir halk kendi kendini yönetmez. Kendi yönetimini vekaleten birisine devretmenin adı Demokrasi değildir. Ayrıca, halkın verdiği kararları kim belirliyor? Kim etkiliyor?
Makaleler
Hava Durumu