"Niyetin" Arama Sonuçları
Hamas: Siyonist zihniyet tamamen vahşi ve canavar bir zihniyet
Siyonist barbarların Şifa Hastanesindeki vahşetinin ortaya çıkmasının ardından Hamas yaptığı açıklamada, manzaranın, faşist siyonist zihniyetin bütün insani ve medeni değerlerden uzak, tamamen vahşileşmiş ve canavarlaşmış bir zihniyet olduğunu ortaya koyduğunu belirtti.
Siyonist barbarların Şifa Hastanesindeki vahşetinin ortaya çıkmasının ardından Hamas yaptığı açıklamada, manzaranın, faşist siyonist zihniyetin bütün insani ve medeni değerlerden uzak, tamamen vahşileşmiş ve canavarlaşmış bir zihniyet olduğunu ortaya koyduğunu belirtti.
Doğu Türkistan’da ele geçirilen polis dosyaları zulmü gözler önüne seriyor
Çin emniyetinin Doğu Türkistanlılara uyguladığı zulümleri gözler önüne seren fotoğraf ve dosyalara dayalı rapor kardeşlerimizin karşı karşıya olduğu haksızlıklara ışık tutuyor.
Çin emniyetinin Doğu Türkistanlılara uyguladığı zulümleri gözler önüne seren fotoğraf ve dosyalara dayalı rapor kardeşlerimizin karşı karşıya olduğu haksızlıklara ışık tutuyor.
“Çalıkuşu” romanına bile çarşaf operasyonu yapılmış
Böylece İslam’ı ve Osmanlıyı çağrıştıracak bütün terimlerden temizlenen ‘steril’ Çalıkuşu’nu okuyoruz bugün. Bilmekte fayda var diye düşündüm. Bir de Edremit’teki olayın arka planında hangi zihniyetin soyağacı yatıyor, öğrenelim istedim.
Böylece İslam’ı ve Osmanlıyı çağrıştıracak bütün terimlerden temizlenen ‘steril’ Çalıkuşu’nu okuyoruz bugün. Bilmekte fayda var diye düşündüm. Bir de Edremit’teki olayın arka planında hangi zihniyetin soyağacı yatıyor, öğrenelim istedim.
Günümüz çağdaş, Kemalist, Laik zihniyetin, kadına biçtiği model tam bir enkaz şeklindedir
Günümüz çağdaş, Kemalist, Laik zihniyetin, toplum içinde kadına biçtiği model ise tam bir enkaz şeklindedir. Kadınla erkeği sürekli birbirine rakip gören, içi boşaltılmış EŞİTLİK kavramını kullanarak, kadınların birçoğunun feminist bir yaklaşımla erkeklere düşman olmasına sebebiyet veren hastalıklı bu kafa, toplumun inşası için olmazsa olmaz, huzur ve barış içinde yaşaması gereken erkek ve kadın karakterinin birbirleriyle çekişmesine ve birbirlerine karşı üstünlük kurmalarına sebebiyet vererek insanlığın fıtri kodlarıyla oynamıştır.
Günümüz çağdaş, Kemalist, Laik zihniyetin, toplum içinde kadına biçtiği model ise tam bir enkaz şeklindedir. Kadınla erkeği sürekli birbirine rakip gören, içi boşaltılmış EŞİTLİK kavramını kullanarak, kadınların birçoğunun feminist bir yaklaşımla erkeklere düşman olmasına sebebiyet veren hastalıklı bu kafa, toplumun inşası için olmazsa olmaz, huzur ve barış içinde yaşaması gereken erkek ve kadın karakterinin birbirleriyle çekişmesine ve birbirlerine karşı üstünlük kurmalarına sebebiyet vererek insanlığın fıtri kodlarıyla oynamıştır.
Darbeciliğin patenti Atatürkçü, laik, ulusalcı subaylara aittir
Atatürkçü ve laik zihniyetin orduya hâkim kılınmasıyla bu tür darbelerin engelleneceği gibi gülünç iddialar, hiç utanmadan ortaya atılıyor. Laiklikten ve Atatürkçülükten taviz sonucu, Gülenistlerin orduda bu derece kadrolaştıkları gibi ahmakça ifadeler kullanılarak Ergenekoncuların önü açılıyor ve ordudaki güç dengesi bir darbeci cuntadan diğerine doğru kaydırılıp halkın can feda ederek gerçekleştirdiği direnişin elde ettiği sonuç etkisiz hale getirilmeye çalışılıyor.
Atatürkçü ve laik zihniyetin orduya hâkim kılınmasıyla bu tür darbelerin engelleneceği gibi gülünç iddialar, hiç utanmadan ortaya atılıyor. Laiklikten ve Atatürkçülükten taviz sonucu, Gülenistlerin orduda bu derece kadrolaştıkları gibi ahmakça ifadeler kullanılarak Ergenekoncuların önü açılıyor ve ordudaki güç dengesi bir darbeci cuntadan diğerine doğru kaydırılıp halkın can feda ederek gerçekleştirdiği direnişin elde ettiği sonuç etkisiz hale getirilmeye çalışılıyor.
Dua niyetine
İtidal ve denge üzere olmamız... İfrat ve tefrite girmememiz… İstişare, murakabe ve muhasebeyi gözetip kardeşliği tesis etmemiz… Gözyaşı pişmanlık ve tevbeyle beraber secdelerde arınmamız… Kul hakkını Allah’ın hakkıyla karıştırmamamız, Allah(cc)’ın hatırını her hatırdan üstün/öncelikli bilip, tercih etmemiz… Rızık kaygısı taşımayıp sadece ilâhi rızayı kazanma endişesiyle yaşamamız… Duasıyla
İtidal ve denge üzere olmamız... İfrat ve tefrite girmememiz… İstişare, murakabe ve muhasebeyi gözetip kardeşliği tesis etmemiz… Gözyaşı pişmanlık ve tevbeyle beraber secdelerde arınmamız… Kul hakkını Allah’ın hakkıyla karıştırmamamız, Allah(cc)’ın hatırını her hatırdan üstün/öncelikli bilip, tercih etmemiz… Rızık kaygısı taşımayıp sadece ilâhi rızayı kazanma endişesiyle yaşamamız… Duasıyla
“Eski 28 şubat”ın 22. yıl dönümünde “yeni 28 şubat”ın 3. yılı yaşanıyor
Laik-Kemalist TC rejiminin kuruluşundan beri ülkede egemen olan, İslam’a, müslümana ve kontrol dışı müslümanlaşmaya düşman, baskıcı, yasakçı, asimilasyoncu ve darbeci zihniyet, süreklilik arz eden bir “28 Şubat” zihniyetidir. İşte bu zihniyetin hedefi; toplumdaki İslami uyanışta bir yükselme olduğunu gözlemledikleri her konjonktürde hemen müdahale edip yeni baskılar, yasaklar, zulümler yaparak ve emperyalizme eklemlenmiş sosyal mühendislik projeleri uygulayarak seküler Batı kültürüne dayalı resmi ideoloji ile Diyanetçe temsil edilen “statüko dini” çizgisinde toplumu yeniden hizaya sokmaktır. Rejimin hudutlarını çizdiği çerçeveyi aşan bir içerikle müslümanlaşmaya yönelen halkı “statüko dini” ve laik kemalist resmi ideoloji çizgisinde hizaya sokma amaçlı bu müdahalelerden birisi de 22 yıl önce alınan MGK kararları ekseninde 28 Şubat 1997’de yapıldı.
Laik-Kemalist TC rejiminin kuruluşundan beri ülkede egemen olan, İslam’a, müslümana ve kontrol dışı müslümanlaşmaya düşman, baskıcı, yasakçı, asimilasyoncu ve darbeci zihniyet, süreklilik arz eden bir “28 Şubat” zihniyetidir. İşte bu zihniyetin hedefi; toplumdaki İslami uyanışta bir yükselme olduğunu gözlemledikleri her konjonktürde hemen müdahale edip yeni baskılar, yasaklar, zulümler yaparak ve emperyalizme eklemlenmiş sosyal mühendislik projeleri uygulayarak seküler Batı kültürüne dayalı resmi ideoloji ile Diyanetçe temsil edilen “statüko dini” çizgisinde toplumu yeniden hizaya sokmaktır. Rejimin hudutlarını çizdiği çerçeveyi aşan bir içerikle müslümanlaşmaya yönelen halkı “statüko dini” ve laik kemalist resmi ideoloji çizgisinde hizaya sokma amaçlı bu müdahalelerden birisi de 22 yıl önce alınan MGK kararları ekseninde 28 Şubat 1997’de yapıldı.
İslâm medeniyetinin incisi Endülüs
Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki, Avrupa bugünkü gelişmişliğini Endülüs’e, yani İslâm medeniyetine borçludur. Endülüs, İslâmî eğitim, sanat ve sanat ve ilimlerle Avrupa’yı besledi. Avrupa’da mektep diye bir şey yokken, Endülüs’te mektepler köylere kadar yayılmıştı.
Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki, Avrupa bugünkü gelişmişliğini Endülüs’e, yani İslâm medeniyetine borçludur. Endülüs, İslâmî eğitim, sanat ve sanat ve ilimlerle Avrupa’yı besledi. Avrupa’da mektep diye bir şey yokken, Endülüs’te mektepler köylere kadar yayılmıştı.
Kasabın ölümü... Mustafa Tlas'ın hikâyesi
Seküler Baas zihniyetinde bir asker olduğundan, aynı çizgideki Hâfız Esed’le çok iyi anlaşan Mustafa Tlas, Sünnilere yönelik askeri baskının uygulayıcısı olarak da sembol bir isimdi. Kendisi gibi Baas’la özdeşleşen diğer Sünnî aktörler (bilhassa Faruk el Şara ve Abdulhalim Haddâm), bu derecede öne çıkabilmiş ve nüfuz kazanabilmiş değildi.
Seküler Baas zihniyetinde bir asker olduğundan, aynı çizgideki Hâfız Esed’le çok iyi anlaşan Mustafa Tlas, Sünnilere yönelik askeri baskının uygulayıcısı olarak da sembol bir isimdi. Kendisi gibi Baas’la özdeşleşen diğer Sünnî aktörler (bilhassa Faruk el Şara ve Abdulhalim Haddâm), bu derecede öne çıkabilmiş ve nüfuz kazanabilmiş değildi.
İkrime Sabri: Siyonist işgal rejimi, Mescid-i Aksa’yı bölmek istiyor
Kudüs’ün eski müftüsü İkrime Sabri, “Mescid-i Aksa’yı ilk önce zamansal olarak Müslümanlarla Yahudiler arasında bölmek istiyorlar. Daha sonra mekânsal olarak da bölüp burada ibadet etmeye başlamak niyetindeler” dedi.
Kudüs’ün eski müftüsü İkrime Sabri, “Mescid-i Aksa’yı ilk önce zamansal olarak Müslümanlarla Yahudiler arasında bölmek istiyorlar. Daha sonra mekânsal olarak da bölüp burada ibadet etmeye başlamak niyetindeler” dedi.
Hutbe : “Bir Tevhid Eylemi Olarak Salâtın İkâmesi”
İslam medeniyetinde hayat ezan ve namaz merkezli tasavvur edilir ve ona göre sürdürülürdü. Namazın etrafında diğer işler görülür ve bu anlayış güne yön verirdi. Günümüzde ise çalışmak da, nöbet tutmak da, sınav da kısacası her tür dünyevî iş namaz gibi hatta daha önemli bir gereklilik olarak algılanmaktadır. Yaşadığımız dünyada bir takım işlerin arasında siz namaz dediğinizde; bunlar da ibadet veya akşam kaza edersin tarzında fetvaları hemen hepimiz duymuşuzdur.
İslam medeniyetinde hayat ezan ve namaz merkezli tasavvur edilir ve ona göre sürdürülürdü. Namazın etrafında diğer işler görülür ve bu anlayış güne yön verirdi. Günümüzde ise çalışmak da, nöbet tutmak da, sınav da kısacası her tür dünyevî iş namaz gibi hatta daha önemli bir gereklilik olarak algılanmaktadır. Yaşadığımız dünyada bir takım işlerin arasında siz namaz dediğinizde; bunlar da ibadet veya akşam kaza edersin tarzında fetvaları hemen hepimiz duymuşuzdur.
İslâm Medeniyetinin mukaddimesi: Câmi
Müslümanlar istikâmetini kaybedip, hayatları ve şehirleri sekülerleştikçe câmilerin ümmet inancının pekiştirildiği, dolayısıyla İslâm medeniyetine aidiyetin her dem tazelendiği mekân olma fonksiyonunu kendi elleriyle azalttılar. Oysa câmiler ümmet ve millet olmanın en temel kaynağıdır.
Müslümanlar istikâmetini kaybedip, hayatları ve şehirleri sekülerleştikçe câmilerin ümmet inancının pekiştirildiği, dolayısıyla İslâm medeniyetine aidiyetin her dem tazelendiği mekân olma fonksiyonunu kendi elleriyle azalttılar. Oysa câmiler ümmet ve millet olmanın en temel kaynağıdır.
Siz değişseniz de, tevhidi çizgiyi eğip-bükmeye kalkmayın
Biz biliyor ve tüm Rasullerin (s) mücadele sünnetinde de ortak olarak tanıklık ediyoruz ki, zamana göre davet ve mücadelenin araçları değişse de yöntemi asla değişmez, ilkeleri asla değişmez. Dün tağut dediğine bugün tağut değil diyen bu zihniyetin bu tür söz oyunlarıyla Müslümanları yanıltmaya çalışmalarına karşı duyarlı olmak gerekir.
Biz biliyor ve tüm Rasullerin (s) mücadele sünnetinde de ortak olarak tanıklık ediyoruz ki, zamana göre davet ve mücadelenin araçları değişse de yöntemi asla değişmez, ilkeleri asla değişmez. Dün tağut dediğine bugün tağut değil diyen bu zihniyetin bu tür söz oyunlarıyla Müslümanları yanıltmaya çalışmalarına karşı duyarlı olmak gerekir.
“Cüppeli” “Din”in hakikat korkusu
Aşırı Şiaist ya da Sünnist tutulmanın gadrine uğrayan Ali Şeriati’nin, “Cüppeli din” zihniyetini bu kadar rahatsız etmesi normaldir. Bununla kalmayarak, “dine karşı din” hareketlerine ilham kaynağı olmasına vesile olan “Cüppeli din”in temsilcisi olan Cüppeli Ahmet, Ali Şeriati’nin Şiaist olduğu yanılgısı ve Sünnist tutulmanın cezbesi altında, “Kahrolsun Ehl-i Sünnet dışı akımlara mensup olanlar” diyerek kendisine yakışan bir üslupla, bağlılarına yemin ettirmektedir. Hakiki dinin içine boşaltan ve İslam dünyasının bugünlere gelmesine vesile olan kavmiyetçilik ve iktidarla örülü “mezhebizm”in geldiği nokta ne yazık ki burasıdır.
Aşırı Şiaist ya da Sünnist tutulmanın gadrine uğrayan Ali Şeriati’nin, “Cüppeli din” zihniyetini bu kadar rahatsız etmesi normaldir. Bununla kalmayarak, “dine karşı din” hareketlerine ilham kaynağı olmasına vesile olan “Cüppeli din”in temsilcisi olan Cüppeli Ahmet, Ali Şeriati’nin Şiaist olduğu yanılgısı ve Sünnist tutulmanın cezbesi altında, “Kahrolsun Ehl-i Sünnet dışı akımlara mensup olanlar” diyerek kendisine yakışan bir üslupla, bağlılarına yemin ettirmektedir. Hakiki dinin içine boşaltan ve İslam dünyasının bugünlere gelmesine vesile olan kavmiyetçilik ve iktidarla örülü “mezhebizm”in geldiği nokta ne yazık ki burasıdır.
Ilımlısı - katısı, İslam'a karşı asimetrik savaşın ürünü
Bunların hepsi İslam’a karşı asimetrik mücadele biçimlerinden kaynaklanıyor sanırım. İslam’ın kendisinin ılımlısından ya da katısından söz edilemez. Her iki uç da İslam ile değil, İslam’a ilişkin sahte temsiller ile alakalıdır. Sahihliğin olmadığı bir yerde sahici aktörler ya da fiiller aranması bence abesle iştigaldir. İslam’a ilişkin kontrol hevesleri taşıyanlar nazarında her iki yanlış temsile her zaman ihtiyaç duyulacaktır. Ilımlılık, hoşgörü, diyalog türünden kavramlar bağlamsal olmayan üniversel geçerlilikler olmadıkları gibi gelecekteki -sahih anlamda- yeni bir İslam medeniyetini kurabilecek samimiyetler taşımamaktadırlar.
Bunların hepsi İslam’a karşı asimetrik mücadele biçimlerinden kaynaklanıyor sanırım. İslam’ın kendisinin ılımlısından ya da katısından söz edilemez. Her iki uç da İslam ile değil, İslam’a ilişkin sahte temsiller ile alakalıdır. Sahihliğin olmadığı bir yerde sahici aktörler ya da fiiller aranması bence abesle iştigaldir. İslam’a ilişkin kontrol hevesleri taşıyanlar nazarında her iki yanlış temsile her zaman ihtiyaç duyulacaktır. Ilımlılık, hoşgörü, diyalog türünden kavramlar bağlamsal olmayan üniversel geçerlilikler olmadıkları gibi gelecekteki -sahih anlamda- yeni bir İslam medeniyetini kurabilecek samimiyetler taşımamaktadırlar.
Hürriyet adına günah çıkarmak ona düştü
Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan, 28 Şubat MGK'sında kararlara "paşa paşa imza koymadığı" ortaya çıkan Erbakan'la ilgili bu yeni bilgileri ele aldı ve "Şimdi bütün Türkiye, hep beraber “Erbakan Hoca'nın Ruhaniyetinden İstimdad” diye şiir yazsak anca kurtarır." diye yazdı.
Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan, 28 Şubat MGK'sında kararlara "paşa paşa imza koymadığı" ortaya çıkan Erbakan'la ilgili bu yeni bilgileri ele aldı ve "Şimdi bütün Türkiye, hep beraber “Erbakan Hoca'nın Ruhaniyetinden İstimdad” diye şiir yazsak anca kurtarır." diye yazdı.
Kalkan: Din hayatın özüdür, medeniyetin unsuru değil
Ahmed Kalkan Hoca Din ve İslam kitabında İslam’ın topyekûn bir hayat nizamı olduğunu anlatıyor.
Ahmed Kalkan Hoca Din ve İslam kitabında İslam’ın topyekûn bir hayat nizamı olduğunu anlatıyor.
"Apoizm, İttihatçı - darbeci zihniyetin bir varyantı"
Sosyolog Uğur Kömeçoğlu, PKK ve Kürt sorunu üzerine derinlikli analizler yapan ve makaleler yazan bir akademisyen. Ona göre, PKK'ya sirayet eden ulusçu militarist ruh, kökenlerini Türk solundan alıyor. Ve Anadolu Kürtleri kadim tarihlerindeki en büyük zulmü PKK'nın ortaya çıktığı günden itibaren görmeye başladı.
Sosyolog Uğur Kömeçoğlu, PKK ve Kürt sorunu üzerine derinlikli analizler yapan ve makaleler yazan bir akademisyen. Ona göre, PKK'ya sirayet eden ulusçu militarist ruh, kökenlerini Türk solundan alıyor. Ve Anadolu Kürtleri kadim tarihlerindeki en büyük zulmü PKK'nın ortaya çıktığı günden itibaren görmeye başladı.
Erdoğan'dan Bingöl itirafı: Yol emniyeti alınmamış
Bingöl'de ihmal iddialarının kendisine de geldiğini belirten Başbakan Erdoğan, "Yol emniyetindeki askerlerin olmadığına, helikopterin de kaldırılmadığına dair bir haber geldi. Genelkurmay Başkan'ımız, 'Bunları inceletiyorum.' dedi." ifadelerini kullandı.
Bingöl'de ihmal iddialarının kendisine de geldiğini belirten Başbakan Erdoğan, "Yol emniyetindeki askerlerin olmadığına, helikopterin de kaldırılmadığına dair bir haber geldi. Genelkurmay Başkan'ımız, 'Bunları inceletiyorum.' dedi." ifadelerini kullandı.
Makaleler
Hava Durumu