
"RP" Arama Sonuçları

ne zaman “Kürt sorunu” gündeme gelse, az önce tepişen fillerden sonra ezilen, gövdesi kırılan çimlerin hüzün verici doğrulma çabası, çırpınışı ya da boylu boyunca yere serilişi canlanır gözlerimde. Olaylara “insan” odaklı bakmayı kendime şiar edinmişim o nedenle. Konuya ilişkin olarak yazdığım ilk kitabımın adının “Kürdinsan” olması da bundan dolayıdır.

Son 20 yılda Türkiye'deki İslami mücadele birikimi, AKP'nin "şeytanın sağdan yanaşmasına" denk gelen entegrasyon politikalarıyla tahrif ve tahrip edildi, büyük oranda cahiliye düzenine payanda kılındı. Peki bu durum sürpriz miydi?

Müslümanlar açıklıkla insanları Allah’ın dinine çağırır, İslam’dan başka hiçbir düzen, sistem, ideoloji ve yaşama biçiminin yeryüzüne hayır, bereket, kardeşlik, saygı ve sevgi getiremeyeceğini, avazları çıktığı kadar söyleyebilirlerse, o zaman bir şahitlikten bahsedilebilir. Yoksa mevcut siyasi partilerden birine eklemlenip, rejimin ‘güvenlikli’ mekanlarını siper edinerek, sisteme göz kırpan aktivitelerle şahitlik yapmak pek sahici görünmemektedir.

Taliban iktidarının birinci yılında Afganistan’a giden Habertürk yazarı Nagehan Alçı, “Bugün size hayatım boyunca dinlediğim en ilginç hikayelerden birini yorumsuz anlatacağım. Okuduklarınıza hayret edebilir, kızabilir, öfkelenebilir ve isyan edebilirsiniz. Gerçek öyle çarpıcı ki değerlendirmesini şimdilik size bırakıyorum…” diye yazdı.

Medya ise hakikatleri çarpışmada bir numaralıdır. Egemenlerle kanka gibidir. İnsanlar görülen ekrana inanırlar. Arka planda yapılanları pek düşünmezler. Medya iyiyi kötü gösterir, kötüyü iyi gösterir. Masum insanlara iftira ve çamur atmaktan çekinmezler. Yalanları ortaya çıktı mı ya kıvırlar, ya da görmezden gelirler. Algı ile yalanlarına insanlar zamanla alışırlar ve tepki bile göstermezler.

Irpin Belediye Başkanı Aleksandr Marşukin tahliyeler sırasında Ruslar tarafından saldırı yapıldığını söyleyerek, “Bir aile katledildi. Gözlerimin önünde iki küçük çocuk ve iki yetişkin öldü. Toplam 8 kişi öldü! Barbarlar!” diyerek duruma tepki gösterdi.

Bosna Hersek Sırp Kantonu’nda açık alanda namaz kılan Müslümanlara ceza kesildi! Kaynak: Bosna’da milliyetçi Sırplar şimdi de namazı hedef aldı.

Memleketin dipçik zoruyla gâvurlaştırılması sürecinde kanlı bir köşe taşı olan me'şum "Şapka Kanunu"nun 1925'teki kabulünün yıldönümü bugün. Bu konuyla ilgili olarak, o yıllara dair çarpıcı bir tanıklık üzerinden sitemiz editörü Şükrü Hüseyinoğlu tarafından yazılan bir makaleyi paylaşıyoruz.

10 Kasım'da Mustafa Kemal'i anmak için 'saygı duruşunda' durmayan bir kişi darp edildiği anlara ait olduğu belirtilen video sosyal medyada tepkilere neden oldu.

İstanbul'un Silivri ve Beşiktaş ilçelerinden kamuoyuna yansıyan görüntüler, Kemalist putperestliğin ulaştığı aşamayı gözler önüne seren ibretlik video ve fotoğraf kareleri olarak zihinlere kazındı. Kemalist putperestlik, muhafazakâr demokrat kadroların eşliğinde ve kanatları altında serpilmeye, yeni yeni tapınma biçimleri ihdas ederek putperestlikte, ölü tapıcılıkta zirveyi zorlamaya devam ediyor.

Hakan Albayrak, Suriye’ye geri dönen veya gönderilen muhacirlerin karşılaştığı sorunlara dikkati çektiği yazısında, Uluslararası Af Örgütü’nün bu bağlamda açıkladığı tüyler ürpertici işkence, tecavüz ve kötü muameleye ışık tutan raporunu gündemleştiriyor.

Fas polisi, İstanbul’dan Kazablanka kentine giden Uygur Müslümanı İdris Hasan’ı Çin’in Interpol aracılığıyla çıkardığı kırmızı bülten nedeniyle gözaltına aldı. Uluslararası Af Örgütü, Çin’e iade edilmemesini istedi.

Şimdilerde piyasaya sürülmüş ve yoğun propagandası yapılmaya başlanmış olan bir "kripto para" tezgahının adına "Caizcoin" denilmiş olması da, aynı taktiğin, kapitalist şeytanlıklarını perdeleme ve câhil insanların gözünde meşrulaştırarak onları söğüşleme gayesinin kötü bir örneğinden başka bir şey değildir.

Milliyet Gazetesi yazarı Güneri Civaoğlu'nın köşesinde paylaştığı anketin detayları dikkat çekti. Anketten çıkan çarpıcı sonuçlar 'laiklik'in yükselişte olduğunu ortaya koydu.

Çin'in Sincan bölgesinin en büyük şehri Urumçi'de kurulan polis otomasyon sistemi tüyler ürpertiyor. Sistem, “istihbarat bilgisi” ile çalışıyor. Ancak istihbaratın elde edilme süreci ve “soykırım gerçeği” dehşete düşürüyor.

İzmir'de belediye otobüsünde başörtülü kadına gerçekleştirilen saldırının görüntüleri ortaya çıktı! Başörtülü kadına yumruklu saldırıyı gerçekleştiren "Atatürk kıyafet inkılabı çıkardı. Sen ihanet ediyorsun. Burası çağdaş bir ülke. Gerici değiliz. Atatürk’e karşı geliyorsun" diyerek darp ettiği belirlendi...

Yüksek İslami Heyet Başkanı ve Mescid-i Aksa Hatibi Şeyh İkrime Sabri, işgal rejiminin tarihi çarpıtarak ve İslami eserleri yok ederek Kudüs kentine ve Mescid-i Aksa’ya tamamen hakim olmak için zamanla yarıştığını söyledi.

İşte hayatın hülasası budur. Hayatımızın bütün inişlerini-çıkışlarını, bütün çalışma, yorulma, koşturmalarımızı, bütün terlemelerimizi, tükettiğimiz fırınlarca ekmeği, akademik, iş, ev, mahalle v.b. kariyerimizi, harcadığımız paraları, eskittiğimiz teknoloji, araç-gereç, araba, mesken ve elbiselerimizi, eşlerimizle olan geçimimizi, çocuklarımızla ilişkilerimizi v.d. toplasak, çıkarsak, çarpsak, bölsek sonuçta biz yukarıdaki altı (ya da yedi) başlıktan birine kayıt yaptırmak zorundayız. Biz yapmasak da kaydımız kendiliğinden listenin birinde yer alacaktır.

Kur’an’a dönüşün rahmet ve bereketini, fayda ve hayrını göremiyoruz. Çünkü Kur’an’a Kur’an’ın istediği gibi yaklaşmıyor Kur’an’ı öne çıkarttığını düşünenler. İhtilafları çözüme kavuşturmak için okunup teslim olunması gereken Kur’an’ı nice ihtilafların kaynağı gibi görmeyi ve göstermeyi nasılsa başarabilmişiz.

Zalimlerin zulüm uygulamalarına meşruiyet kazandırmak için ilmi çarpıtanlar gerçekte ilmin yüklediği sorumluluğu yerine getiren, hakka ve hakikate teslim olanlar değil, ilmi, bilgiyi istismar eden dolayısıyla gerçekleri çarpıtıp, tepe üstü çevirerek gösterenlerdir. Dolayısıyla bu gibiler ilmi inanç ve saygıyla bütünleştirmek suretiyle onun hakkını verenler yani ilmi gönüllerinde taşıyanlar değil Kur’an-ı Kerim’in de ifadesiyle sırtlarında taşıyanlardır.
Makaleler
Hava Durumu