
"Vat" Arama Sonuçları

İşgalci Suudi hanedanının Kâbe maketine saygısızlık etmesinin, İsrail askerinin Gazze’de (daha önce ABD askerlerinin Irak’ta) Kur’an üzerine bevletmelerinden hiçbir farkı bulunmamaktadır. “Hatta Suudilerinki daha da büyük…” de demiyorum çünkü Suudi yönetimindeki zevatla İsrail yönetimindekiler arasında kayda değer bir fark görmemekteyim.

Dünyanın ve Ortadoğu bölgesinin ‘makbul ülke’, ‘makbul vatandaş’ kriteri bellidir. Siyonizmin, boynuna tasma geçiremediği kişi, hareket ve ülkeler makbul sayılmamaktadır.

İşgal çetesinin, Gazze Şeridi’nde 4 ayı aşkın süredir devam eden saldırılarında evi yıkılan ve yaralanan Filistinli Eymen Ehil, “Ölüyoruz, sesimizi duyan yok” sözleriyle dünyaya seslendi. Ehil, “Direnmekten vazgeçmeyeceğiz. Bütün çocuklarımızı da öldürseler direnmeye devam edeceğiz. Burası bizim vatanımız, onu kimseye bırakamayız” diye konuştu.

Cevat Rıfat Atilhan: Evet, düşmanın elinde birçok fırsatlar vardır. Fazlaca şımarmıştır. Paralı ve silahlıdır. Yaygaracı ve küstahtır. Dünya matbuatına ve fikriyatına tahakküm etmektedir. Bütün bunlara rağmen, bütün umduklarına rağmen, Arz-ı Mev’ud, ona arzı cehennem ve makber olacaktır.

Irak’ta Rusafa hapishanesinde tutuklu bulunan Türkiye vatandaşı kadınlar, bir basın açıklaması yaptı ve videosunu sosyal medyada paylaşarak yetkililere yardım çağrısında bulundu.

Vahdeti İttihat ve Terakki’ye karşı yüksek perdeden muhalefet sergilese de, ciddi bir meşrutiyet savunucusudur. Aynı zamanda dönemin popüler kavramlarından olan hürriyet, adalet, müsavat, uhuvvet, ittihad-ı İslam gibi kavramları sıkça ele almış, yorumlamıştır. Vahdeti’nin düşüncesinde meşruti idare eğer temin edilmek isteniyorsa, bu ancak hürriyetle mümkün olacaktır.

Oysa 2010'da 10 vatandaşı uluslararası sularda siyonist alçaklarca hunharca katledilirken, Türkiye olayı izlemeyle yetindi ve sonrasında da siyonist işgalcilerle anlaşmalar yapıp, katillerin yargılanmasını engelledi, kısacası siyonist katilleri "ak"ladı. Şüphesiz ki Mavi Marmara olayı bir utanç vesikası olarak Türkiye'nin boynunda asılı kalacaktır.

Şimdi de, Millî Mücadele sırasında Kuva-yı Millîyecilerle beraberken sonra Kemalist Ankara rejimiyle anlaşamayan, önce Türkiye’de, sonra yurt dışında “Yeni Dünya” ve “Yarın” gazetelerini çıkaran devrin gazetecisi Arif Oruç’tan 1923 sonrası Ankara’sını okuyalım: “Millet Meclisinde bir silahşörler ve tufeyliler istibdadı başladı. Bir meclis ki, her türlü meziyetlerden âri âzâsı aç çekirge sürüleri gibi Ankara’ya üşüşmüşler, hidemat-ı umumiyeye (genel hizmetler) ait büyük nafia (bayındırlık) işlerini paylaşmaya başlamışlardı. Bu çekirgelerin ayak bastıkları yeşil vatan tarlasında bittabi ot bitmez oldu”

Almanya’nın Baden-Vürtemberg eyaletinde, Müslüman bir kadının Alman vatandaşlığına başvurusu kabul edilmedi. Sebebi, kadının mülakat esnasında yetkili erkek memurla dini inancı nedeniyle tokalaşmaması.

'Çinleştirme' kavramını, 'dini çevrelerin vatanseverliği teşvik etmesi, Çin ulusuna ve kültürüne aidiyeti pekiştirmesi' olarak tanımlayan Şi, ayrıca inançların ülkeyi yöneten Komünist Parti'ye ve Çin'e özgü sosyalizme bağlılığı güçlendirmesi gerektiğini belirtti.

Ankara'nın Altındağ ilçesinde iki grup arasında çıkan bıçaklı kavgada 18 yaşındaki Emirhan Yalçın'ın hayatını kaybetmesinin ardından başlayan olaylar büyüdü. İlçede mültecilerin evleri, iş yerleri ve araçlarına taş ve sopalarla zarar verildi. Saldırganlar polis araçlarını da taşladı. Ankara Valiliği konuyla ilgili "Olaylar vatandaşlarımızın soğukkanlılığı ve emniyet güçlerimizin yoğun çalışmaları sonucu an itibariyle sona ermiştir" açıklamasında bulundu.

Vatandaş kredilere mahkum olmaya devam ediyor. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından Haftalık Para ve Banka İstatistikleri açıklandı.

Ben Andımız törenlerinin yasaklanmasına karşıyım. Kemalist arkadaşların bu yöndeki taleplerinin engellenmesi bence büyük bir haksızlık. Laik düzenin, her vatandaşına inanç ve ibadet imkânı sağlaması gerekir.

Kredi kartı kullanımında artış devam ediyor. Genel Kartlı Ödeme Endeksi’ne göre, Ocak ayında bir yıl öncenin aynı ayına göre yüzde 15,8 artış göstererek 243,5 değerine ulaştı.

İlmî ve Kültürel Araştırmalar Vakfı-İLKAV, bir online Eğitim Konferansını daha youtube sayfasından gerçekleştirdi. Online Eğitim Konferansının bu haftaki konuğu “Her Şeyin Tüketildiği Bir Zamanda Tükenmeden Var Olabilmek” başlıklı sunumuyla Prof. Dr. Celaleddin Vatandaş idi.

Ailesi Çin’in toplama kampında olan Türk vatandaşı Uygur akademisyen dikkat çeken açıklamalarda bulundu.

Salgın nedeniyle vatandaşın alım gücü düşerken, esnaf iş yapamaz duruma geldi, hayat pahalılığı arttı. Ancak kriz her zamanki gibi bankalara yaradı. Bankacılık sektörü, bu yılın ocak-eylül döneminde 46,3 milyar lira ile tüm zamanların en yüksek 9 aylık kârını elde ederken bu durum "Kriz bir tek bankaları vurmadı!" yorumlarını da beraberinde getirdi.

Hicret, doğduğumuz veya doyduğumuz yerin Allah için terk edilemeyecek değerde olmadığını ilan etmek, Allah'ı her şeye tercih etmektir. Hicret, memleketinde müslümanca yaşayamayan bir mü’min için, Allah’ın geniş arzında mutlaka müslümanca ve insanca yaşanacak bir yer olduğunun bilincine varmaktır. Hicret; kavmiyetçilik, ırkçılık, şehircilik anlayışına vurulan darbenin adıdır. Ülke vatandaşlığından ümmet bilincine yükselmektir. Kendi memleketinin bâtıl yönetimine karşı mücâdele hazırlığıdır.
Makaleler
Hava Durumu