"anil" Arama Sonuçları
İşledikleri Cinayet ve Tecavüzleri Gülerek Anlatan Siyonistler (VİDEO)
Siyonizm insanlık suçudur, siyonistler insanlık düşmanı caniler ve zalimlerdir. Siyonizm yeryüzünden kazınıp atılmadıkça insanlığa huzur gelme imkanı yoktur. Siyonist işgal çetesinin kuruluş dönemini yaşayan dönemin işgal askerleri, işledikleri cinayet ve tecavüz suçlarını nasıl nasıl gülüp eğlenerek anlatıyorlar:
Siyonizm insanlık suçudur, siyonistler insanlık düşmanı caniler ve zalimlerdir. Siyonizm yeryüzünden kazınıp atılmadıkça insanlığa huzur gelme imkanı yoktur. Siyonist işgal çetesinin kuruluş dönemini yaşayan dönemin işgal askerleri, işledikleri cinayet ve tecavüz suçlarını nasıl nasıl gülüp eğlenerek anlatıyorlar:
Emri bil ma'ruf, nehyi anil münkerin önemi (VİDEO)
Şahin Özdaş - Osman Yıldız - Kur'an Nesli Tv - Ramazan Sohbetleri
Şahin Özdaş - Osman Yıldız - Kur'an Nesli Tv - Ramazan Sohbetleri
Ahmed Kalkan: Emri bil maruf ve nehyi anil münker can simidine sarılmalıyız
Geçtiğimiz hafta Rabbine uğurladığımız Ahmed Kalkan hoca ile, "Dâvet" kitabı çerçevesinde 2018 yılında İktibas dergisi için bir söyleşi gerçekleştirmiştik. Söyleşiyi, faydalı olacağı kanaatiyle okurlarımızın dikkatine sunuyoruz:
Geçtiğimiz hafta Rabbine uğurladığımız Ahmed Kalkan hoca ile, "Dâvet" kitabı çerçevesinde 2018 yılında İktibas dergisi için bir söyleşi gerçekleştirmiştik. Söyleşiyi, faydalı olacağı kanaatiyle okurlarımızın dikkatine sunuyoruz:
Camilerde itikaf yasak, kilisede paskalya kutlaması serbest
Dün sabah Gaziantep’teki bir camide az sayıda itikafa giren Müslüman camiden biber gazıyla müdahale edilerek çirkin bir şekilde çıkarılırken, Mardin'de Süryaniler toplu bir şekilde Paskalya Bayramı kutlaması gerçekleştirdi.
Dün sabah Gaziantep’teki bir camide az sayıda itikafa giren Müslüman camiden biber gazıyla müdahale edilerek çirkin bir şekilde çıkarılırken, Mardin'de Süryaniler toplu bir şekilde Paskalya Bayramı kutlaması gerçekleştirdi.
Srebrenitsa katliamının yıldönümünde...
Bugün, yakın tarihin en büyük vahşetlerinden Srebrenitsa Katliamı’nın 25’inci yıldönümü. 1992’nin bahar ve yaz aylarında Kljuc ve köylerinde Bosnalı Müslümanlara yönelik başlayan katliamlar, 11 Temmuz 1995’ten itibaren Srebrenitsa’da soykırıma dönüşmüştü. Tek suçları Müslüman olmak olan 8 binden fazla insanın savaştan önce birlikte yiyip-içtikleri, aynı köyü ve şehri paylaştıkları, komşuluk ettikleri Sırp caniler tarafından katledildikleri bir soykırıma…
Bugün, yakın tarihin en büyük vahşetlerinden Srebrenitsa Katliamı’nın 25’inci yıldönümü. 1992’nin bahar ve yaz aylarında Kljuc ve köylerinde Bosnalı Müslümanlara yönelik başlayan katliamlar, 11 Temmuz 1995’ten itibaren Srebrenitsa’da soykırıma dönüşmüştü. Tek suçları Müslüman olmak olan 8 binden fazla insanın savaştan önce birlikte yiyip-içtikleri, aynı köyü ve şehri paylaştıkları, komşuluk ettikleri Sırp caniler tarafından katledildikleri bir soykırıma…
En büyük terörist, batı ve medyasıdır
Batı medyası, gücün medyası olduğunu gösterdi: Habercilik, her şeyden önce ahlâk meselesidir. Ama Batı medyası, küresel güç odaklarının ve çıkar şebekelerinin sözcüsü ve gözcüsü olduğunu ispatladı bir kez daha! Teröriste “terörist” diyemedi bile! Charlie Hebdo saldırısını yapanlara “Müslüman teröristler” diyen Batı medyası, Yeni Zelanda’da ibadet eden insanların üzerine makinalı silahlarla saldırarak kitlesel katliam yapan canilere “gunman” (silahlı kişi!) dedi -örneğin New York Times!
Batı medyası, gücün medyası olduğunu gösterdi: Habercilik, her şeyden önce ahlâk meselesidir. Ama Batı medyası, küresel güç odaklarının ve çıkar şebekelerinin sözcüsü ve gözcüsü olduğunu ispatladı bir kez daha! Teröriste “terörist” diyemedi bile! Charlie Hebdo saldırısını yapanlara “Müslüman teröristler” diyen Batı medyası, Yeni Zelanda’da ibadet eden insanların üzerine makinalı silahlarla saldırarak kitlesel katliam yapan canilere “gunman” (silahlı kişi!) dedi -örneğin New York Times!
Hutbe:´Emri bil Maruf ve Nehyi Anil Münker´ (VİDEO)
İlkav'da bu haftaki Cuma hutbesini Ahmed Kalkan hoca verdi.
İlkav'da bu haftaki Cuma hutbesini Ahmed Kalkan hoca verdi.
PKK-HDP'li canilerce vahşice katledilen gençlerin ailelerinin acısı dinmiyor
Diyarbakır'da 6-7 Ekim 2014'te Kurban Bayramı'nda et dağıtırken PKK’lı Vandallarca vahşice katledilen gençlerin ailelerinin acısı dinmiyor.
Diyarbakır'da 6-7 Ekim 2014'te Kurban Bayramı'nda et dağıtırken PKK’lı Vandallarca vahşice katledilen gençlerin ailelerinin acısı dinmiyor.
Kalkan: Emri bil maruf ve nehyi anil münker can simidine sarılmalıyız
Ahmed Kalkan’la, Kur’an’da Rabbimizin Müslümanlara yüklediği temel bir yükümlülük olmakla birlikte, tarihsel süreçte unutulmaya terk edilen, öyle ki “İslam’ın şartları” arasında bile kedisine yer bulamayan emri bil maruf ve nehyi anil münker ilkesi üzerine konuştuk. Kalkan “Gayrı İslâmî düzene ve câhiliye kültürüne entegre olmayan Müslümanlar bile, çoğunluk itibarıyla emr-i bi’l ma’ruf ve nehy-i ani’l münker adlı can simidine sarılmadılar. Böylece zilleti ve mağlûbiyeti kabullenmiş oldular. Başta İslâm âlimleri, cemaat ve kanaat önderleri, yazarlar ve hatipler olmak üzere, Mü’min olan herkes, bildiği ve gücü yettiği oranda bu görevi yapması gerektiği halde, ciddi anlamda bunun yerine getirildiği iddia edilemez. Bu görev, şer odaklarının şerre davet ettikleri kadar bile yapılmıyor” tesbitinde bulunuyor.
Ahmed Kalkan’la, Kur’an’da Rabbimizin Müslümanlara yüklediği temel bir yükümlülük olmakla birlikte, tarihsel süreçte unutulmaya terk edilen, öyle ki “İslam’ın şartları” arasında bile kedisine yer bulamayan emri bil maruf ve nehyi anil münker ilkesi üzerine konuştuk. Kalkan “Gayrı İslâmî düzene ve câhiliye kültürüne entegre olmayan Müslümanlar bile, çoğunluk itibarıyla emr-i bi’l ma’ruf ve nehy-i ani’l münker adlı can simidine sarılmadılar. Böylece zilleti ve mağlûbiyeti kabullenmiş oldular. Başta İslâm âlimleri, cemaat ve kanaat önderleri, yazarlar ve hatipler olmak üzere, Mü’min olan herkes, bildiği ve gücü yettiği oranda bu görevi yapması gerektiği halde, ciddi anlamda bunun yerine getirildiği iddia edilemez. Bu görev, şer odaklarının şerre davet ettikleri kadar bile yapılmıyor” tesbitinde bulunuyor.
Pakistan’da, Kadiyanilik sapkınlığına taviz verilmesine karşı protestolar sürüyor
Pakistan seçim kanununda yer alan ifadelerin "Yemin ederim ki Hz. Muhammed son peygamberdir." ifadesi, "İnanıyorum ki Hz. Muhammed son peygamberdir." şeklinde değiştirilmesi üzerine gerçekleştirilen protestolar sürüyor.
Pakistan seçim kanununda yer alan ifadelerin "Yemin ederim ki Hz. Muhammed son peygamberdir." ifadesi, "İnanıyorum ki Hz. Muhammed son peygamberdir." şeklinde değiştirilmesi üzerine gerçekleştirilen protestolar sürüyor.
Siyonist caniler öldürmeyi yine Konya semalarında öğrenecek
Türkiye'nin siyonist işgal rejimi ile yaptığı anlaşma sonrası, yer sıkıntısı nedeniyle eğitim uçuşlarını yapamayan İsrailli pilotların eskisi gibi yeniden Konya'da eğitim uçuşuna da başlayacağı belirtildi.
Türkiye'nin siyonist işgal rejimi ile yaptığı anlaşma sonrası, yer sıkıntısı nedeniyle eğitim uçuşlarını yapamayan İsrailli pilotların eskisi gibi yeniden Konya'da eğitim uçuşuna da başlayacağı belirtildi.
Terör ya da algı operasyonları
Evet, IŞİD katillik yaptı, canilik yaptı, zalimlikte yaptı. Bunu yaparken de en çok Müslümanlara ve İslam’a zarar verdi. Bu bir gerçek… Peki ya Diyarbakır’da balkondan aşağı atılan, öldüğü halde yakılarak işkence edilen, üzerinde arabayla geçilerek ezilen Yasin Börü’nün katilleri için aynı ekranlar ne dediler. O katillerin bağlı olduğu ve hizmet ettiği PKK-YPG militanları için ne dediler? Özgürlük savaşçıları dediler. Kobani’yi özgürleştiren savaşçılar dediler. Kobani’yi YPG’ye kim bırakmıştı biliyor musunuz? Ben hatırlatayım. 2012 ortalarında saraylarını ve başkent Şam’ı korumak için Kuzey Suriye’den çekilmek zorunda kalan Baas rejimi bırakmıştı. Baas rejimi Kuzey Suriye’deki Kürtlere daha önce kimlik bile vermezken bunu yapmıştı. Algınızın nasıl yönetildiğinin farkında mısınız şimdi?
Evet, IŞİD katillik yaptı, canilik yaptı, zalimlikte yaptı. Bunu yaparken de en çok Müslümanlara ve İslam’a zarar verdi. Bu bir gerçek… Peki ya Diyarbakır’da balkondan aşağı atılan, öldüğü halde yakılarak işkence edilen, üzerinde arabayla geçilerek ezilen Yasin Börü’nün katilleri için aynı ekranlar ne dediler. O katillerin bağlı olduğu ve hizmet ettiği PKK-YPG militanları için ne dediler? Özgürlük savaşçıları dediler. Kobani’yi özgürleştiren savaşçılar dediler. Kobani’yi YPG’ye kim bırakmıştı biliyor musunuz? Ben hatırlatayım. 2012 ortalarında saraylarını ve başkent Şam’ı korumak için Kuzey Suriye’den çekilmek zorunda kalan Baas rejimi bırakmıştı. Baas rejimi Kuzey Suriye’deki Kürtlere daha önce kimlik bile vermezken bunu yapmıştı. Algınızın nasıl yönetildiğinin farkında mısınız şimdi?
"İslâm'da Ruhbanîlik yoktur, Rabbanîlik vardır" (VİDEO)
Geçtiğimiz Cumartesi günü (21 Şubat 2015) günü Venhar Kur'an Evi'nin misafir konuşmacısı Hasan Bakırcı idi... Bakırcı; " İslâm'da Ruhbanîlik yoktur, Rabbanîlik vardır ! " dedi. Yeni kardeşlerimizin de Kur'an evi etkinliklerine başlangıç yaptığı bu haftaki oturumun çok verimli ve samimi bir ortamda geçtiği düşünceleri ve duaları içerisinde siz okuyucularımıza sohbetin videosunu takdim ediyoruz...
Geçtiğimiz Cumartesi günü (21 Şubat 2015) günü Venhar Kur'an Evi'nin misafir konuşmacısı Hasan Bakırcı idi... Bakırcı; " İslâm'da Ruhbanîlik yoktur, Rabbanîlik vardır ! " dedi. Yeni kardeşlerimizin de Kur'an evi etkinliklerine başlangıç yaptığı bu haftaki oturumun çok verimli ve samimi bir ortamda geçtiği düşünceleri ve duaları içerisinde siz okuyucularımıza sohbetin videosunu takdim ediyoruz...
"Ümmet bilinci kulluğun gereğidir"
Ulucak: Al-i İmran 104 ve Nisa 69. ayetleri hatırlarsak ümmetin, kendisini İslam’a nisbet eden insanlar içinde emr-i bil maruf, nehy-i anil münker sorumluluğunu üstlenen topluluğa karşılık geldiğini görürüz. Bugün ne yazık ki ümmet lafzen vardır, fiilen yoktur. Ümmet gökten zembille gelmeyecek, ümmeti Müslümanlar teşkil edecektir. Vahyin ölçüleriyle buluşmak bunun ön şartıdır. Aksi halde bir ümmetin teşkilinden söz edilemeyecektir.”
Ulucak: Al-i İmran 104 ve Nisa 69. ayetleri hatırlarsak ümmetin, kendisini İslam’a nisbet eden insanlar içinde emr-i bil maruf, nehy-i anil münker sorumluluğunu üstlenen topluluğa karşılık geldiğini görürüz. Bugün ne yazık ki ümmet lafzen vardır, fiilen yoktur. Ümmet gökten zembille gelmeyecek, ümmeti Müslümanlar teşkil edecektir. Vahyin ölçüleriyle buluşmak bunun ön şartıdır. Aksi halde bir ümmetin teşkilinden söz edilemeyecektir.”
Unutulan Patanili yetimler
Tayland'ın zulmü altında inleyen Patani'li Müslümanların çilesi bitmiyor. Yapılan bir araştırma, yetim kalmış Müslüman çocukların sayısının beş bin civarında olduğu ve bunların çoğunun psikolojik sorunlarla iç içe yaşadığı belirtiliyor.
Tayland'ın zulmü altında inleyen Patani'li Müslümanların çilesi bitmiyor. Yapılan bir araştırma, yetim kalmış Müslüman çocukların sayısının beş bin civarında olduğu ve bunların çoğunun psikolojik sorunlarla iç içe yaşadığı belirtiliyor.
Suriye: Tehdit yahut umut
Diğer tarafta Suriye rejimini bir tür şeytanileştiren Amerika'nın da sanılanın aksine Baas rejimin hemen çekip gitmesini istediği de söylenemez. Sorun mevcut rejimin yapısal özelliklerinden çok muhtemel rejimin ne olacağı sorusuyla alakalı. Biraz daha açacak olursak, dün ABD Dışişleri bakanlık sözcüsü V. Nuland'ın açıklamasını bu çerçevede çözümlemek gerekiyor. Türkiye'nin " artık sabrımız tükendi" yönündeki açıklamasını "çok sert" olarak niteteyen sözcü, "Suriye konusunda daha temkinli olmak gerektiği"ni belirtmiş...
Diğer tarafta Suriye rejimini bir tür şeytanileştiren Amerika'nın da sanılanın aksine Baas rejimin hemen çekip gitmesini istediği de söylenemez. Sorun mevcut rejimin yapısal özelliklerinden çok muhtemel rejimin ne olacağı sorusuyla alakalı. Biraz daha açacak olursak, dün ABD Dışişleri bakanlık sözcüsü V. Nuland'ın açıklamasını bu çerçevede çözümlemek gerekiyor. Türkiye'nin " artık sabrımız tükendi" yönündeki açıklamasını "çok sert" olarak niteteyen sözcü, "Suriye konusunda daha temkinli olmak gerektiği"ni belirtmiş...
Kitap Tanıtımı: İbranilerin Öyküsü
Bütün bunlara rağmen kitap, kronolojik olarak İbranilerin tarihi ile ilgili önemli veriler içermektedir. 168 sayflık bu kitabı okuduğunuzda hem İbranilerin tarihi hakkında bilgilenme imkânına kavuşmuş oluyorsunuz, hem de insanlığa bildirilmiş son Rabbani mesaj olan Kur’an’ın kıymetini yeniden keşfediyorsunuz.
Bütün bunlara rağmen kitap, kronolojik olarak İbranilerin tarihi ile ilgili önemli veriler içermektedir. 168 sayflık bu kitabı okuduğunuzda hem İbranilerin tarihi hakkında bilgilenme imkânına kavuşmuş oluyorsunuz, hem de insanlığa bildirilmiş son Rabbani mesaj olan Kur’an’ın kıymetini yeniden keşfediyorsunuz.
Suriyeli muhalifler: Esad Moğollar gibi saldırıyor
Suriyeli muhaliflerin İstanbul buluşmasında öğleden sonraki oturumda Suriyeli Kürtlerin temsilcileri isteklerini aktardı. Suriye'de günlerdir devam eden eylemler ve gelinen noktanın tartışıldığı konferansın öğleden sonraki ikinci bölümünde Suriyeli Kürtler söz aldı. Mücadelelerini anlatan Kürtler talaplerini de sıraladı. KÜRTLER TALEPLERİNİ SIRALADI İstanbul Grand Cevahir otelindeki konferansta konuşan Kürt liderlerden Rabban Ramazan, Suriye’nin farklı yerlerinde rejim karşıtı mücadele eden kardeşlerinin mücadelelerini desteklediklerini ve demokratik bir Suriye için mücadele ettiklerini söyledi. Rejimin ‘korkutma’ siyaseti uyguladığını ve muhalifleri bastırmak için komplo teorisi ürettiğini dile getiren Ramazan, “Suriye İçişleri Bakanlığı’nın el Muhaberat ile birlikte muhaliflere yönelik operasyon yapmasının durdurulmasını talep ediyoruz” ifadesini kullandı. Ramazan şunları söyledi: "Hapishanelerde binlerce insan suçsuz esir tutuluyor. Bugün de aynı siyaset uygulanıyor ve göstericiler öldürülüyor. Suriye’de hükümet rejimden bağımsız değildir. Halk yönetime katılmak istiyor; Kürtlere, Türkmenlere, Asurilere uygulanan ayrımcı politikaların sonlandırılmasını istiyor" Ramazan taleplerini ise şu şekilde sıraladı: “Talebimiz gösterilere izin verilmesidir, gösterilerde öldürülenler ‘şehit’ olarak kabul edilsin, askeri mahkemeler kaldırılsın, siyasi suçlarla ilgili dosyalar kapatılsın, grev, medya ve siyasi partilere izin verecek kanuni düzenlemeler yapılarak çok partili sisteme geçilsin, şu an yapılan tutuklamalar ile ilgili kamuoyu bilgilendirilsin, Anayasa’daki 8. madde ortadan kaldırılsın, böylece, Suriye devletinin Kürtler, Türkmenler ve Süryanilere farklı etnik ve dini ayrımcılığı da kalkacak. VAROL: REFORM YAPACAK GÜCÜN YOKSA GÖREVİ BIRAK Konferansta konuşan yazar Ahmer Varol ise Suriye’de adaletin uygulanması ve katillerin cezalandırılması gerektiğinin altını çizdi. Varol, “Yönetimden katillerin bulunmasını istiyoruz; ancak katillerin başında bizzat Beşar Esad’ın kardeşi bulunuyor. Esad kardeşine ceza verebilir mi" şeklinde konuştu. Varol gerçek anlamda reformun halkı ikna edecek şekilde yapılması gerektiğinin de altını çizdi. Suriye’nin Filistin siyasetine de dikkat çeken Varol, “Bu ülkenin, Filistin’e yardım ediyor diye halkına zulmetmesine izin veremeyiz,” ifadesini kullandı. Son olarak Varol bir takım menfaat hesaplarından dolayı Suriye yönetimi ile çıkar ilşkilerinin korunması gerektiğini savunan yaklaşımların kabul edilemez olduğunun altını çizdi ve Türkiye ile İran’ın politikasını yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini ekledi. MÜNİR: HAPİSANELERDE DOĞAN ÇOCUKLARIN SUÇU NE? Suriyeli bayan temsilci Azad Münir “Suriye rejimi kadın ve erkeklere zulüm açısından eşit davranıyor, Suriye’de kadına da erkeğe de aynı şekilde işkence ediliyor” dedi. Çocukların dahi işkencelere maruz kaldığını dile getiren Münir, yıllar geçmesine rağmen işkencelerin azalmadığının altını çizdi. Suriye’de kadınların büyük bedeller ödediğini dile getiren Münir; Suriye polisinin gözaltına almak istediği erkeği bulamadığı zaman hanımını esir aldığını ve rehine olarak kullandığını belirtti. Birçok çocuğun hapishanelerde, yine bir o kadarının da ülkelerinin dışında doğduğunu hatırlatan Münir; “bu zulmü bu insanlara neden çektirdiler, niçin 13 yaşındayken ben vatanıma özlemlerimi yazdım ve niçin yazdıklarımdan dolayı Suriye’deki akrabalarım sorgulandı” sorularını yöneltti. Sorulması gereken çok sorular olduğunu dile getiren Münir, “ben konuşurken masun insanlar tanklar ile bombalanıyor, biz hiçbir şey yapamıyoruz. Bu tahammül edilemez bir şey. Ben hürriyetimi istiyorum ve vatanıma girme izni istiyorum,” dedi. MECİT: ESAD MOĞOLLAR GİBİ SALDIRDI Mecit kabileleri şeyhi Abdulrahim Mecit, Suriye’de farklı kabilelerin taleplerine Esad rejimini cevap vermeye çağırdıklarını; ancak Beşar Esad’ın ve Baas Partisi’nin taleplerine kulak asmadıklarını dile getirdi. Esad’ın taleplere katliamlar yaparak cevap verdiğini dile getiren Mecit, “Humus’ta Baas güçleri Moğollar gibi saldırdılar” dedi. Suriye yönetiminin gösterilerde ölen insanların bedenlerini ailelerine vermemek için toplu mezarlara gömeceklerini açıklayan Mecit; rejimin alenen halkını katlettiğini belirtti. Türkiye’ye seslenen Mecit, Baas rejimi üzerine baskı yapılmasını ve katliamlara son verilmesini için adım atılmasını istedi. Son olarak Mecit, “Peygamberimizin Hira Mağarası’nda dediği gibi ‘ biz ikimiz değiliz; üçüncümüz Allah’” diyerek sözlerini sonlandırdı. ABDURRAHMAN: ÖZGÜR SEÇİMLER İSTİYORUZ Antakya’da mülteci olarak bulunan Suriye İnsan Hakları Örgütünden Abdulhaviz Abdurrahman, Suriye’deki rejimin Cuma gününden beri yüzlerce kişiyi öldürdüğünü hatırlatarak, Baas güçlerinin tam anlamıyla katliam gerçekleştirdiğini sözlerine ekledi. Suriye’de yaralıların sayısının bini geçtiğini ifade eden Abdurrahman, Suriye’de yolsuzlukların da devam ettiğini ifade etti. Abdurrahman taleplerini şöyle sıraladı: Suriye’de halkın taleplerine karşılık verilerek Baas tekelinin sonlandırılması Siyasi ve fikir suçlularının serbest bırakılması Kürtlere siyasi hakların verilmesi Belediye ve özgür seçimler için düzenleme yapılması TÜRKMENLER: REJİMİN ADIMLARI OLUMLU AMA YETERSİZ Suriye Türkmen Topluluğu temsilcisi Tarık Cevizci, Suriye Türklerinin şiddete başvuranları kınadıklarını dile getirdi. Vatanı yıkmanın ihanet olduğunu belirten Cevizci, gösterilere güvenlik güçlerinin tutumunun yanlış olduğunu sözlerine ekledi. Cevizci, rejim tarafından alınan son adımların olumlu ancak yeterli olmadığını dile getirdi. SİİDE: SURİYE REJİMİ MEŞRUİYETİNİ KAYBETMEDİ Ortadoğu ve Afrika Araştırmaları Merkezinden Kürt araştırmacı Abdulbasık Siide “Suriye rejimi meşruiyetini kaybetmedi; zaten yoktu. Bu rejim askeri darbe ile yönetimi devraldı ve Baba Esad kendisi ile devrim yapanlara karşı devrim yaptı” dedi. Siide, “halk vatanında tam bir yabancılaşma içerisindedir” diyerek yöneticilerin kim olduğu noktasında halkın kafasında soru işaretleri olduğunu hatırlattı. “Suriye’de temel sorun baskı rejimidir, Suriye’de bir vatandaş havaalanına gittiğinde suçlu muamelesi görüyor,” diyen Siide, Baas ideolojisinin halktan tamamen koptuğunu sözlerine ekledi. Siide, Suriye ordusu içerisinde de mezhepsel bir sorun olduğunu hatırlattı ve rejimin güçlü kalabilmek için orduyu kullandığını sözlerine ekledi. Esad’a da seslenen Siide, “yönetemiyorum diyorsan görevi bırak” çağrısı yaptı. KİMLER KATILIYOR? Katılımcılar arasında Suriye İslam Alimleri Birliği Başkanı Şeyh Muhammed el Sabuni, Ahmet Ramazan, Müslüman Kardeşler Genel Sekreteri Muhammed Şıfki, Suriye İnsan Hakları Örgütü Başkanı Velid Saffur başta olmak üzere dünyanın birçok yerinden Suriyeli temsilciler katılıyor.
Suriyeli muhaliflerin İstanbul buluşmasında öğleden sonraki oturumda Suriyeli Kürtlerin temsilcileri isteklerini aktardı. Suriye'de günlerdir devam eden eylemler ve gelinen noktanın tartışıldığı konferansın öğleden sonraki ikinci bölümünde Suriyeli Kürtler söz aldı. Mücadelelerini anlatan Kürtler talaplerini de sıraladı. KÜRTLER TALEPLERİNİ SIRALADI İstanbul Grand Cevahir otelindeki konferansta konuşan Kürt liderlerden Rabban Ramazan, Suriye’nin farklı yerlerinde rejim karşıtı mücadele eden kardeşlerinin mücadelelerini desteklediklerini ve demokratik bir Suriye için mücadele ettiklerini söyledi. Rejimin ‘korkutma’ siyaseti uyguladığını ve muhalifleri bastırmak için komplo teorisi ürettiğini dile getiren Ramazan, “Suriye İçişleri Bakanlığı’nın el Muhaberat ile birlikte muhaliflere yönelik operasyon yapmasının durdurulmasını talep ediyoruz” ifadesini kullandı. Ramazan şunları söyledi: "Hapishanelerde binlerce insan suçsuz esir tutuluyor. Bugün de aynı siyaset uygulanıyor ve göstericiler öldürülüyor. Suriye’de hükümet rejimden bağımsız değildir. Halk yönetime katılmak istiyor; Kürtlere, Türkmenlere, Asurilere uygulanan ayrımcı politikaların sonlandırılmasını istiyor" Ramazan taleplerini ise şu şekilde sıraladı: “Talebimiz gösterilere izin verilmesidir, gösterilerde öldürülenler ‘şehit’ olarak kabul edilsin, askeri mahkemeler kaldırılsın, siyasi suçlarla ilgili dosyalar kapatılsın, grev, medya ve siyasi partilere izin verecek kanuni düzenlemeler yapılarak çok partili sisteme geçilsin, şu an yapılan tutuklamalar ile ilgili kamuoyu bilgilendirilsin, Anayasa’daki 8. madde ortadan kaldırılsın, böylece, Suriye devletinin Kürtler, Türkmenler ve Süryanilere farklı etnik ve dini ayrımcılığı da kalkacak. VAROL: REFORM YAPACAK GÜCÜN YOKSA GÖREVİ BIRAK Konferansta konuşan yazar Ahmer Varol ise Suriye’de adaletin uygulanması ve katillerin cezalandırılması gerektiğinin altını çizdi. Varol, “Yönetimden katillerin bulunmasını istiyoruz; ancak katillerin başında bizzat Beşar Esad’ın kardeşi bulunuyor. Esad kardeşine ceza verebilir mi" şeklinde konuştu. Varol gerçek anlamda reformun halkı ikna edecek şekilde yapılması gerektiğinin de altını çizdi. Suriye’nin Filistin siyasetine de dikkat çeken Varol, “Bu ülkenin, Filistin’e yardım ediyor diye halkına zulmetmesine izin veremeyiz,” ifadesini kullandı. Son olarak Varol bir takım menfaat hesaplarından dolayı Suriye yönetimi ile çıkar ilşkilerinin korunması gerektiğini savunan yaklaşımların kabul edilemez olduğunun altını çizdi ve Türkiye ile İran’ın politikasını yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini ekledi. MÜNİR: HAPİSANELERDE DOĞAN ÇOCUKLARIN SUÇU NE? Suriyeli bayan temsilci Azad Münir “Suriye rejimi kadın ve erkeklere zulüm açısından eşit davranıyor, Suriye’de kadına da erkeğe de aynı şekilde işkence ediliyor” dedi. Çocukların dahi işkencelere maruz kaldığını dile getiren Münir, yıllar geçmesine rağmen işkencelerin azalmadığının altını çizdi. Suriye’de kadınların büyük bedeller ödediğini dile getiren Münir; Suriye polisinin gözaltına almak istediği erkeği bulamadığı zaman hanımını esir aldığını ve rehine olarak kullandığını belirtti. Birçok çocuğun hapishanelerde, yine bir o kadarının da ülkelerinin dışında doğduğunu hatırlatan Münir; “bu zulmü bu insanlara neden çektirdiler, niçin 13 yaşındayken ben vatanıma özlemlerimi yazdım ve niçin yazdıklarımdan dolayı Suriye’deki akrabalarım sorgulandı” sorularını yöneltti. Sorulması gereken çok sorular olduğunu dile getiren Münir, “ben konuşurken masun insanlar tanklar ile bombalanıyor, biz hiçbir şey yapamıyoruz. Bu tahammül edilemez bir şey. Ben hürriyetimi istiyorum ve vatanıma girme izni istiyorum,” dedi. MECİT: ESAD MOĞOLLAR GİBİ SALDIRDI Mecit kabileleri şeyhi Abdulrahim Mecit, Suriye’de farklı kabilelerin taleplerine Esad rejimini cevap vermeye çağırdıklarını; ancak Beşar Esad’ın ve Baas Partisi’nin taleplerine kulak asmadıklarını dile getirdi. Esad’ın taleplere katliamlar yaparak cevap verdiğini dile getiren Mecit, “Humus’ta Baas güçleri Moğollar gibi saldırdılar” dedi. Suriye yönetiminin gösterilerde ölen insanların bedenlerini ailelerine vermemek için toplu mezarlara gömeceklerini açıklayan Mecit; rejimin alenen halkını katlettiğini belirtti. Türkiye’ye seslenen Mecit, Baas rejimi üzerine baskı yapılmasını ve katliamlara son verilmesini için adım atılmasını istedi. Son olarak Mecit, “Peygamberimizin Hira Mağarası’nda dediği gibi ‘ biz ikimiz değiliz; üçüncümüz Allah’” diyerek sözlerini sonlandırdı. ABDURRAHMAN: ÖZGÜR SEÇİMLER İSTİYORUZ Antakya’da mülteci olarak bulunan Suriye İnsan Hakları Örgütünden Abdulhaviz Abdurrahman, Suriye’deki rejimin Cuma gününden beri yüzlerce kişiyi öldürdüğünü hatırlatarak, Baas güçlerinin tam anlamıyla katliam gerçekleştirdiğini sözlerine ekledi. Suriye’de yaralıların sayısının bini geçtiğini ifade eden Abdurrahman, Suriye’de yolsuzlukların da devam ettiğini ifade etti. Abdurrahman taleplerini şöyle sıraladı: Suriye’de halkın taleplerine karşılık verilerek Baas tekelinin sonlandırılması Siyasi ve fikir suçlularının serbest bırakılması Kürtlere siyasi hakların verilmesi Belediye ve özgür seçimler için düzenleme yapılması TÜRKMENLER: REJİMİN ADIMLARI OLUMLU AMA YETERSİZ Suriye Türkmen Topluluğu temsilcisi Tarık Cevizci, Suriye Türklerinin şiddete başvuranları kınadıklarını dile getirdi. Vatanı yıkmanın ihanet olduğunu belirten Cevizci, gösterilere güvenlik güçlerinin tutumunun yanlış olduğunu sözlerine ekledi. Cevizci, rejim tarafından alınan son adımların olumlu ancak yeterli olmadığını dile getirdi. SİİDE: SURİYE REJİMİ MEŞRUİYETİNİ KAYBETMEDİ Ortadoğu ve Afrika Araştırmaları Merkezinden Kürt araştırmacı Abdulbasık Siide “Suriye rejimi meşruiyetini kaybetmedi; zaten yoktu. Bu rejim askeri darbe ile yönetimi devraldı ve Baba Esad kendisi ile devrim yapanlara karşı devrim yaptı” dedi. Siide, “halk vatanında tam bir yabancılaşma içerisindedir” diyerek yöneticilerin kim olduğu noktasında halkın kafasında soru işaretleri olduğunu hatırlattı. “Suriye’de temel sorun baskı rejimidir, Suriye’de bir vatandaş havaalanına gittiğinde suçlu muamelesi görüyor,” diyen Siide, Baas ideolojisinin halktan tamamen koptuğunu sözlerine ekledi. Siide, Suriye ordusu içerisinde de mezhepsel bir sorun olduğunu hatırlattı ve rejimin güçlü kalabilmek için orduyu kullandığını sözlerine ekledi. Esad’a da seslenen Siide, “yönetemiyorum diyorsan görevi bırak” çağrısı yaptı. KİMLER KATILIYOR? Katılımcılar arasında Suriye İslam Alimleri Birliği Başkanı Şeyh Muhammed el Sabuni, Ahmet Ramazan, Müslüman Kardeşler Genel Sekreteri Muhammed Şıfki, Suriye İnsan Hakları Örgütü Başkanı Velid Saffur başta olmak üzere dünyanın birçok yerinden Suriyeli temsilciler katılıyor.
Srebrenitsa, soykırımın finaliydi
Üç yıl boyunca Sırplar uluslararası hiçbir konvansiyona kulak asmayarak insanlık dışı uygulamalarını pervasızca sergiledi. Soykırım ise savaş başladığından beri Sırpların başvurduğu tek savaş yöntemiydi. Savaşın yaşandığı ilk günden itibaren Bosna genelinde toplu katliamlar yaşanmıştır. Ancak Srebrenica ile Sırp caniler final yapmıştır. Çok sayıda Boşnak kurşuna dizilerek, kazılan çukurlara gömülmüştür.”
Üç yıl boyunca Sırplar uluslararası hiçbir konvansiyona kulak asmayarak insanlık dışı uygulamalarını pervasızca sergiledi. Soykırım ise savaş başladığından beri Sırpların başvurduğu tek savaş yöntemiydi. Savaşın yaşandığı ilk günden itibaren Bosna genelinde toplu katliamlar yaşanmıştır. Ancak Srebrenica ile Sırp caniler final yapmıştır. Çok sayıda Boşnak kurşuna dizilerek, kazılan çukurlara gömülmüştür.”
Srebrenitsa: Adım adım gelen insanlık dramı
“1992’de, 21. yüzyıla girerken uygar Avrupa’nın ortasında Müslümanları yok etmek için ilkel ve barbarca, korkunç bir imha hareketi başlatılmış oldu. Kural tanımayan Sırp ve Hırvat caniler, sahipsiz Müslüman Boşnakların topraklarını bölüşme adına bir katliam başlattılar. Ordular girdikleri her yerleşim yerini yakıp yıkmadan önce yağmalıyordu. Tecavüz ve işkencelerle bu talihsiz coğrafyayı baştan başa eziyorlardı. Sonunda geriye yakılıp yıkılmış köylerde, kasabalarda, çamurlu tarlalarda uzanmış, nehir kıyılarına vurmuş, çukurlara atılmış erkek, kadın, çocuk ayrımı yapılmadan katledilmiş insanların cesetleri kalmıştı.”
“1992’de, 21. yüzyıla girerken uygar Avrupa’nın ortasında Müslümanları yok etmek için ilkel ve barbarca, korkunç bir imha hareketi başlatılmış oldu. Kural tanımayan Sırp ve Hırvat caniler, sahipsiz Müslüman Boşnakların topraklarını bölüşme adına bir katliam başlattılar. Ordular girdikleri her yerleşim yerini yakıp yıkmadan önce yağmalıyordu. Tecavüz ve işkencelerle bu talihsiz coğrafyayı baştan başa eziyorlardı. Sonunda geriye yakılıp yıkılmış köylerde, kasabalarda, çamurlu tarlalarda uzanmış, nehir kıyılarına vurmuş, çukurlara atılmış erkek, kadın, çocuk ayrımı yapılmadan katledilmiş insanların cesetleri kalmıştı.”
Makaleler
Hava Durumu