"bulunmak" Arama Sonuçları
Sapmalardan Sapma Beğenin!
Helak olmayı hak ettiren bütün kötülükler ülkeyi kuşatmış bulunmakta, ülkenin bir köşesi de Celalettin Rumi’nin raksıyla gönül eğlendirmektedir. Kültür bakanlığı Konya’yı ifsat etmeye devam etmektedir. İfsadı da manevi atmosfer tavan yaptı diyerek örtbas etmektedirler.
Helak olmayı hak ettiren bütün kötülükler ülkeyi kuşatmış bulunmakta, ülkenin bir köşesi de Celalettin Rumi’nin raksıyla gönül eğlendirmektedir. Kültür bakanlığı Konya’yı ifsat etmeye devam etmektedir. İfsadı da manevi atmosfer tavan yaptı diyerek örtbas etmektedirler.
Allah'ın dini karşısında hurafe kültürü
Kur'an'ın temel bazı konularına ters olan, sadece Rabbimize tahsis edilmesi gereken hususlarda, başkalarını araya koymak, başkalarıyla sürekli irtibat (rabıta) haline bulunmak, başkalarından manevi anlamda kurtuluş ve yardım isteneceği düşünce ve inancı "Tevhide" aykırı ve imanı bozacak fiil ve söylemlerdir...
Kur'an'ın temel bazı konularına ters olan, sadece Rabbimize tahsis edilmesi gereken hususlarda, başkalarını araya koymak, başkalarıyla sürekli irtibat (rabıta) haline bulunmak, başkalarından manevi anlamda kurtuluş ve yardım isteneceği düşünce ve inancı "Tevhide" aykırı ve imanı bozacak fiil ve söylemlerdir...
Bir arınma ve arındırma ameliyesi olarak "Zekât"
İman edenlerde bulunan bu vasıf ‘’zekât/arınma ve arıtma” faaliyetlerinde bulunmak özelliğidir. Üzerlerine düşeni yapma sorumluluğu taşırlar ve yaparlar anlamında bir yükümlülüktür bu.
İman edenlerde bulunan bu vasıf ‘’zekât/arınma ve arıtma” faaliyetlerinde bulunmak özelliğidir. Üzerlerine düşeni yapma sorumluluğu taşırlar ve yaparlar anlamında bir yükümlülüktür bu.
İstikamet krizine girmiş tevhidî uyanış süreci öncülerini hâllerini sorgulamaya çağrı -IV-
Üstelik bütün bu ifsadın arkasında, istikamet krizindeki tevhîdî kesimin desteği bulunmaktadır. Bu vebalin altından nasıl kalkacaklarını neden hiç düşünmezler?
Üstelik bütün bu ifsadın arkasında, istikamet krizindeki tevhîdî kesimin desteği bulunmaktadır. Bu vebalin altından nasıl kalkacaklarını neden hiç düşünmezler?
Gardiyanın ‘ehven-i şer’ olanını seçme süreçlerine katılanlar, zindandan asla çıkamazlar (VİDEO-HABER)
İlmi ve Kültürel Araştırmalar Vakfı-İLKAV, bir Eğitim Konferansını daha online olarak youtube sayfasından gerçekleştirdi.Online konferansın bu haftaki misafiri, Mehmet PAMAK idi. Pamak’ın, iki bölüm halinde sunacağı "Kulluk Bütününü Parçalayıp Sosyal İnşâyı İhmal Eden Aşırı Siyasallaşma ve İslâm'ı İdeolojiye İndirgeyen İslâmcılık" başlıklı konferansının I. bölümü 4 Ocak 2021 Pazar günü saat 20.00’de gerçekleştirildi. Aynı konunun II. bölümünün ise inşaAllah 21 Şubat 2021 Pazar günü saat 20.00’de gerçekleştirilmesi planlanmış bulunmaktadır.
İlmi ve Kültürel Araştırmalar Vakfı-İLKAV, bir Eğitim Konferansını daha online olarak youtube sayfasından gerçekleştirdi.Online konferansın bu haftaki misafiri, Mehmet PAMAK idi. Pamak’ın, iki bölüm halinde sunacağı "Kulluk Bütününü Parçalayıp Sosyal İnşâyı İhmal Eden Aşırı Siyasallaşma ve İslâm'ı İdeolojiye İndirgeyen İslâmcılık" başlıklı konferansının I. bölümü 4 Ocak 2021 Pazar günü saat 20.00’de gerçekleştirildi. Aynı konunun II. bölümünün ise inşaAllah 21 Şubat 2021 Pazar günü saat 20.00’de gerçekleştirilmesi planlanmış bulunmaktadır.
Eskilerin kitaplarında bahsedilen Peygamber (a.s.)
Öte yandan Yahudilik ve Hıristiyanlık dışındaki bazı dinlerin kutsal kitaplarında da beşâir mahiyetinde açıklamalar bulunmaktadır. Kur’an-ı Kerîm’deki “eskilerin kitapları” (Şuarâ 26/196) ifadesiyle bu kitapların kastedildiği düşünülebilir. Meselâ Zerdüşt dininin kutsal kitabı Zend-Avesta’da, “Saoşyant” (âlemlere rahmet) isimli bir kurtarıcının geleceği ve onun bütün insanlara rehberlik yapıp onları ıslah edeceği, putları kıracağı haber verilmiştir
Öte yandan Yahudilik ve Hıristiyanlık dışındaki bazı dinlerin kutsal kitaplarında da beşâir mahiyetinde açıklamalar bulunmaktadır. Kur’an-ı Kerîm’deki “eskilerin kitapları” (Şuarâ 26/196) ifadesiyle bu kitapların kastedildiği düşünülebilir. Meselâ Zerdüşt dininin kutsal kitabı Zend-Avesta’da, “Saoşyant” (âlemlere rahmet) isimli bir kurtarıcının geleceği ve onun bütün insanlara rehberlik yapıp onları ıslah edeceği, putları kıracağı haber verilmiştir
Yaşar Nurileşme temayülü
“Yaşar Nurileşme temayülü” derken kastettiğimiz kısaca; Allah, Rasulü ve mü'minlerden yana net bir tercihte bulunmak yerine, Allah’ın yol göstericiliği yerine kendi hevalarına tâbi olan laik-seküler kesimlere oynamak, onlara yaranmaya çalışmak, izzeti onların yanında aramak, bu sebeple de adım adım İslam'dan ve Müslümanlardan uzaklaşarak modern tuğyanın herhangi bir kanadına teslim olmaktır. Buna “İhsan Eliaçıklaşma temayülü” demek de mümkün.
“Yaşar Nurileşme temayülü” derken kastettiğimiz kısaca; Allah, Rasulü ve mü'minlerden yana net bir tercihte bulunmak yerine, Allah’ın yol göstericiliği yerine kendi hevalarına tâbi olan laik-seküler kesimlere oynamak, onlara yaranmaya çalışmak, izzeti onların yanında aramak, bu sebeple de adım adım İslam'dan ve Müslümanlardan uzaklaşarak modern tuğyanın herhangi bir kanadına teslim olmaktır. Buna “İhsan Eliaçıklaşma temayülü” demek de mümkün.
Sağlığı korumanın önemi
Hz. Peygamber (s.a.s.) “Hastalık gelmeden sağlığın kıymetini biliniz” (Müslim, İmare 46) buyuruyor. Bu hadis-i şerifte önemli bir uyarma bulunmaktadır. Çünkü hastalık gelmeden, sıhhatin değerini bilmek, gelecek hastalıklara karşı korunma tedbirleri almayı gerektirir.
Hz. Peygamber (s.a.s.) “Hastalık gelmeden sağlığın kıymetini biliniz” (Müslim, İmare 46) buyuruyor. Bu hadis-i şerifte önemli bir uyarma bulunmaktadır. Çünkü hastalık gelmeden, sıhhatin değerini bilmek, gelecek hastalıklara karşı korunma tedbirleri almayı gerektirir.
Tükenen kapitalizmin "hayırlı" evladı: Futbol
Sonuç olarak futbol, masum bir spor müsabakası olmaktan çıkalı 100 yıla yakın zaman oldu. Bu endüstriyel ticaret, her geçen gün tükenen ve çıkış yolu arayan kapitalizmin başarılı bir projesi olup ona can suyu olmakta ve hatta onun için adeta “hayırlı evlat” konumunda bulunmaktadır.
Sonuç olarak futbol, masum bir spor müsabakası olmaktan çıkalı 100 yıla yakın zaman oldu. Bu endüstriyel ticaret, her geçen gün tükenen ve çıkış yolu arayan kapitalizmin başarılı bir projesi olup ona can suyu olmakta ve hatta onun için adeta “hayırlı evlat” konumunda bulunmaktadır.
Hz. Peygamber'in (sas) tâlim ve terbiye usûlleri
Efendimiz (sas) ashabının usanmaması için nasihatte bulunmak ve öğretmek için münasip vakit ve hâlleri göz önünde bulundururdu. Her hususta olduğu gibi bu hususta da itidalli (orta yolu gözeterek) hareket ederdi; bu şefkatinin bir yansımasıdır.
Efendimiz (sas) ashabının usanmaması için nasihatte bulunmak ve öğretmek için münasip vakit ve hâlleri göz önünde bulundururdu. Her hususta olduğu gibi bu hususta da itidalli (orta yolu gözeterek) hareket ederdi; bu şefkatinin bir yansımasıdır.
Kur’an-ı Kerim’de adı geçen bitkiler
Kur’an-ı Kerim’de adı geçen birçok bitki bulunmaktadır. Hekimler ve bilimadamları yıllardır, bu bitkilerin bazılarının şifalı yönleri üzerine araştırma yapmaktadır.
Kur’an-ı Kerim’de adı geçen birçok bitki bulunmaktadır. Hekimler ve bilimadamları yıllardır, bu bitkilerin bazılarının şifalı yönleri üzerine araştırma yapmaktadır.
Pamak´tan çağrı: “Yeni 28 şubat”a ve yaygın sekülerleşmeye, büyük yozlaşmaya karşı ittifak oluşturmalıyız
Asker öncülüğündeki oligarşik Kemalist vesayetin darbe süreçleri ve baskıya, zora dayalı sekülerleştirme dönemleri, tevhidî uyanışın son derece diri ve zinde, İslami duyarlıkların yüksek ve laik Kemalist sisteme karşı direnişin güçlü olduğu dönemlerdi.Bu baskıcı sekülerleştirme sürecinden sonraki 16 yılda ise, kimi yasaklarda geri adım atılarak görece özgür bir ortam oluşturulmak suretiyle gönüllü sekülerleşme süreci başlatıldı. Bu süreç devam etmekte olup tevhidi uyanış süreci bu dönemde büyük yara almış, çok ciddi bir kan kaybı yaşamış bulunmaktadır. Kur’an halkaları, daha baskıcı dönemlerdeki yaygınlığını, diriliğini ve ruhunu kaybetmiş, birçokları dağılıp yok olmuştur. Hâlâ devam edenler ise ruhsuz rutinler haline dönüşmüştür. Tevhidî davet çalışmaları çok azalmış, bu çabayı göstermeye devam edenlere ise, “siz hâlâ orada mısınız?” küçümsemesi ile bakılır olmuştur.
Asker öncülüğündeki oligarşik Kemalist vesayetin darbe süreçleri ve baskıya, zora dayalı sekülerleştirme dönemleri, tevhidî uyanışın son derece diri ve zinde, İslami duyarlıkların yüksek ve laik Kemalist sisteme karşı direnişin güçlü olduğu dönemlerdi.Bu baskıcı sekülerleştirme sürecinden sonraki 16 yılda ise, kimi yasaklarda geri adım atılarak görece özgür bir ortam oluşturulmak suretiyle gönüllü sekülerleşme süreci başlatıldı. Bu süreç devam etmekte olup tevhidi uyanış süreci bu dönemde büyük yara almış, çok ciddi bir kan kaybı yaşamış bulunmaktadır. Kur’an halkaları, daha baskıcı dönemlerdeki yaygınlığını, diriliğini ve ruhunu kaybetmiş, birçokları dağılıp yok olmuştur. Hâlâ devam edenler ise ruhsuz rutinler haline dönüşmüştür. Tevhidî davet çalışmaları çok azalmış, bu çabayı göstermeye devam edenlere ise, “siz hâlâ orada mısınız?” küçümsemesi ile bakılır olmuştur.
Müslümanların bâtıl olana benzemesi, hangi süreçlerde ve nasıl gerçekleşmektedir?
Bozulma ve menfi manada dönüşümün yaşanmaması ve her şartta istikametin korunması için yapılması gerekenler, Kur’an’da gösterilmiş ve Rasûlün önderliğindeki ilk örnek nesil tarafından da pratize edilmiş bulunmaktadır. Arınmak, korunmak ve sırat-ı müstakim üzere bir hayatı yaşamak için, Allah’a, Rasûlüne ve indirdiği Kitaba imanın ve teslimiyetin gereği olarak, hayatın (kamusal-özel, bireysel-toplumsal) hiçbir alanında, hiçbir zaman ve hiçbir sebeple Allah unutulmayacak ve Allah yokmuş gibi davranılmayacaktır. Aksi takdirde, hayatında Allah’ın zikrini hâkim kılmayan insan, Rabbine ve kendisine yabancılaşıp şeytanın yoluna girmekte, hayatını hevasının ve şeytanın arzularına göre düzenleyerek yozlaşmaya, savrulma ve dönüşüm sürecini yaşamaya başlamaktadır. Üstelik zamanla kanıksanarak ilerleyen bu taviz ve yozlaşma sürecindeki büyük dönüşümünü fark bile edemeyip hâlâ kendisini Hak yolda zannedebilmektedir.
Bozulma ve menfi manada dönüşümün yaşanmaması ve her şartta istikametin korunması için yapılması gerekenler, Kur’an’da gösterilmiş ve Rasûlün önderliğindeki ilk örnek nesil tarafından da pratize edilmiş bulunmaktadır. Arınmak, korunmak ve sırat-ı müstakim üzere bir hayatı yaşamak için, Allah’a, Rasûlüne ve indirdiği Kitaba imanın ve teslimiyetin gereği olarak, hayatın (kamusal-özel, bireysel-toplumsal) hiçbir alanında, hiçbir zaman ve hiçbir sebeple Allah unutulmayacak ve Allah yokmuş gibi davranılmayacaktır. Aksi takdirde, hayatında Allah’ın zikrini hâkim kılmayan insan, Rabbine ve kendisine yabancılaşıp şeytanın yoluna girmekte, hayatını hevasının ve şeytanın arzularına göre düzenleyerek yozlaşmaya, savrulma ve dönüşüm sürecini yaşamaya başlamaktadır. Üstelik zamanla kanıksanarak ilerleyen bu taviz ve yozlaşma sürecindeki büyük dönüşümünü fark bile edemeyip hâlâ kendisini Hak yolda zannedebilmektedir.
"Günümüz Türkçesinde Kullandığımız Kur’an Kelimeleri " çıktı
Günümüz Türkçesinde kullandığımız birçok kelime arapça kökenlidir. Kur’an’ın da arapça olmasından dolayı farkında olmadan günlük hayatta kullandığımız birçok Kur'ani kelime bulunmaktır. 759 üzerinde Kur’an kelimesiyle bağlantılı 2285 kelime kullanmaktayız. Yüksel Yılmaz, "Günümüz Türkçesinde Kullandığımız Kur'an Kelimeleri" kitabında işte bu kelimeleri ele aldı.
Günümüz Türkçesinde kullandığımız birçok kelime arapça kökenlidir. Kur’an’ın da arapça olmasından dolayı farkında olmadan günlük hayatta kullandığımız birçok Kur'ani kelime bulunmaktır. 759 üzerinde Kur’an kelimesiyle bağlantılı 2285 kelime kullanmaktayız. Yüksel Yılmaz, "Günümüz Türkçesinde Kullandığımız Kur'an Kelimeleri" kitabında işte bu kelimeleri ele aldı.
Kur'an'da Müslim olmanın temel şartları -ı-
Kur’an hakkıyla okunup öğüt alınmadığı ve gereğince hayata taşınmadığı için, “Müslüman” oluğunu söyleyenlerin çok büyük kısmı, “Müslim” olmanın şartlarından ve tevhidî imanın gerektirdiği ölçü ve ilkelerden habersiz bir konumda bulunmaktadır. Kur’an’ı “mehcur”/terk edilmiş bırakıp Rasûlün (s) güzel örnekliğinden uzaklaşılınca, Müslim olmak için ne yapılması gerektiğini ve nasıl yapılması gerektiğini bilemez bir duruma gelinmiştir.
Kur’an hakkıyla okunup öğüt alınmadığı ve gereğince hayata taşınmadığı için, “Müslüman” oluğunu söyleyenlerin çok büyük kısmı, “Müslim” olmanın şartlarından ve tevhidî imanın gerektirdiği ölçü ve ilkelerden habersiz bir konumda bulunmaktadır. Kur’an’ı “mehcur”/terk edilmiş bırakıp Rasûlün (s) güzel örnekliğinden uzaklaşılınca, Müslim olmak için ne yapılması gerektiğini ve nasıl yapılması gerektiğini bilemez bir duruma gelinmiştir.
Ey "Müslüman"lar gelin "Müslim" olalım
"Müslüman" kelimesi "Müslim"in Farsçadaki karşılığı olup Türkçeleşmiş bir kelimedir. Kur'anî ölçülere uygun biçimde içi doldurulmak kaydıyla "Müslim" kavramının Türkçe karşılığı gibi kullanılmasında bir mahzur olmayacağı kanaatindeyim. Ancak maalesef pratikteki "Müslüman" kavramının içeriği Kur'an'daki Müslim kavramıyla asla uyumlu değildir. Ülke halklarının Kur'an eksenli olmaktan ziyade bir kültürel aidiyet ifade eden Müslümanlaşma sürecinde kitleler, iyi niyetle kendilerini "Müslüman" olarak nitelemelerine rağmen, Kur'an'da zikredilen ölçülerde Müslim olmanın ne olduğundan bile habersiz bir hâli yaşamaktadırlar. Böyle olunca, Kitabî olmayan ve geleneksel ya da modern bid'at ve hurafelere dayalı "Müslümanlık" Kur'an'daki "Müslimlikle" örtüşememiştir. Özellikle son on yılda, söz konusu yozlaşma, zihinsel karmaşa, istikamet ve kimlik krizi tevhidî uyanış süreci bakıyesi kesimleri bile kuşatmış bulunmaktadır.
"Müslüman" kelimesi "Müslim"in Farsçadaki karşılığı olup Türkçeleşmiş bir kelimedir. Kur'anî ölçülere uygun biçimde içi doldurulmak kaydıyla "Müslim" kavramının Türkçe karşılığı gibi kullanılmasında bir mahzur olmayacağı kanaatindeyim. Ancak maalesef pratikteki "Müslüman" kavramının içeriği Kur'an'daki Müslim kavramıyla asla uyumlu değildir. Ülke halklarının Kur'an eksenli olmaktan ziyade bir kültürel aidiyet ifade eden Müslümanlaşma sürecinde kitleler, iyi niyetle kendilerini "Müslüman" olarak nitelemelerine rağmen, Kur'an'da zikredilen ölçülerde Müslim olmanın ne olduğundan bile habersiz bir hâli yaşamaktadırlar. Böyle olunca, Kitabî olmayan ve geleneksel ya da modern bid'at ve hurafelere dayalı "Müslümanlık" Kur'an'daki "Müslimlikle" örtüşememiştir. Özellikle son on yılda, söz konusu yozlaşma, zihinsel karmaşa, istikamet ve kimlik krizi tevhidî uyanış süreci bakıyesi kesimleri bile kuşatmış bulunmaktadır.
İtikad ve İtikadda Usûl
İtikadın esasları nelerdir? Bu esasları kim belirler? Biz bu esaslardan ne şekilde sorumluyuz? Bütün bunların bilinmesi ve buna göre inanılarak, amel edilmesinde hayati önem bulunmaktadır.
İtikadın esasları nelerdir? Bu esasları kim belirler? Biz bu esaslardan ne şekilde sorumluyuz? Bütün bunların bilinmesi ve buna göre inanılarak, amel edilmesinde hayati önem bulunmaktadır.
Tarikat sistemi ve kapitalist tarikatlar
Söz konusu "kapitalist tarikat" yapılanmalarının, bugün dünyada en yaygın örgütlenme biçimi olduğunu söylememiz sanırız abartı olmaz. Amway, Avon, Network Marketing, Mega Holdings gibi kapitalist tarikatlar, hemen her ülkede faaliyet göstermekte ve yüz milyonlarca üyeye sahip bulunmaktadır.
Söz konusu "kapitalist tarikat" yapılanmalarının, bugün dünyada en yaygın örgütlenme biçimi olduğunu söylememiz sanırız abartı olmaz. Amway, Avon, Network Marketing, Mega Holdings gibi kapitalist tarikatlar, hemen her ülkede faaliyet göstermekte ve yüz milyonlarca üyeye sahip bulunmaktadır.
Kur’an’ı anlamanın önünde bir engel olarak "Mealcilik"
Kur’an meali okuyunuz ama asla mealci olmayınız. Dikkat edildiğinde görülen şey şudur. Meal okuyanlar değil, mealcilik yapanlar, yani itibar edilecek şeyin yalnızca meal olduğunu söyleyerek Kur’an’a da aykırı bir tutum sahibi olanlar, Allah’ın o Kitapta peygamberi için “Onda sizler için güzel bir örnek vardır” (Ahzab 33/21, Mümtehine 60/4-6) âyetini görmüyorlar mı? Kitap, yani Allah, elçisine hukukî bir deyimle atıfta bulunmaktadır. Bu atfa itibar etmemek, atıf yapana itibar etmemektir ve hukuk mantığına, hukukun esaslarına aykırıdır.
Kur’an meali okuyunuz ama asla mealci olmayınız. Dikkat edildiğinde görülen şey şudur. Meal okuyanlar değil, mealcilik yapanlar, yani itibar edilecek şeyin yalnızca meal olduğunu söyleyerek Kur’an’a da aykırı bir tutum sahibi olanlar, Allah’ın o Kitapta peygamberi için “Onda sizler için güzel bir örnek vardır” (Ahzab 33/21, Mümtehine 60/4-6) âyetini görmüyorlar mı? Kitap, yani Allah, elçisine hukukî bir deyimle atıfta bulunmaktadır. Bu atfa itibar etmemek, atıf yapana itibar etmemektir ve hukuk mantığına, hukukun esaslarına aykırıdır.
Makaleler
Hava Durumu