
"devletle" Arama Sonuçları

Bugün Müslümanlık iddiasındaki fert ve topluluklarda yaygın şekilde gözlemlenen sorunlardan biri de, yukarıdaki değinilerimizden de anlaşılacağı gibi ulus-devletlerden bağımsızlaşmayı başaramayan iliştirilmiş (embedded) yaklaşımların varlığıdır.

Müslümanların sessizce bu savaşı ve katliamları seyredişlerinin altında ümmet olma fikrinden uzaklaşmış olmaları ve ulusal çıkarların gölgesinde hesap yapıyor olmalarından kaynaklanmaktadır. Elbette ulus devlet düzenini kabul etmiş ve batıl değerleri kendisine misyon edinmiş siyasal erklerin yapacağı şey Allah'ın razı olacağı şeyler olmasa gerek. İsrail terör şebekesiyle ticaret hacminin artarak devam etmesi ulus devlet anlayışı için anlaşılmayacak bir durum olmasa gerek.

İktibas Dergisi 542. sayısı ile okurlarına ulaştı. Yeni sayının kapağında, Gazze için Müslümanların, mevcut devletlerden beklentilerini sorgulayan bir değerlendirmeye yer verildi.

Batılı devletlerin İsrail adında bir büyüleri vardı, o büyü şimdi bozuldu, tarumar oldu. Büyüyü sadece Hamas’ın şanlı mücahidleri bozmadı; Gazze’nin her yaştan, “İsrail’den korkmuyoruz” diyen ve “cennetin çocukları” denmesini hak eden çocukları da babalarıyla, amcalarıyla ortak iş yaptılar.

Şayet terör, insanları dehşete düşürerek sonuç almak maksadıyla hedef gözetmeksizin insan öldürmeye yönelmek demekse, ki bence terör kelimesinin karşılığı budur, bu fiilin en büyük temsilcisinin Amerika Birleşik Devletleri olduğuna kim itiraz edebilir?

İktibas’ın yeni sayısı, “Büyük Şeytan ABD İslam Beldelerinde Yeni Oyun Kuruyor” manşeti ile çıktı. Dergide, ABD Başkanının son ‘Ortadoğu’ gezisinde, bölge devletlerinin yetkilileri ile görüşmelerinin stratejik arka planı değerlendiriliyor.

Şamanist ve laik Türk devletleri, Çamlıca Camiinde Allah'ın isimlerine temsil ettiriliyor- Müslümanlar susuyor. Çamlıca Camii kubbesinin iç yüzüne, kâfir Türk devletlerini temsilen Allah’ın isimlerinin yazılması, İslam’ın şirk için araçsallaştırılması zulmünün zirvesi olan büyük bir cinayettir. (Mehmet Pamak)

Amerika Birleşik Devletleri'nde (ABD) ve İngiltere'de yaşayan çok sayıda Arakanlı mültecinin, Myanmar’da kendilerine karşı nefret söyleminin yayılmasına izin vermekle suçladığı sosyal medya devi Facebook'a 150 milyar dolarlık dava açtığı aktarıldı.

İLKAV Online Konferansında bu dönemin ilk konuğu, "Laik Devlet İçin İslâm'ın Araçsallaştırılması ve Müslümanların Edilgenliği" konulu sunumu ile Mehmet Pamak oldu. Pamak konferansında, İslâm'ın araçsallaştırılmasının İslâm tarihinden örnekleriyle izah etmesinin ardından günümüzdeki laik devletlerin de aynı amaçla İslâm'ı araçsallaştırdıklarını net uygulama ve görüntüleriyle anlattı. Konferansın videosu aşağıda istifadenize sunulmuştur.

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Joe Biden, cumartesi günü İsrail ve Filistin liderleriyle telefon diplomasisi gerçekleştirdi. Görüşmeler İsrail’e destek, Müslümanları durdurma amacına matuftu.

Adalet; insan-eşya ilişkilerini, insanların birbirleriyle olan münasebetlerini ve insanın devletle olan alâkasını, Allah Teâlâ’nın indirdiği hükümlere göre düzenlemeye denir. Bu bir anlamda, Allahu Teâlâ’nın emrini, emrettiği şekilde yerine getirmektir.

Türkiye değişik birimleriyle Macron Fransa’sının İslam hakkındaki bu projesine ‘çok sert’ tepki göstermiş. Dışişleri Bakanlığı Macron’a ‘haddini’ hatırlatarak, anlamı ‘barış’ olan yüce dinimizi ‘aydınlatma’ bahanesiyle yanlış ve çarpık yaklaşımlara konu etmenin hiç kimsenin haddine olmadığı uyarısında bulunmuş. Sözde ‘aydınlatma’ bahaneleriyle ‘Avrupa İslamı’, ‘Fransa İslamı’ gibi kavramlar ortaya atarak göçmen toplumları disiplin altına alabileceğini zannetmek insani ve hukuki mülahazaların aksi yönde hareket etmek olurmuş. Herkesin inançlarını yaşarken alacağı din hizmeti ve benimsediği dinî anlayışı, devletlerin yasalarla belirleme hakkı olmazmış. Demek ki Türkiye’de işler hiç böyle işlemiyormuş!

Bugün İran Şia'yı, Suud-i Arabistan Selefiyye'yi, Türkiye de Sünniliği ulus-devlet çıkarları için araçsallaştıran rejimlerdir. Bu gerçeği bilip buna göre tavır takınmak, bugünün Müslümanları için hakkı hak bilip ona ittiba ve bâtılı bâtıl bilip bâtıldan ictinab için elzemdir.

İran yapımı olan ve ulus-devletlerin resmi eğitim politikasını eleştiren bu kısa film, bugün İran'ın Suriye politikası bağlamında İran'da devlet ve halk arasında birebir yaşanıyor.

Kararın amacı siyonist terör örgütlerinin devletleşmesini sağlamaktı. Bu terör örgütleri aynı zamanda uluslararası emperyalizmin desteğini arkalarına aldıklarından karardan yararlanmayı başardı ve çıkarılmasından beş buçuk ay sonra (14 Mayıs 1948’de) “İsrail” adlı bir işgal devletinin kuruluşunu ilan ettiler. İsrail, kuruluşunun ilan edilmesinden hemen sonra da BM üyeliğine kabul edildi.

Mehmet Durmuş, 'Türk'e Tapmak' isimli kitaba dikkatlerimizi çekiyor. Yeniden kurulan devletle birlikte yeni bir tanrı ve dinin nasıl inşa edildiğini gözler önüne seriyor bu kitap.

Kur’an'ı Kerimde geçen her bir ayet gibi bu “tek bir” ayet bile tüm insanlık için huzur ve güveni sağlamaya yeterlidir. Adalet bir kâinat nizamıdır. Kâinat nizamına getirilen düzenin İslam dininin öngördüğü adalet esası üzerine kurulacağı hiç şüphesizdir. Bu düzende adalet ilkesi; akrabalık, hısımlık, hasımlık, cins, ırk bağları ve ülkelere göre farklılık gösterip değişmez. Yeryüzünde ekonomik ve silah gücünü elinde bulundurarak mustaz’af insanların kanını akıtan kâfirlerin, zalimlerin, birtakım terör örgütlerinin ve devletlerin benimsedikleri her türlü beşeri düzenler, sistemler, darbeler kesinlikle adalet olmadığı gibi adalet dağıtamaz da.

Suud kraliyet yönetiminde bulunanlar, saray ulamasının da dolaylı ya da dolaysız onayı ile İslâm adına ürettikleri muharref "statüko dini"ni ve Vehhâbîliği, bir yandan kapitalist emperyalizmin emrinde komünizme karşı "Yeşil Kuşak" projesi için bir araç olarak seferber ettiler. İranda ise, Şahlık statükosundan sonra İslâmi ölçülerin belirleyici olması gerekirken bu sefer de mezhebî ölçülerin ve ulusal çıkarın belirleyici olduğu yeni bir Şii-Farisî ulus devlet statükosuna sürüklenilmiştir.

Modern zulüm çağında, Rabbimizin insanlık için var ettiği zenginliklerin yüzde 2 - 3'ün elinde tekelleştirildiği kapitalist yığma ve yağma çağında dünyanın en acı gerçeklerinden olan "evsizler" sorunu ve devletlerin bu konuda, havalar soğuyup kar yağınca tedbir alma yani kısaca bu insanlara yönelik "ne yaşa, ne öl" politikasına dair 2010 yılında keleme aldığı bir makaleyi güncelliğine binaen paylaşıyoruz:

Arakan’lıları savunmak amacıyla gençlerin bir araya gelipte oluşturduğu ”Arakan Kurtuluş Ordusu” adını verdikleri oluşumun komutanı Abu Ammar Arakan topraklarından dünyaya seslendi, bütün STK ve devletleri bu katliamı durdurmaya çağırdı, ve Arakanlıların haklarını geri almak zulmü durdurmak için sonuna kadar mücadele edeceklerini bildirdi.
Makaleler
Hava Durumu