
"diyorlar" Arama Sonuçları

Önce biz Müslümanların selamımız olan "Selamun aleykum"u İbranice "şalom"a bağlayıp "Yahudilerin selamı" ilan ediyorlar, ardında da bu selamın Türkçesinin "merhaba" olduğunu söylüyorlar. Ardından prof. olan bir bomba daha patlatıyor ve Ramazan Bayramı'nın asıl adının "Şeker Bayramı" olduğunu söylüyor.

Unutmayın ki Allah’ın Resulü mescitteyken ona ülke temsilcileri geliyor ve "Muhammed kim?" diyorlarç. Onun o mescitte olan her insan gibi sıradan bir yaşam standardı vardı. Bugün sizlere liderlik yapan hocalarınıza iyi bakın Hz. Peygambere mi benziyor yoksa saltanat sahiplerine mi?

Hal bu iken, İslami camiada bazı akl-ı evveller, bu salgın ve tedbirler konusunda baştan beri komplocu ve alaycı bir yaklaşımla insanları yanlış yönlendirdiler ve yönlendirmeye devam ediyorlar. Oysa herhangi bir Müslümanın, salgın ve tedbirler konusunda alaycılığa yönelmek gibi bir cahilane tutum yerine, bu tür tutumlar takınan başkalarına müdahale eden bir konumda olması gerekir.

Temizlenmenin, temiz insanlar ve temiz toplum olmanın yolu herhalde akidesi, ameli, niyeti temiz insanların inisiyatif almalarından geçer. Akidesi pis insanlar temiz toplum kuramazlar.

Toplama kamplarında ve cezaevlerinde haksız yere tutulan aileleri için Çin'in İstanbul Başkonsolosluğu önünde günlerdir nöbet tutan Doğu Türkistanlı Müslümanlar, kampların kapatılmasını, ailelerinin serbest bırakılmasını talep ediyorlar.

Niye kınamaya hakkı yok Türkiye gibi ülkelerin? Bu iki ülke İsrail’le ilişkiler açısından Türkiye gibi oluyor, Türkiye’yi geriden de olsa takip etmeye başlamış da ondan.

Mescid-i Aksa’ya girerken, kapıda, ancak İsrail askerlerinin kontrolünde giriş yapabiliyorsun. Mescid-i Aksa, resmen esir alınmış, işgal edilmiş vaziyette. En küçük olayda bile müdahale ediyorlar. İçeri girince insan hüzünleniyor.

Gerçektende bu sapık kavim, şimdiye kadar hiç bir toplumun yapmadığı sapıklığı kendilerine ilke olarak görmüşlerdi. Lut (as)’ da, lâ bilincini bu sapık kavme sürekli hatırlatıyordu. Maalesef kendileri bile pis bir toplum olduklarını kabul ediyor, Lut (as)’a “fazla temiz insan” diyorlardı. Allah’tan bu kadar uzak olan bu topluluk, illallah sarayını hiç mi hiç merak dahi etmiyorlardı ki, “Lâ” desinler. İşte bu kavme azap hak olmuştu.

Suriyeli mültecilerin Ramazan ve Kurban bayramlarında ülkelerini ziyaret etmesi Türkiye'de bir tartışma konusu.

Ahmet Varol: ‘ABD için önemli olan Beşir yönetiminin devrilmesiydi, ancak darbenin arkasında birtakım dış güçlerin parmağının olduğunu ileri sürenler çok acele ediyorlar.’

Biz bir kabileyiz. Dünyaya bakışımız bellidir. Bize “dışarıda kalanlar” diyorlar. Desinler, ne gam! Zaman zaman kim içeride kim dışarıda diye sorduğumuz olur. Sahi içeridekiler nelerden mahrumdur, dışarıdakiler ne kazanmıştır, sürekli sorulması ve hatırlanması gereken sorular.

Haremeyn’in Allah(cc) ve ümmet nezdindeki statüsü, ayrıcalık ve değeri, hak ettiği yere konulup oturtulmadığı için o mübarek mekanlara bağlı olarak gelişen olaylar, ilişkiler ve suudikastlar da gereği gibi yorumlanamıyor.Hal böyle olunca da o haramîler ümmetin mirası üzerinde hoyratça tepinmeye devam ediyorlar.

"Hani, İbrahim ve İsmail, Kâbe'nin temellerini yükseltiyor ve: "Rabbimiz! Bunu bizden kabul buyur. Şüphesiz ki, Sen işiten ve bilensin. Rabbimiz! İkimizi de Sana teslim olanlardan kıl, soyumuzdan da Sana teslim olmuş bir ümmet yetiştir. Bize ibadet yollarımızı göster, tevbemizi kabul buyur, çünkü tevbeleri daima kabul eden, merhametli olan ancak Sensin" diyorlardı"

Türk dizilerinin etkisini anlamak için Katar’da 100 gençle görüşen Yard. Doç. Miriam Berg, “Türk dizilerinde, Arap dünyası için tabu konular var. Arap izleyicinin Batı tarzı yaşam konusundaki merakını tatmin ediyorlar. Gümüş yayınlandıktan sonra boşanmaların arttığını hepimiz gördük. Kadınlar eşlerinin Kıvanç Tatlıtuğ karakteri gibi olmasını istiyor” dedi.

"Şu an için, IŞİD’le mücadele stratejisi her şeyden önce askeri. Bana göre bu bir hata. IŞİD’in sorunu, temelde siyasi. IŞİD, her şeyden önce, çözülemeyen siyasi sorunların sonucu. Aslında, özellikle Irak ve Suriye’deki Sünni Araplar, bu iki ülkenin yönetiminde kendilerine bir yer bulamıyorlar. Artık, bu iki ülkenin yönetimlerinde temsil edilmediklerini hissediyorlar. Bana kalırsa, öncelik siyasi sorunu çözmekte. Siyasi sorun çözüldüğünde; Irak ve Suriye’deki bütün topluluklar yönetimde yer edinip, temsil edildiğini hissettiğinde, IŞİD yok olacaktır."

Coca Cola ve benzeri ürünlerin reklamlarıyla, hızı, hazı kutsayan pagan bir kültür ve hayat tarzı icat ediyorlar! Çağın dini: Yeni-paganizm. Tanrıları: Para ve hazcılık, kariyerizm ve egoizm. Tapınakları: Bankalar, AVM'ler, stadyumlar ve medyalar. Kurbanları: İnsan, Hayat ve Hakikat.

Nitekim Musul'dan bu harekete katılmış bazı kabileler bu olayın bir IŞİD hareketi olarak nitelenmesine karşı çıkıyor, harekete 'aşiretler komitesi' diyorlar. Nitekim, Sünni aşiretler ve Saddam döneminin subayları mesela Saddam'ın yardımcılarından İzzet İbrahim el Dürri işin içinde.

Türkiye'nin dört bir yanına dağılan savaş mağduru Suriyeliler, Türkçe öğrenmek için kurslara gidiyorlar.

Sufi gelenekten gelen eski Müftü Ali Cum’a ve Ezher Şeyhi Ahmet Tayyip kutsal olmayan zeminde Mısır ordusuna kutsallık atfediyorlar. Mısır’da her markası çıkan Sisi’nin yakında neredeyse muskaları da piyasaya verilecek. Ali Cum’a ve Ahmet Tayyip ileride kazara işsiz kalırlarsa geçim yolunu Sisi muskaları yazarak bulurlar! Herhalde 28 Şubat’tan da böyle manzaralar hatırlayabilirsiniz. Eski Mısır müftüsü Ali Cum’a Mısır ordusunu ‘Mehmetçik’ veya ‘Peygamber ocağı’ olarak tanımlayarak darbeyi ve darbecileri meşrulaştırmıştır.
Makaleler
Hava Durumu