
"duracak" Arama Sonuçları

Hamas'ın İsrail işgal yönetimiyle ilişkilerin normalleştirilmesine tamamen karşı olduğunu, onunla ilişkileri normalleştirmenin varlığını meşrulaştırma anlamına geleceğini belirten Hamas Siyasi Bürosu üyesi Husam Bedran, Batı Şeria'nın ilhakına bütün gücüyle karşı duracaklarını belirtti.

“Türkiye’de Değişimin Yönü” konulu bir konuşma yapacak olan araştırmacı yazar Şükrü Hüseyinoğlu, Eski Türkiye ile Yeni Türkiye nerede farklılaşıyor, bir İslamlaşma sürecinden söz etmek mümkün mü soruları üzerinde duracak. İktibas dergisi lokalinde yapılacak sohbet inşallah cumartesi saat 14.00'da başlayacak.

Venhar Kur'an Evi'nin önümüzdeki Cumartesi günü (21 Şubat) Konya'dan misafir konuşmacısı inşaallah Hasan Bakırcı olacak... Bakırcı, İslam'da "ruhban" kavramına nasıl bakılması gerektiği ve günümüzde bu kavrama karşılık gelen kişi/grup/değerlerin kimler olduğu üzerinde duracak.

Venhar'da bu haftaki konuşmacımız Bünyamin Zeran. Zeran, Türkiye'deki İslami Mücadele'yi ele alacak ve Devletin İslam'ı sekülerleştirmesi'nin nasıl gerçekleştiği üzerinde duracak. Bu önemli başlık altında anlatılacakları kaçırmamanızı öneririz.

Kaybolan ailesini bulmak için yola çıkan ancak rejim askerlerinin eline düşen Suriyeli kadının başına gelenler insanın kanının donduracak cinsten: 'Oğlumun önünde defalarca tecavüz ettiler. Yaptıkları iğneyle bilincimi kaybediyor, dayak yiyerek uyanıyordum.'

Ali Bulaç şunu anlamalı ki, "bu türevi" dediği, demokrasinin ta kendisi. Zira demokrasiden başka bir demokrasi yok ve olmayacak! Pencereye kafasını çarpıp duran sinekler gibi daha ne kadar demokrasiye kafa çarpıp duracaksınız?

Devletin "ulusal kumar" oyunu "Milli Piyango" bu yıl sonunda da devletin kasasını dolduracak. Her zaman olduğu gibi "büyük ikramiye" devletin olacak.

Modern hayata inanacaksınız, bunu içselleştirmiş olacaksınız ve bu hayatın çekmecelerinden birinde de, böyle bir düzene itirazlarından arındırılmış şekliyle kuşa çevrilmiş bir din iddiası bulunduracaksınız, bu olmaz. Dini ilkeler ve mükellefiyetler keyfinize uymadığında, meseleyi bir iç mesele, bir duygu gürlüğü, bir kalp temizliği hadisesi olarak tarifleyip sınırlayacak, yan çizeceksiniz, bu da olmaz. İnsanlığınızı dinin renklerine boyamak yerine dini hayatınızın renk skalasındaki bir renge dönüştüreceksiniz, bu da olmaz. Ve nihayet, dini öğrenmeye, sindirmeye, kamil biçimde bilmeye hiçbir gayret sarfetmeden, kendi akıl ve mantığınızın sığlığıyla kendi işkembenizden din söylemleri geliştireceksiniz, bu hiç olmaz.

Evet, onların sorularına geçici cevap verirken, onlar büyük bir hesaplaşmanın tam ortasında duracaklar ve "Kardeşim, neredesin?" diye soracaklardı. Soruyorlar da... “Kardeş kimdi?” diyorlar mesela. Kardeş, kardeşinin dayak yediğini, şehit çocukların yozlaştırıldığını gördüğü halde uzaklarda da olsa -hiç olmazsa- ağlamayan mıydı?

'Hac Arafat'tır' hadisinde söz edilen vadide, bugün üç milyonu aşkın Müslüman, haccın en önemli bölümünü yerine getirmek için vakfeye duracak.

"Kara Vagon-38 Dersim Sürgünleri" adlı belgeselde o dönemde Dersim harekatına katılan askerler konuştu. İki askerin anlattıkları insanın kanını donduracak cinsten... Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 1937-1938 yılında Dersim'de meydana gelen olaylar için "katliam" ifadesini kullanmasından sonra o günlere ait belgeler de gün yüzüne çıkmaya başladı. Buna benzer bir açıklamayı daha önce de İhsan Sabri Çağlayangil yapmıştı, mağaralara kaçan insanlar dışarı çıkarmak için zehirli gaz bombalarını atıklarını söylüyordu. O dönem Dersim harekatında yer alan emekli generallerden Muhsin Batur ise "Anılar ve Görüşler" adlı kitabında katliamı doğrularcasına "okuyucularımdan özür diliyor ve yaşantımın bu bölümünü anlatmaktan kaçınıyorum" diyecekti. Son olarak "Kara Vagon-38 Dersim Sürgünleri" adlı belgeselde o dönemde Dersim harekatına katılan askerler konuştu. İki askerin anlattıkları insanın kanını donduracak cinsten. HAREKATA KATILAN İKİ ASKER KONUŞTU Ve şimdi Dersim'de isyanın var olup olmadığı, katliam yaşandı mı tartışmalarının odağında yönetmen Özgür Fındık "Kara Vagon-38 Dersim Sürgünleri" adlı belgeselle karşımıza çıkıyor. 5 Mayıs'ta Bilgi Üniversitesi'nde galası yapılacak olan belgeselde Dersim katliamında sürgüne gidenler, gittikleri yerlerden acı ve gözyaşlarıyla "yaşanılanları" ve "sürgünleri" anlatıyor. Belgeselin en önemli yanı ise o dönemde Dersim'deki harekata katılmış orduda görevli iki askerin anlatımı. Askerlerden birinin adı Haydar Dede. Belgesele konuşan Hayder Dede anlatıyor: "Bir alay komutanımız geldi, Konya'dan. Dedi ki; 'Arkadaşlar, vatandaşlar dünyada dört hain vardır' dedi. 'Biliyor musunuz?' Biz nereden bilelim dört haini. 'bak' dedi. 'Biri fani (veya vali), biri kurt, biri domuz, biri de Kürt' dedi. Bu dördünü de aynı anda söyledi.""Adamları vurduk, vurdular. Şimdi şöyle kol kola taktılar. Şöyle kol kola taktılar beş yüz, alt yüz kişiyi ağır makineli tüfeklerle şöyle öldürdüler. Harçik ırmağına koydular, ırmak kıpkırmızı aktı. Yanız bir kadın kendisini suya attı, kaçtı kurtuldu." Yine Haydar Dede adlı asker anlatıyor: "Bomba atıp içeri girdiler. Yetmiş üç kişiyi içerden çıkardılar, yedisi erkekmiş. Gerisi kadın ve çocuk." Belgesele konuşan askerler birisi de Eskeri Akyol. Dersim olaylarının yaşandığı dönem 2. Tabur 9. Bölük'te askerlik yapan 101 yaşındaki Eskeri Akyol, yaşanılanları vahşet olarak nitelendiriyor begeselde... 74 yıl sonra konuşan Akyol, Dersim'e Diyarbakır'dan 7 gün 7 gece yürüyerek gittiklerini söylüyor: "Gittikten sonra bizi Ali Boğazı'na verdiler. Gittiğimizde askerler evleri yakıyordu. Ulaştıkları tüm evleri yakıyorlardı..." Katliamdan kurtulabilenlerin mağaralara saklandıklarını, kimisinin ise Munzur nehrini aşarak İngilizlere ve Ruslara sığındıklarını anlatıyor Akyol... "ÜZERLERİNE GAZYAĞI DÖKÜP YAKIYORLARDI" Mağaralara girmekten korkuyorlarmış askerler, ama "girin" talimatı üzerine askerler mağaraları ateşe veriyor; bu kısmı Akyol şu sözlerle anlatıyor: "Bombaları atmak zorundaydık mağaralara. Sonra gidip baktığımızda öyle çoğu yaşlı benim gibi. Getirip üst üste yığıyordu askerler ve üzerlerine gazyağı döküp ateşliyorlardı... Öyle canlı canlı..." Eskeri Akyol anlatıyor yine: "Çok öldürüldüler! Askerlerden de, ahaliden de çok insan öldürüldü. Yukarı Kutu deresinde ceset kokusundan durulamıyordu. İnsanları öldürüp atmşlardı.Öylesine felaket görülmemiştir. Askerler Allah'ın merine karşı geliyorlardı ha..." Askeri Akyol, röportajı yapan muhabirin "Tahminen kaç kişi öldürdünüz?" sorusuna, "Valla ne bileyim işte koşturarak ateş ediyorduk... Kalkıp yalan mı söyleyeyim. Askerdik 'ateş' dediklerinde mecburduk ateş etmeye..." sözleriyle cevaplıyor. Akyol yutkunarak, gözyaşlarını akıtarak anlatıyor vahşeti... Zamanla öldürmelerin son bulduğunu ve sürgünlerin başladığını söylüyor. Kaynak: Milliyet

İslamî Direniş Hareketi (Hamas) Siyasi Birim üyesi Muhammed Nezzal, işgale karşı duracak tek gücün direniş olduğunu söyledi.

Direnişin maddi ve manevi olarak desteklenmesi gerektiğini söyleyen HAMAS'ın önemli isimlerinden milletvekili Estal, Kudüs’ün Yahudileştirilmesini durduracak tek yolun da yine direnişe ve direnişçilere verilecek destek olduğunu söyledi.

Mekke'nin yaklaşık 20 kilometre kadar güney doğusunda bulunan Arafat'ta yarın 'vakfe'ye duracak olan üç milyondan fazla Müslüman, kaldıkları yerlerden bölgeye intikal etmeye başladı.

Bu akşam elektriklerin kesileceği ve 48 saat sonra da çalışmaları duracak ekmek fabrikaları nedeniyle Gazze’de muhtemel bir insanlık dramı yaşanabileceği uyarısında bulundu.

"Müslüman=Türk anlayışı, Türkiyeli Müslümanların tevhidi arınma sürecindeki ümmetçi mesafelerini baltalar mahiyettedir. Mutlaka ters cevaplar, çelişkili açıklamalar üzerinden açıklamalar yapmayı marifet bilen “büyük Türk büyüğü”nün bütün lafları bir çuvalı bile doldurabilecek kudrette değildir."
Makaleler
Hava Durumu