"eninde" Arama Sonuçları
Afetlere, ‘Tevekkül’ ve ‘Tedbir’ ekseninde İslâmî bakış
Ramazan Yazçiçek: “Her imtihan gibi depremlerin de, tasavvurdan taakkul ve tezekküre varıncaya dek, hakikat ekseninde değerlendirilecek yönleri vardır. Ve her yeni günün; yaşanan her musibet ve imtihanın yeni okuma ve tanımlamaya; hülasa fıkhedilmeye; tecdit bilinciyle değerlendirilmeye ihtiyacı vardır.”
Ramazan Yazçiçek: “Her imtihan gibi depremlerin de, tasavvurdan taakkul ve tezekküre varıncaya dek, hakikat ekseninde değerlendirilecek yönleri vardır. Ve her yeni günün; yaşanan her musibet ve imtihanın yeni okuma ve tanımlamaya; hülasa fıkhedilmeye; tecdit bilinciyle değerlendirilmeye ihtiyacı vardır.”
İnsanın Allah'a olan yolculuğu
İnsan, Allah’tan gelmiştir ve O’na dönecektir. Eninde sonunda bu yolculuk yine Rabbe dönmekle son bulacaktır. Mesele bu yolculuğun farkında olarak yapılmasıdır. Farkında olan insanın hayreti artar. Hayreti arttıkça kendi güç yetirebildiğini ve asla güç yetiremeyeceği şeyleri tecrübe eder.
İnsan, Allah’tan gelmiştir ve O’na dönecektir. Eninde sonunda bu yolculuk yine Rabbe dönmekle son bulacaktır. Mesele bu yolculuğun farkında olarak yapılmasıdır. Farkında olan insanın hayreti artar. Hayreti arttıkça kendi güç yetirebildiğini ve asla güç yetiremeyeceği şeyleri tecrübe eder.
"Kur’an’a Göre Dört Terim" ve en-Nedvi'nin çürük tenkidi
Ebu’l-Hasan Ali en-Nedvi’nin Kur’an’a Göre Dört Terim kitabını eleştirmesi sırf eleştiri için yapılmış intibaı vermektedir. Mevdudî’nin dört terimle ilgili oldukça köklü, sağlam, ayağı yere basan tezini asla çürütmemiş, bilakis güçlendirmiştir. Mevdudî ilah, ra., din ve ibadet terimlerinin kökenindeki asli anlamı açığa çıkartıyor, yegâne ilah olarak Allah’ın kozmik alemdeki hakimiyetinin insan hayatında, sosyal hayatta da geçerli olması gerektiğini bu terimlere dayandırıyor. Nedvi ise daha çok namaz ve daha fazla Allah aşkı öneriyor.
Ebu’l-Hasan Ali en-Nedvi’nin Kur’an’a Göre Dört Terim kitabını eleştirmesi sırf eleştiri için yapılmış intibaı vermektedir. Mevdudî’nin dört terimle ilgili oldukça köklü, sağlam, ayağı yere basan tezini asla çürütmemiş, bilakis güçlendirmiştir. Mevdudî ilah, ra., din ve ibadet terimlerinin kökenindeki asli anlamı açığa çıkartıyor, yegâne ilah olarak Allah’ın kozmik alemdeki hakimiyetinin insan hayatında, sosyal hayatta da geçerli olması gerektiğini bu terimlere dayandırıyor. Nedvi ise daha çok namaz ve daha fazla Allah aşkı öneriyor.
Çeviri kavramlarla sığınmacı düşmanlığı
Göç araştırmacısı Maastricht Üniversitesi’nden Prof. Hein de Haas Avrupa ülkelerinde 2016’da zirveye ulaşan göç karşıtlığını “ istila miti” kavramıyla açıklamıştı. Bunu bir iklim olarak değerlendirip, “istila” içeriğinin de Hristiyanlık-Müslümanlık ekseninden ziyade, Avrupa toplumlarının din ile irtibatını göz önünde bulundurularak, “zengin ülkelerin, yoksul ülkeler tarafından istilâ edildiği”ne çevrildiğine dikkat çekmişti.
Göç araştırmacısı Maastricht Üniversitesi’nden Prof. Hein de Haas Avrupa ülkelerinde 2016’da zirveye ulaşan göç karşıtlığını “ istila miti” kavramıyla açıklamıştı. Bunu bir iklim olarak değerlendirip, “istila” içeriğinin de Hristiyanlık-Müslümanlık ekseninden ziyade, Avrupa toplumlarının din ile irtibatını göz önünde bulundurularak, “zengin ülkelerin, yoksul ülkeler tarafından istilâ edildiği”ne çevrildiğine dikkat çekmişti.
"Merhale fıkhı" söylemi üzerine
Lakin burada gözden kaçırılan çok temel bir nokta vardı ki, o da sözü edilen “merhale”nin, câhiliye düzeninden (ruczdan) akidevi kesinlikte teberrisini/hicretini ortaya koymuş olup, kendi özgün hareket hattını aşama aşama inşa etmeyi değil, câhili sistem içi demokratikleşme merhalelerine atıf yapıyor olmasıydı.
Lakin burada gözden kaçırılan çok temel bir nokta vardı ki, o da sözü edilen “merhale”nin, câhiliye düzeninden (ruczdan) akidevi kesinlikte teberrisini/hicretini ortaya koymuş olup, kendi özgün hareket hattını aşama aşama inşa etmeyi değil, câhili sistem içi demokratikleşme merhalelerine atıf yapıyor olmasıydı.
Vatandaşlık töreninde el sıkışmayan adama vatandaşlık verilmedi
Kopenhag Belediyesinde gerçekleşen Danimarka vatandaşlığı için zorunlu “tokalaşma töreni”nde bir kişinin tokalaşmayı reddettiği ve vatandaşlığa alınmadığı açıklandı.
Kopenhag Belediyesinde gerçekleşen Danimarka vatandaşlığı için zorunlu “tokalaşma töreni”nde bir kişinin tokalaşmayı reddettiği ve vatandaşlığa alınmadığı açıklandı.
Hindistan'da Müslümanlara karşı soykırımın ayak sesleri
Hindistan’da Müslümanları kapsam dışında bırakan vatandaşlık yasasına karşı gösteriler devam ederken Hindu aşırı sağcı örgüt RSS, Nazi düzeninde yürüyüş yaparak Başbakan Narendra Modi ve hükümetine destek verdi.
Hindistan’da Müslümanları kapsam dışında bırakan vatandaşlık yasasına karşı gösteriler devam ederken Hindu aşırı sağcı örgüt RSS, Nazi düzeninde yürüyüş yaparak Başbakan Narendra Modi ve hükümetine destek verdi.
Siren 6 dakika önce çaldı, saygı duruşu kaza edildi!
Çanakkale'nin Bayramiç ilçesi Yıldırım Akbulut Meydanı'nda gerçekleştirilen 10 Kasım töreninde, siren krizi yaşandı. Siren 9'u 5 geçeden 6 dakika önce okununca, saygı duruşu tekrarlanarak kaza edildi!
Çanakkale'nin Bayramiç ilçesi Yıldırım Akbulut Meydanı'nda gerçekleştirilen 10 Kasım töreninde, siren krizi yaşandı. Siren 9'u 5 geçeden 6 dakika önce okununca, saygı duruşu tekrarlanarak kaza edildi!
Erdoğan: NATO'daki taahhütlerimize bağlıyız, Türkiye NATO'ya değer ve güç katan bir ülke
Cumhurbaşkanı Erdoğan Milli Savunma Üniversite'si mezuniyet töreninde konuştu. Erdoğan "Türkiye içerisinde yer aldığı askeri ittifaklarda başarısıyla ve taahhütlerine bağlılığıyla öne çıkan ve takdir toplayan bir ülke durumundadır. Türkiye NATO'da üstlendiği tüm görevleri alnını akıyla yerine getirmiştir. Türkiye NATO'ya değer ve güç katmıştır. Ülkemizi temsil eden askerlerimiz bayrağımızı dalgalandığı her yerde askeri kabiliyetleri, ahlakları, sosyal ilişkileri ile etrafında bir sevgi halesi oluşturmuştur" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Milli Savunma Üniversite'si mezuniyet töreninde konuştu. Erdoğan "Türkiye içerisinde yer aldığı askeri ittifaklarda başarısıyla ve taahhütlerine bağlılığıyla öne çıkan ve takdir toplayan bir ülke durumundadır. Türkiye NATO'da üstlendiği tüm görevleri alnını akıyla yerine getirmiştir. Türkiye NATO'ya değer ve güç katmıştır. Ülkemizi temsil eden askerlerimiz bayrağımızı dalgalandığı her yerde askeri kabiliyetleri, ahlakları, sosyal ilişkileri ile etrafında bir sevgi halesi oluşturmuştur" diye konuştu.
“Eski 28 şubat”ın 22. yıl dönümünde “yeni 28 şubat”ın 3. yılı yaşanıyor
Laik-Kemalist TC rejiminin kuruluşundan beri ülkede egemen olan, İslam’a, müslümana ve kontrol dışı müslümanlaşmaya düşman, baskıcı, yasakçı, asimilasyoncu ve darbeci zihniyet, süreklilik arz eden bir “28 Şubat” zihniyetidir. İşte bu zihniyetin hedefi; toplumdaki İslami uyanışta bir yükselme olduğunu gözlemledikleri her konjonktürde hemen müdahale edip yeni baskılar, yasaklar, zulümler yaparak ve emperyalizme eklemlenmiş sosyal mühendislik projeleri uygulayarak seküler Batı kültürüne dayalı resmi ideoloji ile Diyanetçe temsil edilen “statüko dini” çizgisinde toplumu yeniden hizaya sokmaktır. Rejimin hudutlarını çizdiği çerçeveyi aşan bir içerikle müslümanlaşmaya yönelen halkı “statüko dini” ve laik kemalist resmi ideoloji çizgisinde hizaya sokma amaçlı bu müdahalelerden birisi de 22 yıl önce alınan MGK kararları ekseninde 28 Şubat 1997’de yapıldı.
Laik-Kemalist TC rejiminin kuruluşundan beri ülkede egemen olan, İslam’a, müslümana ve kontrol dışı müslümanlaşmaya düşman, baskıcı, yasakçı, asimilasyoncu ve darbeci zihniyet, süreklilik arz eden bir “28 Şubat” zihniyetidir. İşte bu zihniyetin hedefi; toplumdaki İslami uyanışta bir yükselme olduğunu gözlemledikleri her konjonktürde hemen müdahale edip yeni baskılar, yasaklar, zulümler yaparak ve emperyalizme eklemlenmiş sosyal mühendislik projeleri uygulayarak seküler Batı kültürüne dayalı resmi ideoloji ile Diyanetçe temsil edilen “statüko dini” çizgisinde toplumu yeniden hizaya sokmaktır. Rejimin hudutlarını çizdiği çerçeveyi aşan bir içerikle müslümanlaşmaya yönelen halkı “statüko dini” ve laik kemalist resmi ideoloji çizgisinde hizaya sokma amaçlı bu müdahalelerden birisi de 22 yıl önce alınan MGK kararları ekseninde 28 Şubat 1997’de yapıldı.
Dünya hayatını anlamak
Herkesin kesin olarak bildiği gibi dünyadaki yaşam süresi sınırlıdır. Birkaç saat, bir gün, bir yıl, 30 yıl ya da 70 yıl... Ve herkes şunu da kesin olarak bilir ki sınırlı olan herşey eninde sonunda bitecektir. Bir insan 80 yıl da yaşasa, 100 yıl da yaşasa her geçen gün kaçınılmaz olan sona doğru ilerler. Bunun örneklerini istisnasız herkes kendi hayatında görmüştür. Uzun vadeli olarak yaptığınızı düşündüğünüz her plan eninde sonunda geçip gitmiştir. Şu anda geriye dönüp baktığınızda hayatınız hakkında söyleyeceğiniz ilk söz "ne kadar çabuk geçti!" olacaktır.
Herkesin kesin olarak bildiği gibi dünyadaki yaşam süresi sınırlıdır. Birkaç saat, bir gün, bir yıl, 30 yıl ya da 70 yıl... Ve herkes şunu da kesin olarak bilir ki sınırlı olan herşey eninde sonunda bitecektir. Bir insan 80 yıl da yaşasa, 100 yıl da yaşasa her geçen gün kaçınılmaz olan sona doğru ilerler. Bunun örneklerini istisnasız herkes kendi hayatında görmüştür. Uzun vadeli olarak yaptığınızı düşündüğünüz her plan eninde sonunda geçip gitmiştir. Şu anda geriye dönüp baktığınızda hayatınız hakkında söyleyeceğiniz ilk söz "ne kadar çabuk geçti!" olacaktır.
Kur’an ve sünnete dayalı sahih İslam anlayışını, her şartta taviz vermeden sürdürmek imanî sorumluluktur
Yüzyıllara yayılan yozlaşma serüveninde ve günümüz dönüşüm sürecinde gerçekleşen bozulma ve değişim, zaman içinde verilen tavizlerle ya da pragmatik “maslahat” hesapları ve “çıkar” amaçlı ilkesiz davranışlarla adım adım yaşanmıştır. Her seferinde bir önceki taviz ya da ilkesiz davranış kanıksanarak daha fazlası yapılmış ve bir süre sonra da artık yaşandığı gibi inanılmaya başlanmıştır. İşte bugün “müslümanım” diyenlerle müslüman olmayanlar arasındaki temel farklılıkların yok olduğu benzeşme böyle bir dönüşüm süreci sonucunda gerçekleşmiştir.
Yüzyıllara yayılan yozlaşma serüveninde ve günümüz dönüşüm sürecinde gerçekleşen bozulma ve değişim, zaman içinde verilen tavizlerle ya da pragmatik “maslahat” hesapları ve “çıkar” amaçlı ilkesiz davranışlarla adım adım yaşanmıştır. Her seferinde bir önceki taviz ya da ilkesiz davranış kanıksanarak daha fazlası yapılmış ve bir süre sonra da artık yaşandığı gibi inanılmaya başlanmıştır. İşte bugün “müslümanım” diyenlerle müslüman olmayanlar arasındaki temel farklılıkların yok olduğu benzeşme böyle bir dönüşüm süreci sonucunda gerçekleşmiştir.
İLKAV'a yönelik çirkin provokasyon sonrasındaki ilk Cuma konferansında Pamak, bazı hatırlatma ve uyarılarda bulundu
İlmi ve Kültürel Araştırmalar Vakfı-İLKAV'ın provoke edilen Cuma konferansı ve Cuma namazından sonra ilk Cuma konferansını Vakıf başkanı Mehmet Pamak verdi. Pamak, konferansında İLKAV ve yaklaşık 30 yıllık pratiği hakkında kısa bir bilgi verdikten sonra, son bir haftada yaşanan olayları değerlendirdi ve ülkede yaşananlardan nihâi anlamda sorumlu olan Recep Tayyip Erdoğan ve AKP hükümetine bazı hatırlatma ve uyarılarda bulundu. İLKAV çevresindeki Müslümanlara da, bütün faaliyetlerinin yalnız Allah'a kulluk yapma ekseninde gerçekleştiğini, haklı olduklarını ve bu sebeple de hiçbir korku taşımadıklarını söyleyerek Hak yolda korkusuzca sabır ve direnme çağrısı yaptı. Konuşmanın bütününde, Allah yolunda tam bir kenetlenmeyle zulme, şirke, ifsada karşı tevhidî mücadeleyi, her şeye rağmen ve şartlar ne olursa olsun yılmadan hep birlikte sürdüreceklerinin mesajını verdi.
İlmi ve Kültürel Araştırmalar Vakfı-İLKAV'ın provoke edilen Cuma konferansı ve Cuma namazından sonra ilk Cuma konferansını Vakıf başkanı Mehmet Pamak verdi. Pamak, konferansında İLKAV ve yaklaşık 30 yıllık pratiği hakkında kısa bir bilgi verdikten sonra, son bir haftada yaşanan olayları değerlendirdi ve ülkede yaşananlardan nihâi anlamda sorumlu olan Recep Tayyip Erdoğan ve AKP hükümetine bazı hatırlatma ve uyarılarda bulundu. İLKAV çevresindeki Müslümanlara da, bütün faaliyetlerinin yalnız Allah'a kulluk yapma ekseninde gerçekleştiğini, haklı olduklarını ve bu sebeple de hiçbir korku taşımadıklarını söyleyerek Hak yolda korkusuzca sabır ve direnme çağrısı yaptı. Konuşmanın bütününde, Allah yolunda tam bir kenetlenmeyle zulme, şirke, ifsada karşı tevhidî mücadeleyi, her şeye rağmen ve şartlar ne olursa olsun yılmadan hep birlikte sürdüreceklerinin mesajını verdi.
Sinirlioğlu'na göre "Bölgede eninde sonunda seküler demokratik bir düzen kurulacak"
Ferudun Sinirlioğlu: Bu çokkültürlü coğrafyanın inanç ve din özgürlüğü temelinde seküler, demokratik bir geleceğe doğru yönelmesi gerektiğini de görüyoruz. Zaten 2011’de başlayan Arap Baharı da bu taleple ortaya çıkmıştır. İnsanlar demokrasi talep ediyordu. Demokrasi ve sekülerizm birlikte gündemdeydi. Bu süreç başlangıçta çok büyük beklentilerle hemen netice alınabilecekmiş gibi erken ve aşırı bir iyimserlik havası yarattı. Ama hemen arkasından da büyük bir karamsarlık ortaya çıktı. Ne o iyimserlik doğru yaklaşımdır ne de daha sonra içine düşülen karamsarlık. “Bu bölgenin kültürüyle demokrasi bağdaşmaz” yaklaşımı çok yanlış ve hatta ırkçı bir anlayışın ürünüdür. Akdeniz’in güneyinde ve doğusunda 2011’de başlayan demokratikleşme ve Akdeniz’in kuzeyindeki demokrasilerle ortak paydada buluşma süreci devam edecek. Bu değişim ve dönüşümün ne kadar süreceğini kestirmek mümkün değil. Ama eninde sonunda, halkların iradelerini ve rızalarını yönetimlerine seçimler yoluyla yansıtabilecekleri bir seküler demokratik düzen kurulacaktır. Bu süreç zaman alabilir. Unutmayalım, Doğu Avrupa’da Soğuk Savaş sonrasındaki demokratikleşme süreci de 10 yıl sürdü, hatta bazı yerlerde aslında hâlâ tamamlanamadı. Dolayısıyla beklentilerimizde sabırlı olalım ve hedefi gözden kaybetmeyelim.
Ferudun Sinirlioğlu: Bu çokkültürlü coğrafyanın inanç ve din özgürlüğü temelinde seküler, demokratik bir geleceğe doğru yönelmesi gerektiğini de görüyoruz. Zaten 2011’de başlayan Arap Baharı da bu taleple ortaya çıkmıştır. İnsanlar demokrasi talep ediyordu. Demokrasi ve sekülerizm birlikte gündemdeydi. Bu süreç başlangıçta çok büyük beklentilerle hemen netice alınabilecekmiş gibi erken ve aşırı bir iyimserlik havası yarattı. Ama hemen arkasından da büyük bir karamsarlık ortaya çıktı. Ne o iyimserlik doğru yaklaşımdır ne de daha sonra içine düşülen karamsarlık. “Bu bölgenin kültürüyle demokrasi bağdaşmaz” yaklaşımı çok yanlış ve hatta ırkçı bir anlayışın ürünüdür. Akdeniz’in güneyinde ve doğusunda 2011’de başlayan demokratikleşme ve Akdeniz’in kuzeyindeki demokrasilerle ortak paydada buluşma süreci devam edecek. Bu değişim ve dönüşümün ne kadar süreceğini kestirmek mümkün değil. Ama eninde sonunda, halkların iradelerini ve rızalarını yönetimlerine seçimler yoluyla yansıtabilecekleri bir seküler demokratik düzen kurulacaktır. Bu süreç zaman alabilir. Unutmayalım, Doğu Avrupa’da Soğuk Savaş sonrasındaki demokratikleşme süreci de 10 yıl sürdü, hatta bazı yerlerde aslında hâlâ tamamlanamadı. Dolayısıyla beklentilerimizde sabırlı olalım ve hedefi gözden kaybetmeyelim.
9 Eylül İlahiyat'ta mezuniyet töreni rezaleti
İzmir 9 Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nin mezuniyet töreninde inançlarımız ve değerlerimizle dalga geçildi. Öğrenci velilerini de isyan ettiren törende vahim sahneler yaşandı. Vaiz, Vaize ve hoca adayı yetişkin kızlar ve erkekler sahnede dans ettirildi.
İzmir 9 Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nin mezuniyet töreninde inançlarımız ve değerlerimizle dalga geçildi. Öğrenci velilerini de isyan ettiren törende vahim sahneler yaşandı. Vaiz, Vaize ve hoca adayı yetişkin kızlar ve erkekler sahnede dans ettirildi.
İşgalci Esed yönetimi minik Cene'yi bu hale getirdi
Esed rejiminin yaklaşık 6 ay önce Halep kentine düzenlediği füzeli saldırıda yüzünün tamamında ve vücudunun çeşitli yerlerinde yanıklar oluşan, sol elini kaybeden, sağ elinin parmakları kopan 3 yaşındaki Cene, bu acıyı minik bedeninde taşıyan çocuklardan sadece birisi.
Esed rejiminin yaklaşık 6 ay önce Halep kentine düzenlediği füzeli saldırıda yüzünün tamamında ve vücudunun çeşitli yerlerinde yanıklar oluşan, sol elini kaybeden, sağ elinin parmakları kopan 3 yaşındaki Cene, bu acıyı minik bedeninde taşıyan çocuklardan sadece birisi.
Cahiliye düzeninde hâkim ve savcı olmak!
Faruk Beşer'in, sözümona maslahatları, Allah'ın indirdikleriyle hükmetmeyenlerin durumunu açık olarak ifade eden Kur'ani nassların (Mâide 44, 45, 47; Nisâ 60 vb) beyanlarını iptal edecek şekilde öne çıkarmasında ve bu anlayış üzere bir fıkıh ortaya atmasında şaşılacak bir şey yok. Zira tevhidi bilinç ve duruşa maalesef ulaşabilmiş değil. Şaşılacak olan, Haksöz gibi yıllarca cahiliyeden ilkesel ayrışma söylemiyle öne çıkmış, tevhidi çizgiyi savunmuş bir yayın organının Faruk Beşer'in bu büyük yanlışına çanak tutması.
Faruk Beşer'in, sözümona maslahatları, Allah'ın indirdikleriyle hükmetmeyenlerin durumunu açık olarak ifade eden Kur'ani nassların (Mâide 44, 45, 47; Nisâ 60 vb) beyanlarını iptal edecek şekilde öne çıkarmasında ve bu anlayış üzere bir fıkıh ortaya atmasında şaşılacak bir şey yok. Zira tevhidi bilinç ve duruşa maalesef ulaşabilmiş değil. Şaşılacak olan, Haksöz gibi yıllarca cahiliyeden ilkesel ayrışma söylemiyle öne çıkmış, tevhidi çizgiyi savunmuş bir yayın organının Faruk Beşer'in bu büyük yanlışına çanak tutması.
Yeni Şafak yazarına göre Türkiye 'tek İslam ülkesi'
Yeni Şafak Gazetesi yazarı İsmail Kılıçarslan, bugünkü "Ölüm satrancı" başlıklı yazısında Ortadoğu üçgeninde Suriye ve Irak'taki iç çatışmaları bölgesel boyutlarıyla ele aldı. Suriye konusunda Türkiye'nin bazı hataları olmasına rağmen muhaliflere verdiği desteği doğru bulurken, IŞİD'e karşı İran'ın Irak ordusuna verdiği desteği de bölgesel çıkar meselesine dayandırdı. Kılıçarslan, Dünya Müslümanlarının bunca insan ölürken sessiz kalmalarını da acziyet olduğunu belirtirken Türkiye'yi de 'Tek İslam ülkesi' ilan etti.
Yeni Şafak Gazetesi yazarı İsmail Kılıçarslan, bugünkü "Ölüm satrancı" başlıklı yazısında Ortadoğu üçgeninde Suriye ve Irak'taki iç çatışmaları bölgesel boyutlarıyla ele aldı. Suriye konusunda Türkiye'nin bazı hataları olmasına rağmen muhaliflere verdiği desteği doğru bulurken, IŞİD'e karşı İran'ın Irak ordusuna verdiği desteği de bölgesel çıkar meselesine dayandırdı. Kılıçarslan, Dünya Müslümanlarının bunca insan ölürken sessiz kalmalarını da acziyet olduğunu belirtirken Türkiye'yi de 'Tek İslam ülkesi' ilan etti.
Restoranda Suriyeli çocuğa dayak kamerada (VİDEO)
Şirinevler'deki Burger King şubesinde müşteriden artan patatesleri masalardan topladığı iddiasıyla bir Suriyeli çocuk restoran müdürü tarafından tartaklandı haberi Türkiye'nin gündemine oturmuştu. Bu üzücü olayın görüntüleri ortaya çıktı. Show TV ana haber bülteninde yayınlanan görüntülerde olay tüm detaylarıyla görünüyor.
Şirinevler'deki Burger King şubesinde müşteriden artan patatesleri masalardan topladığı iddiasıyla bir Suriyeli çocuk restoran müdürü tarafından tartaklandı haberi Türkiye'nin gündemine oturmuştu. Bu üzücü olayın görüntüleri ortaya çıktı. Show TV ana haber bülteninde yayınlanan görüntülerde olay tüm detaylarıyla görünüyor.
Ereğli ve Zonguldak'ta "Kıssalar ve Mücadele Fıkhı" konuşuldu
Karadeniz Ereğli'de faaliyet gösteren Feda-Der ve Zonguldak'ta faaliyet gösteren Çağrı-Der'de, Kur'an'daki Peygamber kıssaları ekseninde "Mücadele Fıkhı" üzerinde duruldu. Şükrü Hüseyinoğlu'nun konuşmacı olarak katıldığı programlarda, kıssalar üzerinden Müslümanlar arasında bugün yaşanmakta olan istikamet krizleri de gündem edildi.
Karadeniz Ereğli'de faaliyet gösteren Feda-Der ve Zonguldak'ta faaliyet gösteren Çağrı-Der'de, Kur'an'daki Peygamber kıssaları ekseninde "Mücadele Fıkhı" üzerinde duruldu. Şükrü Hüseyinoğlu'nun konuşmacı olarak katıldığı programlarda, kıssalar üzerinden Müslümanlar arasında bugün yaşanmakta olan istikamet krizleri de gündem edildi.
Makaleler
Hava Durumu