"etmekle" Arama Sonuçları
Devlet dini ve Diyanet
Hutbelerin kalitesi; çiçeklerden, böceklerden, veremden, ormandan bahsetmekle ölçülmekte. Hatta bazen verginin faydalarından, kalkınmak için verginin kutsallığından bahsedilmektedir. Çünkü Diyanette, her şeyin Allah için yapılmasından önce, her şeyin devlet için yapılması önceliklidir.
Hutbelerin kalitesi; çiçeklerden, böceklerden, veremden, ormandan bahsetmekle ölçülmekte. Hatta bazen verginin faydalarından, kalkınmak için verginin kutsallığından bahsedilmektedir. Çünkü Diyanette, her şeyin Allah için yapılmasından önce, her şeyin devlet için yapılması önceliklidir.
"Anneler Günü" ve biz Müslümanlar
Bizler, egemen cahiliyenin kavram, değer yargısı ve oluşturduğu gündemlerin paydaşı olmak yerine, İslam'ın bize öğrettiği özgün kavram ve değer yargılarıyla hareket etmekle mükellefiz.
Bizler, egemen cahiliyenin kavram, değer yargısı ve oluşturduğu gündemlerin paydaşı olmak yerine, İslam'ın bize öğrettiği özgün kavram ve değer yargılarıyla hareket etmekle mükellefiz.
Afganistan’da Taliban'ın dönüşü üzerine
2001’de ağır bir ABD-NATO saldırı ve işgaline maruz kalan Taliban’ın, bu işgale boyun eğmeyip, 20 yıl süren zorlu, çileli, ağır bedeller gerektiren bir direnişin ardından büyük ve açık bir zafer kazanmıştır. Bu iki gerçeğin lamı, cimi yoktur. Hiçbir yorum, “stratejik değerlendirme”, komplo teorisi bu gerçekleri ortadan kaldıramaz. Saniyen ve salisen yapılacak tüm değerlendirmeler, evvelen bu gerçekleri teslim etmekle başlamalıdır ki, dikkate alınmaya layık olabilsin.
2001’de ağır bir ABD-NATO saldırı ve işgaline maruz kalan Taliban’ın, bu işgale boyun eğmeyip, 20 yıl süren zorlu, çileli, ağır bedeller gerektiren bir direnişin ardından büyük ve açık bir zafer kazanmıştır. Bu iki gerçeğin lamı, cimi yoktur. Hiçbir yorum, “stratejik değerlendirme”, komplo teorisi bu gerçekleri ortadan kaldıramaz. Saniyen ve salisen yapılacak tüm değerlendirmeler, evvelen bu gerçekleri teslim etmekle başlamalıdır ki, dikkate alınmaya layık olabilsin.
İşgalci Rusya, evsiz vatandaşlarına sahip çıkmak yerine Suriye'de Müslüman katletmekle meşgul
Rusya’nın Sibirya bölgesindeki Omsk kentinde kışın hava sıcaklıkları -30 derecenin altına iniyor. Fakat bu kentte 3 bin 500 civarında evsiz de yaşıyor. Reuters ajansından Aleksey Malgavko, bölgeye giderek evsizlerin Sibirya’da kışın en soğuk günleriyle nasıl başa çıkmaya çalıştığını inceledi.
Rusya’nın Sibirya bölgesindeki Omsk kentinde kışın hava sıcaklıkları -30 derecenin altına iniyor. Fakat bu kentte 3 bin 500 civarında evsiz de yaşıyor. Reuters ajansından Aleksey Malgavko, bölgeye giderek evsizlerin Sibirya’da kışın en soğuk günleriyle nasıl başa çıkmaya çalıştığını inceledi.
Örtülü Faizcilik Münafıklıktır
Yazımızın başlığını “Allah Bankalaşan Finans Kurumlarının Belasını Versin” şeklinde koymuştum, bela kelimesini ceza kelimesi ile değiştirdim. Vurguyu hafifletmekle iyi mi ettim bilmiyorum.
Yazımızın başlığını “Allah Bankalaşan Finans Kurumlarının Belasını Versin” şeklinde koymuştum, bela kelimesini ceza kelimesi ile değiştirdim. Vurguyu hafifletmekle iyi mi ettim bilmiyorum.
Dünyevileşme sadece “tek dünyalılar”ın sorunu mu?
Dünyevileşmekten bahis açıldığında, dünya hayatını âhirete tercihle ilgili ayetler okunduğunda kimse bu hâli üzerine almamakta, hep başkalarında vehmettiği dünyevileşmeye teori planında karşı çıkmakla ve dünyevileşenleri zemmetmekle iktifa etmektedir.
Dünyevileşmekten bahis açıldığında, dünya hayatını âhirete tercihle ilgili ayetler okunduğunda kimse bu hâli üzerine almamakta, hep başkalarında vehmettiği dünyevileşmeye teori planında karşı çıkmakla ve dünyevileşenleri zemmetmekle iktifa etmektedir.
Ahmed el-Kâtib: Mehdi beklemeyen bir Şii Müslüman
Ahmed el-Kâtib, Şia’nın temel inançlarından olan “İmamet”, “On İki İmam”, “Velayeti Fakih”, “Takiyye”, “Beklenen İmam” gibi fikirleri reddetmekle, aslında Şii düşüncesinin bütün otoritelerini karşısına almış, bütün bir Şii tarihi ile çatışmaya girmiş, siyasi-toplumsal ve ideolojik temellere dayalı bu köklü geleneği sarsmış oluyordu.
Ahmed el-Kâtib, Şia’nın temel inançlarından olan “İmamet”, “On İki İmam”, “Velayeti Fakih”, “Takiyye”, “Beklenen İmam” gibi fikirleri reddetmekle, aslında Şii düşüncesinin bütün otoritelerini karşısına almış, bütün bir Şii tarihi ile çatışmaya girmiş, siyasi-toplumsal ve ideolojik temellere dayalı bu köklü geleneği sarsmış oluyordu.
İbn Teymiyye’nin hayatı ve tasavvufa dair görüşleri (2)
İbn Teymiyye, 1300 yılı (hicrî 699) şevval (haziran) ayında Memlûk ordularıyla beraber Franklar ve Moğollar’a yardım etmekle itham edilen, dinin temel esaslarına aykırı davranışlarıyla tanınan Kisrüvân Şiîleri’ne karşı düzenlenen sefere katıldı. 700 (1301) yılında Gâzân Han’ın fermanına rağmen Moğol askerlerinin zaman zaman saldırılarda bulundukları ve yakın zamanda Şam’a girecekleri haberlerinin yayılması üzerine İbn Teymiyye, Gâzân Han’la ikinci kez görüşmek üzere yola çıkmış, fakat bu defa görüşme isteği vezir tarafından geri çevrilmiştir.
İbn Teymiyye, 1300 yılı (hicrî 699) şevval (haziran) ayında Memlûk ordularıyla beraber Franklar ve Moğollar’a yardım etmekle itham edilen, dinin temel esaslarına aykırı davranışlarıyla tanınan Kisrüvân Şiîleri’ne karşı düzenlenen sefere katıldı. 700 (1301) yılında Gâzân Han’ın fermanına rağmen Moğol askerlerinin zaman zaman saldırılarda bulundukları ve yakın zamanda Şam’a girecekleri haberlerinin yayılması üzerine İbn Teymiyye, Gâzân Han’la ikinci kez görüşmek üzere yola çıkmış, fakat bu defa görüşme isteği vezir tarafından geri çevrilmiştir.
İbadet kısmına dünyayı dar etmekle FETÖ ile mücadele edilmez
Gidin başta F.Gülen olmak üzere ihanet takımıyla ne hesabınız varsa görün, fakat alttaki ibadet kesimini rahat bırakın. İbadet kısmına dünyayı dar etmekle FETÖ ile mücadele edilmez. Aksine bu ihanet kısmını güçlendirir.
Gidin başta F.Gülen olmak üzere ihanet takımıyla ne hesabınız varsa görün, fakat alttaki ibadet kesimini rahat bırakın. İbadet kısmına dünyayı dar etmekle FETÖ ile mücadele edilmez. Aksine bu ihanet kısmını güçlendirir.
'Modern insan düştüğü kuyudan çıkmak yerine, onu dekore etmekle meşgul !' (VİDEO)
Venhar Cumartesi sohbetlerinde geçtiğimiz Cumartesi günü konuşmacı Bünyamin Zeran idi...
Venhar Cumartesi sohbetlerinde geçtiğimiz Cumartesi günü konuşmacı Bünyamin Zeran idi...
Ulu'l Emr, Allah'ın hükmüyle hükmedendir
Bir siyasi otorite veya yöneticinin “Ulu’l Emr” vasfı taşıyabilmesi için şu iki temel vasfa sahip olması gerekir: Kişi ise Müslüman olması (iman ve amel bütünlüğünde Allah'a teslimiyet üzere bulunması), tüzel kişilik ise İslami olması (Allah’a itaat üzere bulunması) ve bu özel veya tüzel kişiliğin Allah’ın hükmüyle hükmetmesi. Bu iki sacayağından birinin eksik olması durumunda, Müslümanların itaat etmesi gereken bir “Ulu’l emr”den söz etmek imkansız hale gelir. Bu bağlamda, kendisini İslam’a nisbet etmekle, “kişisel referansım İslam’dır” demekle birlikte, Allah’ın indirdikleriyle değil, bâtıl sistemlerin bâtıl yasalarıyla hükmeden yöneticilerin, kendilerine itaat edilmesi gereken “Ulu’l emr” vasfı taşımadığı, taşıyamayacağı açıktır. Çünkü itaatin temel şartı olan Allah’a ve Rasulüne itaat burada söz konusu değildir. İbadeti ve siyasetiyle bir bütün olan ed-Din’in bu bütünlüğünü parçalayıp, onu “kişisel referansa” indirgeyen bir zihniyet, itaat mercii değil, ancak davetin muhatapları konumundadır, böyle görülmelidir.
Bir siyasi otorite veya yöneticinin “Ulu’l Emr” vasfı taşıyabilmesi için şu iki temel vasfa sahip olması gerekir: Kişi ise Müslüman olması (iman ve amel bütünlüğünde Allah'a teslimiyet üzere bulunması), tüzel kişilik ise İslami olması (Allah’a itaat üzere bulunması) ve bu özel veya tüzel kişiliğin Allah’ın hükmüyle hükmetmesi. Bu iki sacayağından birinin eksik olması durumunda, Müslümanların itaat etmesi gereken bir “Ulu’l emr”den söz etmek imkansız hale gelir. Bu bağlamda, kendisini İslam’a nisbet etmekle, “kişisel referansım İslam’dır” demekle birlikte, Allah’ın indirdikleriyle değil, bâtıl sistemlerin bâtıl yasalarıyla hükmeden yöneticilerin, kendilerine itaat edilmesi gereken “Ulu’l emr” vasfı taşımadığı, taşıyamayacağı açıktır. Çünkü itaatin temel şartı olan Allah’a ve Rasulüne itaat burada söz konusu değildir. İbadeti ve siyasetiyle bir bütün olan ed-Din’in bu bütünlüğünü parçalayıp, onu “kişisel referansa” indirgeyen bir zihniyet, itaat mercii değil, ancak davetin muhatapları konumundadır, böyle görülmelidir.
Şehr-u Şubat Şehr-u Şehâdet
Allah’ın vahyini insanlara iletmekle görevli olan Resuller, Allah’ın kendilerine vermiş olduğu bu tebliğ görevini yerine getirmişler ve güzel insanlar da Onlara tabi olmuşlardır. Bu vazifelerini yerine getirirken de her türlü sıkıntıya katlanmışlar ve işkencelere maruz kalmışlardır. Hatta canlarını bu kutlu dava uğruna feda etmişlerdir. Hazreti Zekeriya (as) ve Yahya (as) örneklerinde olduğu gibi.
Allah’ın vahyini insanlara iletmekle görevli olan Resuller, Allah’ın kendilerine vermiş olduğu bu tebliğ görevini yerine getirmişler ve güzel insanlar da Onlara tabi olmuşlardır. Bu vazifelerini yerine getirirken de her türlü sıkıntıya katlanmışlar ve işkencelere maruz kalmışlardır. Hatta canlarını bu kutlu dava uğruna feda etmişlerdir. Hazreti Zekeriya (as) ve Yahya (as) örneklerinde olduğu gibi.
Yüzde 965 kârla övünmek sizi o kadar oyaladı ki...
Dünkü elim kazadan sonra, Tekasur Suresinin üslubuyla şunları söylemek istiyoruz: Yüzde 965 kâr etmekle övünmek sizi o kadar oyaladı ki, şantiyelerinizdeki asansörlerin arızalarıyla ilgilenmeyi bile ihmal ettiniz ve neticede ekmeğinin peşindeki 10 insanın kanına girmiş oldunuz.
Dünkü elim kazadan sonra, Tekasur Suresinin üslubuyla şunları söylemek istiyoruz: Yüzde 965 kâr etmekle övünmek sizi o kadar oyaladı ki, şantiyelerinizdeki asansörlerin arızalarıyla ilgilenmeyi bile ihmal ettiniz ve neticede ekmeğinin peşindeki 10 insanın kanına girmiş oldunuz.
“Ulu’l emr, Allah’ın hükmüyle hükmedendir”
Şükrü Hüseyinoğlu: Bir siyasi otorite veya yöneticinin “Ulu’l Emr” vasfı taşıyabilmesi için bu iki temel vasfa sahip olması gerekir. Kişi ise Müslüman, tüzel kişilik ise İslami olması (Allah’a itaat üzere bulunması) ve Allah’ın hükmüyle hükmetmesi. Bu iki sacayağından birinin eksik olması durumunda, Müslümanların itaat etmesi gereken bir “Ulu’l emr”den söz etmek imkansız hale gelir. Bu bağlamda, kendisini İslam’a nisbet etmekle, “kişisel referansım İslam’dır” demekle birlikte, Allah’ın indirdikleriyle değil, bâtıl sistemlerin bâtıl yasalarıyla hükmeden yöneticilerin, kendilerine itaat edilmesi gereken “Ulu’l emr” vasfı taşamadığı, taşıyamayacağı açıktır.
Şükrü Hüseyinoğlu: Bir siyasi otorite veya yöneticinin “Ulu’l Emr” vasfı taşıyabilmesi için bu iki temel vasfa sahip olması gerekir. Kişi ise Müslüman, tüzel kişilik ise İslami olması (Allah’a itaat üzere bulunması) ve Allah’ın hükmüyle hükmetmesi. Bu iki sacayağından birinin eksik olması durumunda, Müslümanların itaat etmesi gereken bir “Ulu’l emr”den söz etmek imkansız hale gelir. Bu bağlamda, kendisini İslam’a nisbet etmekle, “kişisel referansım İslam’dır” demekle birlikte, Allah’ın indirdikleriyle değil, bâtıl sistemlerin bâtıl yasalarıyla hükmeden yöneticilerin, kendilerine itaat edilmesi gereken “Ulu’l emr” vasfı taşamadığı, taşıyamayacağı açıktır.
Kayan: Davetçiye düşen gayrettir
Ramazan Kayan: Davetin bizzat kendisi, alınacak sonuçtan daha elzemdir, önemlidir, kıymetlidir. Sonuç ne olursa olsun, hezimet olabilir, elde bir kazanç görülmeyebilir; ama bu kutlu göreve her şart ve zeminde devam etmek zorundadır müminler. Ve davetçiye düşen gayrettir, hidayet değil. Zira o Allah’ın elindedir. Kendimizi yıpratmanın gereği yoktur. Karşılığı Rabbimizdendir. Davetçi insanları gütmekle değil, gözetmekle, korumakla görevlidir.
Ramazan Kayan: Davetin bizzat kendisi, alınacak sonuçtan daha elzemdir, önemlidir, kıymetlidir. Sonuç ne olursa olsun, hezimet olabilir, elde bir kazanç görülmeyebilir; ama bu kutlu göreve her şart ve zeminde devam etmek zorundadır müminler. Ve davetçiye düşen gayrettir, hidayet değil. Zira o Allah’ın elindedir. Kendimizi yıpratmanın gereği yoktur. Karşılığı Rabbimizdendir. Davetçi insanları gütmekle değil, gözetmekle, korumakla görevlidir.
“Ortadoğu Ayaklanmaları” panelinde önemli mesajlar
İLKAV Panelinde ortak tespit: “Halk ayaklanmaları inkılap hüviyetinde değil, sistem içi değişim yaşanıyor. Diktatörler değişmiyor, yüzleri değişiyor. Düşünce, proje üretemeyen Müslümanlar küresel emperyalistlerin ürettiklerini tüketmekle meşguller.” İLKAV Panelinde Başbakana Çağrı: “Bize iki saat ayırın ve Hakka teslim olma ruh halini kuşanarak dinleyin. Size laik demokrasiyle İslam’ın bağdaşmayacağını anlatalım”.
İLKAV Panelinde ortak tespit: “Halk ayaklanmaları inkılap hüviyetinde değil, sistem içi değişim yaşanıyor. Diktatörler değişmiyor, yüzleri değişiyor. Düşünce, proje üretemeyen Müslümanlar küresel emperyalistlerin ürettiklerini tüketmekle meşguller.” İLKAV Panelinde Başbakana Çağrı: “Bize iki saat ayırın ve Hakka teslim olma ruh halini kuşanarak dinleyin. Size laik demokrasiyle İslam’ın bağdaşmayacağını anlatalım”.
Alan: Medine, tam anlamıyla bir İslam iktidarıydı
Hüseyin Allan: Son dönemlerde şehri dönüştürme iddiasını yitiren, dünyayı imar etmekle sorumlu tutulduğunu unutan ve varlık gerekçesini karıştıranlar, devlet ve iktidar işlerinde de kafalarını kuma gömmeye devam etmektedirler. Özellikle liberal teorilerin etkisi altında kalıp onun kavramları ile dünya, hayat ve toplum algısı üreterek dini araçsallaştırmaya başlayanları, ülkemizde de bolca görmek mümkündür. Onlar için şimdi sıra, laikliği içselleştirme aşamasıdır. Bu yol, peygamberlerin yolu olmadığı gibi, Kuran’ın da tasvip etmediği bir yoldur…
Hüseyin Allan: Son dönemlerde şehri dönüştürme iddiasını yitiren, dünyayı imar etmekle sorumlu tutulduğunu unutan ve varlık gerekçesini karıştıranlar, devlet ve iktidar işlerinde de kafalarını kuma gömmeye devam etmektedirler. Özellikle liberal teorilerin etkisi altında kalıp onun kavramları ile dünya, hayat ve toplum algısı üreterek dini araçsallaştırmaya başlayanları, ülkemizde de bolca görmek mümkündür. Onlar için şimdi sıra, laikliği içselleştirme aşamasıdır. Bu yol, peygamberlerin yolu olmadığı gibi, Kuran’ın da tasvip etmediği bir yoldur…
Karanlığın şerrinden korunmanın yolu, Rabbe hicret etmektir
TOKAD'ın seminerinde Felak ve Nas surelerini anlatan Ahmet Örs, "Karanlığın şerrinden Allah’a sığınmak, İslam’ı toplumsal hayata taşımanın imkânlarını üretmekle gerçekleşecektir." diye konuştu.
TOKAD'ın seminerinde Felak ve Nas surelerini anlatan Ahmet Örs, "Karanlığın şerrinden Allah’a sığınmak, İslam’ı toplumsal hayata taşımanın imkânlarını üretmekle gerçekleşecektir." diye konuştu.
Soykırımcı siyonistlere değil, El Beşir'e tutuklama kararı
Yasaklanmış silahlarla Gazze'ye saldırıp çoğu öocuk ve kadın bin 500 Filsitinliyi acımasızca katleden soykırımcı siyonistleri seyretmekle yetinen Batı dünyası, Darfur'daki çatışmaları gerekçe göstererek Sudan Devlet Başkanı Ömer El Beşir hakkında tutuklama kararı çıkardı.
Yasaklanmış silahlarla Gazze'ye saldırıp çoğu öocuk ve kadın bin 500 Filsitinliyi acımasızca katleden soykırımcı siyonistleri seyretmekle yetinen Batı dünyası, Darfur'daki çatışmaları gerekçe göstererek Sudan Devlet Başkanı Ömer El Beşir hakkında tutuklama kararı çıkardı.
"Hadis alanında, metin tenkidi ihmal edilmiştir"
TOKAD'ın "Hadise Yaklaşımda Usul" seminerinde konuşan Bülent Gökgöz, "Sened değerlendirmesi hadis usûlünde maalesef egemen tercih olagelmiştir. Klasik hadis usulü, rivayetleri tenkit etmekle değil, bir anlamda sadece rivayetleri nakletmekle yetinmiştir." diye konuştu.
TOKAD'ın "Hadise Yaklaşımda Usul" seminerinde konuşan Bülent Gökgöz, "Sened değerlendirmesi hadis usûlünde maalesef egemen tercih olagelmiştir. Klasik hadis usulü, rivayetleri tenkit etmekle değil, bir anlamda sadece rivayetleri nakletmekle yetinmiştir." diye konuştu.
Makaleler
Hava Durumu