
"gider" Arama Sonuçları

Gecenin bir vakti kalkar uzun uzun Kur’an okurdu. Bazen yorgunluktan bitap düşerek oturduğu yerden uykuya dalıp giderdi. Sanki uzunca bir yolculuğun henüz başında bir yolcuymuş gibi sade ve gösterişsizdi. Bundan önce nasıl bir hayat yaşamıştı kim bilir…

Bir grup İslami kuruluş, siyonist işgal rejiminin Filistin'deki gayri meşru varlığını giderek daha da genişletme yönündeki politikaları ile ilk kıblemiz Kudüs ve Mescid-i Aksa'nın mahremiyetine yönelik artan saldırılarına karşı Gazze İslami direnişinin başlattığı "Aksa Tufanı" cihadını selamlayan ve mücahitler karşısında büyük bir yenilgi alan işgal rejiminin hıncını Gazzeli sivillerden çıkarmak için başlattığı katliam saldırılarını telin eden bir bildiri yayınladı.

Yıllar bu şekilde geçip giderken sırat-ı müstakim olan yolumuzun üzerine hem küresel şeytanlar hem de yerel işbirlikçileri demokrat, liberal ve muhafazakâr müslüman adı altında revize edilmiş yeni bir tuzak kurdular. Müslümanların birçoğu sanki Kur’an’ı ve siyer-i nebiyi hiç okumamışlar gibi Lokman suresi otuz üçüncü ayete muhatap olmaktan kurtulamadılar. Yani aldatıcılar Allah’ın adını kullanarak müslümanları aldatmıştı.

Gerçekten ne laikliğin ne de demokrasinin İslâm ile uzaktan yakından ilişkisi bulunmamaktadır. Hatta daha öteye giderek söylemek mümkündür ki, gerek laiklik gerekse demokrasi İslâm’ın zıddı olduğu gibi İslâm da bunların zıddıdır.

Demek ki, bâtıl ancak hakkın gelmesiyle zail olur. Aksi halde bir bâtıl gider bir başka bâtıl gelir. 15 Temmuz darbe girişimi ve sonrasındaki süreç, bu Kur'ani hakikatin en güncel misalidir.

Kimi İslami çevreler, o günlere kadar istikrarlı bir şekilde, sebat üzere sürdürdükleri söz konusu akidevi/ilkesel tutumu, 28 Şubat döneminde uygulamaya konulan zulümlere son verilmeye başlanmasıyla birlikte, akidevi7ilkesel tutumu arka plana atarak yaşanan sürecin cazibesine kapıldı ve o güne kadar savunulan Kur’ani/Nebevi ilkelerle bağı koparılmış, reel politik bir düzleme oturan “maslahat”, “merhale fıkhı” gibi söylemlerle giderek Ak Parti’nin aktif destekçisi haline geldi. 2009 yılında Davos’ta yaşanan “van minut” olayı, İslami çevrelerin o güne kadar haklı olarak câhiliye kavramı çerçevesinde değerlendirdikleri mevcut sistem içi politik süreçler ve aktörlere “İslami anlamlar” yükleme noktasında etkili bir olay oldu.

"Dikkat ediniz, karşılaştığınız her şeyi düşününüz, Kitab ve Sünnet’in delâleti ile mukayese ediniz. Kitab ve Sünnet’i öğrenmez, bilmezseniz bu mukayeseyi yapamaz ve sapıtır gidersiniz. Zira gerçekten zehiri teneke kupa içinde sunmamaktadırlar, hep altın kâse ile sunuyorlar…"

Sevdiklerini Allah için sever, buğz etti mi Allah için buğz eder. Herhangi bir menfaat bekleyişi içinde olmaz, kin güdmez, zor anında yalnız bırakmaz, ihtiyacını giderir, isteklerini kardeşi ile paylaşır, yük alır yük vermez; böyle bir kardeşlik İslam'ın dışında kimde mevcut? Başka yerde arama bulamazsın, İslam kardeşliği ebedi olandır.

Demek ki, bâtıl ancak hakkın gelmesiyle zail olur. Aksi halde bir bâtıl gider bir başka bâtıl gelir. 15 Temmuz darbe girişimi ve sonrasındaki süreç, bu Kur'ani hakikatin en güncel misalidir.

"20 Haziran Dünya Mülteciler Günü" dolayısıyla yapılan açıklamada, mültecilerin yaşadığı zorluklara dikkat çekilirken,Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği raporuna göre savaş, şiddet ve zulüm nedeniyle evlerini terk etmek zorunda kalan insan sayısının giderek arttığına vurgu yapıldı.

Hitler iktidara geldikten bir buçuk yıl kadar sonra bir grup Nazi hukukçu ABD’ye giderek Amerikan ırkçı yasalarını incelemiş. Özellikle ABD’nin Güney eyaletlerindeki uygulamalar Naziler’i büyülemiş. Hitler’in kendisi de “Kavgam” kitabında Amerikan modelini övmüştü... Whitman kitabında Hitler dönemine damgasını vuran “Üçüncü Reich” rejimi tarafından getirilen ırkçı “Nürnberg Yasaları”nın ABD’deki “Jim Crow Yasaları”ndan esinlenilerek inşâ edildiğini belgeliyor.

Siyonist İsrail Mescid-i Aksa’daki Müslümanlara düzenlediği vahşi saldırıra Filistinliler akın akın sabah namazını Mescid-i Aksa’da kılamaya giderek cevap veriyorlar. Kaynak: Filistinliler Sabah Namazı için Mescid-i Aksa’ya akın etti.

Bu hafta Gündem Özel programında, Türkiye'den Gazze'ye giderek orada yaşayan Rukiye Demir Salhiye misafir oldu.

Dost canlısıydı. Eski yeni arkadaşları arar sorar Edirne’den Kars’a üşenmeden ziyarete gider gönüllerini alırdı... Kimseden mevki makam talebi olmadı olmazdı da, o sokakların ve kavgaların adamıydı…

Şapkaya direnişin giderek yayılma eğilimi göstermesi üzerine, Rize, Erzurum, Kayseri, Maraş, Konya, Giresun gibi şehirlerde "GEZİCİ İSTİKLAL MAHKEMELERİ” kuruldu. İnönü, İstiklâl Mahkemesi’ne meclisin tasdiki olmadan idam cezalarını infaz etme yetkisi tanıyan kararı meclise kabul ettirdi. “Üç Aliler” diye bildiğimiz istiklal mahkemesi hâkim ve savcıları Kel Ali, Necip Ali, Kılıç Ali (Altemur Kılıç’ın babası) üçlü emir kulu! rejim adına ellerine geçen fırsatı değerlendirerek, şapka kanununa karşı çıkan muhalifleri şapka kanununa aykırı davrandıkları gerekçesiyle teker teker cezalandırmaya başladı.

Rusya’nın Sibirya bölgesindeki Omsk kentinde kışın hava sıcaklıkları -30 derecenin altına iniyor. Fakat bu kentte 3 bin 500 civarında evsiz de yaşıyor. Reuters ajansından Aleksey Malgavko, bölgeye giderek evsizlerin Sibirya’da kışın en soğuk günleriyle nasıl başa çıkmaya çalıştığını inceledi.

Almanlar ise Türkiye’ye giden trenlerin üzerine bile “ENVERLAND’a (Enver’in Ülkesi’ne) gider” yazmışlardır. “Devlet-i Ebed Müddet’ten Enverland’a!” Kibir ve ihtiras demiştik ya! Paşa’nın şu ifadelerine bakınız: “Beni Napolyon’a benzetmişlerdi, kabul etmem, çünkü ben ikinci adam olamam.”

Mısır’da halk bıkkın ve hayata umutsuzca bakıyor. Ancak bu bıkkınlık zannedildiğinin aksine özgürlüklerinin kısıtlanmasından veya Trump’ın sevimli, Körfez’in de itaatkâr diktatörünün baskısından değildir. Zira Mısır halkı diktatörler ile yaşamaya alışkındır. Hatta bunu bir hayat tarzı haline getirmiştir. Halkın bugünkü şikayeti, 2013’ten beri giderek artan ekonomik sıkıntılardandır.

Bir dinin en temeldeki görüşleri, kavramları, ilkeleri o dinin akidesi’ni oluşturur. İ’tikadınıza dikkat ediniz!.. Hem de çok titizleniniz itikadınız konusunda… Kendinizde bulunanı test ediniz Kur’an’dakilerle.. Uymayanları atınız, uygunları üzerinde varsa tereddütlerinizi gideriniz. Eksiklerinizi Kur’an’la tamamlayınız, fazlalarınızı Kur’an’da bulunmadığı için atınız ki kurtuluşa erenlerden olasınız.
Makaleler
Hava Durumu