"girmek" Arama Sonuçları
Ramazan ile dirilmek ve direnmek
Rutin ve alışılmış geleneğin sıradanlaştırdığı bir ramadan ayında, sayılı günlerin tamamlanmasını beklercesine hak edilmeyen bir fıtır (Ramadan) bayramı ile buluşma hesabı içine girmek elindekinin kıymetini tanımamayı ifade eder.
Rutin ve alışılmış geleneğin sıradanlaştırdığı bir ramadan ayında, sayılı günlerin tamamlanmasını beklercesine hak edilmeyen bir fıtır (Ramadan) bayramı ile buluşma hesabı içine girmek elindekinin kıymetini tanımamayı ifade eder.
Müftüoğlu İktibas'ta konuştu: Vesayet altına girmek, düşüncesizleştirilmek demektir
Atasoy Müftüoğlu, İktibas dergisinde konuştu: Düşüncesizleştirildiğiniz andan itibaren muhakeme yeteneğinizi kaybedersiniz, çünkü vesayet aynı zamanda muhakeme yeteneğinizi de yok eder...
Atasoy Müftüoğlu, İktibas dergisinde konuştu: Düşüncesizleştirildiğiniz andan itibaren muhakeme yeteneğinizi kaybedersiniz, çünkü vesayet aynı zamanda muhakeme yeteneğinizi de yok eder...
Müslümanların bâtıl olana benzemesi, hangi süreçlerde ve nasıl gerçekleşmektedir?
Bozulma ve menfi manada dönüşümün yaşanmaması ve her şartta istikametin korunması için yapılması gerekenler, Kur’an’da gösterilmiş ve Rasûlün önderliğindeki ilk örnek nesil tarafından da pratize edilmiş bulunmaktadır. Arınmak, korunmak ve sırat-ı müstakim üzere bir hayatı yaşamak için, Allah’a, Rasûlüne ve indirdiği Kitaba imanın ve teslimiyetin gereği olarak, hayatın (kamusal-özel, bireysel-toplumsal) hiçbir alanında, hiçbir zaman ve hiçbir sebeple Allah unutulmayacak ve Allah yokmuş gibi davranılmayacaktır. Aksi takdirde, hayatında Allah’ın zikrini hâkim kılmayan insan, Rabbine ve kendisine yabancılaşıp şeytanın yoluna girmekte, hayatını hevasının ve şeytanın arzularına göre düzenleyerek yozlaşmaya, savrulma ve dönüşüm sürecini yaşamaya başlamaktadır. Üstelik zamanla kanıksanarak ilerleyen bu taviz ve yozlaşma sürecindeki büyük dönüşümünü fark bile edemeyip hâlâ kendisini Hak yolda zannedebilmektedir.
Bozulma ve menfi manada dönüşümün yaşanmaması ve her şartta istikametin korunması için yapılması gerekenler, Kur’an’da gösterilmiş ve Rasûlün önderliğindeki ilk örnek nesil tarafından da pratize edilmiş bulunmaktadır. Arınmak, korunmak ve sırat-ı müstakim üzere bir hayatı yaşamak için, Allah’a, Rasûlüne ve indirdiği Kitaba imanın ve teslimiyetin gereği olarak, hayatın (kamusal-özel, bireysel-toplumsal) hiçbir alanında, hiçbir zaman ve hiçbir sebeple Allah unutulmayacak ve Allah yokmuş gibi davranılmayacaktır. Aksi takdirde, hayatında Allah’ın zikrini hâkim kılmayan insan, Rabbine ve kendisine yabancılaşıp şeytanın yoluna girmekte, hayatını hevasının ve şeytanın arzularına göre düzenleyerek yozlaşmaya, savrulma ve dönüşüm sürecini yaşamaya başlamaktadır. Üstelik zamanla kanıksanarak ilerleyen bu taviz ve yozlaşma sürecindeki büyük dönüşümünü fark bile edemeyip hâlâ kendisini Hak yolda zannedebilmektedir.
“Yeni Türkiye”de “Eski Türkiye”leşme temayülleri
Şimdilerde, “Yeni Türkiye”nin resmi ve yarı resmi (iliştirilmiş) medyasının, tıpkı 28 Şubat sürecinin yani “Eski Türkiye”nin resmi ve yarı resmi (iliştirilmiş) medyası gibi psikolojik harp tekniklerine tevessül eden, habercilikle muhbirliği, haberle haysiyet cellatlığını birbirine karıştıran yaklaşımlar içerisine girmekte olduğunu görüyoruz.
Şimdilerde, “Yeni Türkiye”nin resmi ve yarı resmi (iliştirilmiş) medyasının, tıpkı 28 Şubat sürecinin yani “Eski Türkiye”nin resmi ve yarı resmi (iliştirilmiş) medyası gibi psikolojik harp tekniklerine tevessül eden, habercilikle muhbirliği, haberle haysiyet cellatlığını birbirine karıştıran yaklaşımlar içerisine girmekte olduğunu görüyoruz.
Mısır cuntası, aktivistleri Gazze'ye sokmadı
Mısır Dışişleri Bakanlığı'nın, Refah Sınır Kapısı'ndan Gazze'ye girmek için Kahire'ye gelen yaklaşık 100 kadın aktivistten, Sina Yarımadası'ndaki güvenlik durumu nedeniyle ziyaretlerini ertelemelerini istediği bildirildi.
Mısır Dışişleri Bakanlığı'nın, Refah Sınır Kapısı'ndan Gazze'ye girmek için Kahire'ye gelen yaklaşık 100 kadın aktivistten, Sina Yarımadası'ndaki güvenlik durumu nedeniyle ziyaretlerini ertelemelerini istediği bildirildi.
Meclis'e girmek için başını açan Nesrin Ünal günah çıkardı!
28 Şubat döneminde başörtüsünü çıkararak meclise giren MHP Antalya eski Milletvekili Nesrin Ünal'dan çarpıcı açıklama geldi. Ünal, "Günümüzde şartlar olgunlaştı. Şimdi meclise girsem başörtülü girerim" dedi.
28 Şubat döneminde başörtüsünü çıkararak meclise giren MHP Antalya eski Milletvekili Nesrin Ünal'dan çarpıcı açıklama geldi. Ünal, "Günümüzde şartlar olgunlaştı. Şimdi meclise girsem başörtülü girerim" dedi.
“İslam'ın kapısından girmek için, bazı kapılardan çıkmak gerekir"
Şükrü Hüseyinoğlu: O halde İslam’ın kapısından girmeden önce çıkılması gereken kapılar olduğunun bilincinde olmak gerekir. Bu yapılmazsa, İslam dışı kapılardan çıkılmayıp, reddedilmesi gerekenler reddedilmeden bir iman iddiasında bulunulursa, bunun Kur’ani literatürdeki adı şirktir.
Şükrü Hüseyinoğlu: O halde İslam’ın kapısından girmeden önce çıkılması gereken kapılar olduğunun bilincinde olmak gerekir. Bu yapılmazsa, İslam dışı kapılardan çıkılmayıp, reddedilmesi gerekenler reddedilmeden bir iman iddiasında bulunulursa, bunun Kur’ani literatürdeki adı şirktir.
İhvan: Esed rejimine karşı mücadelemiz silahsız olacak
Suriye Müslüman Kardeşler resmi sözcüsü Züheyr Salim, Esed rejimine yönelik silahlı mücadeleye girmek istemediklerini söyledi.
Suriye Müslüman Kardeşler resmi sözcüsü Züheyr Salim, Esed rejimine yönelik silahlı mücadeleye girmek istemediklerini söyledi.
Dersim katliamına katılan askerlerin ifadeleri kan donduruyor
"Kara Vagon-38 Dersim Sürgünleri" adlı belgeselde o dönemde Dersim harekatına katılan askerler konuştu. İki askerin anlattıkları insanın kanını donduracak cinsten... Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 1937-1938 yılında Dersim'de meydana gelen olaylar için "katliam" ifadesini kullanmasından sonra o günlere ait belgeler de gün yüzüne çıkmaya başladı. Buna benzer bir açıklamayı daha önce de İhsan Sabri Çağlayangil yapmıştı, mağaralara kaçan insanlar dışarı çıkarmak için zehirli gaz bombalarını atıklarını söylüyordu. O dönem Dersim harekatında yer alan emekli generallerden Muhsin Batur ise "Anılar ve Görüşler" adlı kitabında katliamı doğrularcasına "okuyucularımdan özür diliyor ve yaşantımın bu bölümünü anlatmaktan kaçınıyorum" diyecekti. Son olarak "Kara Vagon-38 Dersim Sürgünleri" adlı belgeselde o dönemde Dersim harekatına katılan askerler konuştu. İki askerin anlattıkları insanın kanını donduracak cinsten. HAREKATA KATILAN İKİ ASKER KONUŞTU Ve şimdi Dersim'de isyanın var olup olmadığı, katliam yaşandı mı tartışmalarının odağında yönetmen Özgür Fındık "Kara Vagon-38 Dersim Sürgünleri" adlı belgeselle karşımıza çıkıyor. 5 Mayıs'ta Bilgi Üniversitesi'nde galası yapılacak olan belgeselde Dersim katliamında sürgüne gidenler, gittikleri yerlerden acı ve gözyaşlarıyla "yaşanılanları" ve "sürgünleri" anlatıyor. Belgeselin en önemli yanı ise o dönemde Dersim'deki harekata katılmış orduda görevli iki askerin anlatımı. Askerlerden birinin adı Haydar Dede. Belgesele konuşan Hayder Dede anlatıyor: "Bir alay komutanımız geldi, Konya'dan. Dedi ki; 'Arkadaşlar, vatandaşlar dünyada dört hain vardır' dedi. 'Biliyor musunuz?' Biz nereden bilelim dört haini. 'bak' dedi. 'Biri fani (veya vali), biri kurt, biri domuz, biri de Kürt' dedi. Bu dördünü de aynı anda söyledi.""Adamları vurduk, vurdular. Şimdi şöyle kol kola taktılar. Şöyle kol kola taktılar beş yüz, alt yüz kişiyi ağır makineli tüfeklerle şöyle öldürdüler. Harçik ırmağına koydular, ırmak kıpkırmızı aktı. Yanız bir kadın kendisini suya attı, kaçtı kurtuldu." Yine Haydar Dede adlı asker anlatıyor: "Bomba atıp içeri girdiler. Yetmiş üç kişiyi içerden çıkardılar, yedisi erkekmiş. Gerisi kadın ve çocuk." Belgesele konuşan askerler birisi de Eskeri Akyol. Dersim olaylarının yaşandığı dönem 2. Tabur 9. Bölük'te askerlik yapan 101 yaşındaki Eskeri Akyol, yaşanılanları vahşet olarak nitelendiriyor begeselde... 74 yıl sonra konuşan Akyol, Dersim'e Diyarbakır'dan 7 gün 7 gece yürüyerek gittiklerini söylüyor: "Gittikten sonra bizi Ali Boğazı'na verdiler. Gittiğimizde askerler evleri yakıyordu. Ulaştıkları tüm evleri yakıyorlardı..." Katliamdan kurtulabilenlerin mağaralara saklandıklarını, kimisinin ise Munzur nehrini aşarak İngilizlere ve Ruslara sığındıklarını anlatıyor Akyol... "ÜZERLERİNE GAZYAĞI DÖKÜP YAKIYORLARDI" Mağaralara girmekten korkuyorlarmış askerler, ama "girin" talimatı üzerine askerler mağaraları ateşe veriyor; bu kısmı Akyol şu sözlerle anlatıyor: "Bombaları atmak zorundaydık mağaralara. Sonra gidip baktığımızda öyle çoğu yaşlı benim gibi. Getirip üst üste yığıyordu askerler ve üzerlerine gazyağı döküp ateşliyorlardı... Öyle canlı canlı..." Eskeri Akyol anlatıyor yine: "Çok öldürüldüler! Askerlerden de, ahaliden de çok insan öldürüldü. Yukarı Kutu deresinde ceset kokusundan durulamıyordu. İnsanları öldürüp atmşlardı.Öylesine felaket görülmemiştir. Askerler Allah'ın merine karşı geliyorlardı ha..." Askeri Akyol, röportajı yapan muhabirin "Tahminen kaç kişi öldürdünüz?" sorusuna, "Valla ne bileyim işte koşturarak ateş ediyorduk... Kalkıp yalan mı söyleyeyim. Askerdik 'ateş' dediklerinde mecburduk ateş etmeye..." sözleriyle cevaplıyor. Akyol yutkunarak, gözyaşlarını akıtarak anlatıyor vahşeti... Zamanla öldürmelerin son bulduğunu ve sürgünlerin başladığını söylüyor. Kaynak: Milliyet
"Kara Vagon-38 Dersim Sürgünleri" adlı belgeselde o dönemde Dersim harekatına katılan askerler konuştu. İki askerin anlattıkları insanın kanını donduracak cinsten... Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 1937-1938 yılında Dersim'de meydana gelen olaylar için "katliam" ifadesini kullanmasından sonra o günlere ait belgeler de gün yüzüne çıkmaya başladı. Buna benzer bir açıklamayı daha önce de İhsan Sabri Çağlayangil yapmıştı, mağaralara kaçan insanlar dışarı çıkarmak için zehirli gaz bombalarını atıklarını söylüyordu. O dönem Dersim harekatında yer alan emekli generallerden Muhsin Batur ise "Anılar ve Görüşler" adlı kitabında katliamı doğrularcasına "okuyucularımdan özür diliyor ve yaşantımın bu bölümünü anlatmaktan kaçınıyorum" diyecekti. Son olarak "Kara Vagon-38 Dersim Sürgünleri" adlı belgeselde o dönemde Dersim harekatına katılan askerler konuştu. İki askerin anlattıkları insanın kanını donduracak cinsten. HAREKATA KATILAN İKİ ASKER KONUŞTU Ve şimdi Dersim'de isyanın var olup olmadığı, katliam yaşandı mı tartışmalarının odağında yönetmen Özgür Fındık "Kara Vagon-38 Dersim Sürgünleri" adlı belgeselle karşımıza çıkıyor. 5 Mayıs'ta Bilgi Üniversitesi'nde galası yapılacak olan belgeselde Dersim katliamında sürgüne gidenler, gittikleri yerlerden acı ve gözyaşlarıyla "yaşanılanları" ve "sürgünleri" anlatıyor. Belgeselin en önemli yanı ise o dönemde Dersim'deki harekata katılmış orduda görevli iki askerin anlatımı. Askerlerden birinin adı Haydar Dede. Belgesele konuşan Hayder Dede anlatıyor: "Bir alay komutanımız geldi, Konya'dan. Dedi ki; 'Arkadaşlar, vatandaşlar dünyada dört hain vardır' dedi. 'Biliyor musunuz?' Biz nereden bilelim dört haini. 'bak' dedi. 'Biri fani (veya vali), biri kurt, biri domuz, biri de Kürt' dedi. Bu dördünü de aynı anda söyledi.""Adamları vurduk, vurdular. Şimdi şöyle kol kola taktılar. Şöyle kol kola taktılar beş yüz, alt yüz kişiyi ağır makineli tüfeklerle şöyle öldürdüler. Harçik ırmağına koydular, ırmak kıpkırmızı aktı. Yanız bir kadın kendisini suya attı, kaçtı kurtuldu." Yine Haydar Dede adlı asker anlatıyor: "Bomba atıp içeri girdiler. Yetmiş üç kişiyi içerden çıkardılar, yedisi erkekmiş. Gerisi kadın ve çocuk." Belgesele konuşan askerler birisi de Eskeri Akyol. Dersim olaylarının yaşandığı dönem 2. Tabur 9. Bölük'te askerlik yapan 101 yaşındaki Eskeri Akyol, yaşanılanları vahşet olarak nitelendiriyor begeselde... 74 yıl sonra konuşan Akyol, Dersim'e Diyarbakır'dan 7 gün 7 gece yürüyerek gittiklerini söylüyor: "Gittikten sonra bizi Ali Boğazı'na verdiler. Gittiğimizde askerler evleri yakıyordu. Ulaştıkları tüm evleri yakıyorlardı..." Katliamdan kurtulabilenlerin mağaralara saklandıklarını, kimisinin ise Munzur nehrini aşarak İngilizlere ve Ruslara sığındıklarını anlatıyor Akyol... "ÜZERLERİNE GAZYAĞI DÖKÜP YAKIYORLARDI" Mağaralara girmekten korkuyorlarmış askerler, ama "girin" talimatı üzerine askerler mağaraları ateşe veriyor; bu kısmı Akyol şu sözlerle anlatıyor: "Bombaları atmak zorundaydık mağaralara. Sonra gidip baktığımızda öyle çoğu yaşlı benim gibi. Getirip üst üste yığıyordu askerler ve üzerlerine gazyağı döküp ateşliyorlardı... Öyle canlı canlı..." Eskeri Akyol anlatıyor yine: "Çok öldürüldüler! Askerlerden de, ahaliden de çok insan öldürüldü. Yukarı Kutu deresinde ceset kokusundan durulamıyordu. İnsanları öldürüp atmşlardı.Öylesine felaket görülmemiştir. Askerler Allah'ın merine karşı geliyorlardı ha..." Askeri Akyol, röportajı yapan muhabirin "Tahminen kaç kişi öldürdünüz?" sorusuna, "Valla ne bileyim işte koşturarak ateş ediyorduk... Kalkıp yalan mı söyleyeyim. Askerdik 'ateş' dediklerinde mecburduk ateş etmeye..." sözleriyle cevaplıyor. Akyol yutkunarak, gözyaşlarını akıtarak anlatıyor vahşeti... Zamanla öldürmelerin son bulduğunu ve sürgünlerin başladığını söylüyor. Kaynak: Milliyet
İstanbul'da "Gazze konvoyu" coşkusu
Türkiye’de bulunan 43 araçlık Gazze konvoyu Feshane Kültür Merkezi’nde bir basın toplantısı düzenledi. Toplantıya araçlarıyla gelen aktivistler, ellerinde Filistin bayrakları ve Viva Palestina tişörtleriyle renkli bir görüntü oluşturdular. 25 ülkeden 100’ü aşkın aktivist, Gazze topraklarına girmek için gün saydıklarını belirttiler.
Türkiye’de bulunan 43 araçlık Gazze konvoyu Feshane Kültür Merkezi’nde bir basın toplantısı düzenledi. Toplantıya araçlarıyla gelen aktivistler, ellerinde Filistin bayrakları ve Viva Palestina tişörtleriyle renkli bir görüntü oluşturdular. 25 ülkeden 100’ü aşkın aktivist, Gazze topraklarına girmek için gün saydıklarını belirttiler.
Ellerin kurusun!
Dün gerçekleştirilen YGS’ye girmek üzere perukla Kadıköy’deki okuluna gelen Ümit Köse isimli öğrenci, İstanbul Teknik Üniversitesi Gemi İnşaatı ve Deniz Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Barbaros Okan’ın insanlık dışı saldırısına maruz kaldı.
Dün gerçekleştirilen YGS’ye girmek üzere perukla Kadıköy’deki okuluna gelen Ümit Köse isimli öğrenci, İstanbul Teknik Üniversitesi Gemi İnşaatı ve Deniz Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Barbaros Okan’ın insanlık dışı saldırısına maruz kaldı.
"Mescid-i Aksa muhafızlarını yalnız bırakmayalım"
Yahudi örgütlerin 2 gündür Mescidi Aksa'ya girmek istemesi üzerine Kudüs'te şiddetli çatışmalar yaşanıyor. Siyonistler yüzlerce gruplar eşliğinde ve polisi korumasında Mescidi Aksa içerisine giriyor ve Müslümanları tahrik ediyorlar. Dün de binlerce polis eşliğinde Mescid’e giren 300 kişilik Yahudi grubu, Mescidi Aksa’nın içinde bulunan zeytin ağaçlarının dallarını dahi koparıp yanlarında götürdüler.
Yahudi örgütlerin 2 gündür Mescidi Aksa'ya girmek istemesi üzerine Kudüs'te şiddetli çatışmalar yaşanıyor. Siyonistler yüzlerce gruplar eşliğinde ve polisi korumasında Mescidi Aksa içerisine giriyor ve Müslümanları tahrik ediyorlar. Dün de binlerce polis eşliğinde Mescid’e giren 300 kişilik Yahudi grubu, Mescidi Aksa’nın içinde bulunan zeytin ağaçlarının dallarını dahi koparıp yanlarında götürdüler.
Quest.net soygununda sona doğru
Hong Kong merkezli bir şirket, internet aracılığıyla Titan saadet zinciri olarak bilinen yapılanmanın bir benzerini daha Türkiye'de uygulamaya koydu. Kısa yoldan zenginlik vaat eden sisteme girmek kolay, ancak çıkmak çok zor.
Hong Kong merkezli bir şirket, internet aracılığıyla Titan saadet zinciri olarak bilinen yapılanmanın bir benzerini daha Türkiye'de uygulamaya koydu. Kısa yoldan zenginlik vaat eden sisteme girmek kolay, ancak çıkmak çok zor.
Askeri lisede dindarlık testi: Kur'an mı, Nutuk mu?
28 Şubat sürecinde ordudan atılan İskender Pala, kendisinin de girdiği mülakatlarda askeri liselere girmek isteyen öğrencilere “Bir elinde Kur'an var, diğer elinde Atatürk'ün Nutuk'u. Denize düştün ve tek elle yüzebileceksin, hangisini atarsın?" şeklinde sorular yöneltildiğini bu şekilde dindarlık testinden geçirildiklerine dikkat çekiyor.
28 Şubat sürecinde ordudan atılan İskender Pala, kendisinin de girdiği mülakatlarda askeri liselere girmek isteyen öğrencilere “Bir elinde Kur'an var, diğer elinde Atatürk'ün Nutuk'u. Denize düştün ve tek elle yüzebileceksin, hangisini atarsın?" şeklinde sorular yöneltildiğini bu şekilde dindarlık testinden geçirildiklerine dikkat çekiyor.
Kukla Kadirov için İstanbul'da kirli propaganda
Meşruiyet arayışındaki Rus yanlısı Çeçen lider Ramzan Kadirov, Türkiye kamuoyunun kalbine girmek için kendine iki kanal buldu; Sufiler ve Türk milliyetçileri.
Meşruiyet arayışındaki Rus yanlısı Çeçen lider Ramzan Kadirov, Türkiye kamuoyunun kalbine girmek için kendine iki kanal buldu; Sufiler ve Türk milliyetçileri.
Karadavi: Kudüs’e İsrail vizesiyle girmek istemiyorum
İsrail’in hırsız, Filistinlilerin ise ev sahibi olduğunu belirten Karadavi, "Ben Kudüs’e İsrail’in vizesiyle girmek istemiyorum. Özgür olarak Kudüs’e girmek istiyorum." dedi.
İsrail’in hırsız, Filistinlilerin ise ev sahibi olduğunu belirten Karadavi, "Ben Kudüs’e İsrail’in vizesiyle girmek istemiyorum. Özgür olarak Kudüs’e girmek istiyorum." dedi.
Bu mahallelere girmek yasak!
Kayseri 2. Hava İkmal Bakım Merkezi ve Garnizon Komutanı Tümgeneral Ulugüler, yayınladığı talimatnameyle, er ve erbaşların kentteki 9 mahalleye girişini yasakladı.
Kayseri 2. Hava İkmal Bakım Merkezi ve Garnizon Komutanı Tümgeneral Ulugüler, yayınladığı talimatnameyle, er ve erbaşların kentteki 9 mahalleye girişini yasakladı.
Ramazan’a girerken İslâm âlemi
Ahmed Varol, Kur'an'ın doğum ayı, rahmet, bereket, arınma zamanı Ramazan'a girmekte olduğumuz bu dönemde İslam coğrafyasının içinde bulunduğu durumu tahlil eden bir yazı yazdı.
Ahmed Varol, Kur'an'ın doğum ayı, rahmet, bereket, arınma zamanı Ramazan'a girmekte olduğumuz bu dönemde İslam coğrafyasının içinde bulunduğu durumu tahlil eden bir yazı yazdı.
Makaleler
Hava Durumu