"muamelesi" Arama Sonuçları
Muhafazakâr demokratlarda ittifak ahlakı
Millî Görüş’ün Millî Gazete’sinin bu köşe yazısında İslam’ın köşe taşı niteliğindeki en belli başlı kavramlarına takla attırılmış, İslam akidesi kevgire döndürülmüştür. Yaptıkları bu tahrif muamelesi, yapacakları diğer tahriflerin habercisi ve garantisi gibidir.
Millî Görüş’ün Millî Gazete’sinin bu köşe yazısında İslam’ın köşe taşı niteliğindeki en belli başlı kavramlarına takla attırılmış, İslam akidesi kevgire döndürülmüştür. Yaptıkları bu tahrif muamelesi, yapacakları diğer tahriflerin habercisi ve garantisi gibidir.
Bedir Ehli'nin sünneti ve günümüz
Burada bir sünnet var. Hz. Peygamber’in, Bedir Ehline olan muamelesi onun bir sünneti. Peygamber varisleri olduğunu iddia edenler için hem de çok kuvvetli bir sünnet... Bedir Ehli önemli, hem de çok önemli. Hele bugün, bu toplumda Müslümanların önünü açacak kapının burada olduğunu düşünüyoruz. Bedir Ehli bizim için bir süzgeç olmalı, kendimizi ve çevremizi bu süzgeçten geçirmek durumundayız.
Burada bir sünnet var. Hz. Peygamber’in, Bedir Ehline olan muamelesi onun bir sünneti. Peygamber varisleri olduğunu iddia edenler için hem de çok kuvvetli bir sünnet... Bedir Ehli önemli, hem de çok önemli. Hele bugün, bu toplumda Müslümanların önünü açacak kapının burada olduğunu düşünüyoruz. Bedir Ehli bizim için bir süzgeç olmalı, kendimizi ve çevremizi bu süzgeçten geçirmek durumundayız.
İstanbul Sözleşmesini "icma" olarak niteleyen ilahiyat fakültesine tepki
Bir ilahiyat fakültesinin yaz okulu İslam Hukuku online sınavında İstanbul sözleşmesi ile ilgili bir soruda TBMM milletvekillerine “müçtehid” muamelesi yapılırken, sözleşmenin Meclis’te kabul edilmesi ise “icma” sayıldı.
Bir ilahiyat fakültesinin yaz okulu İslam Hukuku online sınavında İstanbul sözleşmesi ile ilgili bir soruda TBMM milletvekillerine “müçtehid” muamelesi yapılırken, sözleşmenin Meclis’te kabul edilmesi ise “icma” sayıldı.
Vücudunuza bir çöp tenekesi muamelesi yapmayı bırakıın
Deniz Demirdağ, Dr. Ümit Aktaş ile Alfa Yayıncılık etiketiyle yayımlanan son kitabı “Yaşam Sevinci”ni, sağlıklı bir yaşamın olmazsa olmazlarını, vitamin takviyelerini, bahar hâlsizliklerinin, alerjilerinin sebeplerini ve tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 virüsü ile mücadelede neler yapmalı gibi pek çok konuyu konuştu.
Deniz Demirdağ, Dr. Ümit Aktaş ile Alfa Yayıncılık etiketiyle yayımlanan son kitabı “Yaşam Sevinci”ni, sağlıklı bir yaşamın olmazsa olmazlarını, vitamin takviyelerini, bahar hâlsizliklerinin, alerjilerinin sebeplerini ve tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 virüsü ile mücadelede neler yapmalı gibi pek çok konuyu konuştu.
Asırlardır “sembolik kral” muamelesi yapılan Kur’an’ı, yeniden kaynak edinmeliyiz
Rabbimizin Kitab-ı Kerimine pratikte maalesef, “Sen tahtında otur, kalbimizde ve dilimizde en üst değer yargısı, kaynak olmaya devam et ve fakat bizim din algımızı ve ona dayalı dünya görüşümüzü belirlemeye, bu konuda temel belirleyici, her şeyin kendisine irca edildiği değerler üstü değer, hakem ve furkan olma gibi bir misyona kalkışma” denmiş olmaktadır.
Rabbimizin Kitab-ı Kerimine pratikte maalesef, “Sen tahtında otur, kalbimizde ve dilimizde en üst değer yargısı, kaynak olmaya devam et ve fakat bizim din algımızı ve ona dayalı dünya görüşümüzü belirlemeye, bu konuda temel belirleyici, her şeyin kendisine irca edildiği değerler üstü değer, hakem ve furkan olma gibi bir misyona kalkışma” denmiş olmaktadır.
Bu yasa hem mağdur ediyor hem zinaya teşvik ediyor
Erken yaşta evlenip çoluk çocuğa karışmış ailelerde erkeklerin istismar suçlamasıyla 10-15 yıl hapse mahkum edilmesi, erkeği de kadını da çocukları da perişan ediyor. Kamuoyu, 18 yaş altında nikah kıydıkları için haklarında başlatılan kamu davaları neticesinde ‘tecavüzcü’ muamelesi yapılarak cezaevlerine atılan eşlerin mağduriyetlerinin giderilmesini bekliyor.
Erken yaşta evlenip çoluk çocuğa karışmış ailelerde erkeklerin istismar suçlamasıyla 10-15 yıl hapse mahkum edilmesi, erkeği de kadını da çocukları da perişan ediyor. Kamuoyu, 18 yaş altında nikah kıydıkları için haklarında başlatılan kamu davaları neticesinde ‘tecavüzcü’ muamelesi yapılarak cezaevlerine atılan eşlerin mağduriyetlerinin giderilmesini bekliyor.
Bu kadarına pes: "Gülen'e Cem Garipoğlu muamelesi"
"Gülen'e Cem Garipoğlu muamelesi" de ne demek? Başka bir muamele veya bu muamele için başka bir ifade bulamadınız mı? Hükümet ve medyasının bu son marifeti karşısında biz dahi isyan ediyoruz ve "Bu kadarına da pes" diyoruz.
"Gülen'e Cem Garipoğlu muamelesi" de ne demek? Başka bir muamele veya bu muamele için başka bir ifade bulamadınız mı? Hükümet ve medyasının bu son marifeti karşısında biz dahi isyan ediyoruz ve "Bu kadarına da pes" diyoruz.
Fransa'dan Kuaşi kardeşlere cellat muamelesi
Fransız mizah dergisi Charlie Hebdo’ya saldırı düzenleyerek 12 kişiyi öldüren Kuaşi kardeşler, toprağa verildi. Tarihte cellat mezarlıklarında olduğu gibi mezar taşlarına isim yazılmadı.
Fransız mizah dergisi Charlie Hebdo’ya saldırı düzenleyerek 12 kişiyi öldüren Kuaşi kardeşler, toprağa verildi. Tarihte cellat mezarlıklarında olduğu gibi mezar taşlarına isim yazılmadı.
"Tuhaf zamanlar"ın profan kutsallıkları
Modern insan, bilimsel bilginin ölçülerine uymayan, bir tür kalp para muamelesi gören insanlık birikimleriyle, kadim geleneklerle/hurafelerle savaşarak hakimiyetini pekiştirmişti. Aklın dışında, deneysel tecrübenin dışında ne gerçeklik vardı, ne de hakikat. Bu nedenle yaşadığı gerçeklikle yüzleşmekten, hesaplaşmaktan, yıktığı kutsalların yerine inşa ettiği profan kutsallığın kristal kulesinin paramparça olmasından korkuyor. Aklını, insan tekini putlaştırarak kendini de aşan, ihata edemediği, inkar etse de baş edemediği, içinden atamadığı hakikatle yüzleşmekten korkuyor.
Modern insan, bilimsel bilginin ölçülerine uymayan, bir tür kalp para muamelesi gören insanlık birikimleriyle, kadim geleneklerle/hurafelerle savaşarak hakimiyetini pekiştirmişti. Aklın dışında, deneysel tecrübenin dışında ne gerçeklik vardı, ne de hakikat. Bu nedenle yaşadığı gerçeklikle yüzleşmekten, hesaplaşmaktan, yıktığı kutsalların yerine inşa ettiği profan kutsallığın kristal kulesinin paramparça olmasından korkuyor. Aklını, insan tekini putlaştırarak kendini de aşan, ihata edemediği, inkar etse de baş edemediği, içinden atamadığı hakikatle yüzleşmekten korkuyor.
Suriyeli muhalifler: Esad Moğollar gibi saldırıyor
Suriyeli muhaliflerin İstanbul buluşmasında öğleden sonraki oturumda Suriyeli Kürtlerin temsilcileri isteklerini aktardı. Suriye'de günlerdir devam eden eylemler ve gelinen noktanın tartışıldığı konferansın öğleden sonraki ikinci bölümünde Suriyeli Kürtler söz aldı. Mücadelelerini anlatan Kürtler talaplerini de sıraladı. KÜRTLER TALEPLERİNİ SIRALADI İstanbul Grand Cevahir otelindeki konferansta konuşan Kürt liderlerden Rabban Ramazan, Suriye’nin farklı yerlerinde rejim karşıtı mücadele eden kardeşlerinin mücadelelerini desteklediklerini ve demokratik bir Suriye için mücadele ettiklerini söyledi. Rejimin ‘korkutma’ siyaseti uyguladığını ve muhalifleri bastırmak için komplo teorisi ürettiğini dile getiren Ramazan, “Suriye İçişleri Bakanlığı’nın el Muhaberat ile birlikte muhaliflere yönelik operasyon yapmasının durdurulmasını talep ediyoruz” ifadesini kullandı. Ramazan şunları söyledi: "Hapishanelerde binlerce insan suçsuz esir tutuluyor. Bugün de aynı siyaset uygulanıyor ve göstericiler öldürülüyor. Suriye’de hükümet rejimden bağımsız değildir. Halk yönetime katılmak istiyor; Kürtlere, Türkmenlere, Asurilere uygulanan ayrımcı politikaların sonlandırılmasını istiyor" Ramazan taleplerini ise şu şekilde sıraladı: “Talebimiz gösterilere izin verilmesidir, gösterilerde öldürülenler ‘şehit’ olarak kabul edilsin, askeri mahkemeler kaldırılsın, siyasi suçlarla ilgili dosyalar kapatılsın, grev, medya ve siyasi partilere izin verecek kanuni düzenlemeler yapılarak çok partili sisteme geçilsin, şu an yapılan tutuklamalar ile ilgili kamuoyu bilgilendirilsin, Anayasa’daki 8. madde ortadan kaldırılsın, böylece, Suriye devletinin Kürtler, Türkmenler ve Süryanilere farklı etnik ve dini ayrımcılığı da kalkacak. VAROL: REFORM YAPACAK GÜCÜN YOKSA GÖREVİ BIRAK Konferansta konuşan yazar Ahmer Varol ise Suriye’de adaletin uygulanması ve katillerin cezalandırılması gerektiğinin altını çizdi. Varol, “Yönetimden katillerin bulunmasını istiyoruz; ancak katillerin başında bizzat Beşar Esad’ın kardeşi bulunuyor. Esad kardeşine ceza verebilir mi" şeklinde konuştu. Varol gerçek anlamda reformun halkı ikna edecek şekilde yapılması gerektiğinin de altını çizdi. Suriye’nin Filistin siyasetine de dikkat çeken Varol, “Bu ülkenin, Filistin’e yardım ediyor diye halkına zulmetmesine izin veremeyiz,” ifadesini kullandı. Son olarak Varol bir takım menfaat hesaplarından dolayı Suriye yönetimi ile çıkar ilşkilerinin korunması gerektiğini savunan yaklaşımların kabul edilemez olduğunun altını çizdi ve Türkiye ile İran’ın politikasını yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini ekledi. MÜNİR: HAPİSANELERDE DOĞAN ÇOCUKLARIN SUÇU NE? Suriyeli bayan temsilci Azad Münir “Suriye rejimi kadın ve erkeklere zulüm açısından eşit davranıyor, Suriye’de kadına da erkeğe de aynı şekilde işkence ediliyor” dedi. Çocukların dahi işkencelere maruz kaldığını dile getiren Münir, yıllar geçmesine rağmen işkencelerin azalmadığının altını çizdi. Suriye’de kadınların büyük bedeller ödediğini dile getiren Münir; Suriye polisinin gözaltına almak istediği erkeği bulamadığı zaman hanımını esir aldığını ve rehine olarak kullandığını belirtti. Birçok çocuğun hapishanelerde, yine bir o kadarının da ülkelerinin dışında doğduğunu hatırlatan Münir; “bu zulmü bu insanlara neden çektirdiler, niçin 13 yaşındayken ben vatanıma özlemlerimi yazdım ve niçin yazdıklarımdan dolayı Suriye’deki akrabalarım sorgulandı” sorularını yöneltti. Sorulması gereken çok sorular olduğunu dile getiren Münir, “ben konuşurken masun insanlar tanklar ile bombalanıyor, biz hiçbir şey yapamıyoruz. Bu tahammül edilemez bir şey. Ben hürriyetimi istiyorum ve vatanıma girme izni istiyorum,” dedi. MECİT: ESAD MOĞOLLAR GİBİ SALDIRDI Mecit kabileleri şeyhi Abdulrahim Mecit, Suriye’de farklı kabilelerin taleplerine Esad rejimini cevap vermeye çağırdıklarını; ancak Beşar Esad’ın ve Baas Partisi’nin taleplerine kulak asmadıklarını dile getirdi. Esad’ın taleplere katliamlar yaparak cevap verdiğini dile getiren Mecit, “Humus’ta Baas güçleri Moğollar gibi saldırdılar” dedi. Suriye yönetiminin gösterilerde ölen insanların bedenlerini ailelerine vermemek için toplu mezarlara gömeceklerini açıklayan Mecit; rejimin alenen halkını katlettiğini belirtti. Türkiye’ye seslenen Mecit, Baas rejimi üzerine baskı yapılmasını ve katliamlara son verilmesini için adım atılmasını istedi. Son olarak Mecit, “Peygamberimizin Hira Mağarası’nda dediği gibi ‘ biz ikimiz değiliz; üçüncümüz Allah’” diyerek sözlerini sonlandırdı. ABDURRAHMAN: ÖZGÜR SEÇİMLER İSTİYORUZ Antakya’da mülteci olarak bulunan Suriye İnsan Hakları Örgütünden Abdulhaviz Abdurrahman, Suriye’deki rejimin Cuma gününden beri yüzlerce kişiyi öldürdüğünü hatırlatarak, Baas güçlerinin tam anlamıyla katliam gerçekleştirdiğini sözlerine ekledi. Suriye’de yaralıların sayısının bini geçtiğini ifade eden Abdurrahman, Suriye’de yolsuzlukların da devam ettiğini ifade etti. Abdurrahman taleplerini şöyle sıraladı: Suriye’de halkın taleplerine karşılık verilerek Baas tekelinin sonlandırılması Siyasi ve fikir suçlularının serbest bırakılması Kürtlere siyasi hakların verilmesi Belediye ve özgür seçimler için düzenleme yapılması TÜRKMENLER: REJİMİN ADIMLARI OLUMLU AMA YETERSİZ Suriye Türkmen Topluluğu temsilcisi Tarık Cevizci, Suriye Türklerinin şiddete başvuranları kınadıklarını dile getirdi. Vatanı yıkmanın ihanet olduğunu belirten Cevizci, gösterilere güvenlik güçlerinin tutumunun yanlış olduğunu sözlerine ekledi. Cevizci, rejim tarafından alınan son adımların olumlu ancak yeterli olmadığını dile getirdi. SİİDE: SURİYE REJİMİ MEŞRUİYETİNİ KAYBETMEDİ Ortadoğu ve Afrika Araştırmaları Merkezinden Kürt araştırmacı Abdulbasık Siide “Suriye rejimi meşruiyetini kaybetmedi; zaten yoktu. Bu rejim askeri darbe ile yönetimi devraldı ve Baba Esad kendisi ile devrim yapanlara karşı devrim yaptı” dedi. Siide, “halk vatanında tam bir yabancılaşma içerisindedir” diyerek yöneticilerin kim olduğu noktasında halkın kafasında soru işaretleri olduğunu hatırlattı. “Suriye’de temel sorun baskı rejimidir, Suriye’de bir vatandaş havaalanına gittiğinde suçlu muamelesi görüyor,” diyen Siide, Baas ideolojisinin halktan tamamen koptuğunu sözlerine ekledi. Siide, Suriye ordusu içerisinde de mezhepsel bir sorun olduğunu hatırlattı ve rejimin güçlü kalabilmek için orduyu kullandığını sözlerine ekledi. Esad’a da seslenen Siide, “yönetemiyorum diyorsan görevi bırak” çağrısı yaptı. KİMLER KATILIYOR? Katılımcılar arasında Suriye İslam Alimleri Birliği Başkanı Şeyh Muhammed el Sabuni, Ahmet Ramazan, Müslüman Kardeşler Genel Sekreteri Muhammed Şıfki, Suriye İnsan Hakları Örgütü Başkanı Velid Saffur başta olmak üzere dünyanın birçok yerinden Suriyeli temsilciler katılıyor.
Suriyeli muhaliflerin İstanbul buluşmasında öğleden sonraki oturumda Suriyeli Kürtlerin temsilcileri isteklerini aktardı. Suriye'de günlerdir devam eden eylemler ve gelinen noktanın tartışıldığı konferansın öğleden sonraki ikinci bölümünde Suriyeli Kürtler söz aldı. Mücadelelerini anlatan Kürtler talaplerini de sıraladı. KÜRTLER TALEPLERİNİ SIRALADI İstanbul Grand Cevahir otelindeki konferansta konuşan Kürt liderlerden Rabban Ramazan, Suriye’nin farklı yerlerinde rejim karşıtı mücadele eden kardeşlerinin mücadelelerini desteklediklerini ve demokratik bir Suriye için mücadele ettiklerini söyledi. Rejimin ‘korkutma’ siyaseti uyguladığını ve muhalifleri bastırmak için komplo teorisi ürettiğini dile getiren Ramazan, “Suriye İçişleri Bakanlığı’nın el Muhaberat ile birlikte muhaliflere yönelik operasyon yapmasının durdurulmasını talep ediyoruz” ifadesini kullandı. Ramazan şunları söyledi: "Hapishanelerde binlerce insan suçsuz esir tutuluyor. Bugün de aynı siyaset uygulanıyor ve göstericiler öldürülüyor. Suriye’de hükümet rejimden bağımsız değildir. Halk yönetime katılmak istiyor; Kürtlere, Türkmenlere, Asurilere uygulanan ayrımcı politikaların sonlandırılmasını istiyor" Ramazan taleplerini ise şu şekilde sıraladı: “Talebimiz gösterilere izin verilmesidir, gösterilerde öldürülenler ‘şehit’ olarak kabul edilsin, askeri mahkemeler kaldırılsın, siyasi suçlarla ilgili dosyalar kapatılsın, grev, medya ve siyasi partilere izin verecek kanuni düzenlemeler yapılarak çok partili sisteme geçilsin, şu an yapılan tutuklamalar ile ilgili kamuoyu bilgilendirilsin, Anayasa’daki 8. madde ortadan kaldırılsın, böylece, Suriye devletinin Kürtler, Türkmenler ve Süryanilere farklı etnik ve dini ayrımcılığı da kalkacak. VAROL: REFORM YAPACAK GÜCÜN YOKSA GÖREVİ BIRAK Konferansta konuşan yazar Ahmer Varol ise Suriye’de adaletin uygulanması ve katillerin cezalandırılması gerektiğinin altını çizdi. Varol, “Yönetimden katillerin bulunmasını istiyoruz; ancak katillerin başında bizzat Beşar Esad’ın kardeşi bulunuyor. Esad kardeşine ceza verebilir mi" şeklinde konuştu. Varol gerçek anlamda reformun halkı ikna edecek şekilde yapılması gerektiğinin de altını çizdi. Suriye’nin Filistin siyasetine de dikkat çeken Varol, “Bu ülkenin, Filistin’e yardım ediyor diye halkına zulmetmesine izin veremeyiz,” ifadesini kullandı. Son olarak Varol bir takım menfaat hesaplarından dolayı Suriye yönetimi ile çıkar ilşkilerinin korunması gerektiğini savunan yaklaşımların kabul edilemez olduğunun altını çizdi ve Türkiye ile İran’ın politikasını yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini ekledi. MÜNİR: HAPİSANELERDE DOĞAN ÇOCUKLARIN SUÇU NE? Suriyeli bayan temsilci Azad Münir “Suriye rejimi kadın ve erkeklere zulüm açısından eşit davranıyor, Suriye’de kadına da erkeğe de aynı şekilde işkence ediliyor” dedi. Çocukların dahi işkencelere maruz kaldığını dile getiren Münir, yıllar geçmesine rağmen işkencelerin azalmadığının altını çizdi. Suriye’de kadınların büyük bedeller ödediğini dile getiren Münir; Suriye polisinin gözaltına almak istediği erkeği bulamadığı zaman hanımını esir aldığını ve rehine olarak kullandığını belirtti. Birçok çocuğun hapishanelerde, yine bir o kadarının da ülkelerinin dışında doğduğunu hatırlatan Münir; “bu zulmü bu insanlara neden çektirdiler, niçin 13 yaşındayken ben vatanıma özlemlerimi yazdım ve niçin yazdıklarımdan dolayı Suriye’deki akrabalarım sorgulandı” sorularını yöneltti. Sorulması gereken çok sorular olduğunu dile getiren Münir, “ben konuşurken masun insanlar tanklar ile bombalanıyor, biz hiçbir şey yapamıyoruz. Bu tahammül edilemez bir şey. Ben hürriyetimi istiyorum ve vatanıma girme izni istiyorum,” dedi. MECİT: ESAD MOĞOLLAR GİBİ SALDIRDI Mecit kabileleri şeyhi Abdulrahim Mecit, Suriye’de farklı kabilelerin taleplerine Esad rejimini cevap vermeye çağırdıklarını; ancak Beşar Esad’ın ve Baas Partisi’nin taleplerine kulak asmadıklarını dile getirdi. Esad’ın taleplere katliamlar yaparak cevap verdiğini dile getiren Mecit, “Humus’ta Baas güçleri Moğollar gibi saldırdılar” dedi. Suriye yönetiminin gösterilerde ölen insanların bedenlerini ailelerine vermemek için toplu mezarlara gömeceklerini açıklayan Mecit; rejimin alenen halkını katlettiğini belirtti. Türkiye’ye seslenen Mecit, Baas rejimi üzerine baskı yapılmasını ve katliamlara son verilmesini için adım atılmasını istedi. Son olarak Mecit, “Peygamberimizin Hira Mağarası’nda dediği gibi ‘ biz ikimiz değiliz; üçüncümüz Allah’” diyerek sözlerini sonlandırdı. ABDURRAHMAN: ÖZGÜR SEÇİMLER İSTİYORUZ Antakya’da mülteci olarak bulunan Suriye İnsan Hakları Örgütünden Abdulhaviz Abdurrahman, Suriye’deki rejimin Cuma gününden beri yüzlerce kişiyi öldürdüğünü hatırlatarak, Baas güçlerinin tam anlamıyla katliam gerçekleştirdiğini sözlerine ekledi. Suriye’de yaralıların sayısının bini geçtiğini ifade eden Abdurrahman, Suriye’de yolsuzlukların da devam ettiğini ifade etti. Abdurrahman taleplerini şöyle sıraladı: Suriye’de halkın taleplerine karşılık verilerek Baas tekelinin sonlandırılması Siyasi ve fikir suçlularının serbest bırakılması Kürtlere siyasi hakların verilmesi Belediye ve özgür seçimler için düzenleme yapılması TÜRKMENLER: REJİMİN ADIMLARI OLUMLU AMA YETERSİZ Suriye Türkmen Topluluğu temsilcisi Tarık Cevizci, Suriye Türklerinin şiddete başvuranları kınadıklarını dile getirdi. Vatanı yıkmanın ihanet olduğunu belirten Cevizci, gösterilere güvenlik güçlerinin tutumunun yanlış olduğunu sözlerine ekledi. Cevizci, rejim tarafından alınan son adımların olumlu ancak yeterli olmadığını dile getirdi. SİİDE: SURİYE REJİMİ MEŞRUİYETİNİ KAYBETMEDİ Ortadoğu ve Afrika Araştırmaları Merkezinden Kürt araştırmacı Abdulbasık Siide “Suriye rejimi meşruiyetini kaybetmedi; zaten yoktu. Bu rejim askeri darbe ile yönetimi devraldı ve Baba Esad kendisi ile devrim yapanlara karşı devrim yaptı” dedi. Siide, “halk vatanında tam bir yabancılaşma içerisindedir” diyerek yöneticilerin kim olduğu noktasında halkın kafasında soru işaretleri olduğunu hatırlattı. “Suriye’de temel sorun baskı rejimidir, Suriye’de bir vatandaş havaalanına gittiğinde suçlu muamelesi görüyor,” diyen Siide, Baas ideolojisinin halktan tamamen koptuğunu sözlerine ekledi. Siide, Suriye ordusu içerisinde de mezhepsel bir sorun olduğunu hatırlattı ve rejimin güçlü kalabilmek için orduyu kullandığını sözlerine ekledi. Esad’a da seslenen Siide, “yönetemiyorum diyorsan görevi bırak” çağrısı yaptı. KİMLER KATILIYOR? Katılımcılar arasında Suriye İslam Alimleri Birliği Başkanı Şeyh Muhammed el Sabuni, Ahmet Ramazan, Müslüman Kardeşler Genel Sekreteri Muhammed Şıfki, Suriye İnsan Hakları Örgütü Başkanı Velid Saffur başta olmak üzere dünyanın birçok yerinden Suriyeli temsilciler katılıyor.
Rakel Dink'ten, katil Samast'a çocuk muamelesine tepki
Hrant Dink cinayeti davasında mahkeme katil Ogün Samast’ın çocuk mahkemesinde yargılanmasına karar verdi. Dink’in eşi Rakel Dink öğlen duruşmaya ara verildiğinde yaptığı açıklamada “Adalet kanunlarla prangalara vurulmuş. Hakimler de bunu uyguluyor” diye tepki gösterdi.
Hrant Dink cinayeti davasında mahkeme katil Ogün Samast’ın çocuk mahkemesinde yargılanmasına karar verdi. Dink’in eşi Rakel Dink öğlen duruşmaya ara verildiğinde yaptığı açıklamada “Adalet kanunlarla prangalara vurulmuş. Hakimler de bunu uyguluyor” diye tepki gösterdi.
Arakan’da var olma mücadelesi
Ahmet Varol, Burma'da (Bugünkü adıyla Myanmar) var olma kavgası veren Arakan Müslümanlarının unutulmaya yüz tutan mücadelesini gündeme getirdi. Varol, "Arakan meselesi, geçmişte Burma ve Birmanya adını taşıyan Myanmar adlı ülkenin Müslüman topluma ait Arakan bölgesini hâkimiyet altında tutması sebebiyle Müslümanlara alt sınıf muamelesi yapmasından, aşırı derecede zulmetmesinden kaynaklanıyor." ifadesini kullanıyor.
Ahmet Varol, Burma'da (Bugünkü adıyla Myanmar) var olma kavgası veren Arakan Müslümanlarının unutulmaya yüz tutan mücadelesini gündeme getirdi. Varol, "Arakan meselesi, geçmişte Burma ve Birmanya adını taşıyan Myanmar adlı ülkenin Müslüman topluma ait Arakan bölgesini hâkimiyet altında tutması sebebiyle Müslümanlara alt sınıf muamelesi yapmasından, aşırı derecede zulmetmesinden kaynaklanıyor." ifadesini kullanıyor.
Profesör olmuş, fakat...
Türkiye'de inancı gereği taktıkları başörtüsünden dolayı birçok kadın zenci muamelesine tabi tutuluyor. Örtülü hanımlar hakaretlere ve aşağılanmalara maruz kalıyor. Yaşanan bu tür olayların son örneği ise İstanbul Üniversitesi (İÜ) Cerrahpaşa Hastanesi'nde meydana geldi. İÜ Türk Dili ve Edebiyat Bölümü Araştırma Görevlisi Yusuf Akçay'ın 6 aylık bebeği Hakan Yavuz Akçay, rahatsızlanarak havale geçirdi. Hakan bebeğin havale geçirmesi üzerine anne Sevda Akçay (24) bebeğini Cerrahpaşa Hastanesi Çocuk Acil bölümüne götürdü. Anne Akçay, hastanede Prof. Dr. Halit Çam tarafından olmadık hakaretlere maruz kaldı.
Türkiye'de inancı gereği taktıkları başörtüsünden dolayı birçok kadın zenci muamelesine tabi tutuluyor. Örtülü hanımlar hakaretlere ve aşağılanmalara maruz kalıyor. Yaşanan bu tür olayların son örneği ise İstanbul Üniversitesi (İÜ) Cerrahpaşa Hastanesi'nde meydana geldi. İÜ Türk Dili ve Edebiyat Bölümü Araştırma Görevlisi Yusuf Akçay'ın 6 aylık bebeği Hakan Yavuz Akçay, rahatsızlanarak havale geçirdi. Hakan bebeğin havale geçirmesi üzerine anne Sevda Akçay (24) bebeğini Cerrahpaşa Hastanesi Çocuk Acil bölümüne götürdü. Anne Akçay, hastanede Prof. Dr. Halit Çam tarafından olmadık hakaretlere maruz kaldı.
Hatim kampanyaları üzerine
Her şey bu kadar apaçık iken ve bu konuda bunca kitaplar yayınlanmış, yazılar yazılmış, Allah’ın ayetleri açıkça hatırlatılmışken hala Kur’an’ı ölülerin ruhuna okumak, ona sevap makinası muamelesi yapmak nasıl bir tutumdur?
Her şey bu kadar apaçık iken ve bu konuda bunca kitaplar yayınlanmış, yazılar yazılmış, Allah’ın ayetleri açıkça hatırlatılmışken hala Kur’an’ı ölülerin ruhuna okumak, ona sevap makinası muamelesi yapmak nasıl bir tutumdur?
Avrupa'nın başörtü cinneti!
Avrupa`da ikinci sınıf insan muamelesi gören müslümanlar çifte standartlara karşı çıksa da, sorun giderek derinleşiyor ve başörtüsü yasağı yaygınlaşıyor.
Avrupa`da ikinci sınıf insan muamelesi gören müslümanlar çifte standartlara karşı çıksa da, sorun giderek derinleşiyor ve başörtüsü yasağı yaygınlaşıyor.
MEB asıl ayrımcılıkları da giderecek mi?
Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu'nun "ayrımcılık" genelgesi hayata geçirilecek mi, yoksa "kağıt parçası" muamelesi mi görecek?
Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu'nun "ayrımcılık" genelgesi hayata geçirilecek mi, yoksa "kağıt parçası" muamelesi mi görecek?
Carter: İsrail, Gazze halkına hayvan muamelesi yapıyor
Gazze’yi ziyaret eden ABD eski başkanlarından Jimmy Carter, siyonist işgal devletinin Gazze halkına hayvan muamelesi yaptığını söyledi.
Gazze’yi ziyaret eden ABD eski başkanlarından Jimmy Carter, siyonist işgal devletinin Gazze halkına hayvan muamelesi yaptığını söyledi.
Makaleler
Hava Durumu