"yaratan" Arama Sonuçları
Âhir Zamanda Erdemli Olmak ve Erdemli Kalmak
Erdemlilik, bizi yaratan ve yaşatan Rabbimize nankör olmayı değil, O’na şükreden kullar olmayı gerektirir. Rabbine vefası olmayanın başka hiç kimseye gerçek anlamda vefasından söz edilemez. Ki vefalı olmak, erdemli olmanın çok mühim bir cüzüdür.
Erdemlilik, bizi yaratan ve yaşatan Rabbimize nankör olmayı değil, O’na şükreden kullar olmayı gerektirir. Rabbine vefası olmayanın başka hiç kimseye gerçek anlamda vefasından söz edilemez. Ki vefalı olmak, erdemli olmanın çok mühim bir cüzüdür.
İtalyan genç Andera Lazaro ile, hidâyet serüveni üzerine söyleşi
Müslüman olduktan sonra Ömer ismini alan Andera Lazaro, İtalyan bir faşistken yaptığı araştırma ve okumalar sonucu İslam’ın hakikat olduğuna iman etmiş. İyi bir kitap kurdu ve ilim aşığı olan İtalyan genç; “İslam bana niçin yaratıldığımı, hayatımdaki gayemin ne olması gerektiğini net bir şekilde açıklıyor. Yeryüzünde neler yapmalıyız ve nasıl yapmalıyız meselesinde de bana yol gösteriyor. Ölümden sonraki hayatla ilgili sorularıma da cevaplar veriyor. Bu sorulara verilen cevaplar Kierkegaard veya Nietzsche gibi yaratılmış insanların verdiği cevaplar değil. Bizzat yaratanın, herkesi ve her şeyi kuşatan Allah’ın verdiği cevaplar.” diyor. Fatih’teki Şekerci Han’da saatler süren sohbetimiz esnasında kendisinden İslam, Batı, Müslümanlar ve mühtedilerle ilgili önemli tespitler dinlediğimiz Ömer’le yaptığımız röportajı ilginize sunuyorum.
Müslüman olduktan sonra Ömer ismini alan Andera Lazaro, İtalyan bir faşistken yaptığı araştırma ve okumalar sonucu İslam’ın hakikat olduğuna iman etmiş. İyi bir kitap kurdu ve ilim aşığı olan İtalyan genç; “İslam bana niçin yaratıldığımı, hayatımdaki gayemin ne olması gerektiğini net bir şekilde açıklıyor. Yeryüzünde neler yapmalıyız ve nasıl yapmalıyız meselesinde de bana yol gösteriyor. Ölümden sonraki hayatla ilgili sorularıma da cevaplar veriyor. Bu sorulara verilen cevaplar Kierkegaard veya Nietzsche gibi yaratılmış insanların verdiği cevaplar değil. Bizzat yaratanın, herkesi ve her şeyi kuşatan Allah’ın verdiği cevaplar.” diyor. Fatih’teki Şekerci Han’da saatler süren sohbetimiz esnasında kendisinden İslam, Batı, Müslümanlar ve mühtedilerle ilgili önemli tespitler dinlediğimiz Ömer’le yaptığımız röportajı ilginize sunuyorum.
“ Ahde Vefâ’yı Anlamaya ve Yaşamaya Ne Kadar da Muhtacız” (VİDEO)
En büyük vefâkârlık, yaratanını tanımak, O’na şirk koşmadan kulluk görevlerini yapmak, verdiği nimetlerin kıymetini bilmektir. En büyük nankörlük de kulun, Rabbini inkâr etmesi, O’na şirk koşması, O’nun yüceliğini tanımamasıdır.
En büyük vefâkârlık, yaratanını tanımak, O’na şirk koşmadan kulluk görevlerini yapmak, verdiği nimetlerin kıymetini bilmektir. En büyük nankörlük de kulun, Rabbini inkâr etmesi, O’na şirk koşması, O’nun yüceliğini tanımamasıdır.
Vefalı olmak
En büyük vefakarlık, yaratanını tanımak, kulluk görevlerini yapmak O’nun verdiği nimetlerin kıymetini bilmektir, şükür etmektir. En büyük nankörlük de kulun, Rabini inkâr etmesi, şirk koşması, O’nun yüceliğini tanımamasıdır. Ahde vefa, kulun Allah'a, ümmetin peygamberine, dostun dostuna, aile fertlerinin birbirine sevgi ve sadakatidir.
En büyük vefakarlık, yaratanını tanımak, kulluk görevlerini yapmak O’nun verdiği nimetlerin kıymetini bilmektir, şükür etmektir. En büyük nankörlük de kulun, Rabini inkâr etmesi, şirk koşması, O’nun yüceliğini tanımamasıdır. Ahde vefa, kulun Allah'a, ümmetin peygamberine, dostun dostuna, aile fertlerinin birbirine sevgi ve sadakatidir.
Korona ile meçhule yolculuk
İnsanlık bir kez daha haddi aşmış, azgınlaşmış, kendi elleriyle taştan tahtadan yaptıkları putlara tapmaya başlamıştı. İnsanlar biz kez daha kendilerini bir damla meniden yaratan, kendilerine sayısız nimetler bahşeden rablerini unutmuş ve büyük bir çıkmazın içerisine girmişti...
İnsanlık bir kez daha haddi aşmış, azgınlaşmış, kendi elleriyle taştan tahtadan yaptıkları putlara tapmaya başlamıştı. İnsanlar biz kez daha kendilerini bir damla meniden yaratan, kendilerine sayısız nimetler bahşeden rablerini unutmuş ve büyük bir çıkmazın içerisine girmişti...
Değişen değer algıları
Şunu sormalıyız kendimize: “Niçin varız bu dünyada? Yapmamız gereken, bizden istenen nedir?” Bir amaç uğruna varız burada. Bu amaç; daha iyi, daha ahlaklı birey olmak konusunda yarışmak, ancak ulvî değerlere bağlı kalarak kalıcı değerler üretmenin mümkün olduğuna inanmak ve Yaratan’ın rızasına nâil olmak.
Şunu sormalıyız kendimize: “Niçin varız bu dünyada? Yapmamız gereken, bizden istenen nedir?” Bir amaç uğruna varız burada. Bu amaç; daha iyi, daha ahlaklı birey olmak konusunda yarışmak, ancak ulvî değerlere bağlı kalarak kalıcı değerler üretmenin mümkün olduğuna inanmak ve Yaratan’ın rızasına nâil olmak.
Hakikat, bilimden değil Kur'an ilminden öğrenilir
İnsân’ın gözlem’ine, tecribe’sine dayalı olarak ortaya konan Bilim; Kâinât’ın Keyfiyyet’i, İşleyiş’i ile ilgili bir şeyler söyleyebilir. Velākin Kâinât’ın ve İnsân’ın ne içün var olduğu, Kim tarafından var edildiği ile ilgili bir Şey söyleyemez. İşde bu Ḣusûs’da Söz Sâhibi; sâdece, Kâinât’ı - Her Şey’i Yaratan ALLÂH’dır!..
İnsân’ın gözlem’ine, tecribe’sine dayalı olarak ortaya konan Bilim; Kâinât’ın Keyfiyyet’i, İşleyiş’i ile ilgili bir şeyler söyleyebilir. Velākin Kâinât’ın ve İnsân’ın ne içün var olduğu, Kim tarafından var edildiği ile ilgili bir Şey söyleyemez. İşde bu Ḣusûs’da Söz Sâhibi; sâdece, Kâinât’ı - Her Şey’i Yaratan ALLÂH’dır!..
Yaratan'ın tercihiyle, yaratılmışın tercihi asla bir olmaz (VİDEO)
Mehmet Arslan - Yaratan'ın tercihiyle, yaratılmışın tercihi asla bir olmaz (VİDEO)
Mehmet Arslan - Yaratan'ın tercihiyle, yaratılmışın tercihi asla bir olmaz (VİDEO)
Harran Üniversitesi Rektörü: 'Erdoğan'a itaat farz, karşı çıkmak haramdır'
Harran Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ramazan Taşaltın katıldığı televizyon programında tartışma yaratan ifadeler kullandı. Taşaltın, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a itaat etmenin dinen farz, karşı çıkmanın ise haram olduğunu söyledi.
Harran Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ramazan Taşaltın katıldığı televizyon programında tartışma yaratan ifadeler kullandı. Taşaltın, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a itaat etmenin dinen farz, karşı çıkmanın ise haram olduğunu söyledi.
Yaratan'dan ötürü yaratılanı sevmeli miyiz?
İslam nazarında mutlak bir insan sevgisi yoktur. İnsanı sevmek şartlı, sınırlıdır. Allah nazarında müminin, Dine koşulsuz teslim olan müslimin bir değeri vardır. Mümin çok kıymetlidir, müslim çok kıymetlidir. Mümin ve müslim kişi takvalı, muhlis, munis, mutî, infak eden, hayrı öğütleyen gibi çok sayıda isim ve sıfatlarla tavsif edilir, bu isim ve sıfatların tazammun ettiği anlamlara göre yaşar ve Allah'ın rızasını kazanır ve Allah'ın vaat ettiği o sonsuz lütuflara liyakat kesbeder.
İslam nazarında mutlak bir insan sevgisi yoktur. İnsanı sevmek şartlı, sınırlıdır. Allah nazarında müminin, Dine koşulsuz teslim olan müslimin bir değeri vardır. Mümin çok kıymetlidir, müslim çok kıymetlidir. Mümin ve müslim kişi takvalı, muhlis, munis, mutî, infak eden, hayrı öğütleyen gibi çok sayıda isim ve sıfatlarla tavsif edilir, bu isim ve sıfatların tazammun ettiği anlamlara göre yaşar ve Allah'ın rızasını kazanır ve Allah'ın vaat ettiği o sonsuz lütuflara liyakat kesbeder.
Allah’ın kanunları ve Tevhid dini İslam
Evreni yaratan Allah insanı da (cc) yaratmış, insana da bir kanun bir kural ve bir kaide belirlemiştir. Hatta evrenden fazla olarak (Ahzab-72) dağların semavatın ve arzın yüklenmekten çekindikleri emanetlerden biri olan sorumluluk bilincini insana bahşetmiştir.
Evreni yaratan Allah insanı da (cc) yaratmış, insana da bir kanun bir kural ve bir kaide belirlemiştir. Hatta evrenden fazla olarak (Ahzab-72) dağların semavatın ve arzın yüklenmekten çekindikleri emanetlerden biri olan sorumluluk bilincini insana bahşetmiştir.
Şükür: Nimetlerin kadrini bilmek
Sayısız nimetin kendisine bahşedildiği insan, aldığı ve verdiği her nefeste, işittiği her seste, gördüğü her şeyde, tattığı her lezzette, dokunduğu her nesnede, kavradığı, idrak edebildiği her gerçekte bu kabiliyetleri kendisine veren Allah’ı anmalı, kendi âcizliğinin farkına varmalı ve kendisine hayat bahşettiği için Yüce Yaratan’a şükran duymalıdır. Unutmamalıdır ki, sadece kendisi değil melekler de dâhil olmak üzere yedi kat göklerde ve yerde bulunan bütün varlıklar hamd ile Allah’a karşı minnettarlıklarını dile getirmektedirler. Dolayısıyla hamdeden bir kul olmak kâinat bütününün anlamlı bir parçası olmak demektir.
Sayısız nimetin kendisine bahşedildiği insan, aldığı ve verdiği her nefeste, işittiği her seste, gördüğü her şeyde, tattığı her lezzette, dokunduğu her nesnede, kavradığı, idrak edebildiği her gerçekte bu kabiliyetleri kendisine veren Allah’ı anmalı, kendi âcizliğinin farkına varmalı ve kendisine hayat bahşettiği için Yüce Yaratan’a şükran duymalıdır. Unutmamalıdır ki, sadece kendisi değil melekler de dâhil olmak üzere yedi kat göklerde ve yerde bulunan bütün varlıklar hamd ile Allah’a karşı minnettarlıklarını dile getirmektedirler. Dolayısıyla hamdeden bir kul olmak kâinat bütününün anlamlı bir parçası olmak demektir.
Liberallerle muhafazakarlar arasında ahlaki fark yok
Sosyolog Fatma Barbarosoğlu’na göre, Türkiye çok yoğun bir değişimden geçiyor. Barbarosoğlu “Türkiye’de artık ahlaki değerler bakımından liberallerle muhafazakârlar arasında fark yok. Farkı yaratan, aylık gelirleri. Aylık geliri 5 bin doların üzerinde olanların kullandığı bir dil var, bunun muhafazakârı, sosyalisti, liberali olmuyor” diyor.
Sosyolog Fatma Barbarosoğlu’na göre, Türkiye çok yoğun bir değişimden geçiyor. Barbarosoğlu “Türkiye’de artık ahlaki değerler bakımından liberallerle muhafazakârlar arasında fark yok. Farkı yaratan, aylık gelirleri. Aylık geliri 5 bin doların üzerinde olanların kullandığı bir dil var, bunun muhafazakârı, sosyalisti, liberali olmuyor” diyor.
Çocuk eğitimi âdetlerle değil, ayetlerle olmalı
Hatice Kübra Tongar: Âdetlerimiz ayetlere ters mi, değil mi bilebilmek için, öncelikle ayetleri bilmemiz gerekiyor. Oysa bizler “bilim şunu dedi”, “o pedagog bunu önerdi” kabulüyle yol almaya çalışırız çoğu zaman. Hâlbuki bilim kendini yenileyen bir sistemdir. Yıllar içinde kabulleri, gerçekleri değişir. Bundan 10 yıl öncenin “muhakkak”ları, bugünün “belki”lerine ve yarının “yanlış”larına dönüşebilir. Bu bağlamda her anne-babanın kendine ulaşan bilgiyi test edebilecek bir zihin sistematiğine gelmesi gerekir. Bu da Kur’an-ı Kerim’dir. Zira Kur’an, kıyamete kadar özünü koruyabilecek, manaları değişmeyecek tek kaynaktır. Ayrıca basit bir aleti bile onu yapanın kılavuzuna bakarak kullanırken; insanı okumak için, onu yaratanın cümlelerine sığınmaktan daha doğal ne olabilir ki?
Hatice Kübra Tongar: Âdetlerimiz ayetlere ters mi, değil mi bilebilmek için, öncelikle ayetleri bilmemiz gerekiyor. Oysa bizler “bilim şunu dedi”, “o pedagog bunu önerdi” kabulüyle yol almaya çalışırız çoğu zaman. Hâlbuki bilim kendini yenileyen bir sistemdir. Yıllar içinde kabulleri, gerçekleri değişir. Bundan 10 yıl öncenin “muhakkak”ları, bugünün “belki”lerine ve yarının “yanlış”larına dönüşebilir. Bu bağlamda her anne-babanın kendine ulaşan bilgiyi test edebilecek bir zihin sistematiğine gelmesi gerekir. Bu da Kur’an-ı Kerim’dir. Zira Kur’an, kıyamete kadar özünü koruyabilecek, manaları değişmeyecek tek kaynaktır. Ayrıca basit bir aleti bile onu yapanın kılavuzuna bakarak kullanırken; insanı okumak için, onu yaratanın cümlelerine sığınmaktan daha doğal ne olabilir ki?
Beyaz Türk'ten sonra "Beyaz Müslüman"
İslam’ın araçsallaştırıldığı, “İslami rant” üzerinden pasta ve paylaşım kavgalarının yaşandığı, güç, iktidar, mevki, makam uğruna her türden İslami ve insani ilke ve değerlerin bizzat Müslümanların bir kısmı tarafından alaşağı edildiği, “Allah rızası” adı altında büyük emek, zaman ve zihin sömürülerinin yapıldığı, devletin bütünlüğü ya da toplumsal birlik tehlikeye düşecek travması adı altında kişi kültüne yol açan otoriterleşmenin savunulduğu ve devletin kutsallaştırıldığı bir siyasi iklim yaratan “beyaz Müslümanlık”, ikiyüzlü özel alan kamusal alan ayırımı yaratan Protestan etik çerçevesinde her geçen gün Müslümanların ahlaksızlaşmasına “hizmet” etmektedir ve duvara toslaması “an” meselesidir.
İslam’ın araçsallaştırıldığı, “İslami rant” üzerinden pasta ve paylaşım kavgalarının yaşandığı, güç, iktidar, mevki, makam uğruna her türden İslami ve insani ilke ve değerlerin bizzat Müslümanların bir kısmı tarafından alaşağı edildiği, “Allah rızası” adı altında büyük emek, zaman ve zihin sömürülerinin yapıldığı, devletin bütünlüğü ya da toplumsal birlik tehlikeye düşecek travması adı altında kişi kültüne yol açan otoriterleşmenin savunulduğu ve devletin kutsallaştırıldığı bir siyasi iklim yaratan “beyaz Müslümanlık”, ikiyüzlü özel alan kamusal alan ayırımı yaratan Protestan etik çerçevesinde her geçen gün Müslümanların ahlaksızlaşmasına “hizmet” etmektedir ve duvara toslaması “an” meselesidir.
İşte ABD gerçeği: Silikon vadisinde evsizler
Dünyanın en hızlı yeni zengin yaratan kümelenme bölgeleri arasında yer alan Silikon Vadisi'nde evsiz gerçeği ortaya çıktı.
Dünyanın en hızlı yeni zengin yaratan kümelenme bölgeleri arasında yer alan Silikon Vadisi'nde evsiz gerçeği ortaya çıktı.
Hüseyin Bülbül, "Kul hakkı" konusunu anlattı
Hüseyin Bülbül: Toplumumuzda şöyle bir kanaat vardır. Kul hakkı asla bağışlanmaz. Bu nedenle "bana kul hakkıyla gelmeyin” sözü, bir ayetmiş gibi Allah Teâlâ’ya isnat edilir. Hâlbuki Kur’an’da böyle bir ayet yoktur. İnsanların haklarından bahsedilir. Ama haksızlık yapanların asla affedilmeyeceğinden bahsedilmez. Çünkü kulu yaratan, yaşatan, hak ve hukukunu belirleyen, dünya ve ahirette görev ve sorumluluklarını bildiren, sonucundan sorumlu tutan, hak ve batılın ölçüsünü koyan, neyin daha önemli olduğunu belirleyen de Allah Teâlâ’dır. Konuya bu açıdan baktığımız zaman, herhangi bir kuralı ihlal eden kimse, her şeyden önce kuralı belirleyen Allah’ın hukukunu çiğnemiş olmaktadır. Bu nedenle ihlal edilen hak öncelikle Allah’ın hakkıdır.
Hüseyin Bülbül: Toplumumuzda şöyle bir kanaat vardır. Kul hakkı asla bağışlanmaz. Bu nedenle "bana kul hakkıyla gelmeyin” sözü, bir ayetmiş gibi Allah Teâlâ’ya isnat edilir. Hâlbuki Kur’an’da böyle bir ayet yoktur. İnsanların haklarından bahsedilir. Ama haksızlık yapanların asla affedilmeyeceğinden bahsedilmez. Çünkü kulu yaratan, yaşatan, hak ve hukukunu belirleyen, dünya ve ahirette görev ve sorumluluklarını bildiren, sonucundan sorumlu tutan, hak ve batılın ölçüsünü koyan, neyin daha önemli olduğunu belirleyen de Allah Teâlâ’dır. Konuya bu açıdan baktığımız zaman, herhangi bir kuralı ihlal eden kimse, her şeyden önce kuralı belirleyen Allah’ın hukukunu çiğnemiş olmaktadır. Bu nedenle ihlal edilen hak öncelikle Allah’ın hakkıdır.
BDP'li milletvekilinden "Bizi yaratan Öcalan" çıkışı
BDP Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan, Abdullah Öcalan için 'bizi yaratan' ifadesini kullandı.
BDP Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan, Abdullah Öcalan için 'bizi yaratan' ifadesini kullandı.
Demokrasinin ahireti var mı?
Sonsuzluğa inanan Müslüman, sonsuzluk adına hiçbir beyanı, görüşü olmayan bir araca nasıl binsin? Müslüman inancında Allah, her şeyi düzenleyendir. Dünyayı düzenleyen O, hayatı düzenleyen O, ölümü yaratan O, ahireti var eden O. O zaman yine sormak gerekiyor: “Demokrasinin ahiretle ilgili bir beyanı, bir görüşü; hatta bir kelimesi var mıdır?”
Sonsuzluğa inanan Müslüman, sonsuzluk adına hiçbir beyanı, görüşü olmayan bir araca nasıl binsin? Müslüman inancında Allah, her şeyi düzenleyendir. Dünyayı düzenleyen O, hayatı düzenleyen O, ölümü yaratan O, ahireti var eden O. O zaman yine sormak gerekiyor: “Demokrasinin ahiretle ilgili bir beyanı, bir görüşü; hatta bir kelimesi var mıdır?”
Makaleler
Hava Durumu