Bahçelievler Dayanışma Platformu, siyonist işgal rejiminin Aksa'ya yönelik saldırılarını protesto etti

Şirinevler Meydanı'nda bir araya gelen Bahçelievler Dayanışma Platformu üyesi bir grup Müslüman, siyonist işgal rejiminin Mescid-i Aksa'ya yönelik ihlallerini protesto etti. Siyonist işgalciler aleyhine sık sık sloganlar atılan basın açıklamasında "Kudüs İslam'ın Şehri, Mescid-i Aksa İlk Kıblemizdir", "Kudüs ve Mescid-i Aksa Direnişi Tüm Ümmetin Direnişidir" yazılı pankartları açan grup üyeleri, tekbirler eşliğinde bir süre yürüdü.

27-07-2017

Şirinevler Meydanı'nda bir araya gelen Bahçelievler Dayanışma Platformu üyesi bir grup, siyonist işgal rejiminin Mescid-i Aksa'ya yönelik ihlallerini protesto etti.

"Kudüs İslam’ın Şehri, Mescid-i Aksa İlk Kıblemizdir", "Kudüs ve Mescid-i Aksa Direnişi Tüm Ümmetin Direnişidir" yazılı pankart açan gruptakiler, işgal rejimi aleyhine sloganlar atarak, tekbirler eşliğinde bir süre yürüdü.

Basın Açıklamasını yöneten Beytul Makdis Öncüleri Derneği'nden Muhammed Gülnar, Kudüs ve Mescid-i Aksa'ya sahip çıkmanın İslami bir yükümlülük olduğu bilinciyle bu kitlesel basın açıklamasını düğzenlediklerini ifade etti.

Gülnar daha sonra ilk sözü Kur'an Nesli İlim Merkezi'nden Şükrü Hüseyinoğlu'na verdi. Hüseyinoğlu, Kudüs'ün bir İslam şehri ve Mescid-i Aksa'nın da Müslümanların ilk kıblesi olduğu gerçeğini hatırlatarak "Bugün siyonist işgal rejimi Kudüs'ü dünyaya başkenti olarak kabul ettirmeye çalışmaktadır. Oysa biz Tel Aviv'i başkenti kabul etmiyoruz ki Kudüs'ü kabul edelim. Zira siyonist işgal rejimi İngiliz emperyalizminin İslam coğrafyasının bağrına sapladığı ve bugün de Amerikan emperyalizminin koruyup kolladığı bir işgal hançeridir. Hiçbir meşruiyeti yoktur ve inşallah yok olup gitmeye mahkumdur. Yalnız Kudüs değil, Hayfa da, Tel Aviv de, Hafa da Müslümanlarındır" şeklinde konuştu.

Konuşmacı, Müslümanlar olarak Kudüs ve Mescid-i Aksa'yı canları pahasına savunan Filistinli kardeşlerimize sahip çıkma borcumuz olduğunu dile getirdi.

Ardından grup adına Türkçe ve Arapça basın açıklaması okundu. Basın açıklamasını okuyan Beytul Makdis Öncüleri Derneği'nden Muharrem Güneş, siyonist işgal rejiminin, Kudüs ve Mescid-i Aksa'ya yönelik kirli emel ve planlarını uygulamak için fırsat kolladığını son gelişmelerle bir kere daha gösterdiğini ifade ederek, Kudüs'ü bir İslam şehri olmaktan çıkararak işgalini kalıcı hale getirmek, Mescid-i Haram ve Mescid-i Nebi'yle birlikte yeryüzündeki üç ana mescitten biri olan Mescid-i Aksa’yı önce bölmek, ardından da yıkarak ortadan kaldırmak istediğini ifade etti.

Güneş, bu amaç ve planları doğrultusunda işgal rejiminin Mescid-i Aksa'yı sürekli abluka altında tuttuğunu ifade ederek, şunları kaydetti:

"Mescidimizi fırsat buldukça işgalci askerlerin postallarıyla çiğneme alçaklığında bulunmakta, son haftalarda saldırganlığını daha da artırarak Mescid-i Aksa'da tam anlamıyla terör estirmeyi sürdürmektedir. Kudüs ve Mescid-i Aksa'ya yönelik nihai emelleri için nabız yoklayan işgal rejimi, önce 3 Müslüman genci Harem-i Şerif içinde şehit etmiş ve ardından kapılarına metal dedektörler yerleştirip Harem-i Şerif'e girişleri engellemiştir."

İşgal rejiminin, bu girişimlerine karşı kararlı bir direniş gösteren Kudüslü Müslümanlara yönelik, büyük bir terör estirdiğini savunan Güneş, dedektörleri protesto ederek Mescid-i Aksa'ya girmeyip namazını dışarıda ikame eden Müslümanlara saldırılar düzenlediğini, en son geçtiğimiz Cuma günü yaptığı saldırılarda yine 3 Müslüman genci şehit ettiğini ve yüzlercesini yaraladığını hatırlattı.

Açıklamada ayrıca şu ifadelere yer verildi:

"Kudüs halkının yanı sıra onlara destek veren Gazze ve Batı Şerialı Filistinlilerin kararlı direnişleri ve İslam dünyasının her yerinde gerçekleşen protesto gösterileri sonucu metal dedektörleri kaldırma kararı alan siyonist işgal rejimi, direniş karşısında geri adım atmak zorunda kalmış olsa da bu planlarını fırsat buldukça yeniden deneyeceği açıktır. Nitekim dedektörlerin kaldırmasının ardından bu kez de Mescid-i Aksa'nın giriş kapılarına onlarca kamera yerleştirmiş, bu durum karşısında Kudüs Müftülüğü Müslümanlara çağrı yaparak direnişin sürdürülmesini istemiştir.

Kudüs ve Mescid-i Aksa bizim için herhangi bir şehir veya herhangi bir mescit değildir. Kudüs, hemen tüm peygamberlerin yolunun kesiştiği, tarih boyunca Mekke ile birlikte tevhit mücadelesinin, İslam davasının merkezi olmuş bir şehirdir. Bu İslam topraklarını, işgalci siyonist yönetiminin vesayet ve ablukasına bırakamayız. Siyonist işgal rejimi nihai hedef olarak Kudüs'ü başkenti ilan ederek işgalini daha da genişletmeye ve kalıcı hale getirmeye çalışmaktadır. Filistinli kardeşlerimiz, canları pahasına ortaya koydukları direnişle tüm ümmet adına, işgalci siyonistlerin Kudüs ve Mescid-i Aksa'ya yönelik işgaline son vermeye çalışmaktadırlar. Bize düşen kardeşlerimizin bu direnişine sahip çıkmak ve Kudüs davasını gündemde tutmaktır."

Son olarak yazar Ramazan Kayan bir konuşma yaptı. Kayan, Kudüs'ü dert edinmeyenlerin dünyada da Ahirette de bunun utancını yaşayacaklarını kaydederek, "Bizler, ben develerimi savunurum Kabe'yi onun sahibi olan Allah savunur diyen Abdulmuttalib gibi olamayız. Kudüs davası bizim omuzlarımızdadır. Kudüs her Müslüman için öncelikli bir meseledir. Kudüs bize Peygamberlerin emanetidir" şeklinde konuştu ve İslam dünyasına musallat olan işbirlikçi rejimlerin varlığının siyonist işgal rejimine hizmet ettiğini dile getirdi. Ramazan Kayan, konuşmasını duayla bitirdi.

Açıklamanın ardından bir süre siyonist işgal rejimi ve hamisi ABD alayhine sloganlar atan grup, Kudüs ve Mescid-i Aksa konulu bilinçlendirme amaçlı bir de el ilanı dağıttı.

(İslam ve Hayat / AA / İlKHA)