Basiret Dergisi mart sayısında bölgedeki halk isyanlarını yorumluyor ve soruyor: Yaşananlar, tek adamlıktan çoğunluğun tahakkümüne geçiş mi?
 
Soruşturma kapsamında sorulan sorulara Şükrü Hüseyinoğlu, Turan Kışlakçı, Hüseyin Alan ve Faruk Köse’nin cevaplar vermeye çalıştığı dergide ayrıca konu ile ilgili olarak Ahmed Kalkan ve Murat Özer’in de birer makalesi bulunuyor.
 
Ulus devletlere geçişle itibaren sömürülen bölgelerde oluşan İslami hareketlerin analiz edildiği bir çalışma da Hamza Er’in kaleminden okuyucuya sunulmuş…
 
Amerika’nın Irak’ı işgalinin 8. yılında yaşanan zulümleri deşifre eden bir makalenin tercüme edildiği dergide ayrıca önemli ilmi çalışmalara yer verilmekte.
 
Basiret Dergisi Mart Sayısında Yer Alan Yazılar:

Hüseyin ALAN ………………..Daha İyisini İstemek ve Arap Ayaklanması

Şükrü HÜSEYİNOĞLU …........Bölgedeki gelişmeler: İslam’sız “Lâ” ne getirir?

Turan KIŞLAKÇI ……………. İhtilallilerle Ne Kadar Değişim?

Faruk KÖSE ………………….. İslam Coğrafyasında Yeni Talan Dönemi

Murat ÖZER …………………..Türkiye Islam Dünyasına Model Olabilir mi?

Ahmed KALKAN ……………..Bin Ali, İn Ali, Cin Ali; Ortadoğu’daki Gelişmeleri...

Sabiha Ateş ALPAT ……..… . “İKRA” ile Eğitim

Ali ÖNER…………………….  Kâğıttan Kaplan ya da Helvadan Put Bağlamında

Cundullah AVCI ……………...Üniversite ve Müslüman Genç

Alaaddin PALEVİ ……………Abdestli Şirke Doğru

Ahmed KALKAN ……………Allah ve Rasûlü için “Aşk” ve “Sevgili” Tâbiri...

Süleyman GÜLEK …….……..Gençlik ve Aile

Mehmet YEREM ………….…Aç-Kapat Göçük Tıkat

Hakan TAŞYÜREK …............İtaat

Burhan PERK …………….…İhlas Suresi

Sara ALİ ………………….…Amerikan Ordusu ve Tecavüz Kültürü

Hamza ER ……………..……Yakın Dönem Cihadi Oluşumlar (I)
 
DERGİNİN BAŞYAZISI:

Tüm Dönemlerde Değişmez Çağrımız:

“Umut Ve Kurtuluş Sadece İslam’da”
 
Dünya yeni bir döneme girmek üzere… Kapalı, diktatör, baskıcı, ülkeler yeniden dizayn edilerek, çağın şeffaf, açık işleyişine ayak uyduracak bir hale sokulmaya çalışılıyor. Bu proje uzun bir süreden beri gündemde olmakla birlikte toplumların muhalefeti ve isyanı fitili erken ateşledi. Tunus’la başlayan, Mısır’la devam eden halk hareketleri Libya’yı, Bahreyn’i, Ürdün’ü ve tüm bölgeyi etkileyecek gibi görülüyor.
 
Bu isyanlarda, halkın diktatörlere “yeter” feryadını, canı ve malı da dahil ödemeyi göze aldıkları bedelleri görmezden gelerek yaşananları tamamen bir kurgu gibi okumak, halkların tercihine ve iradesine hakaret etmek anlamı taşıyacaktır. Yarım asrı aşkın süredir düşüncenin, fikrin, örgütlenmenin, talep etmenin bastırıldığı ve engellendiği, ülke kaynaklarının emperyalistler, diktatör liderler ve ailelerince talan edildiği, bu sebeple halkın yoksulluk sınırında yaşamaya çalıştığı bu ülkelerde isyan kaçınılmaz bir olgudur.
 
Ancak, bu gelişmeleri kendi emperyal hesapları istikametinde kullanmayı planlayanların olacağı ve İslami düşüncenin söz sahibi olmaması için yönlendirmeler yapacağı da aşikârdır. Bu sebeple, isyanlar zulüm saltanatlarının devrilmesi açısından önemli görülse de Müslümanlar olarak mücadelenin nihai sonuca ulaştığı anlamı taşımamalıdır. Şimdi, diktatör toplumların yerine inşa edilecek Liberal-Demokrat bir sistemin batıllığı da açıkça konuşulabilmeli, insanlar vahyin rehberliğine davet edilmeli, bir İslam toplumuna –devletine- ulaşılabilme adına çalışmalar hızlanarak devam ettirilmelidir. Her türlü kavmiyetçi, Ulus devlet dayatmalarına karşı duran, kapitalist ve sosyalist ekonomik projelere rest çeken, zorba ve Liberal hayat yorumlarını mahkûm eden İslami hareketlerin umut olarak görüldüğü, cazibe merkezi olduğu bir çalışma sürecine girmemiz gerekiyor. Evet, Müslümanlar artık vitesi büyültmeli, oluşan ortamın genişlettiği hareket alanlarını çokça çalışarak değerlendirebilmelidir.
 
Bu sayımızda Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde yaşanan bu gelişmeleri soruşturma kapsamında değerlendirdik. Zaman geçtikçe daha isabetli ve net tahlillerin yapılabileceği açık olan bu coğrafyaya ilişkin zihnimizde kapılar aralamayı ümit ediyoruz.
 
Ayrıca bölgede yaşanan tarihi süreci anlatan, İslami muhalefetin gelişim sürecini değerlendiren bir çalışmayı da “Yakın Dönem Cihad Hareketleri” adı atında yayınlamaya bu sayımızda başladık.
 
Bu yılla birlikte Amerika’nın Irak işgalinde 8 yıl geride kaldı. Gündemden düşürülen, unutulan, hiç yaşanmamış gibi hareket edilen bu zulmün boyutlarını hatırlatan bir makaleyi de tercüme ederek sizlerin değerlendirmesine sunuyoruz.
 
Değerli dostlar, önümüzdeki ay içerisinde gerçekleştireceğimiz açılışla dergi ofisimiz aktif çalışmalarına başlayacaktır. Yazarlarımızın her cumartesi sizlerle hasbihal edebilmek için iştirak edeceği ofisimizde, dertleşebilme ve istişarelerde bulunabilmenin imkanlarını oluşturmaya çalışacağız. Bu sebeple, tanışabilme ve karşılıklı istifade edebilme açısından tüm “Basiret” dostlarıyla görüşebilmeyi ümit ediyoruz.

Allah’a emanet olun.