TBMM Genel Kurulu'nda milletvekillerinin sözlü sorularına, Hükümet adına yanıt veren Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın, anayasa ve yasalar çerçevesinde toplumu din konusunda aydınlatma görevini yaptığını vurgulayarak, ''Bu görevini yaparken de anayasa ve kanunlara uygun hareket ediyor'' dedi.

Laik rejimin din'i kontrol altına almak, devletin dinle ilgisiz olmadığını da gösterebilmek adına kurduğu diyanet teşkilatıyla kontrol ettiği, mevcut düzenin prensiplerine, işleyişine zarar vermeyen, bu uğurda tahrifat yapabilmeyi de göze alan, Allah'ın razı olduğu dine karşılık statükonun dinini icat eden bu kurumun Kur'an'ın doğru anlaşılması, açık anlamı ve mesajı ile ilgili bir endişe taşımayan, topluma devletin dinletmek istediği kadarıyla konuşmalar yapan imamların, Cami kürsülerinden trafik haftası, çiçek, böcek edebiyatı yapan, laik, kemalist sistemin kurucu önderlerini ulu önder olarak tanıtıp rahmet dualar ettiren, hilafetin, şer-i hukukun kaldırılıp laik sistemin kuruluşunun yıldönümlerini bayram olarak lanse edip halka anlatan kurulu oyuncak pozisyonundaki bu kurum ve din adamlarının yaklaşımları ile uygulamaları anayasaya uygun olmayıp farklı yönlerde hareket etmesi abesle iştigal teşkil edecektir.

Diyanet İşleri Başkanlığı'nın kuruluşundaki asıl maksat, laik rejimin politikalarını korumak ve tüm faaliyetlerini kolaylıkla hayata geçirebilmektir. Diyanet'in asıl rolünün ise, camileri kullanıp halkı kontrol altında tutmak ve laik rejimin varlığını korumak olduğunu görmekteyiz. 

Anayasanın 136. maddesi bunu açıkça ortaya koymaktadır. Türkiye anayasasının 136. Maddesinde şu ifadeler yer almaktadır: "Genel idare içinde yer alan Diyanet İşleri Başkanlığı, laiklik ilkesi doğrultusunda, bütün siyasî görüş ve düşünüşlerin dışında kalarak ve milletçe dayanışmayı ve bütünleşmeyi amaç edinerek, özel kanununda gösterilen görevleri yerine getirir."

(Kaynak: Kure Medya)