Mahmut Güleç / İslamveHayat

Bazen bir fotoğraf her şeyi anlatmaya yeter. O fotoğrafa baktıktan sonra artık hiçbir söze ve kelimeye ihtiyaç yoktur. Bazense sözlerin ve kelimelerin anlatamadığı birçok ifadeyi bir fotoğraf anlatır.

İşte! Yandaki fotoğraf bunu anlatıyor.

Fotoğraftaki olay kısaca şöyle gerçekleşiyor; Manisa 1. Piyade Er Eğitim tugayında geçen gün düzenlenen yemin töreninde sırf başörtülü oldukları için asker yakınları tören alanına alınmıyor. Bu konuyla ilgili olarak başka bir ayrıntı ise eğer başörtülü olan birisi 40 yaşından büyükse tören alanına alınıyor 40 yaşından büyük değilse alınmıyor. Böyle garip bir durum var. Bu durum bana işgal devleti İsrail’in 40 yaşın altındaki Filistinlileri Mescid-i Aksa'ya almama olayını aklıma getirdi. Vakit gazetesi de bu olaya değinmiş.

Konuya dönüyorum tekrar. Ne demek 40 yaş diyorum düşünüyorum ne demek istiyorlar, siz eğer başörtüsü takacaksanız 40 yaşından büyük olmanız gerekiyor küçükseniz takamazsınız mı demek istiyorlar bir türlü anlamıyorum.

O tellerin arkasında bekleyenler bir anne, bir abla, bir kardeş, bir aile yakını… Yaklaşık bir aydır askere giden çocuğunu görmediler. Bu zamana kadar belki de hiç yanlarından ayırmamışlardı, hiç bu kadar çocuklarından uzak kalmamışlardı. El bebek gül bebek 20 yaşına kadar büyüttüler çocuklarını ve şimdi onları bir kez görmek, izlemek, özlem gidermek, vuslata kavuşmak istiyorlardı ama engel vardı. Onlara engel olan tellerdi. Sırf başörtülü oldukları için bunlar başlarına gelmişti. Sırf inançaları gereği örtündükleri için bunlar başlarına gelmişti. Sırf "Ben Müslüman’ım, Allah üzerime farz kıldığı için başımı kapatıyorum, siz dediniz diye başımı açmıyorum" dedikleri için bu muameleyi görmüşlerdi.

Ve fotoğrafa bakıyorum bu yazıyı yazarken… Bir çift göz hayal ediyorum, bu gözlerde çaresizliği görüyorum, özlemi, vuslatı, acıyı, umutsuzluğu, güç yetirememeyi görüyorum.

Hâlâ bakıyorum fotoğrafa; dışarı çıkmak istiyorum, sesim kısılana kadar bağırmak istiyorum, bu adaletsizliğe karşı haykırmak istiyorum, meydanlarda göklere savurduğum yumruklar kadar bir daha atmak istiyorum… Hak için, adalet için… Başka da bir şey söylemiyorum şimdilik...